Güncelleme Tarihi:
Trendyol Süper Lig'de 2. sırada yer alan ve Galatasaray ile şampiyonluk yarışında bulunan Fenerbahçe'de başkan Ali Koç, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Sarı - lacivertlilerin başkanı, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ve Sportif AŞ Başkan Vekili Erden Timur'a videolu göndermede bulundu. İşte açıklamalar...
"7 Nisan tarihini belirlerken diğer tarihleri göz önünde bulundurmadık. Pek çok tarih de değiştirildi bu kararı verene kadar. Bizim bu turu geçmemiz ülke puanında dokuzunculuk pozisyonunu garantilememiz için çok çok önemli. Ülke menfaatleri açısından rakibimizin de kabul ettiği takdirde yeni bir tarih bulunmasını çok daha doğru olacağını konuştuk arkadaşlarımızla. Ahmet Bey de bu konuda belli tarihler üzerine çalışıyor ama şunu söyleyeyim: İnşallah geçeriz. Daha hiçbir şeyi geçmedik. Turu geçtik öz güveni beni korkutuyor. Allah'ın izniyle bu turu bir geçelim. Yarın UEFA Başkanı heyetiyle beraber maçı izlemeye geliyor. Ben de maça gitmek zorundayım, Fenerbahçe'ye bir zorluk daha. (Gülerek) Başvuru yapacağız, daha yapmadık çünkü öbür turu da geçersek yeni vereceğimiz tarih de etkilenebilir."
"Bundan birkaç ay önce, Bayern Münih maçının olduğu gün veya bir gün öncesinde bir ziyaretçim vardı. Ziyaretçimin benim ofisimdeyken telefonu çaldı. Arayan Dursun Özbek'ti. Ortak dostumuza acil görüşmek istediğini söyledi, Gayrettepe'de bulunan otelinde randevulaştılar. Ortak dostumuzun anlattığına göre Dursun Özbek kendisine, 'Ortam çok gerildi, insanlar çok gergin, bu nedenle seviyesiz insanlar ortaya çıkıyor. Benim normalde Kulüpler Birliğinde dostluk yapabileceğim tek kişi Ali Bey'dir. Maalesef ortam çok gerildi. Ben Ali Bey'le oturup bir yol planı çizelim isterim. Federasyon Başkanı bizi birbirimize düşürüp keyifle izliyor. Kendisi çok enteresan, seviyesiz bir adam. Hatta geçen gün Ali Bey'le bana aynı anda randevu verip, bizi aynı anda masaya oturtup gereksiz bir tartışma çıkmasına vesile oldu. Federasyon Başkanı keyif alır gibi bizi izliyordu. Bende o an bütün taşlar oturdu. Ali Bey'le baş başa oturup konuşmak istiyorum. Ali Bey'e ilet.' demiş."
"Carlos Vinicius... Ben böyle bir şey görmedim. Göz göze, kulak kulağa... Az kalsın dudak dudağa.. Kart yok, hiçbir şey yok. Bizim neredeyse İngilizce bilmeyen futbolcumuz "Aptalca" dedi diye atılıyor, burada hiçbir şey yok. Bakın ayrıca ne güzel atlıyorlar yere. Lucas Torreira nasıl basıyor, olacak iş değil. Haftaya derbide olmaması lazımdı."
"Younes Belhanda maçtan önce üçlü çektiriyor. Bu Şampiyonlar Ligi! Biz kimlerle rekabet ediyoruz. Fenerbahçe'den gidenler ise bize karşı kora kor mücadele ediyor. Doğrusu ve olması gereken bu. Aslında iki camia arasındaki kültür farkı bu. Neden başka kulüplerin eski futbolcularıyla ilgili gündeme gelmiyor? Veya transferde olanlar neden başka kulüplerle olmuyor?!"
"Nicolo Zaniolo için bizim teklifimi ifşa ettiler. Biz de oyuncuya bakıyorduk, menajerlerine yolladığımız teklif ellerine geçmiş ve ifşa ettiler. Bu aslında suç! Onu gösteriyor, kurnaz ya.. Fenerbahçe'nin daha çok verdiğini söylüyor ve oyuncunun, Galatasaray'ı tercih ettiğini söylüyor. Biz de bunu mahkemeye götürdük, haksız rekabetten.... Bilirkişi raporu geldi, bu ülkede dürüst insanlar da var. Raporda Galatasaray'ın teklifinin, Fenerbahçe'nin teklifinden yüksek olduğu yazıyor. Bunlar yargıda da çok güçlüler. Selahattin Baki ve Onur Göçmez'i ifadeye çağırttılar. Orada güçlüler. Amaç rahatsızlık yaratmak."
