Kriz Süper Lig'i de süpürür!

Güncelleme Tarihi:

Kriz Süper Ligi de süpürür
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2009 00:00

İkinci yarı için çanlar çalmaya başladı. Kulüpler tribünleri doldurmanın yollarını şimdiden aramalı. Futbolsever hem kalitesiz hem de pahalı bir lige para kaptırmaz.

KOCA bir ilk yarının 16 haftasını bir lokmada yiyip bitirdiler. Kazasız ve belasız... Yine de kaybedilen her puana bir kulp takıp, ortalığı birbirine kattılar. Kafalarına uymayan ve işlerine gelmeyen her düdüğe isyan ettiler. Belki de en masum bir hakem hatasının arkasına gizlenerek kusurlarına perde çektiler.

Şimdi mola zamanı...

Biraz soluk, biraz da moral alıp, tekrar dünyalarına dönecekler. Dilerim, ilkinden farklı, başarılı ve patırdısız bir ikinci yarı geçirirler.

Dedik ki... Süper Lig’in ikinci yarısında yaşanacak her olasılığı şimdiden gündeme taşıyalım. Gelişecek sürpriz sonuçların reçetesini şimdiden yazalım. Bu niyetle yola çıktık. Okuyun, her sorunun yanıtı sizleri bir gerçeğe taşıyacak... 

Puan cetvelinin tepesinde iki Anadolu takımı var. İkisi de şampiyonluğa oynuyor. Bu iki takıma ikinci yarıda diğer Anadolu takımlarından SEMPATİ PUANLARI gelebilir mi?

İlhan Söyler: Gelebilir. Kollarlar bu iki takımı. Canını kurtaran yol verir Sivas ve Trabzonspor’a...

İsmail Er: Kimse kimseye bir şey koklatmaz. Eski hesaplar hatırlanır, ortaya dökülür. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Değil mi?

Sadi Kemal Yaşar:
Bu ligde kimse başkasının derdi ile uğraşmaz. Kimse de başkası için Süper Lig’deki yaşamını tehlikeye atmaz. 

Sevgili İsmail Er, Mustafa Denizli 17 milyon Beşiktaş taraftarına umut dağıtıyor. Şampiyonluktan sözediyor. Gerçekten inanıyor mu? Yoksa, camianın moralini mi güçlü tutmak istiyor?

İ.E:
Dilerim dediği gibi olsun. Ama hocamın işi öylesine zor ki... Bu kadronun çapı sınırlı. Kiminle şampiyon olacak. Cisse, Zapo, Delgado veya diğer yabancılarla mı? Denizli’nin sezon başında bu işe soyunmasını ve transferleri eli ile yapmasını isterdim. O zaman yürekten inanırdım.

á Şimdi inanmıyor musun?

İ.E:
Üzgünüm...

3 büyüğün silahşorü

Gelelim futbolculara. Ortak bir soru...

İkinci yarıda hangi futbolcular 3 büyüklerin başarısına katkı sağlar. Sadece tek isim verin...

İ.S: G.Saray’da tartışmasız Lincoln.

İ.E:
Beşiktaş’ta tek kalem... Holosko.

S.K.Y: Nöbetçi golcü, yani Semih Şentürk.

- Yine 3 büyüklerden bir soru...

Sezon sonunda hangi büyük, teknik adamı ile yollarını ayırır?

İ.E:
Bu ekonomik krizde başarı da pek para etmez. Astronomik ücret isteyen ilah olsa tutunamaz.

İ.S: Şampiyonluğu kaçıran takımın teknik adamına Allah kolaylık versin.

S.K.Y: F.Bahçe, şampiyon olmayan teknik adamı bünyesinde asla barındırmaz.

Ezeli rakipleri foto-finiş ayırır

á Sevgili Sadi, Alex ile Aragones’in arasından bir kara kedi mi geçti? Söylentiler doğru mu?

S.K.Y: Buna sadece ufak bir kırgınlık diyebilirim. Aragones’in oyundan alması, Alex’i biraz bozuyor. Gelecek günler için bir şey söyleyemem. Ama bu iş bir yanardağ gibi kaynıyor.

Bir soru daha...

