Kupa kazanmanın tek yolu savaşmaktır

G.SARAY’ın yıldızı Didier Drogba, GSTV’ye çarpıcı açıklamalar yaptı. “Big Legend” programına katılan ve Veli Yiğit’in sorularını yanıtlayan tecrübeli futbolcu, şampiyonluk yarışı ve Chelsea maçlarıyla ilgili konuştu.

İşte o roportajın tam metni...

İlk olarak geçtiğimiz ayın, belki de tüm yılın en önemli zaferi olan Juventus maçıyla başlamak istiyorum. Neler söylemek istersin, gerçekten inanılmazdı...
Kulübün tarihinde böyle büyük maçlar ve galibiyetler var. Maçın içinde dramatik anlar yaşandı. Kar yağıyordu, maç iptal oldu, ertelendi. Ve grubumuzdaki pozisyonumuz... Bir gün sonra tekrar sahaya çıktık, taraftar oradaydı ve tribünler yine tamamen doluydu. Efsanevi bir maç olması için her şey hazırdı. Biz de sahada bunu gerçeğe dönüştürdük. Taraftarlarımızla ve o gün başardıklarımızla gurur duyuyorum.

İkinci gün öncesinde, tüm o zorlu şartlarda, kar altında 40.000’den fazla taraftarın stada gelmesini bekliyor muydunuz?

Öyle ümit ediyorduk. İkinci günün sabahında maçın saat 15.00’te olduğunu, stadın da pek kalabalık olamayabileceğini düşünüyorduk. Ama herkes geldi, herkes oradaydı. Bu harika bir şeydi. Taraftarımız takımına olan büyük tutkusunu gösterdi. Kulüp için harika bir gündü.

Sen de Wesley Sneijder’a kafayla harika bir asist yaptın. Hem Sneijder’ın golü, hem de bireysel performansı hakkında neler söylemek istersin?

Sürekli bağırıyordu bana. Top havadayken, tüm o olay gerçekleşiyorken sesini duyuruyordu. Sürekli, sürekli... Benim de tek şansım topu ona vermekti, yoksa beni öldürecekti! O pastan sonra harika bir gol attı. Bu ligde böylesi kaliteli ve ekstra işler yapabilecek oyunculara her zaman ihtiyacınız var. Onun için çok mutluyum. Biliyorsunuz, o benim arkadaşım; ama daha öncesinde o harika bir futbolcu. Attığı gol ve bizi üst tura çıkardığı için onun adına mutluyum.

Her geçen gün daha da iyi oluyor, genel performansı için neler söylersin?
Takımınıza ve hayatınızda yaptığınız değişikliklere alışmak için zamana ihtiyacınız vardır. Bu sezon geçtiğimiz sezondan çok daha iyi. Yaşın hiçbir önemi yok, tamamen performansla ilgili. Şu anda harika bir iş çıkarıyor.
Yeni bir hikâye başlıyor. Ve bu hikâyenin ana kahramanı Didier Drogba. Chelsea ile eşleştiğimiz andan itibaren tüm internet siteleri, otoriteler bunun üzerine konuşmaya başladı. Sen bu hikâye için neler söylemek istersin?
Hayatımın, futbol kariyerimin sekiz yılı... Aynı takımda daha uzun zaman geçirmemiştim. Evet, çok özel olacak. Öyle olmasını umuyorum. Umarım keyif alırım; ama aynı zamanda bir sonraki tura yükselmek istiyorum. Şampiyonlar Ligi’nde ilerlemek, aşama kaydetmek kulüp için çok önemli. Geçen sezon çeyrek final oynadık. Bu sezon daha ilerisini denemek için çaba göstermeliyiz. Şu an yolumuzda Chelsea var. Elimizden gelenin en iyisini, hatta daha fazlasını yapmak zorundayız. Umarım bunu yapabiliriz. Bu kolay değil, gerçekten zor; çünkü rakibimizi tanıyorum. Teknik direktörü, oyuncuları tanıyorum. Ama bu futbol, asla bilemezsiniz...

