Güncelleme Tarihi:
22 Haziran 2013 tarihindeki “Aziz Yıldırım’ın yenilenmesi şart” başlıklı yazımda yeni liderlik modelinden bahsetmiştim.
Bunun için, Aziz Yıldırım’ın üslubunu değiştirmesi, belagat düzeyinde ama önce kendisiyle kavgasında ateşkese gitmesi gerek..
Aziz Yıldırım’ın kişiliği buna uygun mu?
1998-2008 yılları arasındaki on yıllık sürecini akademik çalışmaların ışığında araştırmış ve kitap haline getirerek Fenerbahçe ve başkanının yaşanan tarihine katkı yapmaya çalışmış bir kişi olarak bu soruya“Evet” diyebilirim.
Bir kişinin yaşamına odaklandığınızda, öyle an gelir ki onun düşüncesinin daha o düşünmeden farkına varırsınız..
Aziz Yıldırım, kulüp yönetme hayatının bu güne kadarki kısmında -kenetlenme ve kendisine bir lider olarak sahip çıkılması konusunda- istediğini elde etti. Başarıları, ligimiz seviyesinde normal kaldı ancak varlıklar açısından ise üst düzey oldu.
Ama artık başkan olduğu günden bu güne tam onaltı yıl geçmiştir. O günün yönetme anlayışı bugün için eskidir ve hatta zarar verir niteliktedir…
İtibar kaybettirir durumdadır.
Güncel olarak, Ersun Yanal ile ilgili yaptığı basın toplantısı son derece acemice ve kişisel egolarını ortaya koyan başarısız bir toplantıdır.
Bugüne kadar Fenerbahçe’nin kurumsallaştığı ve kendilerinin gerçekleştirdiği söylemiyle çelişkilidir.
“Kulüpte harcanan kağıda kadar ilgileniyorum ‘ diyerek, aslında sistemin kurumsal olmadığını bizlere anlatıyor.
Kurumsal bir yapı sistemdir ve o sistem içinde her şey kendiliğinden yürür.
…..
Artık yenilenme, değişimi başlatma zamanıdır ve bunu da en iyi yine Aziz Yıldırım’ın kendisi yapacaktır.
Yeniliği ve gelişmeyi seven kişiliğini, kişisel ve yönetsel iletişiminde de ortaya koymalıdır.
Bugün, kamuoyu vicdanında aklanmış kabul edilmektedir ve yeni bir dönem başlamıştır. Bunu görmesi kendisinden çok bizlere, taraftara ve sporseverlere iyi gelecektir.
Aziz Yıldırım, yönetme yorgunu olarak karşımızda durmaktadır.
Sporda bir huzur dönemi açılacaksa, bu konuda ilk görev kendisine düşmektedir.
Ve bu huzur ilk önce “kendi içinde”, sonra yönettiği kulüple başlamalıdır. Arkası da gelecektir.
Bunun için özellikle kendini en çok eleştirenlerle yuvarlak masada bir araya gelmelidir.
Hiç kuşkum yok bu yazı kendisine iyi gelecektir ve zihni, kulübünün ve kendisinin itibar yönetimi için uygun adımları planlayacaktır.
Her zaman hepimizin bir muhasebeye ihtiyacı vardır…