Aragones, ikinci yarı için Deivid’i ön plana çıkartacak bir sistem mi planlıyor?


S.K.Y: Bu haberi yazan benim. Aragones, Alex’in şu andaki performansını da hesaplayarak, Deivid’in bazı özelliklerinden yararlanmayı amaçlıyor. Yani, bir bakıma açık kapatmak istiyor Aragones.

á Sevgili İlhan, G.Saray’ın ani çıkışını, performansını neye bağlıyorsun?

İ.S:
Önce takım ruhunun oluşmasına... Sonra Lincoln’un doğuşuna. Daha sonra da Lincoln-Baros ortaklığına!

á Peki, samimi bir yanıt bekliyorum... G.Saray sahaya, Skibbe’nin taktiksel planı ile mi çıkıyor... Yoksa, Kalli’nin öneri ve talimatları ile mi? Lafın kısası, gerçek patron kim?

İ.S:
Skibbe’yi iyi tanıyorum ve yakından izliyorum. G.Saray sahaya, kesinlikle onun taktiksel anlayışı ile çıkıyor. Kalli mi... O bir baba. Düşüncelerini söylüyor. Skibbe kafasına göre özümlüyor. Bu da Skibbe’yi mutlu kılıyor.

á Aklıma gelmişken sorayım. Adnan Polat, seyirci sayısında F.Bahçe’yi geçtiklerini söyledi. Ne dersiniz?

S.K.Y:
Sayısal yönden kimse Türkiye’de F.Bahçe’nin önüne geçemez. Bunu sayın Polat da biliyor. Ama iyi bir gündem yarattı. Neredeyse, herkes saymaya başlayacak.

İ.S:
Bu iki takımı foto-finiş ayırır. Kimse yorum yapmasın.

Bir maç asgari ücreti GEÇiYOR

 Küresel ekonomik kriz bizim ligi de vurur mu?

İ.E:
Hem de nasıl. Sezon başında kombine satışlarında parsayı toplamışsan biraz nefes alabilirsin. Sorarım, kombine satışları kaç kulübü mutlu kıldı. Saysam, ikiyi geçmez. Bilet fiyatlarına bir bakın. 300 milyona kadar dayanıyor. Bunun yol parası, yiyecek-içecek parası.... Asgari ücreti geçiyor...

S.K.Y: F.Bahçe’nin kombine satışı mükemmel. Ancak, geri kalan boşluklara seyirci bekliyor. Olmasa da bir şey olmaz demeyin. Herkes meteliğe takla atıyor. Bu iş F.Bahçe’yi de etkiler.

İ.S: Elbette etkileyecek. Kulüpler, seyirciyi fedakarlığa zorlayacak, tribünlere çekecek bir şeyler düşünmeli. Cebinden çıkacak parayı unutturacak bir yenilik gibi...

İsmail Er lafa girdi ve dedi ki...

Zaten kalitesiz bir lig oynanıyor. Bana, zevk aldığınız, keyifle izlediğiniz bir-kaç maç sayın diye sorsam... Koca bir ilk yarıdan sayacağınız maç sayısı üçü geçmez. Buna bir de ekonominin vuracağı darbeyi ekleyin... Millet, hem kalitesiz hem de pahalı bir lige para öder mi?

Hadi artık, noktayı koyup bitirelim bu söyleyişi... Ama kalkmadan son bir soru... 

Bu lig bu hakemlerle biter mi?

Hem de nasıl... Siz hiç havada kalan uçak gördünüz mü? Lig de aynen onun gibi. Bitmeyen bir lig hatırlıyor musunuz? Başarısız bir teknik adamı kapı önüne koyarlar. Futbolcuyu postalarlar. Ama hakemlerin yeri-mekanı bellidir. Kötü bir maç yönetseler de bir kaç hafta dinlenip sonra PAT diye bir kentte karşınıza çıkarlar.

Kazasız-belasız bir ikinci yarı dileği ile iyi yıllar!


Yabancı hakemler gelsin farkı bir görelim

á Sevgili İsmail, Hakemler konusunda sayın Yıldırım Demirören’in feryadını haklı buluyor musun?

