Kozmetik ürünler mükemmelleşip ilaca dönüşüyor!

Güncelleme Tarihi:

Kozmetik ürünler mükemmelleşip ilaca dönüşüyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2006 00:00

Cilt kremleri artık yalnızca kırışıkları ve lekeleri kapatmaya yarayan güzellik ürünleri değil. Son derece yoğun ve ciddi bilimsel araştırmalar sonucu üretilen cilt bakım ürünleri şimdi yaşlanmanın yol açtığı olumsuzlukları da ortadan kaldırabiliyor.

Cilt nemlendiricileri veya leke kapatıcı kremler kadınları artık tatmin etmiyor; hatta tavana vuran satış istatistikleri veya gösterişli ambalajlar bile etkili olmuyor. Günümüzün bilinçli tüketicisi şimdi antioksidanların peşinde.

Tarih boyunca kadınların ciltlerine gösterdikleri özenin en bilinen kanıtı Kleopatra’nın 2000 yıl önceki ünlü süt banyolarıdır. O tarihten bu yana, güzelliğin simgesi taze ve pürüzsüz bir cilttir.

Ne var ki günümüzde pek çok kadın cilt bakımında kullanılan pahalı krem ve losyonların ciltteki renk bozukluklarını ve lekeleri kapatmaktan öte fazla bir işe yaramadığının artık farkında.

Bunların dışında bu amaca yönelik cerrahi müdahaleler, enjeksiyonlar veya lazerler de gerek maddi gerekse güvenilirlik açısından pek çok tüketicinin gözünü korkutuyor.

Şimdi tarımda ve kanser araştırmalarında devrim yaratan gen bilimi cilt bakımında da pek çok yeniliğe zemin hazırlıyor. Bilim adamları cilt hücrelerinin genetik yapısını ve işlevlerini tanıdıkça, yaşlanma süreci konusunda giderek daha fazla bilgi sahibi oluyor.

Pek çok kozmetik üreticisi şimdi yeni bakım ürünlerinin cildin tazeliğini koruduğunu, hata gençleştirdiğini iddia edebiliyor.

Cildin genetik yapısına göre krem

Ciltteki kilit tabaka Dermis’tir. Dermis, üstteki epidermis ve alttaki hipodermis arasında kalan bir tabakadır. Dermisin içindeki kan damarları cildi beslerken, elastin ve kolajen denilen proteinler cildi gergin tutar ve sıkılaştırır.

Yaşlandığımız zaman vücudumuz elastin ve kolajen üretmekte zorlanır. Ayrıca bazı insanlarda genetik olarak bu maddeler daha hızlı ve daha erken bir yaşta parçalanabilir.

Bilim adamları şimdi insanların ciltlerindeki yaşlanma eğilimini tek tek ölçebiliyorlar. Örneğin Dermagenetics adlı ABD’li bir şirket DNA’nızı analiz ederek, yaşlandıkça karşılaşacağınız cilt sorunlarını önceden tahmin edebiliyor.

Bunun için şirketin potansiyel müşterilerine dağıttığı kendi kendine test aracını yanağınızın içine 12 kez sürtüyorsunuz ve aldığınız yanak içi örneğini şirkete gönderiyorsunuz.

Size özel kozmetik

Şirket’teki bilim adamları bu örnekleri analiz ederek, cildin kolajeni parçalama eğilimini ve serbest radikallerin ne şekilde etkili olduğunu ortaya çıkartıyor.

Bilim adamları daha sonra, aktif hammaddeleri birleştirerek her müşterinin cildine göre özel krem geliştiriyor.

Ismarlama krem geliştirme aşamasına ancak üç yıllık bir araştırma sürecinden sonra ulaşabilen Dermagenetics, Connecticut’taki Arc Chemicals isimli kozmetik üreticisi ile birlikte çalıştı.

"Genlerinizi değiştiremeyiz" diye konuşan Dermagenetics’ten John Souza, "Yapabileceğimiz tek şey cildinizdeki işlev eksikliklerini takviye etmek. Örneğin cildiniz serbest radikallerden kurtulmakta zorlanıyorsa, bunun için size özel bir karışım hazırlıyoruz" diyor. İlk test yaklaşık 400 YTL’ye, iki aylık krem ise 350 YTL’ye mal oluyor.

Bilimin yarattığı kozmetikler

Bilimsel tabanlı ürünler söz konusu olduğunda, kişiye özel kremler, buzdağının yalnızca suyun üzerinde kalan bölümünü temsil ediyor.

Procter & Gamble, Estee Lauder, L’Oreal, Unilever ve Johnson & Johnson gibi kozmetik sanayinin önde gelen şirketleri bu amaçla binlerce bilim adamını istihdam ediyor.

Bu bilim adamları dünyanın dört bir yanına dağılmış laboratuvarlarda en son bilimsel gelişmelerden yararlanarak yeni ürünler geliştirmeye çabalıyor.

Örneğin Procter & Gamble’ın (P&G) bilim adamları tıp dünyasında artrit hastalığının tedavisinde kullanıldığı bilinen glikosamin maddesinin melanin üretimini engellediğini keşfettiler.

Melanin ciltteki kötü görünümlü kahverengi lekeleri üretir. Glikosamin, şirketin Genomics Laboratuvarı’nda yeniden incelendikten sonra Olay Definity adı verilen kremin içinde kullanılmaya başlandı.

