Lejyonerler sanatçılara karşı

Güncelleme Tarihi:

Lejyonerler sanatçılara karşı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2006 00:00

Dur durak bilmeyen bir tempo, kıran kırana mücadele, zaman zaman yükselen gerilim, spektaküler hareketler ve birbirinden güzel goller. Hele Ronaldinho’nun o unutulmaz plasesi. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi ikinci turunda Barcelona-Chelsea eşleşmesi tüm Avrupa’da hayranlık uyandırmıştı. İlk maçı Barcelona 10 kişi kalan Chelsea karşısında 2-1 galip kapadı.

İkinci maçta Chelsea ilk 19 dakikada 3-0’ı buldu. Sonra Barcelona iki gol atıp tur için umutlandı. Ama son gülen kaptan John Terry’nin 76. dakikadaki golüyle İngiliz takımıydı. Maçı 4-2 kazanıp turu geçtiler. Türkiye’de birçok futbolsever, bu iki maçtan sonra "Bu futbolsa bizimkilerin oynadığı nedir?" sorusunu sorup duruyordu. Bu müthiş eşleşmenin üzerinden henüz bir yıl geçmesine karşın, Şampiyonlar Ligi ikinci turunda iki takım yine karşı karşıya. İlk maç bu kez 23 Şubat Çarşamba akşamı 21.45’te Londra’da oynanacak. İkincisi ise 7 Mart’ta Barcelona’da. İki takım da şu anda kendi liglerinde lider durumda. Ama kafalar Şampiyonlar Ligi’nde olmalı ki, son maçlarından yenilgiyle ayrıldılar. İddialara göre, Chelsea’nin polemikçi teknik direktörü Jose Mourinho şimdiden hinlikler peşinde. Stamford Bridge Stadyumu’nun çimlerini bozuk tutup Barcelona’nın top cambazlarını durdurmayı amaçladığı söyleniyor. Sadece takımlar değil, bahisçiler, taraftarlar, iyi futbol izlemek isteyen meraklılar, şimdi herkes bu iki takımın maçlarını beklemeye başladı. Serveti sınırsız gözüken Rus zengin Abramoviç’in pahalı oyuncuları, İspanyolların her daim seyir zevki veren sanatçı kadar zarif futbolcularıyla karşılaşacak. İşte maçlar öncesi, Avrupa’nın bu en yeni ve en gözde rekabeti öncesi iki takımın karşılaştırması.

BARÇA

TARİHÇE

107 yıldır hep iddialı

1899’da ülkelerinden uzaktaki İsviçreli tüccar Hans Gamper ve İngiliz arkadaşları tarafından kuruldu. İsmindeki FC yani Football Club kısaltması da buradan geliyor. İspanya Ligi’nin kurulduğu 1928’den beri hep iddialıydı. Ancak, Franco diktatörlüğü döneminde sürekli devlet destekli Real Madrid’in gölgesinde kaldı. 1974’te Franco’nun ölümünden birkaç ay önce Real Madrid’i 5-0 yendikleri maça İspanya’nın asıl özgürlük günü gözüyle bakılır. Ayrılıkçı hareketlerin örgütlendiği Katalonya’nın ulusal gururu kabul edilir ve o "kutsal" formaya reklam bile alınmaz. Bazıları için Katalonya’nın milli takımıdır. Yine bu nedenle şirketleşmeyen Barça’nın 120 bin üyesi var.

BAŞARILAR

90’ların en flaş takımıydı

1950 ve 60’larda kazandıkları şampiyonluklar, Franco’nun Real Madrid’ini geçmeye yetmedi. Hálá lig şampiyonluğunda 28-17 gerideler. En başarılı dönemlerini 90’larda Hollandalı teknik direktör Johann Cruyff döneminde yaşadılar. Üst üste dört lig şampiyonluğu ve 1992’de çok özledikleri Şampiyon Kulüpler Kupası. Sadece bu değil, UEFA Kupası’nı üç, Kupa Galipleri Kupası’nı da dört kez müzelerine götürdüler.

TEKNİK DİREKTÖR

Bu üçüncü sezonu

Frank Rijkaard (43), çok başarılı bir futbolculuk kariyerinden sonra antrenörlüğe yeni yeni ısınıyor. Ajax ve Milan formasıyla çok sayıda lig ve Avrupa kupası kazandı. İlk teknik adamlık deneyimini yaşadığı Hollanda Milli Takımı’na 2000’de Avrupa Şampiyonası’nda final oynattı. Hollanda’da Sparta takımını çalıştırdı. 2003’te geldiği Barcelona’yı geçen yıl lig şampiyonu yaptı.

