Güncelleme Tarihi:
Londra’da Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Zuhal Olcay, huzurlu olduğunu eşi, kızı
ve köpeğiyle birlikte çok mutlu yaşadığını söyledi..
Zuhal Olcay 'Türkiye'de, herkes Londra'ya gidiyor gibi bir kanı var. Bakın Sibel Can da buraya geldi' diye söze başlayıp, 'Ama, Haluk'la bizim Queensgate'de bir evimiz var. Haluk, zaten yıllarca Londra'da yaşadı. Ben de öğrencilik yıllarımda burada 1 yıl kaldım. Evlendikten sonra da Londra bizim ikinci evimiz gibi oldu' diye devam etti...
H: Siz tiyatro kökenli bir sanatçısınız. Tiyatronun en çok hangi saatini seviyorsunuz?
Olcay: Tiyatronun boş olduğu saat benim için en güzel saattir. Hele bir oyunun ardından perde kapanır da, tüm izleyiciler salonu terkeder ya.. Biraz önceki oyundan kelimeler uçuşur. Sahnenin perdelerine sıkışır. Biraz önce alkıştan inleyen salon, izleyicilerin geride bıraktığı elektrikle adeta bütünleşir. Ben bu kokuyu koklar, içime sindiririm. Bu koku sanatçıya yaşama sevinci verir.
H:Uluslararası platforma açılmayı düşündünüz mü?
Olcay: 1976 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı'ndan mezun olduktan sonra, bir yıllığına Londra'ya gittim. Hem tiyatro kursuna devam edecektim, hem de lisan kursuna. Ancak, 9 ay dayanabildim ve Türkiye'ye geri döndüm. Ben her zaman cesur ruhlu olduğuma inandım. Daha 23 yaşında, evli bir çocuk annesi bir kadınken, herşeyi bir yana atıp, sinemaya geçtim. 30 yaşlarındayken, Haluk hayatıma girdi. Ve yaptığım çalışmaların meyvelerini almaya başladım. Hayatımın bundan sonraki devresinde ikinci bir riske atılmak istemem. Yine de aklıbaşında, ilgimi çekecek önerilere açığım.
H: Biraz da aşk üzerine konuşalım. Sizce aşk ne renk?
Olcay: Vallahi, bence aşkın belli bir rengi yok. Aşkın renkleri var. Ve şurası kesinki, aşkın rengi gittikçi soluyor. Zaman geçtikçe şunu anlıyorsunuz: Bir insanla birlikte olup, mutlu yaşamak çok daha önemli. Ayrıca insan zaman içinde farklı kişilere de aşık olabilir. Herşeye hazırlıklı olup, her duyguyu gereği gibi yaşamak gerekiyor.
H: Eşiniz Haluk Bey'e hala aşık mısınız? Evliliğe inanıyor musunuz?
Olcay: Haluk'la 1970'lerde konservatuvarda öğrenciyken tanıştık. O zamanlar, birbirimizi sevgili olarak görmedik. Hatta 1977 yılında, ben o zamanki eşimle Ankara'da otururken, Haluk da İngiliz sevgilisi Juliette'yle bize geldi ve birkaç gün Ankara'da kaldılar. Sadece belki, 'böyle bir adamla birlikte olsaydım' diye aklımdan geçirmiş olabilirim. Ama ilişkimizin başlaması 1987 yılında 'Gecenin Öteki Yüzü' filminin çekimleri sırasında oldu. Sonra da evlendik. Şu anda benim için en güzel şey, evime geldiğimde yaşadığım huzur. Oturma odamda kocam, kızım ve köpeğim. Çok güzel bir ilişki yaşıyorum.