Güncelleme Tarihi:
Fatih Kaya yazıyor
Ümit…
Hayal kırıklığı…
Maçın genel hatlarıyla hissiyatı anlatan duygular…
Başlama düdüğü ile birlikte Volfsburg’un baskı kurmaya çalışacağını tahmin ediyorduk…
Nitekim olan oldu…
Sağlı sollu gelen atakların sonu gelmiyordu…
Golün onlar adına geldim dediği dakikalar da, soğukkanlı olan Ferrari ve Sivok tehlikeleri savuşturdu…
Tabii bunun yanı sıra Rüştü’nün 2 kritik yan topta boşa çıkması skoru aleyhimize de çevirebilirdi…
Bocalama sürecinin en büyük sebebi Fink’in inanılmaz kötü performansıydı…
Fink’in bu performansı rakibin baskısını daha çok hissetmemize neden oldu…
Zaman zaman 3-4 pas üst üstte yapmaya başladığımızda ise rakip kalede tehlike yaratabiliyorduk…
Akıllara da hemen şu soru geliyordu “acaba kazanabilir miyiz?” …
Ferrari ve Sivok’un savunmada gole kapalıyız mesajı, direnci iyiden iyiye arttırıyordu...
**
İkinci yarıda önemli olan klasik ilk 15 dakikayı atlatma mücadelesi yerine, artık topu rakip yarı alana taşımaktı…
İlk dakikalarda, ilk yarıdaki gibi olmasa da baskı hissettik…
Fakat ilk yarıya nazaran Ernst, Nihat ve Bobo’nun sürüklediği Beşiktaş rakibinin baskısını kırdı…
Grafite’nin oyundan atılmasıyla ise tamamen oyunun kontrolü Beşiktaş’a geçti…
Bu dakikadan sonra önemli olan kazanmak için yapılacak hamlelerdi…
Mustafa Denizli kazanmak için sadece yorulan futbolcularının yerine yenilerini sürmekle yetindi…
Önce 1 puan düşüncesi kazanmamıza engel oldu…
Belki de hepimizin bir nebze hayal kırıklığı yaşamasının sebebi burada gizli…
Ne olursa olsun alınan 1 puan takım üzerindeki inancı yeniden kendine getirdi…
Ve tüm kozlar artık elimizde…
İstanbul’da gruptaki rakiplerimizden alacağımız 2 galibiyet bizi Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tura çıkartır…
**
Önümüzdeki maçlara çıkarken bizim için iki tane önemli nokta var…
Birincisi, İstanbul’da Volfsburg’u devirmek…
İkincisi, Manchester United’ın, CSKA Moskova’yı yenmesi…
Sonuçlar istediğimiz gibi olursa gruptan çıkmayı garantileyen United’ın, Rafael’li, Fabio’lu, Welbeck’li kadrosundan İngiltere’de puan çıkartabiliriz…
Neden olmasın?