BAŞKAN


Hırslı ve fevri başkan

Avukat Joan Laporta (43), 2003’teki genel kurulda Barcelona’nın 37. başkanı seçildi. Hırslı başkan, kulübün bütçesine çekidüzen verdi ve 6 yıl aradan sonra gelen şampiyonluğun mimarı oldu. Fevri davranışlarıyla tanınan Laporta, geçen yıl havaalanındaki bir kontrol sırasında güvenlik görevlilerine sinirlenmiş ve pantolonunu indirerek bu aramayı protesto etmişti. Daha sonra bu yakışıksız davranışı için tüm Barcelona taraftarlarından özür diledi.

EKONOMİK DURUM

Kemer sıkmaya devam

Barcelona, önemli gelir kaynaklarına karşın 1995-2003 arası dönemde har vurup harman savurdu. Hesapsız yabancı oyuncu transferleri yüzünden 2003’te borçlar 150 milyon Euro’yu geçince yeni başkan Laporta kemerleri birden sıktı. Deloitte’ın 2006 raporuna göre 207.9 milyon Euro (330 milyon YTL) gelire sahipler. Bu sezon, uzun bir aradan sonra ilk kez kára geçecekler. Üstelik 20 milyon Euro’luk teklife karşılık forma reklamı almadan...

STADYUM

Avrupa’nın en büyüğü

Franco döneminin baskı ortamında, Katalan milliyetçiliğinin kendini gösterebildiği tek yer Nou Camp Stadyumu’ydu. 1957’de inşa edilen stadyum, birçok genişletmeden sonra 1982’de 108 bin seyircilik kapasiteye ulaştı. Buna karşın rahat giriş ve çıkış kapıları sayesinde her maçtan sonra 10 dakikada boşalıyor. Yeni normlara göre 93 bin seyirci alıyor. Barcelona’nın geçen sezonki seyirci ortalaması 68 bin 500’dü.

YILDIZLAR

Ronaldinho (25)

2003’te Fransa’nın Paris St. Germain takımından 35 milyon Euro (60 milyon YTL) bedele transfer edildi ve Barça’nın yıldızı haline geldi. Brezilyalı golcü, takımın hücuma dönük presli oyununda baş yaratıcı görevini çok iyi icra ediyor. Gol pasları, frikikleri ve uzaktan attığı gollerle skoru değiştiriyor. Ama hepsinden önemlisi selefleri Cruyff, Romario ve Ronaldo gibi spektaküler hareketleriyle tribünlerin sevgilisi. Geçen sezon Chelsea’ye biri unutulmaz iki gol atmıştı.

Samuel Eto’o (24)

Kamerunlu oyuncu, üç yıl önce tartışmalı bir transferle geldiği takımda hemen kendini gösterdi. Sağlam fiziği ve ceza alanındaki çok yönlü golcülüğüyle parladı. Bu sezon attığı 18 golle İspanya Ligi’nin en golcü oyuncusu. Rakip takım taraftarlarının ırkçı tacizlerine sık sık maruz kalıyor. Geçen sezon ilk maçta Chelsea’ye bir gol atmıştı.

Lionel Messi (18)

Tecrübesizliğine ve çelimsizliğine karşın şimdiden kendini kanıtladı. Birkaç ayda ilk 11’e yerleşti ve kritik goller atıp takımına puan kazandırdı. Gelecek yaz Arjantin formasıyla Dünya Kupası’nda da oynayacak. Bazılarına göre yeni Maradona.

CHELSEA

TARİHÇE

Zenginlerin takımıydı, yine öyle

Chelsea, şimdiki stadyumu Stamford Bridge’in karşısındaki Butcher’s Hook isimli pub’da iki işadamı Gus Mears ve Frederick Parker tarafından 1905’te kuruldu. İngiltere’nin başkenti Londra’nın batı kesimindeki zengin taraftarlarca desteklendi. Tarihi boyunca diğer Londra takımları Arsenal ve Tottenham’ın gölgesindeydi. Chelsea’nin "Headhunters" taraftar grubu 1960 ve 70’lerde İngiltere’nin en meşhur holigan çetesiydi. Şimdi zenginlerin takımı unvanını geri kazandı. Chelsea taraftarlarının en zengin grubu, takımları için kişi başı yılda 20 bin Euro harcamaktan çekinmiyor.

BAŞARILAR

100 yılda 2 şampiyonluk

Son yıllardaki atılıma kadar, Chelsea’nin kazandığı kupalar parmakla sayılıyordu: 1955’te lig, 1965’te lig kupası, 1970’te kupa ve 1971’de Kupa Galipleri Kupası şampiyonluğu. Son 10 yılda iki kupa, iki lig kupası, bir Avrupa Kupa Galipleri Kupası ve bir de Süper Kupa kazandılar. Geçen sezon 100. yılda ikinci lig şampiyonluğuna ulaştılar. Bu sezon üçüncü şampiyonluk ufukta gözüküyor.

