Güncelleme Tarihi:
'6-7 Eylül 1955 Olayları'nın canlı tanıkları arasında yer alan Rum asıllı Lefter Küçükandonyadis, o kara günlerin belgeselini çeken Nebil Özgentürk'e, acı bir anısını anlatmıştı. Can Dündar'ın 6 Eylül 2014'te yayımlanan yazısında kaleme aldığı o yazının bazı bölümleri şöyle:
FENERBAHÇE'NİN EFSANESİ LEFTER'İN EN ACI ANISI (6-7 EYLÜL OLAYLARI NEDİR?)
"Düşünün: 17 yaşındasınız. Bir gün çevrenizdeki akrabalara birer ikişer anormal vergi cezaları bindirildiğini görüyorsunuz. Ödeyemeyenler toplama kamplarına gönderiliyor. Orada taş ocaklarında çalıştırılıyor.Ne yaparsınız? Lefter bunu yaşamıştı 17 yaşında... Ne mi yaptı? Gönüllü olarak askere yazıldı.
* * *
İçinde bir eziklik duygusu kalmış mıdır? Ölümünden bir yıl önce onun belgeselini yapan Nebil Özgentürk'e sordum bunu... Kamera arkasından bir anı anlattı. Bu bahis açılınca 87 yaşındaki Lefter, "Şu kamerayı kapat hele evlat" demiş.
* * *
6-7 EYLÜL'DE EVİ BASILDI
Onu ve Türkiye'yi anlamak için bir başka anekdot: 50'li yıllar... Lefter artık sadece Türkiye'de değil, dünyada "futbolun ordinaryüsü" haline gelmiş. "Ver Lefter'e/yaz deftere" tekerlemesi dillere yerleşmiş. Dünya karması Florentina'da oynarken tribünleri "Türko Türko" diye inletmiş. Milli formayı giyip Yunanistan'a gol atmış... İşte o Lefter'e 1955'te hayatının en büyük acısını yaşattık. 6-7 Eylül'de Büyükada'daki evini basan çapulcular taşlayıp "Vurun şu gâvura" diye bağırdılar. Lefter sabaha dek elde silah kapıda bekledi. Siz olsanız ne yapardınız?
HEPSİNİ TANIDIĞI HALDE KİMSEYİ İHBAR ETMEMİŞ
Sana bunu kim yaptıysa söyle, haddini bildirelim" diye isim sormuşlar. Hepsini isim isim tanıdığı halde kimseyi ihbar etmemiş Lefter...Şikâyetçi de olmamış.Fenerbahçelilerin verdiği o destekten güç bulmuş."Her toplumda olur böyle şeyler" demiş, susmuş.