Lejyoner Olimpiyatları

Atina’da “üç adım” elemelerinde seyretmiştim, finale kalamadı, “Sudanlı” bir atlet, adı Yamile Aldama idi. TRT spikeri şöyle tanıtıyordu bu sporcuyu:

“İngiltere’den vatandaşlık için cevap beklerken Sudan’dan teklif alınca, Atina Olimpiyat Oyunları’na Sudan bayrağı altında katıldı” !

Ardından bir haber çıktı, Türkiye, Atina Olimpiyatları’nda grekoromende 96 kilo şampiyonu olan Mısırlı İbrahim Karam’a “Gel, Türk formasıyla güreş” diye bir milyon dolar teklif etmiş, altın madalyalı güreşçi de bu parayı komik bulmuş, çünkü Amerikalılar 100 milyon vermişler...

Karam’ı transfer edemedik, ama biliyorsunuz Etyopyalı Elvan Abeylegesse Türkiye için koştu Atina’da. Halil Mutlu - tıpkı Naim Süleymanoğlu gibi - Bulgaristan’dan gelmiş bir Türk, bu sefer de madalya aldı. Ebru Kavaklıoğlu Rus’tu, TC vatandaşı oldu. Bir başka kız daha vardı heptatlonda sonuç alamadı, ‘Türk sporcusu” Anzhela Atrochenko, o da Rus filan herhalde...

*

Bu Türkiye’ye has değil. Ne yazık ki not etmemişim, derleyene de rastlamadım. Yoksa Atina Olimpiyat Oyunları’nda kimin eli kimin cebinde belli değildi. İsveç formasıyla yarışan zenciler mi istersin, Arap ülkeleri adına koşan Ruslar mı...

Batı ülkelerinin, eski sömürgelerini sporda da sömürmesine alışmıştık, Fransa adına Araplar, Afrikalı zenciler koşar hep, Hollanda adına, İngiltere adına zenciler mesela...

Ama galiba bu kez, ilk defa, resmen “para karşılığı vatandaşlığa transfer edilen” sporcular yarıştı Atina’da.

*

Geçen akşam yemekte buluştuğum bir dostum Irak Savaşı’ndan bahsederken “Binden fazla Amerikan askeri öldü Irak’ta, ama dikkat ettiysen kamuoyunun hâlâ gıkı çıkmıyor. Yani bir sene geçti, ama Vietnam Sendromu depreşmedi hâlâ, çünkü iki savaş arasında çok önemli bir fark var” diyordu, “Vietnam’a gençleri zorla göndermişlerdi, halbuki Irak’a gidenler gönüllü, daha da önemlisi paralı askerler...”

Dinlerken yukarıda söylediklerim geldi aklıma.

Bundan sonraki olimpiyatlarda da, artık amatör sporcular değil, paralı lejyonerler yarışacak demek ki...