Maç tekrarlanır

ALİ Aydın dün gece Victoria'ya birisi 41, diğeri 86'da olmak üzere iki sarı kart gösterdi. Gösterdiği ikinci sarı kart, bir numaralı yardımcının hemen yanındaydı. Hatta, yapılan faulü, yani Victoria'nın Fatih'e yaptığı faulü, 1 numaralı yardımcı hakem Erhan Sönmez bayrağı ile Ali Aydın'a gösterdi. Ali Aydın, Fatih, Victoria'ya çalım atıp onu ekarte ettikten sonra Victoria tarafından arkadan çekildi. Bu çok net sarı kartlık bir hareketti ve televizyon görüntülerine göre Ali Aydın da kartını çıkardı.

Aynı Victoria, ilk yarıda Serhat'ı buna benzer bir pozisyonda formasından çekerek durdurmuştu. Hatta birinci sarı kartta biz, tribünde, ‘‘Ali Aydın niye avantaj kuralını uygulamadı? Niye oyun durduğu anda Victroia'ya sarı kart göstermedi?’’ diye sitem etmiştik. Hatta ve hatta ‘‘Ali Aydın kalitesindeki bir hakemin böyle bir avantajı kesmeye hakkı yok’’ demiştim.

Yardımcılar da uyudu

İkinci sarı kartı gösterdiği an ve daha sonrasında, Rebrov topu oyuna sokana kadar en az 30 saniye vakit geçti. Hatta Fatih vuruşu yapacakken, Rebrov geldi, ‘‘ben atacağım’’ dedi. Bunu niye söylüyorum? Bir numaralı yardımcı hakem, iki numaralı yardımcı ve dördüncü hakem, bu arada Ali Aydın'ı ikaz edebilir, ona yardım edebilirlerdi. Ama Ali ile beraber onlar da uyudular, akıntıya gittiler. Bu olay çok net bir biçimde oyun kuralı ihlalidir. Yani kara kaplı kitaba göre maçın tekrarı gerekir. Amaaa!...

Kılıfına uydurdular

Türkiye'de bu iki sarı kartla çok devam eden oyuncu oldu. Kimisine ‘‘hakem hatası’’ dediler, es geçtiler. Olayın üstünü kapattılar. Kimisini de iki ayrı oyuncuya yazdırdılar. Gene üstünü kapattılar. İyi hatırlıyorum; hakemliğimin başlangıç yıllarıydı. Ankara'da oynanan bir Cumhurbaşkanlığı Kupası maçını hakem Sadık Deda yönetiyordu. Yanlış hatırlamıyorsam; dün akşamki gibi İsmail ikinci sarı kartı gördü. Ve oyuna devam etti. Ama o zamanki komite üyeleri, maçtan sonra süratle Sadık Deda'nın soyunma odasına girerek sarı kartlardan birini yine sarışınlığı yüzünden İsmail'e benzeyen Semih'e yazdılar ve olayı kurtardılar. O zaman ‘‘Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı’’ diye de kimse olayın üstüne fazlaca gitmedi. Buradaki olay çok net. Ne hakem hatası, ne de sarı kartı bir başkasına yükleyebilirsiniz.

Hakem hatası nedir?

‘‘Hakem hatası ne demektir?’’ derseniz... Yardımcı hakem, ofsayt olmayan poziyona ofsayt kaldırır. Hakem faul olmayan pozisyona faul verir veya penaltıdır vermez. Çünkü bu, ona göredir. Bu hakem hatası olabilir. Ama, dünkü olayın hakem hatası olma şansı yoktu. Sakın, olayı bu kılıfa sokmaya kalkmayın, kılıfı parçalarsınız, içinden çıkan size de batar.

Şimdi gelelim sadede. Burada iki tane çok önemli adam var. Belki de filmin baş aktörleri olacaklar. Birisi Ahmet Akçay, birisi Mekki Keskin. Yani maçın gözlemcileri, yani bu maçı Merkez Hakem Komitesi adına izleyen dört tane göz. Bu gözler nasıl görecek? O beyinler nasıl değerlendirecek?

İcazet mi alacaklar?

Yoksa bir yerlerden icazet mi alacaklar? Yıllardır bunun kötü örneklerini çok yaşadığım ve gördüğüm için, her türlü riski size yazmaya mecburum. Aslında Ali Aydın çok düzgün bir hakem. Ben, onun yerinde olsam, çıkarım, ‘‘Evet kardeşim, Victoria'ya iki sarı kart gösterdim, oyuna devam ettirdim. Bir hata yaptım. Belki de Victoria gol atsaydı haliyle onu da verecektim. Herkesten özür diliyorum. Bir daha da olmayacağını temenni ediyorum’’ derdim ve işi bitirirdim. Nitekim, Aydın da kendisine yakışan açıklamayı yaptı.

Koray'a ceza verilmeli

Rizesporlu Koray çıkmış, ‘‘sarı kartı ben gördüm’’ demiş. Hani futbolculuk centilmenlikti? Hani sporculuk centilmenlikti? Eğer Futbol Federasyonu, doğru kararı verirse -ki vermesi gerekir- bu karardan sonra, Koray'ı açıklamalarından dolayı, ceza heyetine göndermeleri gerekir. Zaten bu olaydan doğru karar çıkmazsa, Türk milleti, federasyonu tümüyle kendi ceza heyetine gönderecektir.