İ.E:
Ben, biraz hakkın da ötesine geçeceğim. Yediler-bitirdiler Beşiktaş’ı. Bu konuda sayın başkana aynen katılıyorum. Ama başkanımıza bir sorum var. Hakemleri yönetecek kurumların oluşumunda ne gibi etkin bir rol oynadı?

Dönüyorum yine hakemlere. Diyorlar ki, en azından derbileri yabancı hakemler yönetsin. Ve bu patırdı sona ersin.

Ne dersiniz. Yabancı hakem bu derde deva mı?

İ.S:
Denemekte yarar var. Bir derbiyi yabancı hakem yönetsin, bizler de farkı görelim.

İ.E: Lig maçlarını bir zamanlar yabancıların yönettiğini hatırlıyorum. Patırdı-gürültü çıkmazdı. Şimdi koşullar değişti. Etik değerler de. Örneğin, bir yönetici paçayı kurtarmak için yenilginin faturasını acımasızca hakeme kesiyor. Yine de bir çare olarak düşünülebilir.

S.K.Y: Ne işi var yabancı hakemin. Her ülke kendi hakemini kullanıyor. Bu yabancı hayranlığı niye. Bir şey gözden kaçıyor. Futbolcuların davranışları hakemlerin yönetimini önemli ölçüde etkiliyor. En ufak bir yaygara seyirci ile hakemi karşı karşıya getiriyor. Avrupa’da bu yok. Ve gönül rahatlığı ile maç yönetiyorlar.

İstanbul YIKILMAZ

 Şampiyonu derbilerin sonuçları mı, yoksa, Anadolu takımlarının özellikle 3 büyüklerden alacakları puanlar mı etkileyecek?

İ.S:
G.Saray’ın geniş ve güçlü bir kadro yapısı var. Bu kadroya Linderoth da katılacak. G.Saray ilk yarının son haftalarındaki performansı ile oynarsa, hiç bir güç G.Saray’ın yolunu kesemez.

İ.E: Her şeye karşın Beşiktaş’tan iyi bir finiş bekliyorum. İlk yarıdan daha iyi oynayacağını ve bunu skora yansıtacağına inanıyorum. Ama bu finiş Beşiktaş’ı arzuladığı noktaya götürür mü... Bilemem. Gelecek, yakalayacak ve geçecek. Biraz geç kaldı gibi...

S.K.Y: Alex’in form grafiğinde bir sıçrama bekliyorum. Deivid’in dönüşü ve Gökhan Emreciksin’in transferi F.Bahçe’ye farklı bir kimlik getirecek. F.Bahçe’nin derbi kaybedeceğini düşünmüyorum. Geriye ne kalıyor. Anadolu takımlarına yitireceği bir kaç sürpriz puan mı... O da F.Bahçe’yi etkilemez. 

Bu sezon Trabzonspor veya Sivasspor İstanbul hegemonyasını yıkabilir mi?

İ.S:
Çok isterdim. Ama mümkün değil. Sadece zorlarlar.

İ.E: Aklımdan bile geçmiyor. Yine de biri olursa üzülmem...

S.K.Y: Sadece zirveye heyecan getirirler. Hepsi o kadar...

Yakalanmayan kaçak: ŞiKE!

á Hassas bir yola giriyoruz. İkinci yarıda belki de dillerden hiç düşmeyecek bir konu... Zaman zaman yükselen ŞİKE söylentilerini ne kadar ciddiye alıyorsunuz. Süper Lig’e ŞAİBE bulaştı mı?

İ.S:
Futbolculuk dönemimde bir kez gönül şikesine tanık oldum. Sahada yalvaran meslektaşlarıma rastladım. Hepsi bir puan içindi. Kümede kalmak içindi. Bütün bildiğim bu. Ama dedikodusunu, hikayesini çok duydum ve dinledim. Pek inandırıcı gelmedi.

İ.E: Söyletmeyin beni. Bırakın Süper Lig’i, bu iş dünyaya bulaştı. Bir işin içine para girdi mi...

S.K.Y: 25 yıllık meslek yaşamımda ne şike hikayeleri dinledim. Ama hiç bir kanıta rastlamadım. Acaba, alan da satan da mutlu mu?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!