Küfürsüz derbi nasıl olacak?

Güncelleme Tarihi:

Küfürsüz derbi nasıl olacak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2001 00:00

GALATASARAY- Fenerbahçe maçından sonra, hürriyetim.com.tr'ye ‘‘Küfürsüz derbi olur mu?’’ şeklinde, başlığından da net bir şekilde anlaşılacağı üzere fikir zenginliği bakımından ‘‘10 numara’’ bir yazı yazdık.‘‘Fikir zenginliği’’ dediğime bakmayın, saçmalıyorum. Kaç cümle sıkacaksın ki bu konuda.Konu aslında şu kadar cümle ile bitirilebilir: ‘‘Küfürsüz derbi olmaz. Keşke olsa ama işin doğasına aykırı.’’Böyle deyince direkt küfür yanlısı gibi algılanıyorsun. Yabancıların ‘‘politically correct’’ dediği, Türkçeye ‘‘rutubetten nem kapan’’ şeklinde çevrilmesini önerebileceğimiz yapıdaki okurlar ‘‘Vay efendim sen maçlarda küfürü nasıl yüceltirsin’’ diye, bu fakirin üstüne geliyor.Ben diyorum ki, ‘‘Küfürsüz derbi olmaz. Keşke olsa ama olmaz.’’ Bu cümleden küfür yanlısı olduğumu çıkartmak için hakikaten çaba göstermek gerekiyor.Ayrıca küfür yanlısı da olabilirim. Böyle bir hakkım var değil mi güzel insanlar?Diyorlar ki; ‘‘Küfür yüzünden kadın taraftarlar maçlara gelemiyor.’’ Ben de diyorum ki, siz öyle sanıyorsunuz. Numaralı tribünde küfür dağarcığı, sıradan bir taraftarı yaya bırakacak pek çok kadın taraftar var. Bu sadece Galatasaray için de geçerli değil. Beşiktaş'ta da Fenerbahçe'de de böyle kadın taraftarlar var.***Mesela, (ismi lazım değil) geçen sene Real Madrid maçında, üçüncü golden sonra üç erkeği birden sırtında tartma başarısını gösterip, koparma dalında esaslı bir rekora imza atmış bir arkadaşımız var.Kendisi, benim tanıdığım en aklı başında, en terbiyeli insanlardan biridir. Mesela biri bu mümtüz şahsiyeti çok öfkelendirdi diyelim. Arkadaşın küfür etmesi gereken bir durum oluştu. Hakaret etmek için, aklından hayvan ismi geçirse, ‘‘Deve’’ bile demez, diyemez. Çünkü dediğim gibi çok terbiyeli bir insan. Gözü dönse bile söyleyeceği şey, ‘‘Yürüyünüz, gidiniz lütfen, tavuskuşu!’’ filan olur.Fakat Ali Sami Yen'e geldiğinde bir anda kimlik değiştiriyor. Beraber maç seyretmeye başladığımız ilk dönemlerde, yanında küfür etmemeye çalışıyorduk.Mesela, Galatasary camiası olarak hoş karşılamadığımız ve bu hissimizi net bir şekilde ifade etmek istediğimiz bir pozisyon oluyor. Küfür vanaları direkt açılıyor ama fark ediliyor ki, yanımızda bu hanım insan var, direkt saçma sapan şeyler söyleniyor.‘‘Sizin ayağınız da tahta galiba sayın forvet bey’’, ‘‘Sen o topu al... Öteki topların yanına götür’’, ‘‘Hakeeeeem. O bayrağı var ya. Sıkı tut düşüreceksin’’ gibi tribün klasiklerine imza atıldığı o günlerde fark ettik ki, bizim söylemediklerimizi o söylüyor.Sonra biz de koyverdik gitti tabii ki. Sıkıntısı olan kişilere, ‘‘Git maça bağır. Rahatlarsın’’ tavsiyesinin yaygın bir şekilde verildiği güzel memleketimizde, küfürü nasıl engelleyebilirsiniz?***Kimse, kimseye terbiye dersi vermesin. Derbi maçında küfür olur, olacaktır da. Oraya gelip, sinir sistemine by-pass operasyonu yapan binlerce insan var.Şimdi bu kadar laftan sonra komik olacak ama ben küfür sevmiyorum. Çok samimiyim. Galiz küfür kadar insanı sinir eden başka bir şey yok.Dev bir koronun sizinle, akrabalarınızla, tuttuğunuz takımla ilgili cinsel temalı tezahüratını dinlemek hiç de zevk alınacak bir şey değil.Son maçta özellikle Aziz Yıldırım'a yapılan tezahürat, çok ama çok ayıptı. Yakışmıyor böyle şeyler Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş takımlarına. Oysa yaratıcı tezahüratlar ne kadar güzel oluyor.Bu konuda Beşiktaş'ın Kapalı tayfasına hayran olduğumuzu da söyleyelim. Benim gördüğüm en iyi reflekse sahip tribün.Yıllar önce, stadlarda küfür kesinlikle yasaklanmıştı. En basit küfürü eden taraftar, polis tarafından anında araklanıyordu. O dönemi en az zararla kapatan tribünlerden biriydi Beşiktaş'ın kapalısı. Bütün küfürlü tezahüratları, başka kelimelerle değiştirerek yorumlamışlar ve feci güzel şeyler çıkarmışlardı ortaya.***Şimdi buraya yazsak, yanlış olacak. Ama takdir hislerimizi bir kez daha tekrarlayalım.Yaratıcılık konusunu tamamen Beşiktaş'a bırakmıyoruz tabii ki. Mesela son maçtaki ‘‘Burası Sami Yen, Burada Elektrik Var’’ ve benzeri pankartlar çok iyiydi.Fenerbahçe'nin geçen yılki ‘‘Sizden nefret ediyoruz’’ ve ‘‘Aslan Terbiyecisi’’ temalı kampanyaları da bence feci başarılıydı.Küfür yerine bu tür zekice taşlamalar daha iyi oluyor.Ama derdimizi bir kez daha tekrarlayalım ve bu konuyu kapatalım: Ali Sami Sen'de, Şükrü Şaraçoğlu'nda, İnönü Stadı'nda, ne bileyim işte Rize Şehir Stadı'nda, nerede olursa olsun küfür olmasını istemiyorum. Ama bunu engellemek de mümkün değil. Polisle de olmuyor, terbiyeye davetle de. İş tribündekilere düşüyor. Nefret dolu küfürler yerine, karşı tarafı çıldırtacak küfürsüz espriler bulmak en iyisi.Haydi bakalım, iyi maçlar herkese.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!