Murat TOSUN mtosun@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 2007 00:00
Dünya Ralli Şampiyonası’nın en zorlu yarışlarından biri olan İsveç Rallisi’ni Ford Focus WRC’si ile Marcus Gronholm kazandı. Citroen C4 WRC ile buz üzerine ilk kez çıkan Sebastien Loeb, zorlansa bile İsveç Rallisi’ni ikinci sırada tamamladı. Bu yarıştan tam bir hafta sonra ise takvimin yeni yarışı Norveç Rallisi yine buz üzerinde gerçekleştirildi.
Loeb’ün şansı bu kez yaver gitmedi ve Fransız pilot yarışı puansız kapadı. Geçtiğimiz sezon sakat olduğu yarışlar dışında ilk iki sıranın dışına hiç çıkmayan ve bu sezonun ilk iki yarışında da bu geleneği devam ettiren Loeb, böylelikle en kötü yarışını Norveç’te çıkarmış oldu. Fransız pilot Norveç Rallisi’nin ardından 30 yarış sonra liderlik koltuğundan da oldu.
Son üç yılın Dünya Şampiyonu olan ve Dünya Ralli Şampiyonası tarihinin en çok yarış kazanan pilotu unvanını sahip olan Sebastien Loeb için buz üstünde işler yolunda gitmedi. Bu sezon Citroen Xsara WRC yerine Citroen C4 WRC ile start almaya başlayan Sebastien Loeb sezonun ilk yarışına istediği gibi bir başlangıç yaptı. Monte Carlo Rallisi’ni yeni otomobili ile ilk sırada tamamlayan Sebastien Loeb lider olarak kapattığı 2006 yılının ardından 2007 yılına da lider olarak başladı. Sezonun açılış yarışını ilk sırada tamamlayan Sebastien Loeb hakkında yine ilk düşünceler Fransız pilotun bu sezonu da zorlanmadan geçireceği yönünde oldu. Ancak sezonun bir sonraki yarışı her zaman çok zorlu olan İsveç Rallisi’ydi ve Fransız pilot bu yarışta yeni otomobili ile ilk kez buz üzerine çıkacaktı.
GRONHOLM’DEN ARTİSTİK PATİNAJ
Yarış söylediğimiz gibi start alan ekipler açısından çok zorlu oldu. Buz üzerinde gerçekleştirilen yarışta neredeyse geride bırakılan her atıp ekiplerin başına önemli dertler açtı. Yarışın ilk dört etabı sonunda artık fazlasıyla özlediği birincilik kürsüsünde yer bulan Subaru Impreza WRC pilotu Petter Solberg sonrasında ise yine şok yaşadı. Yarışın sekizinci etabının ardından kendisine üçüncü sırala yer bulan Solberg, dokuzuncu etapta ise spin atarak arka sıralara gerilemekten kurtulamadı. Solberg ikinci gün ise yarışa veda ederek İsveç Rallisi’nde de istediğini elde edememiş oldu. Finlandiyalı olduğu için bu koşullarda otomobil kullanmaya oldukça alışık olan Marcus Gronholm ise beşinci etapta liderliği ele geçirdi. Sezonun açılış yarışı olan Monte Carlo Rallisi’nde üçüncü olabilen Marcus Gronholm, İsveç Rallisi’nde ise beşinci etapta ele geçirdiği liderliği 20’inci ve son etaba kadar koruyarak sezonun ilk galibiyetini almış oldu.
