Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2001 00:00
‘‘Eşekten düşenin halinden, eşekten düşmüş anlar’’ demişler.. Hami, Bursaspor maçının son saniyesinde havalanıp yere inerken kolu terse dönünce, ‘‘eyvah’’ dedim. İnanın, Hami o an acı duymadı, kolunun acaip şeklini görünce ‘‘feryat’’ etti. Aynı, bileği kırılan sırıkçı Maxim Tarasov, aynı benim gibi.. Efendim, Hami 76.dakikada çıkacakmış da, Da Silva teknik direktöre ‘‘yoruldum, beni çıkar’’ demiş. Halbuki Hami çıksaymış, sakatlanmayacakmış.. Bunların hepsi hikaye.. Adamın alnına yazıldı mı, çaresi yok. Ben, geçtiğimiz Mart ayında,
Fenerbahçe-Antalyaspor maçı öncesi vakit geçirmek için İstanbul sokaklarında ‘‘nostalji’’ yaparken düşüp, iki yerden bileğimi kırdım. Aylarca yattım. ‘‘Niye maç öncesi dolaştım, yoksa ayağım kırılmayacaktı’’ mı demeliydim?Hami, ilk kez bu sezon ‘‘lider oyuncu’’ konumuna girdi. ‘‘Süt kuzularından’’ oluşan bir ekipte, ağabeylik görevini üstlendi. Kulübede oturdu, sinirlenmedi, tepki koymadı.
Beşiktaş karşısında 78.dakikada oyuna girdi, maçın kazanılmasına katkı sağladı. Gaziantep maçının 58.dakikasında oyuna alındı. Bir gol attı, bir attırdı ve Trabzonspor'u ipten döndürdü. Bursaspor önünde, ilk onbirde sahaya çıktı. İlk yarıda bordo mavilileri taşıyan adamdı. İkinci yarının başında öyle bir gol attı ki, cetvelle ölçüp biçseniz, topu oraya gönderemezdiniz. Mermiye öyle sürat yaptıramazdınız.. Sonra, gerçekten nazara geldi. Talihsiz bir çarpışma sonucu, lider Trabzonspor lidersiz kaldı! ÇOK ARAYACAKLARKorkarım ki Trabzonspor, düşünce yapısını değiştirmiş, kendisini yenilemiş bu ‘‘lideri’’ çok arayacak.. Zirve savaşı veren bir ‘‘Kolej takımı’’ için, bu büyük eksiklik.. ‘‘Tribünler inliyordu.. Tecrübeli ayak vurdukça vuruyor, kabaran bir iştahla bıkmadan usanmadan kaleleri dövüyor, kalecilere kurşun gönderiyor, fileleri havalandırıyordu.. Yaptığı işten zevk alıyor ve aldırıyordu.. Hami Mandıralı'da mermi gibi şutlar, isabetli paslar, sanatsal driplingler, zeka, geçmişin aksine egoizmden arınmışlık vardı..’’ Bu satırları ‘‘Kornerine kafa atan adam’’ başlığı altında, 12 Kasım 1997 tarihinde yazmışım.. Aradan 4 yıl geçmiş. Hami, meziyetlerine ‘‘ağabeyliğini’’ de eklemişken, yaklaşık 3 ay aramızdan ayrıldı..Kornerine kafa atan adam.. Üzülme, moralini bozma.. Benim tanıdığım Hami, bu süreyi kısaltır.. Çalış çabala, en kısa zamanda yeniden sahalara dön.. Çünkü, Trabzonspor'un şimdi sana, her dönemde olduğundan çok daha fazla ihtiyacı var...
button