Güncelleme Tarihi:
Trendyol Süper Lig'de şampiyonluğa uzanan Galatasaray'da Sportif A.Ş. Başkan Vekili Erden Timur, görevinden ayrıldığını basın toplantısında açıkladı.
Timur; istifa sebebini tek tek açıklarken, Mauro Icardi ile ilgili gelen soruyu da cevapladı. İşte öne çıkanlar...
İster misiniz sorusuna şöyle diyorum... Her Galatasaray taraftarı bunu ister. Gün oraya getirecekse yaparız. Reddettiğim bir şey değil.
Erden'i seviyoruz, arkasındayız. Mauro'dan başka bu konuda öyle bir şey falan yok. Herkes işin cıvası.
Icardi gelirken 40 milyonluk teklife karşı geldi. 1 sene böyle bir şey yaşadın, bunu devam ettir. Nasılsa gelir böyle bir teklif dedim. Mauro çok özel bir insan. Onunla hiçbir şey konuşmadım ama o senin hissiyatını, duygusunu anlar. Sahiplenmeyi gerçekten onda yaşadım. Kalbinin göstergesiydi bu. Ben ayrılık olacağını düşünmüyorum. Rakamsal durumu bilmiyorum geçen sene de kararı büyük bir özveriyle verdi.
Ben 1 yıl boyunca kan kustum, kızılcık şerbeti içtim. Kim sahip çıktı! Kim ne dedi? Yok öyle şeyler. Galatasaray için çok çok zorunlu olmadığı sürece konuşmamaya çalıştım. Sırf kıskançlık olmasın diye. Her yoluyla çözüm aradım ama olmadı, olmadı. Olmadı bir türlü. 1 yıldır altyapıya herhangi bir yönetici atanmadı.
Belki de bırakmam için yapılmıştır bunlar. Tüm bu yaşananlardan sonra bir çarem kalmadı. Tutmayı düşündüğüm tüm dallar kırıldı. Maalesef ayrılıyorum. Kırgın değilim. Vallahi değilim. Realite tespiti yapıyorum. Divan Kurulu'nda konuşulanlardan sonra alınmışım ve ağlamışım... Yok öyle bir şey! Ben nazlı gelin miyim?
Kemerburgaz'da isyan ettim. Erden Timur kim diye sordular, Galatasaray devasa bir camia, bizler deryada bir damla. Bu kadar büyük bir camiada bir insanın hiçbir önemi yok. Camialar en büyük, Galatasaray devasa. Konuşulmayı tercih etmiyorum. Ben olurum, o olur, bu olur, herkes için bu bir şans. Milyon tane insan yerimizde olmak istiyor. Yüzde 5'i bizden daha iyi yapabilir. Senden daha iyisi varken sen bu görevdesin, şükredilmesi gereken bir şey. Galatasaray'ın isminin yanında birilerinin konuşulmasını doğru bulmuyorum.
Bugüne kadar böyle geldik. Bundan sonra ne yaşanır bilmiyorum. Bu konular nereye gider bilmiyorum. Her yerde söyledim. Keşke 1 günde olmuyorum diyebilseydim, şampiyonluk yarışında diyemedim. Sürekli Erden Timur konuşuluyor, gerçekten bundan rahatsız oluyorum.
Sustuk, bu iftiralar dursun diye. Olmadı. Son 6-7 ay başka bir boyuta gitti. Florya'ya taşındı işler, başka boyuta geldi. Minimum haftada 5 gün oradayım. 2 senedir iyi bir ilişki oluşturduk. Böyle şeyler olunca onlar da güceniyor. Bizim tek formülümüz herkese sarılmak dedim, herkese de sarıldık. En çok laf edenlere sarılacağız ki bu iş çözülecek ama daha da arttı. Tutunacak dallar teker teker kırıldı. Dolayısıyla bu noktaya geldik.
Bu sene 720 bin forma satıyoruz inşallah. Nike'ın süre anlaşmasından ötürü forma da bulunamıyorum. Bu sene formalar olsa 1 milyon forma satardık. Senelik 50 milyon dolara yakın bir fark var yeni anlaşmayla. Buna vesile oldum. Övündüğümüz birçok şey var. Mecidiyeköy, Florya... Bu projeleri geliştirerek Burak Başkan'ın önüne koydum. İnsanları tek tek ikna etmeye çalıştım.