Bu anlamda senin tavsiyelerine ihtiyacımız var, aynı zamanda takım arkadaşlarının da tavsiyelerine ihtiyacı var. Chelsea karşısında en tecrübeli oyuncumuz sensin. Londra’da ne yapmamız gerekiyor?
Öncelikle İstanbul’da bir şeyler yapmamız lazım. Eğer üst tura inanıyorsak, İstanbul’da da en iyisini yapmalıyız. İyi bir skor almalıyız. 0-0, 1-1, 2-0, 1-0... İlk olarak İstanbul’da en iyisini yapmak zorundayız. Sonrasını Stamford Bridge’de göreceğiz. Ama en önemlisi İstanbul.

Eşleşmeden sonra Jose Mourinho ile konuştun mu?

Oradaki tüm arkadaşlarımla konuşuyorum. Bize karşı oynayacakları için oldukça mutlular. Ben de çok mutluyum. Garip duygular olacak benim için. Oraya gidip eski takım arkadaşlarıma, dostlarıma karşı oynayacağımı düşünüyorum. Onlar hâlâ benim arkadaşım, belki daha fazlası. Epey garip olacak; ama sahaya çıktığım anda sadece maça konsantre olacağım.

Lukaku’nun seni kendisine idol olarak aldığını biliyoruz. O, şu an belki sadece bir yıllığına da olsa başka bir takımda oynuyor. Chelsea özellikle forvet oyuncuları özelinde problemler yaşıyor, santrforları sadece beş ya da altı gol atabildi...
Hayır, problemleri forvet oyuncuları değil.

Sen problemin ne olduğunu düşünüyorsun, sistem mi?

Belki herkesin beklediği kadar değil; ama forvet oyuncuları özellikle de önemli maçlarda gol atıyor. Ve Galatasaray maçı da onlar için önemli bir maç olacak. Dikkatli olmalıyız. Takıma bakarsınız, “Hah, bunları yenmek mümkün. Forvetleri gol atamıyor. Diğerleri iyi savunma yapamıyor, eskisi gibi koşamıyor” diye düşünebilirsiniz. Ama onlara karşı oynadığınız zaman, ki ben onları iyi tanıyorum, oradaydım ve hâliyle tanıyorum, çok zor olduğunu anlarsınız.

Yani sen genel kanıyla aynı fikirde değilsin?

Evet, aynı fikirde değilim. Oradaki mantalitenin farklı olduğunu biliyorum. Önemli oyuncular için büyük maçlar her zaman farklıdır. Onlar da önemli oyuncular. Ve gol atmak, her iki maçı da kazanmak için orada olacaklar. İlk maçı oynayacağız, her şey ilk maçtaki skora bağlı.

Maviler’in efsanesi Stamford Bridge’de olacak. Bize Stamford Brigde’deki atmosferi anlatabilir misin?

Orası benim evim. Orası, yıllar boyunca benim evim oldu. Orada gözüm kapalı bile gol atabiliyordum. Her hafta sonu oradaydım çünkü. Haftada bir kez, bazen iki kez. Oradaydım. O stadı çok iyi tanıyorum. Çizgilerin nerede olduğunu biliyordum, hangi taraftarın nerede oturduğunu bile biliyordum. Her hafta sonu orada, tezahürat yapıyordu. Çok güzel bir atmosfer. Şampiyonlar Ligi’ndeki büyük gecelerden keyif almak için harika bir stadyum.

Orada seni hangi sürprizlerin beklediğine dair bir tahminin var mı?

Bilmiyorum... Gurur duyabileceğim tek şey, ben oradan zirvedeyken ayrıldım. Taraftarların benim orada yaptıklarımı gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Orada geçirdiğim vakitten dolayı çok mutluyum. Kulübü çok sevdim, hâlâ da seviyorum; çünkü o, benim takımım. Hiç kimse bu kulübü benim kalbimden söküp alamaz. Bu gerçek! Ama ben Galatasaray’ın oyuncusuyum. Ve elimden gelenin en iyisini bu kulüp için yapacağım, şu anda da yaptığım gibi. Hayat bu. Benim tüm konsantrasyonum Galatasaray, bu kulüp için harika işler başarmak ve formamıza dördüncü yıldızı takmak. Trabzonspor’a karşı kazanarak geri dönebileceğimizi gösterdik. Ligde şampiyonluğu kazanabileceğimize inanıyoruz. Biz Galatasaray’ız! Dolayısıyla, Chelsea’den çekinmemeliyiz. Evet, onlara saygı göstermeliyiz. Avrupa’da büyük tarihi olan bir kulüp; ama onlara karşı sahaya çıkıp, elimizden gelenin en iyisini yapmalı, şansımızı değerlendirmeliyiz.

