Lincoln gaza bassın futbol oynasın

Güncelleme Tarihi:

Lincoln gaza bassın futbol oynasın
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2009 00:00

Alman Ligi’nde şampiyonluk mücadelesi veren ’köy takımı’ Hoffenheim’ın teknik direktörü Ralf Rangnick, yakından izlediği sarı kırmızılıların yıldızı hakkında çarpıcı konuştu: "Lincoln Schalke’deyken böyle değildi. Hep iyi oynuyordu. Oynamak da zorundaydı."

ALMAN Ligi Bundesliga’da şu anda liderin 4 puan gerisinde, 3. sırada bir takım var. Adı Hoffenheim... Bir köy takımı... Köyün nüfusu 3140...

Bu takımda oynayan eski bir futbolcu, yıllar sonra köyünün takımına başkan oluyor. Bilgisayar programı şirketi sahibi başkan Dietmar Hopp diyor ki, "Ben bu köyden bir takım çıkarırım, Almanya’da şampiyonluğa oynarım"

O sırada bu köy takımı 3. Lig’de kötü bir durumda. Başkan Hopp, ’profesör’ lakaplı teknik direktör Ralf Rangnick ile masaya oturuyor. "Sana" diyor, "Şu kadar para... Bu takımı kaç senede Bundesliga’ya çıkarırsın?.." "5 sene" cevabını alınca, karşılıklı okeyleşiyorlar. Düzgün transferler ve iyi bir idareyle 2 sene sonra lige çıkıyorlar. Şu anda da şampiyonluğa oynuyorlar...

Başkan işimize karışmaz

İşte o Ralf Rangnick’e soruyorum, "Sisteme göre mi futbolcu alırsın, yoksa beğendiğin bir futbolcuyu mu sisteme uydurursun?"

"İkisini de yapabilirim. Ama öncelikle ilk sistemini belirleyeceksin. Bu, 4-3-3 veya 4-4-2 olabilir. Bu başlangıç sistemlerinden sonra üzerinde oynayabilirsin."


"Başkan senin işine karışıyor mu?" diyorum, "Hayır" diyor, "O parayı verir. Ben ve menajerim Jan Schindelmeiser futbolcuları tararız ve alırız."
Baros’u çok istemiştim


Sohbete devam ediyoruz. O bana oynadığım takımları ve hakemlik kariyerimle ilgili sorular soruyor ben de kendisine "Antrenörlükte çok büyük hatalar yaptın mı?" diyorum. "Yaptım tabii. Ama geçmişe dönüp ağlamak bir şey getirmez. Ders alıp yoluna devam edeceksin."

Geliyoruz Galatasaray-Hamburg eşleşmesine... Rangnick bu konuda oldukça açık sözlü, "Bir Alman olarak Hamburg’un kazanmasını isterim. Ama Lincoln Schalke’de benim futbolcumdu. Çok severim kendisini. O sıralar Baros’u da almayı çok istedik. Parasal nedenlerle olmadı, İngiltere’ye gitti. Bu iki futbolcunun da başarılı olmasını isterim. Yine beğendiğim bir başka futbolcu da Hamit Altıntop. Çok iyi bir profesyoneldir. İdeal yeri 4-4-2 sisteminde orta dörtlünün sağ ortasıdır."

Laf Lincoln’den açılmışken, eski hocasına sambacıyı soruyorum. "Lincoln Türkiye’de biraz sallanıyor" diyorum. "Evet takip ediyorum. Maalesef her maç oynamıyor. Ama Schalke’de böyle değildi. Hep iyi oynuyordu. Oynamak da zorundaydı (demek Galatasaray’da mecbur değil)" Ve gülerek devam ediyor, "Benden ona selam söyle, biraz gaza bassın ve futbol oynasın."

Rangnick, Hoffenheim’ı başarıya götüren reçetesini ise şöyle anlatıyor: "Gittiğim takım topa en ileride, rakip sahada basmalı. Kaptırdığı an tekrar kazanmak için basmalı. Benim takımım geriye ve yana doğru oynamamalı. Hep ileriye doğru oynamalı. Hücum oynamalı."