Ben her türlü hatanın farkındayım, defalarca özür diledim. Ne yaptım diye düşününce kendi kendime, şunu gördüm. Sponsorlukla ilgili eleştiriliyorum. Erden futbolla ilgilenir, herkes diğer konularla. Öteki konular az söyleniyordu, bunlar da mesele değil. Anlatmak zorundayım şunu, ben kendi bireysel çevremle Galatasaray'a 40 milyon euro gibi bir sponsorluk imzalatmışım, benim sponsorluklarım dışında, şu son 1 senede 40 milyon euro. Bu sene sponsorlukların geldiği noktayı biliyorsunuz. Katkısı olan Niyazi Ağabey'e, İbrahim Hatipoğlu'na, Eray Bey'e teşekkürlerimi iletiyorum.
Neticede bu yapılan, ben öznesiz konuşmayı sevmem ama, başka tutunacak bir dalım kalsa bu kararı almazdım hiçbir şekilde. Aylarca sürdü, son 7 ay özellikle yoğun. Ne yaptığımı ben de bilmiyorum inanın. Ne arsızlığımız, ne hırsızlığımız, ne namussuzluğumuz, ne komisyonculuğumuz... Söylenmeyen şey kalmadı. Ben de bırakmayı hiç istemiyorum öyle bir şey var. Ama hiçbir dal yok.
En son Galatasaray yenilince ağladığımda kocaman adamdım. Şu yaşa geldiğimde, yaşımı söylemeye utanıyorum, hala böyle misin demesini ablamın, unutamıyorum. Taraftar olarak Galatasaray'a bağlıyım, o şekilde geldim herkes gibi, o şekilde de görevimi devam ettirmeye çalıştım. Bu kadar iftirayı, samimiyetsizliği sayabilirim, Galatasaray edebinde anlatabilirim bunları. Ben insan olarak bu tip şeylere duyarlı olması gerektiğine inanıyorum. Normal ben, haksızlığa çok çabuk tepki koyan, insani bir yanlış varsa orada durmayan, 10 yaşından beri arkadaşlarım dışında doğru düzgün arkadaş çevrem yoktur. Çevreme başka birisini almakta bile çok zorlanıyorum, çıkar ilişkilerinden dolayı. Aslında belki 1-2 ay sabredebileceğim bir yerde son 13-14 ayı aşkındır devam eden yoğun, planlı, kasıtlı, her noktasında yüzlerce kişi tarafından yapılan, binlerce insana ulaşan haksız, kasıtlı, organize iftiralara dayanmamın tek sebebi Galatasaray. Başka sebep yok.
Yazılı açıklamadan basın toplantısına dönmemin nedeni bana gönderilen şahsi mesajları, okusanız ağlarsanız, bunlar camiadan önemli insanlar, özellikle göndermişler. sosyal medyadaki bol takipçili hesaplara, bu şeyleri göndererek, biz kaç yaşında insanlarız, bizleri de reddediyor, bu işin altında başka bir iş var diye herkese bir servis. Allah'ın işi ya bu, tanımadığım insandan öğrendim bunu. Onlara yakın birisi herhalde, bilmiyorum. İnsani değerlere değer veren biri. 'Hep bu insanların içerisindeyim, herhalde 1 yılı aşkındır olumlu hiçbir şey duymadım abi, sen bize şeytan gibi anlatılıyorsun' dedi. Bu maksatlı şeyi gördükten sonra ben anlatayım dedim.
Perşembe günü başkan liderliğinde transfer toplantısı oldu. Onun akabinde acil bir konu da konuşuldu, takip ettiğim sponsorluk meselesi vardı. Hemen yazılı bir şey yapmayayım dedim, cuma günü akşam bilinçli bir sosyal medya kampanyası başladı. Akabinde basın toplantısı yapmaya karar verdim.
Nazlandı gibi şeyler doğru değil. Şampiyonluk kutlaması varken açıklamam doğru olmazdı.
Bugüne nasıl gelindi anlatayım. Şampiyonluktan 1-1,5 ay önce başkanımıza konuyu ilettim. Yönetim listesi verilmeden önce söyledim. Yakın çevreme de söylüyordum. Şampiyonluk yarışı varken açıklamak mümkün değildi. Florya'yı da herhangi bir şekilde etkilememek gerekiyordu. Görevim devam ediyor demek durumundaydım. Sonrasında da kutlama sevinci vardı ve limon sıkmak istemedim. Cuma günü yazılı bir şekilde açıklayacaktım.