Ligde birinci sıradaki Fenerbahçe ile aramızda sekiz puan fark var; ama ligin ikinci yarısında tüm büyük maçları evimizde oynayacağız. Fenerbahçe’nin ise deplasmanda zorlu maçları var. Bunun bir avantaj olduğunu düşünüyor musun?

Bu, bir avantaj olabilir; ama Beşiktaş, bize karşı kendi stadında oynuyordu. Ve kaybetti. Yani pek bir anlamı yok. Fenerbahçe, Beşiktaş’a karşı kendi stadında oynuyordu. Ve berabere kaldı. Yani pek bir anlamı yok. İç saha veya dış saha farkı yok bana göre. Lider olabilmemiz için kazanmamız gereken maçlar var. Evet, bu avantaj olabilir; çünkü taraftarımızla birlikte oynayacağız. Ancak saha içinde 11’e 11’iz. Bu bize bağlı. Takım olarak oynamak, birbirimiz için savaşmak istersek, Juventus maçında yaptığımız gibi, bizimle başa çıkabilecek çok fazla takımın olamayacağını düşünüyorum. Bu bizim her maçta, her hafta sonunda ihtiyacımız olan şey. Juventus’a karşı oynamadığımız zaman bile... İster Akhisar’a, ister Fenerbahçe’ye karşı oynayalım, çok önemli değil. Birbirimiz için mücadele etmeli, sezon sonuna kadar birbirimiz için savaşmalıyız. Kupalar kazanmanın tek yolu bu çünkü.

Aile olmak senin için ne anlam ifade ediyor? Bu genel bir soru, nasıl anlamak istersen...

Aile, çok geniş bir kavram. Nasıl tanımlayabilirim, bilemiyorum. Benim için aile; beraberlik, mutluluk, güven ve birbirleri için savaşan insanlar demek. Aileyi tanımlayabilecek en iyi söz, benim için tabii bu: “Senin için ölebilirim.”

Cristiano Ronaldo, geçtiğimiz günlerde FIFA Ballon d’Or Ödülü’nü kazandı. Sence favori o muydu, neler düşünüyorsun?

Onun için mutlu oldum. Fotoğraflara baktığınızda Ballon d’Or’u kazanmak için gerçekten çok sıkı çalıştığını görebiliyorsunuz. Franck Ribery de olabilirdi, harika bir sezon geçirdi. Bence Cristiano, son yıllarda daha istikrarlı. Ribery, çok iyi bir sezon geçirdi. Bir yıl önce de iyiydi. Ama Cristiano, ondan bir adım daha öndeydi.

Geçtiğimiz ay GQ Turkey tarafından Yılın Adamı seçildin. Bu konu hakkında neler söylemek istersin? Ayrıca iyi sporcuların iyi bir akıl hocasına ihtiyacı olduğunu düşünüyor musun, sadece futbol değil, hayatla ilgili tüm konularda?

GQ Turkey tarafından Yılın Adamı seçildiğim için gurur duydum. Bir yıl önce de GQ İngiltere ile Yılın Adamı seçilmiştim. Evet, bu bir başarı. Gittiğiniz her yerde insanlar sizi seviyor, size yaptığınız işten dolayı saygı duyuyor. Bu ödülü aldığım için gerçekten onur duydum. Benim için futbolcu olmak sadece futbol oynamak değil. Yaptığınız her şeyden sonra, birçok

Sen aynı zamanda profesyonel bir şirketle çalışıyorsun... Bu çok önemli.

