Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2006 00:00
Motorun gücü vitesler aracılığıyla tekerleklere aktarılmadan otomobiller hareket etmez. İşte şanzıman denen dişli kutusu bunu başarır. Şimdi uzun yıllardır bilinmesine rağmen devamlı değişken şanzımanın kullanımı şimdi küçük ve orta boy arabalarla hibritlerde de yayılmaya başlandı.
Bir otomobilin motoru kontrolsüz bir şekilde döner; ancak sürücü, aracı vitese takmadan otomobil hareket etmez. Bir yüzyıldan beri şanzıman denilen dişli kutusu motorun gücünü tekerleklere aktarır.
Düz vitesli tasarımlarda, sürücü farklı torklar iletmek için vites değiştirir. Otomatik vitesli arabalarda hidrolikler veya servomotorlar vitesi değiştirir.
Devamlı Değişken Şanzıman (DDŞ) (Continuously Variable Transmission) denilen tümüyle farklı sistem, 50 yıldır varolmasına karşın ancak son yıllarda hibrit araçlarda ve küçük veya orta boyuttaki otomobillerde boy gösteriyor.
Manüel ve otomatik
DDŞ’nin çeşitli konfigürasyonları bulunuyor ve bunlar dişlileri tamamen devreden çıkartıyor. Yaygın bir versiyonunda, bilgisayar kontrolünde, iki çift hareketli konik makara bulunur ve bunlar sert çelik bir kayış ile birbirine bağlanır.
Tipik 5 hızlı manüel veya 4 hızlı otomatik gibi sabit sayıdaki dişli oranları yerine, DDŞ’ler tork aktarımının derecesinde sürekli bir değişiklik sağlar. Bu da sınırsız sayıda dişli oranı anlamına gelir.
Aracın ivmesi arttıkça, sürücü vites değiştirme gereğini hatırlatan sarsıntıları duymaz, çünkü bir orandan diğerine geçişte basamak yoktur. Değişken aktarım hızı ayrıca motorun optimum çıkış derecesinde çalışmasını da sağladığı için yakıt tasarrufuna yol açar. Vites kolunda yalnızca park, geri, nötr ve sürüş aşamaları bulunur.
Farklı görüşler
DDŞ’lerin giderek yaygınlaşmasının bir nedeni de kayış ve konik makara malzemelerinde yaşanan gelişmedir. DDŞ üretim uzmanları bu konuda şöyle konuyuşor:
"DDŞ’lerin üretimi çok ciddi bir know-how gerektiriyor. Performans özellikle aracın düşük hızlarında ve hızlanma/yavaşlama sırasında artar. Yüksek hızlarda seyrederken kayış sürtünmesine bağlı olarak performans düşer."
Bazı mühendisler kayışların büyük araçların kısa sürede hız kazanmalarına engel olduğunu ileri sürerken, diğerleri ise DDŞ’lerin daha büyük araçlarda da kullanılabileceğine inanıyor.
Örneğin Nissan şimdi bu sistemi Murano
spor station wagonlarında kullanıyor.
Küçükler popüler
Ancak şu anda,
trafik sıkışıklığı nedeniyle küçük otomobilleri tercih eden Asya ülkelerinde DDŞ’ler daha popüler. Diğer otomobil üreticileri, başta ABD’dekiler olmak üzere bu sisteme kuşkulu yaklaşıyor.
Scientific American’da yapılan tanıtıma göre, 2004 yılında General Motors Saturn Vue modelinde DDŞ’lerin yerine 6 hızlı otomatik vitesleri yerleştirdi. Ancak GE’nin yetkililerinden Nick Richards, otomatik vitesin enerji kayıplarına yol açtığından yakınıyor.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?DDŞ’ler, dur-kalk tipi seyirlerde yakıt tasarrufu sağlamakla birlikte otomatik şanzıman yüksek hızlarda daha iyi performans verir. İki tasarımda da, araç belirli hızlarda yol alırken şanzıman tork çeviricisi, motor şaftını diferansiyel şaftına kilitleyerek, çeviricilerdeki hidrolik kaybını azaltır.
Da Vinci sürüşü: 1490’da Leonardo da Vinci iki çubuk arasında sürekli olarak değişen güç için bir mekanizma tasarlamıştı. 1880’li ve 1930’lu yıllarda Avrupa ve Amerika DDŞ için patent aldı. Hollandalı mucitler Hub van Doorne ve Wim van Doorne 1958 yılında bir DDŞ tasarladı. DAF adını verdikleri şirketleri ilk pratik DDŞ’yi üretti. Kardeşler daha sonra Van Doorne Transmissie adını verdikleri güç aktarım sistemini geliştirmeye başladı. Bu sisteme şimdi Bosch sahip. 1989’de Subaru Justy bu teknoloji ile üretilmiş ilk model oldu.
Bazı araba üreticileri, otomatik manüel vitesli araç üretiyor. Bu modeller, otomatiğin rahatlığını yaşamak isteyip de arada sırada vites değiştirme zevkini tatmak isteyen tüketiciler için geliştirildi. Bu sistemde debriyaj pedalı bulunmaz. Vites kolunun hareketi basit olarak otomatik aktüatörlere devreye girmesini söyler. BMW da "sportif" bir DDŞ üretti. Bu modelde sürücü vites değiştirebiliyor.