Kozmik ışınların iklim değişiminde bir katkısı yok

Güncelleme Tarihi:

Kozmik ışınların iklim değişiminde bir katkısı yok
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2004 23:08

Yeni bilgiler ışığında karbondioksit gazı (CO2) iklime zarar veren etkenler listesindeki ilk sırayı korumaya devam ediyor, diye açıkladı Amerikan Jeofizik Birliği, AGU.

İsrailli astrofizikçi Nir Shaviv ve jeolog Jan Veizer 2003 yılında, GSA Today dergisinde, kozmik ışınlar ve dünyadaki sıcaklıklar arasındaki ilişkinin milyonlarca yıldan bu yana varolduğunu açıkladıkları gibi küresel ısınmadaki baş sorumlunun da sera gazı emisyonu olmadığını belirtmişlerdi.

Fakat Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü’nden Stefan Rahmstorf, Chicago Üniversitesi Jeoloji Bilimleri Bölümü’nden David Archer, Amerikan Doğa Bilimleri Müzesi Dünya ve Gezegen Bilimleri Bölümü’nden Denton Ebel ve Kanada, Fransa, Almanya ve İsviçre’den sekiz diğer bilim adamı Shaviv’in araştırma sonuçlarının bilimsel açıdan yetersiz bir şekilde kanıtladığını bildirdiler.

Kıta hareketleri

İklimdeki halihazırdaki ısınma sadece 100 yıldan bu yana var ve bununla ilgili çeşitli mekanizmalar çok önemli.

‘Milyonlarca yılda meydana gelen kıta hareketleri iklim üzerinde etkili olmuştur. Yüz binlerce yılda yörüngede yaşanan hadiseler ise buz devirlerinin bitmesine yol açmıştır’ diye açıklıyor Rahnmstorf.

Ama yıllık, on yıllık ve yüz yıllık evreler için bu süreçler önemsizdir. Volkanik etkinlikler, güneş etkinliklerindeki değişimler ve sera gazındaki yükseliş kadar iklimdeki oynamalar çok daha etkili olmuştur diyor Rahmstorf.

Eos dergisindeki araştırmanın yazarları, geçtiğimiz on yıllardaki sıcaklık artışlarından CO2 ve insanlar tarafından salınan diğer sera gazlarındaki yükselişin sorumlu olduğu sonucuna vardılar. En önemli fiziksel süreçler iyi anlaşıldığı gibi model hesapları ve veri analizleri de dünyanın ısınmasında en önemli rolü oynayanın insan olduğunu gösteriyor.

Kahverengi cüceler, yıldızların küçük yakınları

Michigan Üniversitesi’nden Ray Jayawardhana’nın Science dergisindeki araştırma yazısına göre, uzaydaki Kahverengi cücelerin de diğer yıldızlar gibi oluştuğu tahmin edilmekte; soğuk bir gaz bulutu içinde topaklanan yıldızların etraflarında gaz ve tozdan, gezegen öncesi bir bulutsu oluşuyor. Ancak Kahverengi cüceler ve yıldızlar arasındaki en önemli fark kütledir. Kahverengi cüceler içlerindeki nükleer ateşi tutuşturacak kadar ağır değildir. Kahverengi cücelerin oluşumu için bugüne dek iki teori vardı.

Birincisi teoriye göre Kahverengi cüceler, çoklu yıldız sistemlerinin üyeleriydi ve bunlar ‘kardeşleri’ tarafından sistemden atılmıştı. Diğer teoriye göreyse Kahverengi cüceler, tıpkı güneş boyutundaki diğer yıldızlar gibi oluşuyordu. Bu teori şimdi Jayawanrhana’nın araştırmasıyla desteklenmekte. Bilim adamı Şili’deki Very Large Teleskopu ve Hawaii’deki Keck teleskopundan alınan enfraruj görüntüler sayesinde Kahverengi cücelerin genelde bir milyon yıllık toz diskleriyle çevrili olduğunu saptamış. Kahverengi cüceler de her ne kadar daha yavaş olsa da tıpkı yıldızlar gibi diskin kenarından malzeme topluyorlar.

Hatta araştırmacı bir seferinde Kahverengi cücenin kutuplarından uzaya madde savrulduğunu da izlemişler. Bu gibi ‘Jetler’ güneş benzeri yıldızlarda da görülür. Astronomun son gözlemleri Kahverengi cücelerin sanıldığı gibi yalnız olmadıklarını göstermekte. Jayawardhana, toz disklerinde kuyrukluyıldız, asteroit hatta küçük gezegenlerin dahi oluşabileceğini bile düşünüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!