LOEB KÖTÜ BAŞLADI İYİ BİTİRDİ
Citroen C4 WRC ile buz üzerinde ilk yarışına çıkan Sebastien Loeb ise İsveç Rallisi’ne oldukça kötü bir başlangıç yaptı. Bu kötü başlangıcın ardından Sebastien Loeb yarışın başlarında 24’üncü sıraya kadar geriledi. Herkes Loeb’ün bu yarışta artık başarılı olamayacağını düşünmeye başlamıştı. Ancak Fransız pilot bu tür düşüncelere sahip olanları yine yanılttı. Sonraki etaplarda atağa kalkan Sebastien Loeb ikinci sıradaki yerini aldı ve ilk sıradaki Gronholm’ün hata yapmasını beklemeye başladı. Ancak bu tür zeminlerde otomobil kullanmaya oldukça alışkın olan Gronholm hata yapmayarak yarışı Loeb’ün 53.8 sn önünde lider olarak tamamlamayı bildi. Loeb ise elde ettiği bu ikinciliğe çok fazla üzülmedi. Çünkü bu yarıştan da kazandığı 8 puan onu genel klasmanda ilk sıradaki koltuğunda tutmaya rahatlıkla yetti.
Dünya Ralli Şampiyonası takviminin yeni yarışlarından biri olan Norveç Rallisi de tıpkı İsveç’te olduğu gibi buz üzerinde gerçekleştirildi. Sezonun yeni yarışı olmasından dolayı pilotların Norveç’te, buz üzerinde neler yapacağı merak konusuydu. Yarış boyunca aracını yol üzerinde tutmakta oldukça zorlanan Sebastien Loeb, 11’inci etaba kadar üçüncü sıradaki yerini koruyarak en azından podyum mücadelesine devam etti. Ancak sıra 11’inci etaba geldiğinde Sebastien Loeb için yarışında bittiğinin haberi geldi. Bu etapta kaza yapan Sebastien Loeb, 18’inci sıraya kadar geriledi. Son yıllarda kendisini hiç bu sıralarda görmediğimiz Sebastien Loeb daha sonraki etaplarda da ancak 14’üncü sıraya kadar yükselebildi. İşte bu durum ralli tutkunları arasında büyük bir şok olarak algılandı. Çünkü başta da söylediğimiz gibi son üç yılın şampiyonu olan Sebastien Loeb, sakat olduğu yarışların dışında 2005’in beşinci yarışından beri bırakın bir yarıştan puansız ayrılmayı, podyumun dışında bile hiç kalmamıştı. Loeb yaşadığı bu olayın ardından 30 yarış sonra liderlik koltuğunu da kaptırmış oldu.
KOLTUĞU GRONHOLM KAPTI
Ford Focus WRC’si ile geçtiğimiz yılın son dönemlerinde iyi yarışlar çıkaran ve bu sezona da iyi bir başlangıç yapan 2000 ve 2002 yıllarının şampiyonu Marcus Gronholm çok özlediği liderlik koltuğuna sonunda kurulmayı başardı. Açılış yarışında üçüncü olan, ikinci yarışı ilk sırada tamamlayan ve zorlu Norveç Rallisi’nden de ikincilikle ayrılan Marcus Gronholm, üç yarışın ardından şampiyonanın yeni lideri oldu. Gronholm topladığı 24 puanla ilk sırada yer alırken, Norveç’te çok iyi bir yarış çıkararak tüm dikkatleri üzerine toplayıp birinciliği elde eden bir diğer Ford pilotu Mikko Hirvonen ise şampiyonanın ikinci sırasında yer alıyor. Sebastien Loeb ise topladığı 18 puanla ikinci sırada yer alıyor. Ford Takımı aynı zamanda topladığı 44 puanla Markalar Şampiyonası’nda da lider durumda bulunuyor. Norveç Rallisi’nde takım pilotlarının ilk iki sırayı elde etmesi aradaki farkın da açılmasını sağladı. Bakalım sezonun bundan sonraki yarışı Meksika’da 10-11 Mart tarihlerinde koşulacak.