"Cedric Bakambu'nun Real Betis'e transferinde de yanlış bilgi verdiler. Real Betis'in 5+5 milyon euro ödeyeceğini öğrendik. Müthiş! İlerleyen günlerde söz konusu kulübün başkanının açıklamalarıyla işin aslını öğrendik."
"Olimpiu Morutan'ı 3 milyon euroya satmışlar. Şahsen 'Bravo, keşke bizde de böyle sihirbaz olsa' dedim. İşin öyle olmadığını anladık. 3 milyon euroya satılan oyuncu, belli bir maça çıkarsa o para ödeniyormuş. Kulübü de ilk 11'de oynatmıyor. Acaba 3 milyon euro, limit açmada kullanıldı mı? Bunu öğreneceğiz"
"Bunların kültürünün başka bir uzantısı, kendilerinde yetişmiş veya oynamış oyuncuların, başka takımlara gittiklerinde, kendilerine karşı performansı ortadadır. Bir kulüp başkanı "Üç futbolcumuzun beyni ile kalbi arasında çelişki olmuştur" dedi. Bu sözleri Fenerbahçe maçı sonrası bir başkan söylese, malum kulüp tarafından ülkemizde olağanüstü hal ilan ederler. Ümit Karan'ın Eskişehirspor'da forma giyerken, paylaştığı bir anıda söyledi. Galatasaraylı olduğu için gol atmak istemediğini söyledi. Gözlerime inanamadım. Younes Belhanda geçen sezon maçtan önce rakibi olan takımın tribünleriyle üçlü çektirdi."
"Güya bize bu yaz transfer çalımları attılar. 3-4 futbolcuya aynı anda baktığımız için oyuncuların şartlarını biliyoruz. 4 futbolcu var ki resmi kontrattaki bedellerin gerçeği yansıtmasının mümkünatı yok. TFF iradesi olsa gelir sorar. Bunlarda resmi ve gayri resmi kontrat yapma kültürü var. Futboluya anlaştıkları bedel ile resmi kontrat arasında fark vardır. Yeri gelir imja hakları, yeri gelir sponsorluk, son dönemde de gayrimenkul ile kapatıyorlar. Sponsorları çok cömert. O kadar cömertler ki, isimlerinin açıklanmasını istemezler. Bu nasıl bir işse!"
"Bunların transfer yapma kültürleri olağanüstü, kimse yanına yaklaşamaz. Pek çok yerel kulüp şikayet eder ama seslerini çıkarmazlar. Oyuncu ayartmada, hülleli transferde, çıkarlarına göre transfer haberi servis etmede, sözleşmelerde işlerine geleni yapmakta, kamuoyunu yanlış yönlendirmede de Şampiyonlar Ligi'ndeler."
"Bu ülkede bir tek kulüp, kendi dönemimiz için konuşayım "Oyuncumuzu ayarttılar" diyemez. Onlar oyuncuyu ve menajeri ikna ederler, sonra da kulübünü köşeye sıkıştırarak, maddi zara bile uğratırlar. Oğulcan Çağlayan, Taylan Antalyalı.. Levent Mercan da var ama onu alamadılar. Maçlarından önce söz konusu takımların oyuncularıyla ilgili transfer haberleri çıkartırlar. Ya da oynayacakların takımların oyuncularını transfer etmek için teklif yaparlar. Kayserispor'a Mame Thiam için Pendikspor teklif yaptı. Sivasspor'a Sainz için Eyüpspor teklif yaptı. Bu üç İstanbul kulübünün yakın ilişkileri herkesin malumu. Zaten ikisi, aynı ligde oynadı. UEFA kuralları söz konusu bile olamaz. Alın size gerçek koalisyon. Gerçek koalisyon."