Patlamanın eşiğinde

L’Oreal’in bilim adamları ciltte etkin olan ultra küçük parçacıklara müdahale ederek, cildi beslemek için yepyeni bir yöntem geliştirdiler. Nanozom denilen bu minik, kapsüle benzer yapılar, vitamin gibi aktif maddeleri epidermise taşıdılar ve burada vitaminlerin serbest kalmasını sağladılar.

Başka bir çalışmada, normal olarak cilt üzerinde yağlı ve beyaz bir görüntü veren güneş kremi hammaddesi titanyum dioksidin, nanometre boyutlarına indirgendiğinde, saydam bir görüntü aldığı ve daha kolay emildiği görüldü.

Bilimsel temele dayanan cilt bakım ürünleri büyük bir patlamanın eşiğinde. Uluslararası pazar araştırma şirketi Mintel International’a göre yalnızca ABD’de, yaşlanmayı yavaşlatan cilt bakım ürünleri piyasası yüzde 70 oranında büyümüş. İngiltere’de 2000 ile 2005 arasında yüz-cilt bakım ürünleri satışında yüzde 20 oranında bir artış izlenmiş.

Asya’da ise 18 milyar dolarlık cilt bakım ürünlerinde aslan payını kapmak için büyük üreticiler arasında büyük bir rekabet hüküm sürüyor. Estee Lauder, geçen yıl Şanghay’da bir İnovasyon Enstitüsü, L’Oreal ise Pudong’ta L’Oreal Araştırma Merkezini kurdu. Japonya’nın Shiseido kozmetik üreticisi de bu modaya uyarak Pekin’de yeni bir araştırma merkezi açtı.

Gizlilik, güvensizliğe davetiye çıkartıyor

Kuşkusuz bu konudaki araştırmalar şirketlerin laboratuvarlarında sürdürülüyor ve rekabet koşullarının hüküm sürdüğü bir dünyada bu araştırmaların sonuçları kamuya açıklanmıyor. Bu da ürünlerin ne kadar yararlı olduğunu araştırmaya engel oluşturuyor.

Örneğin morötesi ışınlarının yıkıcı etkilerine karşı yeşil çay özünün yararlarına ilişkin somut veriler bulunmasına karşın, tüketici ürünü satın alsa dahi kuşkularından yüzde yüz kurtulamıyor.

Harvard Tıp Fakültesi Cilt üzerinde Klinik Araştırmalar Ünitesi’nden Alexa Kimball’a göre, spesifik bir üründe, ihtiyaç duyduğunuz maddenin kesin olarak bulunup bulunmadığını hiçbir zaman bilemezsiniz.

Kaldı ki bu kozmetik laboratuvarlarının dışındaki bağımsız bilim adamları, şirketlerin çalışmalarını değerlendirmekte zorluk çekiyor, çünkü ellerinde kozmetik laboratuvarlarındaki pahalı aygıtlar bulunmuyor. Kimball, "Bu şirketlerin yaptığı çalışmaları, dışarıda yinelemek olanaksız" diyor.

Düzenleyici kurallardaki boşluklar

Yasalardaki boşluklar sorunları daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Cilt bakım ürünleri konusundaki gelişmeler sessiz sedasız yürütülüyor, çünkü şirket yöneticileri, ürünlerinin etkileri konusunda büyük reklam kampanyaları yürüttükleri takdirde, düzenleyici kurumların devreye girip bu ürünleri ilaç olarak değerlendirmelerinden çekiniyor.

Yeni çıkan ürünlerin ve araştırmaların çokluğu şimdiden ilaç ile kozmetik ürünleri arasındaki farkı belirsizleştirmiş durumda. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) göre kozmetik, cildi temizleyen ve güzelleştiren bir üründür ve düzenleme kurallarının dışında tutulur. Ancak ürün dermisin fonksiyonlarında bir değişiklik yarattığı anda ilaç kategorisine girer.

Newsweek’te yayımlanan araştırmaya göre (11 Eylül 2006): Bu durumda "kozmesötik" adı verilen bir sektör doğmuş oluyor. Kozmesötik hangi kategoriye giriyor? FDA’nın sıkı gözetiminden kurtulmak için herhangi bir kozmetik krem üreticisi, reklamında kırışıklıkları değil kırışıklıkların "görüntüsü"nü giderdiğini iddia eder. Bu çelişki pek çok ülkede geçerlidir ve ufukta herhangi bir çözüm olasılığı da görünmüyor.

KOZMESÖTİKLER’İN YÜKSELİŞİ

Kozmetik gibi satılan ancak cildi ilaç gibi etkileyen, yasal düzenlemeye tabi tutulmayan bu ürünler sağlık ve güzellik sektöründe en hızlı gelişen ürünlerdir.

En sık kullanılan tipler ve nasıl etkiledikleri

Nemlendiriciler: Bu ürünler lipid içerir. Güneşin neden olduğu hasarları gidermek ve cildi yumuşatmak için cildin en üst tabakasındaki keratinositler üzerinde etkilidir.

Retinoidler: A vitamininden elde edilir. Hücreleri serbest radikallere karşı koruyan antioksidanlardır. Kırışıklıkları giderir, koyu renkli noktaların rengini açar.

Hidroksi asitleri: Genellikle meyve asidi olarak bilinir. Cildin eskimiş hücreleri dökmesine yardımcı olur. Bazıları bu ürünlerin kolajen yoğunluğunu artırdığını iddia ediyor. Olumsuz yönü, morötesi ışınlara duyarlılığı artırmasıdır.

Antioksidanlar: Normal hücre metabolizması sırasında oluşan serbest radikallerin yol açtığı hasarlara karşı cilt savunmasını güçlendiren doğal ve sentetik vitamin ve enzimlerdir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!