Kim kaç yarış kazandı
Aslında Sebastien Loeb ve Marcus Gronholm arasında bu yıl sadece şampiyonluk mücadelesi de yaşanmıyor. Fransız Loeb ve Fin Gronholm arasında "En çok yarış kazanan pilot" unvanını ele geçirme ve koruma savaşı da yaşanıyor. Bu savaşta özellikli son üç yılda parkurlarda tozu dumana katan Sebastien Loeb’ün 29 yarış galibiyeti ile önemli bir zaferi bulunuyor. Ralli tarihi çok geçmişe dayanmasa bile Sebastien Loeb günümüzde Dünya Ralli Şampiyonası parkurlarının en çok yarış kazanan pilotu durumunda. Tarihte en çok yarış kazananlar listesine baktığımızda Matador lakabıyla bir zamanlar rallinin en önemli efsanelerinden biri olan Carlos Sainz’ın 26 yarış galibiyeti bulunuyor. Ancak Fin pilot Marcus Gronholm özellikle geçtiğimiz yılın son yarışlarında elde ettiği seri galibiyetlerle yarış kazanma sayısını 26’ya yükseltmiş durumda. Yani iki pilot arasında 3 yarışlık bir fark bulunuyor. Takvime baktığımızda önümüzde daha 13 yarışın olduğunu görüyoruz. Bu 13 yarış içinde bu yıl Türkiye Rallisi yok ama takvimin kalan yarışlarında kıran kırana bir mücadele yaşanması bekleniyor. Keşke bu yarışlar içinde Türkiye Rallisi de olsaydı demekten insan kendini bir türlü alamıyor. Ne diyelim seneye inşallah.
Artık yağmurda da karting yapılabilecekKarting, her yaştan motorsporları meraklılarının rahatlıkla yapabildikleri bir
spor. Ancak tek zorluğu var o da pistlerin açık havada olması nedeniyle kötü hava şartlarında ara veriliyor olması. Ancak şimdi İstanbul Maltepe’de kapalı bir karting pisti açılıyor. Türkiye’nin en büyük kapalı karting pisti olma özelliğini taşıyan bu alan ’İstanbul Karting Park’ olarak anılıyor. Açık bir şubesi Koşuyolu’nda bulunan kapalı İstanbul Karting Park, Maltepe Carrefour’un hemen arkasında 3 bin metrekarelik bir alan içine kuruldu. Yarış pisti uzunluğu 300 metreye yakın olan bu alanda karting yapanlar kadar yapmayanlar da düşünülmüş. Onlar için modern cafe alanları, oyun, oturma ve internet odaları bulunuyor.
İstanbul Karting Park’ın sahibi ve işletmecisi Rasim Tuğberk 30 yıldır Amerika’da yaşıyor. Porsche Kulübü’nde ileri sürüş dersleri de veren Tuğberk, İstanbul Karting Park’ı iki yeğeniyle birlikte işletiyor. Rasim S. Tuğberk en büyük kapalı karting alanının özellikleri şöyle anlatıyor: "Yeğenlerim Koşuyolu’nda açık bir karting alanını işletiyorlar. Bir süre sonra ben de Amerika’daki bilgi ve birikimimle Türkiye’de bu konuda yatırım yapma amacındaydım. Birikimlerimizi birleştirdik ve Maltepe’deki bu kapalı alanı bulduk. Burada görmüş olduğunuz karting araçları Avrupa’nın en iyileridir. Şöyle ki, Michael Schumacher’in karting pistinde kullanılan Sodi marka karting araçlarını aldık. Şimdilik 12 aracımız var. Ayrıca yine Avrupa’daki karting alanlarında ve hatta Formula 1 güvenliğinde kullanılan bariyer sistemini de bu kapalı alanda kullandık. Yani güvenlik açısından değil Türkiye’nin, Avrupa’nın bile sayılı karting alanlarından biri diyebilirim." Resmi açılışı 3 Mart Cumartesi günü yapılacak olan İstanbul Karting Park’ta bu alanda umut vadeden gençleri Amerika’da yarıştırabileceğini söyleyen Tuğberk, eğitimin kartingten başlaması gerektiğini de sözlerine ekliyor.