Ali Naci KÜÇÜK
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2007 00:00
Sarı kırmızılı camiada bir slogan olarak benimsenen "Kol kırılır, yen içinde kalır" sözü tarihe karıştı. Fikir ayrılıkları, G.Saray’da ender görülen istifaları da beraberinde getirdi.
GALATASARAY yönetimindeki huzursuzluk 73 yaşındaki Alman teknik adam Karl Heinz Feldkamp’ın takımın başına getirilmesinden sonra su yüzüne çıktı. Şükrü Ergün’ün istifa sinyalleri vermesinden sonra önceki gün de yedek üye Fatih Gökşen, "Artık yönetimde aktif görev almayacağım" sözleriyle kırgınlığını ve kızgınlığını dile getirdi.
Kaçan şampiyonluğun sorumlusu olarak gösterilen başkan Özhan Canaydın ve Adnan Polat sürekli eleştirildi. Örnekler ve isimler saymakla bitmez. İkinci başkan Semih Haznedaroğlu, Şükrü Ergün, Celal Gürcan ve daha niceleri... 102 yıllık geçmişiyle övünen G.Saray Kulübü’nün gelenekleri alt üst oldu. Sarı kırmızılı camiada bir slogan olarak benimsenen "G.Saray’da kol kırılır yen içinde kalır" sözü tarihe karıştı. Küskünler bir kenara çekildi, kulübe hizmet etmek yerine başkan Canaydın ve başkan yardımcısı Polat’ı eleştirmeye başladı. Fikir ayrılıkları, G.Saray’da ender görülen istifaları da beraberinde getirdi.
Galatasaray yönetiminde yer alan 15 yöneticinin 6’sı 2006 Mart’ından bu yana hiçbir olumlu icraatta bulunmazken sürekli eleştirdiler. Tüm bu gelişmeler akıllara şu soruları getiriyor: "G.Saray’daki kötü gidişin tek sorumlusu Canaydın-Polat ikilisi mi?" Bu süreç içerisinde Polat ve kendisine yakın olan 4 yönetici neler yaptı? Muhalifler nasıl bir yol izledi? İşte yanıtı...
İŞTE ÇALIŞANLARAdnan Polat (Futbol Şubesi Başkanı, Mali, İdari ve Sportif Başkan Yardımcısı): Futbol şubesi ona bağlı. Vaktinin büyük bölümünü G.Saray için harcıyor. Seyrantepe ve Riva projeleri ile birlikte futbol takımını ileriye götürmek için çalışıyor. Ekonomik açıdan sıkıntılı olan kulübün borçlarının azaltılması için büyük çaba harcıyor. Uzun süredir para alamayan futbolculara, onun sayesinde düzenli ödemeler yapılmaya başlandı. Buna rağmen kulübün içerisinde en fazla eleştirilen kişi oldu.
Haldun Üstünel: (Futbol Şube SorumlusuGalatasaray TV’yi kurduBaşkan Özhan Canaydın’ın listesinde yer aldıği için eleştirildi. Yönetim içerisinde gecesini gündüzüne katıp çalışan ender isimlerdenbiri. Galatasaray Kulübü’ne büyük gelir getiren D-Smart projesini sunan ve tamamlayan idareci. Yıllardır beklenen GS TV’nin kurulmasında başrolü oynadı. Şampiyon olan ama kimsenin yüzüne bakmadığı PAF Takımı’nı kendi girişimleriyle Marmaris’e tatile yolladı.
Işın Çelebi: (Proje-Planlama Sorumlusu)Seyrantepe Projesi’ndeki kilit isimlerden. Canaydın ve Polat’la birlikte koordineli çalışıyor. Ne yönetim tarzı, ne de farklı görüşlere aldırış etmeden, Seyrantepe projesini mutlu sonla noktalamaya çaba harcıyor. Aynı zamanda Riva projesi ve bütçe konusunda da Polat’la dirsek teması içerisinde.
Tunca Hazinedaroğlu: Futbol Şube SorumlusuFutbol şubesinde ve icra kurulunda yapılan toplantıları kaçırmayan ender isimlerden. İnşaat işiyle uğraştığı için Adnan Polat’la birlikte Galatasaray adına yürütülen projelerin sorumluluğunu üstlendi.