"Bunların bir taktikleri var, insanların üzerine baskı kurmak. Bunun için kamuoyu önüne atmak ve itibar saldırısı. Şöyle derler; "Fenerbahçe ile ilgili şirketlerde çalışıyor. Koç Grubu'nda çalışıyor." Temel hedef, söz konusu kişiyi kamuoyu önüne atmak. MHK Başkan Vekili Murat Ilgaz için "Fenerbahçeli" dediler. İlk kez MHK Başkanı'na değil, başkan vekilini saldırdılar. Temsilciler Kurulu Üyesi için "Koç Grubu çalışanı" dediler. Kendisi 4 yıl önce emekli olmuştu. MHK Başkanı Lale Orta üzerinden TFF'yi baskı altına almaya çalıştılar. Cesur bir TFF Başkanı olsa "Ne diyorsunuz? Ben Galatasaray kongre üyesiyim" derdi. Hanımefendinin linç edilmesine çanak tuttu. Son olarak Beşiktaşlı yöneticiye Koç Holding çalışanı olduğu için yüklendiler. Bu kul hakkı yemek. TFF Başkanı, Galatasaray Kongre üyesi. Sayın Başkan, NEF ile ortak. Kendi yönetimlerinde bir kişini Koç Holding'de çalışmasına rağmen, Yüksek Divan Kurulu Başkanları Koç Holding'de çalıştı. Bunları söylemeden, pişkince konuşurlar. Hiç aynaya bakmazlar. Galatasaray Yönetimi'nde Koç Holding'de çalışan biri var. O kadar uyanıklar ki kızın CV'sini internet sitesinde değiştiriyorlar. Çok akıllılar."
Okan Buruk'a sormak lazım, en yakın hakem arkadaşı kim? Bilenler bilir! Tabii yabancı hakem istemezler. Çünkü en iyi sonucu Türk hakemlerden alıyorlar.
Bir maçta kulübümüz hakkını aramak için yaşananlardan dolayı geçen sezonki Alanyaspor maçının devre arasında bir paylaşım yaptık. Kıyameti kopardılar, nasıl böyle bir şey olur diye. 10 gün sonra birebir aynısını kendi hesaplarından yaptılar. Paylaşım yapmadan önce aranızdan bir akıllı çıkıp, 'Fenerbahçe de bunu yaptı' demiyor mu?
TFF Başkanı, Yönetim Kurulu ve Kurulları, Galatasaray için ne anlam ifade ediyor? Bunu bilen var mı? Biz bu ilişkiyi çözemedik. Bir kavga yok da danışıklı dövüş mü yapıyorlar. Kulüpler Birliği açıklamasına şerh koyarak TFF'ye siper oldular. Onların istediği gibi değiştirdik. Sonra ise aynı TFF'yi tarihin en kötü TFF Başkanı olarak ilan ettiler. Hangisi sizsiniz?
Onlar olmasa Türk futbol takımlarının Avrupa'ya gidemeyeceklerini iddia ederler. Türk futbolu için adalet bekçiliğine soyunurlar. Her salı kendi kanallarında program yapacaklardı, bir sürü video yolladık ama hiçbir türlü yayın yapılmadı. Programı yapamadan kulüp kanalları kapatıldı. Samimiyetsiz, gerçek dışı söylemler. Sadece kendileri haklılar, herkesi saf görürler.
İşler kötü giderken elimizde VAR kayıtları var derler, ligi bitirtmeyiz derler, istedikleri olunca suspus olurlar. Mutlu oldukları dönemde itidalli ve sağduyulu olalım derler.
Tenhada ayrı umumede ayrı söylem içindeler. Kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına hiç çekinmeden yaparlar. Ortalığı karıştırıp, bundan da nemalanırlar. Sportif rekabetlerde arzu ettiklerini elde edebilmek için hak hukuk tanımazlar, kul hakkı yemekten çekinmezler. Türlü türlü tehdit, şantaj ve itibar suikastı yaparak hakemleri, MHK'yı ve TFF'yi baskı altında tutarlar. Rakiplerini aşağılarlar ve alay ederler. Son Beşiktaş-Galatasaray derbisinde gördüğünüz gibi.
Rakibimizden başkanından yöneticisine sportif rekabeti düşürdükleri seviye ortada. Yalanlarla kendi camialarını kışkırtıyorlar. Bizim camiamızı tahrik ederek, milyonları kışkırtarak suç işliyorlar. Buna müdahale edecek federasyon yok. Galatasaray'ın Türk futbolu için nasıl büyük bir beka sorunu olduğunu anlatacağım. Onların yaptığı gibi hayali düşmanlarla değil. Son dönemde kazanmak istedikleri şeyler için yaptıklarını ortaya sunacağım. Kötülük ve riyakarlıkta da Şampiyonlar Ligi'ndeler.