Kondisyon denilen şey
Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Burhan USLU
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2002 01:47
BİRKAÇ aydır yazılı ve görsel basında sık sık karşımıza çıkan, bilen bilmeyenin ahkam kestiği, futbol ve teknik direktörlük kariyerinde başarılara imza atmış bir spor adamının işine son verdiren KONDİSYON nedir?
Acaba sporcuların çok koşması kondisyonlarının iyi olduğunu mu gösterir? Kondisyonu olan takım mutlak başarılı mıdır?
Bakıyoruz kondisyonu yok denilen bir takımda beğenilmeyen, tembel denilen bir yabancı sporcu testler sonrası en iyi kondisyonu olanlardan biri çıkıyor. Ülkemizde Sayın Turgay RENKLİKURT ve Sayın Semih EROĞLU gibi değerler dururken maalesef, bu konular açıldığında onlara danışılmadan, yurt dışından kondisyonerler getirtmetle (Geldiklerinde ülkemizdeki meslekdaşlarından 10 kat fazla ücretle ödüllendirilirler) ne kadar başarılı olunur? Eğer böyle başarı mevcutsa bu günlük mü, yoksa uzun vadeli midir, bunlar incelenmelidir.
Kondisyon, bugün maalesef toplumda sporcunun çok koşması olarak değerlendirilmektedir. Aslında kelime anlamı, bir işe uyum demektir. Sportif anlamda, sporcunun fizyolojik özelliklerine, gücüne, adele yapısına ve dayanıklılığına uygun antreman düzenlenmesidir.
Sporcuda fiziksel olduğu kadar, moral ve mental kondisyon çok önemlidir. Bunlar sporcunun becerisi ile birleştiğinde değer kazanır. Takım sporlarında bireyin kondisyonu değil, takımın kondisyonu önemlidir. Takımın kondisyon kazanması hiçbir zaman, bireyin çabası ile gerçekleşmez. Teknik direktör yada coach, asistanları, doktor ve kondisyoner bir bütünü teşkil eder. Kondisyonu iyi sporcunun performansı da her zaman iyi olmayabilir. Maçtaki atmosfer, arkadaşları ile uyumu performansını etkiler. Teknik direktör-sporcu ilişkisi, onu doğru yerde kullanıp kullanmaması moral kondisyon yönünden çok etkilidir. Spor karşılaşmalarında moral kondisyonun bir anlık bozulması ile nasıl hüsrana uğrandığı bariz bir şekilde gözlenmiştir.
AMAN DİKKAT!
DAHA önce futbol sahasının bir acil servis olarak düşünülmesi gerektiğine ve tam teşekküllü bir ekibin ambulansı ile kenarda beklemesi gerektiğini söylemiştik. G.Saray-Malatyaspor maçında acı bir gerçek karşımıza çıktı. Maçta Bülent Akın bir kafa travması geçirdi, sedyeye alındı, takım doktoru ilk müdahalesini yapıp, sporcuyu ambulansla hastaneye göndermek istedi. Ama ambulans yoktu. Ambulans çağrıldı. Bu kez stat dışında yol bulabilirsen aşk olsun. Sporcu beyin kanaması geçirse, vatandaş stat içinde kalp krizi geçirse ne olacak? Sakatlanan yada kalp krizi geçireni düşünün. Allahtan bu olay kimseye zarar vermeden atlatıldı. Ancak ileride karşımıza geri dönüşü olmayan kayıplar çıkabilir. Siz siz olun stadyumda rahatsızlanmayın, sporcular siz de kendinize gelin ciddi sakatlıklar geçirmeyin!
Mutlu günler dileği ile...
Bakıyoruz kondisyonu yok denilen bir takımda beğenilmeyen, tembel denilen bir yabancı sporcu testler sonrası en iyi kondisyonu olanlardan biri çıkıyor. Ülkemizde Sayın Turgay RENKLİKURT ve Sayın Semih EROĞLU gibi değerler dururken maalesef, bu konular açıldığında onlara danışılmadan, yurt dışından kondisyonerler getirtmetle (Geldiklerinde ülkemizdeki meslekdaşlarından 10 kat fazla ücretle ödüllendirilirler) ne kadar başarılı olunur? Eğer böyle başarı mevcutsa bu günlük mü, yoksa uzun vadeli midir, bunlar incelenmelidir.
Kondisyon, bugün maalesef toplumda sporcunun çok koşması olarak değerlendirilmektedir. Aslında kelime anlamı, bir işe uyum demektir. Sportif anlamda, sporcunun fizyolojik özelliklerine, gücüne, adele yapısına ve dayanıklılığına uygun antreman düzenlenmesidir.
Sporcuda fiziksel olduğu kadar, moral ve mental kondisyon çok önemlidir. Bunlar sporcunun becerisi ile birleştiğinde değer kazanır. Takım sporlarında bireyin kondisyonu değil, takımın kondisyonu önemlidir. Takımın kondisyon kazanması hiçbir zaman, bireyin çabası ile gerçekleşmez. Teknik direktör yada coach, asistanları, doktor ve kondisyoner bir bütünü teşkil eder. Kondisyonu iyi sporcunun performansı da her zaman iyi olmayabilir. Maçtaki atmosfer, arkadaşları ile uyumu performansını etkiler. Teknik direktör-sporcu ilişkisi, onu doğru yerde kullanıp kullanmaması moral kondisyon yönünden çok etkilidir. Spor karşılaşmalarında moral kondisyonun bir anlık bozulması ile nasıl hüsrana uğrandığı bariz bir şekilde gözlenmiştir.
AMAN DİKKAT!
DAHA önce futbol sahasının bir acil servis olarak düşünülmesi gerektiğine ve tam teşekküllü bir ekibin ambulansı ile kenarda beklemesi gerektiğini söylemiştik. G.Saray-Malatyaspor maçında acı bir gerçek karşımıza çıktı. Maçta Bülent Akın bir kafa travması geçirdi, sedyeye alındı, takım doktoru ilk müdahalesini yapıp, sporcuyu ambulansla hastaneye göndermek istedi. Ama ambulans yoktu. Ambulans çağrıldı. Bu kez stat dışında yol bulabilirsen aşk olsun. Sporcu beyin kanaması geçirse, vatandaş stat içinde kalp krizi geçirse ne olacak? Sakatlanan yada kalp krizi geçireni düşünün. Allahtan bu olay kimseye zarar vermeden atlatıldı. Ancak ileride karşımıza geri dönüşü olmayan kayıplar çıkabilir. Siz siz olun stadyumda rahatsızlanmayın, sporcular siz de kendinize gelin ciddi sakatlıklar geçirmeyin!
Mutlu günler dileği ile...