Orda bir köy var uzakta


Zaten şu anda Alman Ligi’nin en sevilen takımlarından birisi bu Hoffenheim. Maç başlar başlamaz inanılmaz bir dinamizm içindeler. Düşünün 3 bin nüfuslu bir köy takımının şu anda 30 bin kişilik stadı var. Önce statları çok ufakmış. Sonra 10 bin kişilik oluyor. Bakıyorlar ki, seyirci giderek artıyor. Otobanın yanına 30 bin 500 kişilik stat açıyorlar. Ama bütün trafiği perişan ediyormuş yeni stad. Şimdi bir yan yol yapıp, seyirciyi buradan götürecekler. Böyle devam ederlerse bu stadı 80-90 bin kişiye çıkarırlar.

Peki bu başarı tesadüf müdür? Kesinlikle değil. Bu kadar para babası, sağa sola para saçan patronların olduğu dünya futbolunda başkan, menajer ve teknik adam üçlüsünün akıllı beyinleri bakın bir köyü ne hale getiriyor. Hani deler ya, "Bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür." Çünkü bütün Almanya bu takımı hayranlıkla izliyor. Bizim bu türküyü bilseler, belki onlar da bu türküyü söylerler!

Denizli’de beni anlayamadılar

HOFFENHEIM’da iki tane 27 yaş üstü oyuncu var ve bunlar Rangnick’ten önce alınmış. Biri geçtiğimiz yıllarda 6 aylığına Denizlispor forması giyen, ancak çok az oynayabilen Selim Teber. Şu anda takım kaptanı. Rangnick onun için "Hem futbolcu hem insan olarak mükemmel" diyor. Denizli’de teknik direktörlüğünü Giray Bulak yapmış. Selim, Süper Lig macerasını, "Türkiye’de biraz lisan sorunu çektim. Yabancı futbolcu statüsündeydim. Biraz da beni anlamadılar Denizlispor’da" diye anlatıyor.

Takımdan ayrılacak

Teknik direktörüne Selim’i sorduğumda Ralf’in verdiği cevap çok net: "Aynı yerde 2 oyuncum varsa kesinlikle genç olanı tercih ederim." Bu yüzden Selim herhalde takımdan ayrılacak. "3-4 kulüpten ciddi teklifler var, birini değerlendireceğim" diyor. Ayrıca Avusturya Milli Takımı kalecilerinden Türk oyuncu Ramazan Özcan da Hoffenheim’ın kadrosunda ve teknik direktörü ondan da övgüyle bahsediyor.

24 yaşındaki futbolcu bizim için yaşlıdır

MÜTEVAZI bütçesini iyi kullanıp nokta transferler yapan Rangnick, futbolcu seçerken nelere dikkat ediyor? Söz Alman hocada: "Özellikle 17-22 yaş arasında olacak. 24 yaşındaki bir futbolcu bile bizim için çok yaşlıdır. Ayrıca yetenekli olacak ve hep futbol için yaşayan felsefede olacak. Bir de başarıya aç olacak. Bundan sonra yapacağımız hiçbir transfer 22 yaş üstünde olmayacak. Tabii ki bir teknik adam olarak kaliteli futbolcularımın olması beni memnun eder. Ama bizim felsefemiz ve finansman durumumuz dolayısıyla önceliğimiz genç yetenekler."

G.Saray’da başarılı olmak kolay değil

ALMAN hocaya Skibbe’yi soruyorum. "Yakın arkadaşım. Arada telefonlaşırız, çok iyi bir insandır. Yalnız bazı yerlerde başarılı olmak zordur" diyor, Galatasaray’ı kastederek. "Daha sezon başında yardımcılarının gönderilmelerine şaşırdım, bir anlam veremedim" diye ekliyor. "Türkiye’de çalışmak ister misin?" diyorum Rangnick’e, "3-4 yıl önce ciddi teklifler geldi. En önemlisi Trabzonspor’dandı. O zamanki şartlarda, ailevi nedenlerden olmadı. Şu anda yerimden ve çalışma ortamımdan memnunum."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!