Güncelleme Tarihi:
- Aragones (Fenerbahçe Teknik Direktörü)
Milli takımın bol gollü provasının ardından yine sahalarımıza döndük. Döner dönmez geçen hafta yarım bıraktığımız çamurlu oyuna daldık. Hikayeyi duymayan yok: Ankara’lı kulüp başkanlarının CIA’i kıskandıracak haberalma ağı bu hafta yine çalışmış, Ankaragücü Başkanı Celal Aydın, bu hafta Fenerbahçe ile oynayacakları karşılaşmaya Haliz Özkahya’nın atandığını ‘günler öncesinden’ öğrenerek yemeyip içmeyip hakeme telefon açmış, ‘sana güveniyoruz’ demiş. Bunun üzerine o ceza kuruluna giderken Ankara maçının bileti Fırat Aydınus’a değiştirilmiş. Geçen hafta da ‘onursal’ Melih Gökçek verilmeyen penaltısından sonra hakem hakkında ‘ihbar’ aldığını açıklamıştı. Her iki başkanın da ‘haber kaynağı’ belli değil.
|
Genelde ülkemizde bu tür olayların ardından, okları üzerine hissedenler hemen ‘Açıklama yapıcam, ülke sarsılacak, herkes birbirine girecek’ gibisinden bir demeç patlatır ama biz o açıklamayı hiç duyamadan hayat hiçbirşey olmamışcasına akışını sürdürür. Nitekim senaryo şimdiye kadar aynı, ‘yurtdışı’ mazeretli başkan Aydın, döner dönmez açıklama yapacağını söyledi ve birilerine sinyaller gönderdi bile. Hakemleri maçlara atanmadan Ankara’lı başkanlara ileten uyarı sisteminin menşei henüz belli değil. Balıktan kısa toplumsal hafızamızı yoklar, daha önceki olayları gözönüne alırsak bunun da başka bir sır olarak tarihe geçeceğine şüphe yok. Bu kadar gürültüden sonra Gökçek ve Aydın’ın Marvin Gaye’in ünlü ‘I Heard It Through The Grapevine’ (dedikodu ağından duydum) parçası eşliğinde olaydan yürüyerek uzaklaşmasına şaşırmayacağız. Hepimizin ağzında berbat bir tat bırakarak. Futbolumuzun ne kadar kirli olduğu konusundaki rivayetlerin çok az bir bölümü bile doğruysa, hepimiz için büyük bir zaman kaybı bütün bunlar. Zaman zaman sizin şeytan da diyor mu: ‘Aç Premier Lig’i seyret, kurtul’.
Cumartesi günü ‘gündüzgözü’ oynanacak maçın öncesinin bu kadar karanlık olması iki paragrafımızı heba etti gördüğünüz gibi. Oysa Alex’in dönüşünde hangi yabancının kesilmesi gerektiğinden, Ankaragücü’nün geçen hafta Eskişehir galibiyetinden, önümüzdeki hafta Kadıköy’deki Porto ve Beşiktaş maçlarına uzanan haftanın öneminden dem vuracaktık keyifle.
Fenerbahçe son haftalarda keşfettiği çift ön liberolu Selçuk’lu Josico’lu defans önü organizasyonu ile sürekli gol yeme yarasına pansuman yapmış gözüktü. Arsenal maçında hafif şansla başlayan süreç zorlu Galatasaray ve geçen haftaki Ankaraspor maçında devam etti. Bu üç maçta da Alex oynamadı Fener’de. Semih’in olmaması Alex’in dönüş yapacağı Ankaragücü maçı öncesi Aragones’i rahatlatmış olsa da bu kez yabancı sayısı problem oldu. Sürekli sızlanmak huyumuz değil ama şimdi ayyıldızlı formayı giyen birileri bu ekipte olsaydı ne olurdu sanki diye hayıflanmıyor da değiliz. Son haftaların gol yaratıcısı Roberto Carlos’un sakatlık haberi her ne kadar şok olsa da yabancı kontenjanı açısından rahatlatıcı.
Aragones, son zamanlarda aldıkları iyi sonuçların da etkisiyle daha moralli açıklamalar yapıyor. Tepe tepe kullanacağı iki yıllık sözleşme zamanına gönderme yaparak ‘bir – birbuçuk’ yıl zaman istiyor. Aslında haklıdır. Doğru kulüptedir. Öyle ya Fenerbahçe Başkanı geçen günkü yazılı açıklamasında ‘İstikrar rakiplerimizle aramızdaki en büyük fark’ demişti. İki yılı istikrar sayan bir kulüpte Aragones’in de düzgün bir oyun izletebilmek için asgari süreyi talep etmesi makul. Şimdilerde tribünlerde sadece ‘I Love You’ su kalan Zico da ilk geldiğinde yaptıkları ve yapamadıkları ile çok konuşulmuş eleştirilmişti. Sonuç odaklı yorumları kafalarına takmamayı öğrenen hocaların ömrü daha uzun olur Fenerbahçe’de. Rize deplasmanıydı yanılmıyorsak, televizyon röpörtajında deplasmana gelen Fenerbahçe’lilerin sevgi gösterileri Zico’ya hatırlatıldığında yüzünde hafif bir gülümsemeyle ‘geçen hafta da protesto ediyorlardı beni’ demişti.
Cumartesi günü Ankara’da defansif bir Fenerbahçe izlersek, Alex’in dönüş maçında yapacakları ile bulunacak bir gol sarı lacivertlilere yine üç puan kapısı açabilir. Ligin en çok gol yiyen ekiplerinden Ankaragücü (18) ve Fenerbahçe’yi (16) temkinli bir başlangıç, bizi de biraz ortada bir karşılaşma bekliyor gibi. Gece maçlarına alıştıktan beri gündüz maçlarına ısınamıyoruz. Görünen o ki futbolcular da pek memnun değiller bu maçlardan, neredeyse tamamı yavan kısır ve keyifsiz geçiyor.
Ankaragücü bilirsiniz aslında Istanbul’da kurulduktan sonra Ankara’ya taşınan bir kulüp. Yıllar içinde birçok kez ligden ihraç edilmiş, ligden çekilmiş, Türkiye Kupası’nı ikinci ligde oynarken alınca dönemin Devlet Başkanı Evren tarafından birinci lige alınmış, saha dışı olayları çok renkli bir kulüp. Ligimizin bu köklü ekibinin ilginç tarafı kulübün internet sitesindeki ‘Başarılarımız’ bölümü. Sayfa bembeyaz. Futbolumuz için de aynı şeyleri söyleyebilsek keşke.