Evet, önemli. Biz sadece futbol hakkında konuşmuyoruz. Bu seviyeye ulaşabilmişseniz eğer, şanslısınızdır. Önünüzde keşfedebilmeniz için birçok kapı açılır. ‘Ben bu iş, şu iş, o iş hakkında her şeyi biliyorum’ demeyeceğim. Futbol hakkında birçok şey biliyorum; ama diğer şeyler hakkında? Öyleyse bazı insanların bilmediklerim hakkında bana tavsiyeler vermesi gerekiyor.

Yazın Londra’dayken senin okuduğun kitabı görmüştüm: Talent is Never Enough. Bu senin hayat felsefen mi, bu kitabı neden tercih ettin?

Bu kitabı tercih ettim; çünkü biri bana bu kitabı okumamı önermişti. Havalimanındaydım, genç bir çocuk yanıma geldi, onunla uçakta tanışmıştık, bu kitabı bana verdi. Biraz garip; çünkü bu benim hayat felsefem. Her zaman söylediğim gibi, birlikte yetiştiğim arkadaşlarım arasında benden çok daha iyi olan arkadaşlarım vardı. Birçoğu benden yetenekliydi. Ama ben bu seviyeye geldiğim için daha şanslıyım.

Seninle diğerleri arasındaki fark neydi?

Çok çalıştım, çalıştım, çalıştım, çalıştım... Bazıları çok yetenekliydi ve bu yüzden çalışmaya gerek olmadığını düşündüler. Ama eğer çalışmayı bırakırsanız, gelişiminizi sürdüremezsiniz. Tabii ki, yine yeteneklisinizdir. Ancak sizden daha az yetenekli olanlar çalışarak, ama sürekli çalışarak sizi geçerler. Ben onlar kadar kabiliyetli olmadığımı biliyordum. O yüzden çalıştım. Bu kitap da benim hayat felsefemdeki küçük fotoğraflardan biri.

Bu senin yaşam felsefeni gösteriyor; ama sadece bu değil herhâlde...

Hayır, tamamen bu değil tabii. Sadece tecrübelerimin bir bölümü. Bu kitap, bana hitap ediyor. Ve evet, bu kitabı senin de okuman gerekiyor.

Kariyerinin en güzel golü hangisi?
Kariyerimin en güzel golü, her zaman attığım son gol olacak. Gol atmak çok zor bir iş.

Hiç mi özel bir gol yok?

Benim için özel goller var. Ama bir tane? Hayır. Çok sayıda gol attım. Ve bunlardan birçoğu da güzel gollerdi; ancak en güzel golüm, attığım son gol olacak. Her zaman.

Geçmişe baktığında daha farklı yapmak istediğin şeyler, pişmanlıkların var mı?

Hayır. Hiçbir pişmanlığım yok. Çok yanlış yaptım, hâlâ yapıyorum. Ama hepsinden bir ders çıkarıyorum. Her biri beni farklı bir adam yapıyor, her hatam beni biraz daha büyütüyor. Daha tecrübeli, daha bilge bir insan hâline getiriyor. Hayır, hiçbir pişmanlığım yok. Hayatımda hiçbir şeyi değiştirmek istemiyorum.

Her şey, senin için yeni bir tecrübe...

Her şey! Asla hayatımda bir şeyi değiştirmek istemem, asla!

Ve son olarak, favori müzik tarzından bahsedelim...

Benim için özel bir şeyden konuşacağız. Müziği genel olarak çok seviyorum. Fildişi müziği, Afrika müziği, hip-hop, rap, hatta klasik müzik. Farklı müzikleri seviyorum. Kulağıma hoş geliyorsa... Müzik, bir his meselesidir. Sadece bir şarkı değildir. Histir. Eğer bir şey sizi şuranızdan yakalıyorsa, onu seversiniz. Klasik müzik, hip-hop, dans müziği veya elektronik müzik, fark etmez. Müzik evrenseldir...

Son günlerde yeni bir şarkı veya müzisyen var mı dinlediğin?

Her zaman yeni şarkılar dinlerim, takıma da dinletirim.