TEKNİK DİREKTÖR

Başarılı ve polemikçi

Jose Mourinho (43), Portekiz’in Porto takımına iki yılda beş kupa kazandırınca Chelsea’nin dikkatini çekti. Daha doğrusu Abramoviç’in. 2004’te Chelsea’ye gelir gelmez son derece disiplinli bir sistem getirdi. Beş dil bilmesi ve uzun paltosuyla, saha kenarında karizmatik bir tablo çiziyor. Bu kadar da değil: İngiltere’ye geldiğinden beri girdiği polemiklerle de meşhur. Geçen yılki Barcelona maçı sonrası hakem Anders Frisk’i taraflı olmakla suçlamış ve istifasına yol açmıştı. Yılda 10 milyon Euro ücret alıyor.

KULÜP SAHİBİ

Abramoviç’in oyuncağı

Rus işadamı Roman Abramoviç (39), 2 Temmuz 2003’te kulübü Ken Bates’ten satın aldıktan sonra önce borçları ödedi. Sonra da transferler için 500 milyon Euro’ya yakın bir parayı gözden çıkardı. Üstelik parasının suyu da kesilmiyor. Geçen yıl petrol şirketi Sibneft’teki hisselerini 11 milyar Euro’ya Rus kamu şirketi Gaspram’a sattı. Aynı zamanda Sibirya’daki Çukotka’nın valisi. Ancak sürekli Londra’ya yaşıyor ve takımının tüm maçlarını tribünden karısı İrina’yla birlikte izliyor.

EKONOMİK DURUM

Bütçeleri sınırsız

Chelsea’nin gelirleri, üç sezondur tüm İngiltere hatta tüm Avrupa futbol kamuoyunun dilinde. Her transfer sezonunda istediği oyuncular için yüksek bedelleri gözden çıkarınca, diğer kulüpler, Chelsea’nin şampiyonluğu adeta satın alıp rekabeti bozduğunu öne sürdü. Deloitte’un 2006 raporuna göre 220.8 milyon Euro (351 milyon YTL) gelirle Avrupa’nın en zengin beşinci takımı. Buna karşılık geçen sezon tam 205 milyon Euro zarar ettiler.

STADYUM

Az daha market olacaktı

Stamford Bridge Stadyumu, 1877’de atletizm amaçlı inşa edilmişti. 1904’te bir futbol stadyumu haline geldi ve Chelsea’ye evsahipliği yapmaya başladı. Oval şekli ve 80 bin kişilik kapasitesiyle Londra’nın en büyük kulüp stadıydı. 1970’lerin sonunda kulübün borçları sebebiyle neredeyse satılıp süpermarkete dönüşüyordu. 1997’ye kadar tüm tribünleri yenilendi ve 42 bin 500 koltuklu modern bir stadyuma dönüştürüldü.

YILDIZLAR

Joe Cole (24)

İngiliz orta saha oyuncusu. Bir türlü ortaya koyamadığı performansını nihayet Chelsea formasıyla yakalıyor. Taktik gereği yedek başladığı birçok maçta skoru çeviren isimdi. Yaratıcılığı ve sürpriz golcülüğüyle dikkat çekiyor. Bu formuyla İngiltere Milli Takımı’nın Dünya Kupası’ndaki gizli silahı olacak.

Frank Lampard (27)

İki sezondur Chelsea’nin tam anlamıyla dinamosu. Mourinho’nun gelmesinden bu yana sadece bir lig maçı kaçırdı. Orta saha oyuncusu, rakip kale önünde de çok başarılı. Takımın en golcü oyuncusu. Geçen yıl FIFA tarafından dünyada yılın en iyi ikinci oyuncusu seçildi. Geçen yıl ikinci maçta Barcelona’ya ikinci golü atmıştı.

Didier Drogba (27)

Fildişi Kıyısı’ndan. 2004’te 35 milyon Euro’ya Marsilya’dan transfer edildi. Ancak, kale önünde bitiricilik sorunu yaşayınca kısa bir süre yedeğe düştü. Mourinho, üstün fizik gücüne güvendi ve onu değişmez elemanlarından biri yaptı. Bu sezon başında Arsenal maçında iki savunma oyuncusunu dağıtarak attığı gol bu gücün göstergesiydi. Geçen yıl ilk Barcelona maçında oyundan atılmıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!