Laminant parkeyi kim ittiriyor?

Güncelleme Tarihi:

Laminant parkeyi kim ittiriyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2003 00:00

ECMEL'in sentetik parkelerle ilgili söylenmeleri, geçen haftadan bu yana hızından ve şiddetinden hiçbir şey yitirmedi. Emin olun çocuklu yaşamdan önce Ecmel kansermiş, kanserojenmiş bu kadar takmazdı. Çocuklar oldu, 15 yıldır Allah sizi inandırsın, kan kusuyoruz. Hangi E maddesi ne işe yarar, hangisi yararlı hangisi zararlı sular seller gibi ezberledik.Kitaplar ne yazıyor bilemem ama bu kadınların çocuklarına yönelik korumacı tutumları çok hayvani bir şey. İçgüdüsel. Ecmel öyle ya da böyle hissediyor himinilere yaklaşan tehlikeyi ve avının üstüne atlayıp bir güzel parçalıyor.Yeni senaryoda av benim. Ecmel tutturdu, ‘‘Metrekaresi 12 dolara parke mi olur? Niye yerliler 42 dolar?’’ diye, önce beni sonra parkeleri parçalamaya çalışıyor. ‘‘Yahu kadın yere yatıp parkeleri yalayan mı var? Nasıl kanser olacak çocuklar?’’ diyorum dinleyen kim. Geçen hafta bir de Levent'teki Hüni Parke'nin sahibi Berki Yalınkılıç'tan mektup geldi, pençe darbeleri ile yere serilmeme az kaldı. Yalınkılıç şöyle diyor:‘‘Hocam eşiniz haklı. Yüksek oranda formaldehit içeren laminant parkeler havaya kanserojen madde yaymaktadır. Bu tür parkeler Avrupa Birliği'nde yasak. Bu yüzden geri kalmış ülkelere ittiriyorlar. Bu madde olmadan da laminant parke üretilebilir. Avrupa Laminan Parke Üreticileri Birliği'ne üye ve DIN EN 120'ye göre E1 Kalite Sertifikası'na sahip firmalardan ithalat yapmak gerekir. Biz böyle bir firmayız.’’Yok mu bu sentetik parkelerle ilgili görüşü olan. Şimdi nereden bileceğim ben bizimkilerin içinde formaldehit var mı yok mu? Ne olur acıyın bana. Yarın çocukların televizyon sezonu pardon okul sezonu açılıyor. Kitap, kalem, tek tip ayakkabı, okul taksidi zaten yandık. Bir de parke masrafı çanımıza ot tıkar. Ne olur yardım edin!Önce medya terörü sonra insaf!UZANLAR onca karalamadan, onca medya teröründen sonra, AGB'ye yeniden üye olmak için başvurdular. Utanmazlık!Hadi benden ve AGB çalışanlarından utanmıyorsunuz, TİAK Başkanı Pınar Kılıç'tan da mı utanmıyorsunuz? Pınar Bey reklam sektörünün ‘‘akil adamı’’. Yılların reklamcısı, deneyimlisi. Bir tane oğlu var, her baba gibi tek arzusu onun mürvetini görmekti. Ne yaptınız? Nişanı kameralarla basıp Pınar Bey'in purolu görüntülerini kaydettiniz ve günlerce onu kanalınızda bir suçlu gibi teşhir ettiniz. Tabii beni ve (neyseki benimki vesikalık resimdi) AGB çalışanlarını da...Ne adına? Ben istifa edeceğim, Pınar Bey istifa edecek. AGB kaçacak. Ölçüm mölçüm kalmayacak. Siyasileşen Star'ın ratinglerinin düştüğü görünmeyecek, sonra da Uzanlar istedikleri gibi at oynatacak, bulanık suda reklam yeri satacak. Neden? Patron öyle istemişmiş. Hakan Bey, Cem Bey'den daha da acımasızmış.Hiç düşünmediniz mi Pınar Bey'in yakınlarına bu olayı nasıl açıklayacağını. Sizler nasıl insanlarsınız? Hálá hangi yüzle AGB'ye üye olacağız diyorsunuz? Hani bir kalemde 35 milyon dolarlık reklam gelirinizi çizerdiniz. Ne oldu? İmar hortumu kesilince paraya mı gereksiniminiz oldu? Aslında onlar da ölçümlerin doğru olduğunu biliyorlarmış, ama Hakan Bey onları tehdit ediyormuş. Ölçümlerin doğru olduğuna inanmasanız gider varolan rayting sisteminin yarattığı ‘‘Çocuklar Duymasın’’a 4 milyon dolar verir misiniz?Hakan Bey'in kasasında sizlere ait kasetler de olmasın sakın. Gözünü kırpmadan insanların onurunu, şerefini ayaklar altına alabildiğinize göre paradan daha önemli şeyler olmalı!Not: Uzanlar'ın AGB'ye borçları olduğu için pazarlık sürüyor. Digi-Türk sistemine girdiler, eninde sonuna AGB'ye