Ahmet Dedehayır: Basketbol SorumlusuAdnan Polat’a yakın olduğu için eleştirilen yöneticilerden biri. Sorumluluğunu üstlendiği basketol şubesine kendi imkanlarıyla gelir yaratmaya çaba harcadı. Tarzı beğenilmese de Galatasaray Basketbol Şubesi’ni ayakta tutmayı başardı.
Atilla Kınay: Voleybol Şube SorumlusuVoleybol şubesinin sorumlusu... Camiada tanınan deneyimli isimlerden biri. Adnan Polat ile zaman zaman fikir ayrılığına düşüyor. Ancak yönetim kurulunun hiçbir toplantısını kaçırmadı. İcra kurulu toplantılarında da sürekli boy gösterdi.
Mehmet Helvacı: Hukuk İşleri SorumlusuYönetimde başkan Canaydın’a en yakın isim. Başkanın adeta sağ kolu. Franck Ribery’nin kaçmasında hedef gösterildi. Ancak kulübün her türlü hukuki sorunlarını çözmek için çaba harcıyor.
Vedat Irdelp: Su SporlarıGalatasaray’da su sporları şubesinden sorumlu. Yönetimde canla başla çalışan isimlerin başında geliyor.
İŞTE MUHALİFLERŞükrü Ergün (Asil ve Muhasip Üye): Başkan Özhan Canaydın’ın banko ismiydi. Aylardır hiçbir katkıda bulunmuyor. Bırakın yönetim kurulu toplantılarına katılmayı, G.Saray’ın Ali Sami Yen Stadı’ndaki maçlarına da gelmez oldu. "Yönetime küskünüm" diyerek bir kenara çekildi. 1.5 yılda yönetim kurulu toplantılarına sadece 4 kez katıldı.
Celal Gürcan (Sosyal Tesisler Sorumlusu): Daha 6. ayda isyan bayrağını açtı. "Galatasaray’da yanlış işler yapılıyor" diyerek yönetim tarzını sürekli eleştirdi. Kulüp içerisinde yapılan operasyonlara tepki gösterdi. 5 aydır Mecidiyeköy’deki kulüp binasına uğramıyor. Yönetimden ve kulübün sorunlarından habersiz.
Semih Haznedaroğlu (İkinci Başkan): G.Saray Yönetimi’ne Başkan Özhan Canaydın’ın ısrarı ile son dakikada dahil oldu. Daha aktif olmayı bekliyordu. Pasif bir görev verildiği gerekçesiyle Canaydın’a içerledi. Küskün olmasına rağmen kulüpteki gelişmeleri yakından takip ediyor, yönetimin kararlarına saygı gösteriyor.
Fatih Gökşen: (Futbol Komite Sorumlusu): Önceki dönem futbol şubesinde aktif olarak görev yaptı. Futbolcularla diyaloğu iyiydi. Kriz döneminde onların yanında yer aldı. Ancak bu dönem kendini geriye çekip, hep arka planda kaldı. Çoğu zaman toplantılara dahi katılmadı. Transferler hakkında bilgi sahibi olamamaktan şikayetçi oldu.
Ali Gürsoy:
(Futbol Komite Sorumlusu)Bir önceki yönetimde başkan yardımcılığı yapan Ergun Gürsoy’un oğlu. Futbol şubesinde görev alacağı vaadiyle yönetime girdi. Futbol şubesinde tek başına görev yapma beklentisi içerisindeki Gürsüy, bu isteği gerçekleşmeyince yönetimle olan bağlarını tamamen kopardı.
Engin Akçakoca:
(Finansman Sorumlusus)Pazarlamadan sorumlu yönetici olan Akçakoca, beklentilerin aksine hep geri planda kaldı. Toplatıların bir bölümüne katılmadı. Yurt dışında birçok merkez bankasının danışmanlığını yaptığı için sık sık seyahat yapıyor. Bu yüzden Galatasaray’a yeterli katkıyı sağlayamıyor.