de girecekler. Çünkü bırakalım reklam gelirini iyi programlama yapabilmek için bile AGB verilerine gereksinimleri var. Çocuklar Duymasın'ı en izlenen zaman dilimine koyup, seçim döneminde de basacaklar araya beyin iğfali türünden Cem Uzan propagandasını. Köy görünmeyince kılavuzluk yapmak bize düşüyor. Aman dikkat! Aaa... reklam deyince Ali Taran aklıma geldi. Neler hissediyor acaba? Haftaya da onu mu incelesek ne!En baba marka!BENCE, Türkiye'nin kendini en iyi yöneten markası Sedat Peker. Ne zaman hakkında bir haber çıksa, bir dedikodu ürese hemen yarım sayfa reklamı dayıyor gazetelere. Geçen pazar görmediniz mi? Yine yarım sayfa böyle bir reklam gazetelerde yer aldı. Hem de sağdan, soldan bloklanmış kurallarına uygun Sedat Peker logosuyla.Reklam da reklam hani. Kanıtlar gösteriliyor, belgeler sunuluyor, resmen kriz yönetimine yönelik tüm ayrıntılara önem verilip, daha önce çıkmış olan haberlerin belleklerde yanlış bir Sedat Peker imajı şekillendirilmesine izin verilmiyor.Ne lüks değil mi? Hangimiz markamızı böyle koruyabiliyoruz. Hadi biz yazarları geçtik, bugün bir gazetenin genel yayın yönetmeni bile üzerine atılan onca haksız çamura, asılsız iftiraya rağmen, bırakın yarım sayfa ilanı, çeyrek sayfa ilan verme lüksüne sahip değil. ‘‘Adaletin bu mu dünya?’’ desek yeri değil mi?Çupra ne zaman Karadeniz balığı oldu?İCLAL Aydın, Omo'nun yeni reklamında çocuklara ‘‘Türkiye'nin kirlerini’’ öğretiyor. ‘‘Ne güzel’’ diyorsunuz değil mi? Ne güzel! Sonunda biri reklamlarda çocuklara iyi bir şeyler öğretiyor. Reklamda, Türkiye'nin dört bir yanına özgü semboller kullanılarak kirlere göndermeler yapılıyor. Ve birden İclal Hanım Karadeniz'den balık manzaraları vermeye başlıyor. O ne? Ekranda bir balık ağı, içinde atlayıp zıplayan çupralar. Pardon, çupra ne zamandan bu yana Karadeniz'le anılmaya başladı? Coğrafya dersinize din dersi hocası mı girdi arkadaşlar? (Yakında ilk, orta, lise ve üniversitelerimizde bütün derslere din dersi hocaları gireceği için böyle yanlışlıklara da hazırlıklı olmak lazım. Şimdiden uyarayım.)‘Müslüman Türkiye’ yanlış söylemAKP yöneticileri iktidara geldikleri günden beri bilinçli olarak ‘‘Müslüman Türkiye’’ söylemiyle yatıp kalkıyorlar. Bu söylemi, bırakalım Türkiye'yi, yaptıkları her yurt dışı gezide altını çize çize vurguluyorlar. Bu yanlış bir söylem. İnsanların dini olur. Ülkenin dini mi olurmuş! Hıristiyanların çok olması ABD'yi ‘‘Hıristiyan ABD’’, Hinduların çok olması Hindistan'ı ‘‘Hindu Hindistan’’ Müslümanların çok olması da Türkiye'yi ‘‘Müslüman Türkiye’’ yapmaz. Peki niye AKP'liler inatla ‘‘Müslüman Türkiye’’ söylemini kullanıyorlar? Amaç çok açık. 28 Şubat'la birlikte ‘‘Hard İslam Cumhuriyeti’’ modeline hiçbir şekilde izin verilmeyeceği anlaşıldı, şimdi plan B uygulanıyor:‘‘Soft İslam Cumhuriyeti.’’‘‘Müslüman Türkiye’’ söylemi de ‘‘Soft İslam Cumhuriyeti’’nin altlığı. Niye? Kurbağayı yavaş yavaş ısıtmak için. İnsanlara olayları ‘‘Müslüman Türkiye’’ gözlüğüyle algılatıp, tepkileri yumuşatmak için.Eskiden ‘‘Türkiye'nin % 99'u Müslüman’’ söylemiyle, ‘‘din devletine’’ gerekçe bulunmaya çalışılırdı, şimdi ise ‘‘Müslüman Türkiye’’ yerleştirmesiyle ‘‘Soft İslam Cumhuriyeti’’ amacına yönelik eylemler sıradan eylemler olarak algılatılmaya çalışılıyor. Sırası gelince de ‘‘Size ne oluyor kardeşim burası Müslüman Türkiye tabii ki, icraatlarımız Müslüman olacak’’ denecek. Kimse de itiraz edemeyecek. Ama bu taktikleri herkes yese bile bizim gibi iletişimciler yemeyecek... Siz yiyor musunuz?ÇekirgelikTürbülansa girmiş bir uçakta ateist bulamazsınız. (Erica Jong)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!