Güncelleme Tarihi:
1- Ezeli rakiplerle var olan önemli puan farkı, Beşiktaş’ın sıkıntılarını bugüne kadar gizledi mi?
2- Siyah beyazlılar, perşembe günü Olympıakos’u eleyebilir mi?
3- Advocaat’ın Fenerbahçe’de devam etmeyecek olması, futbolumuz adına bir kayıp sayılır mı?
4- Fenerbahçe’nin yeniden Aykut Kocaman’ı getirmesi doğru bir tercih olur mu?
5- Puan farkına rağmen G.Saray’ın azmi arttı. ‘Tudor devre arası gelmeliydi’ diyor musunuz?
6- Sergen Yalçın’ın ‘büyük takım’larda çalışması için nasıl bir yol izlemesi lazım?
7- Barcelona, PSG'yi 4-0’ın rövanşında 6-1 ile eledi. Bu maç ‘en iyi ilk üç’ünüze girer mi?
MEHMET Y. YILMAZ
1- KAYSERİSPOR’A KARŞI PUAN KAYBETMEK NORMALDİR
- BEŞİKTAŞ’ın Kayseri’ye puan kaybetmesinde bir tuhaflık yok. Kayseri, ligin ikinci yarısından beri yükselişte ve kolayca yenilebilecek bir takım da değil. Beşiktaş’ın kadro seçiminde de bu maç için hatalar olduğunu söyleyebiliriz. Maça daha güçlü bir orta sahayla başlasaydı, durum farklı da olabilirdi. Böyle kayıplar, şampiyonluk yarışında çok normaldir.
2- OLYMPIAKOS KORKULACAK BİR TAKIM DEĞİL, RAHAT ELER
- ELEYEBİLİR, çünkü Olympiyakos öyle korkulup, çekinilecek bir ekip değil. Ben, Türkiye Süper Ligi’nde oynayan takımların en az yarısı, Olympiyakos’u eleyebilir diye düşünüyorum.
3- ADVOCAAT FUTBOLUMUZA NE KATTI, KİMİ GELİŞTİRDİ Kİ...
- Advocaat’ın devam etmeyecek olması bir kayıp sayılmaz. Bir sezon içinde futbolumuza ne kattı, hangi genç oyuncuyu geliştirdi, bilmediğimiz bir oyun planı mı ortaya koydu? Soruların yanıtı olumsuz. Advocaat, başarısız bir sezon geçirdi, özeti bu, gitmesi de bir kayıp sayılmaz.
4- SORUN TEKNİK DİREKTÖR DEĞİL SORUN KİMİN YÖNETTİĞİDİR
- SORUN Fenerbahçe’nin teknik direktörünün kim olacağından daha çok Fenerbahçe’yi kimin yönettiğiyle ilgilidir. Transferleri kim yapacak? Teknik direktörün işine kim karışacak? Bu soruların yanıtlarını biliyoruz. Bu kulüpte bir tek adam yönetimi var, her şey onun kararlarıyla şekilleniyor. Onun için Fenerbahçe futbol şubesinin başarıları geçici oluyor, bir sistem ve kadro oturmuyor. Bu sezonun kadrosundan kaç oyuncuyu tutmak istersiniz?
5- ÜÇ-DÖRT MAÇLA TUDOR İÇİN DOĞRU KARAR VERİLEMEZ
- Tudor’un başarılı olup olmayacağını gelecek sezon göreceğiz. Bu sezon, vazgeçmiş bir kadroyla bir şeyler yapabilmesi de önemli, ama yarım sezonuna ya da üç-dört maçına bakarak, bir teknik direktör için karar vermek doğru olmaz.
6- EĞER İŞİNİ CİDDİYE ALIRSA BÜYÜK TAKIM ÇALIŞTIRIR
- OLABİLİR. Futbolu biliyor, bir futbol sezgisinin olduğunu da biliyoruz. Tembellik yapmaz, yayınları takip edecek kadar İngilizce öğrenebilir, futboldaki son gelişmeleri ciddiyetle takip edebilirse, bunu başarabilir. Önemli olan işini ciddiye almaktır.
7- SAMİ YEN’DEKİ 4-3’LE KIYASLAMAM BİLE
HAKEM hataları da bu sonucu sağladı, ama önemi yok. 4-0’dan sonra 6-1 ile tur atlayabilmek her takımın başarabileceği bir iş değil, şapka çıkarmalı. Bu maç unutulmaz olur, ama benim ilk üç maçımın arasına giremez. Fenerbahçe’nin, Sami Yen’de 3 farklı geriye düştükten sonra 4-3 kazandığı maçın bana verdiği heyecanla kıyaslayamam bile.
Haftanın Olayı: Fenerbahçe’nin 11 sezon sonra 2-0 geriye düştüğü bir maçı kazanmayı başarması!
Haftanın Takımı: Kayserispor.
Haftanın Hocası: Sergen Yalçın.
Haftanın Futbolcusu: Aboubakar.
Haftanın Hakemi: Fırat Aydınus.
UĞUR MELEKE
1- BEŞİKTAŞ, FANTASTİK DEĞİL RAKİPLER ZAYIF KALDI
Beşiktaş’ın 54 puanı var, bu ortalamayla sezon sonu 76’yı bulur. F.Bahçe’nin 81, Trabzon’un 82 toplayıp şampiyon olamadığı seneler var. Beşiktaş’ın rahatlığının nedeni fantastik performansı değil, rakiplerin zayıf kalması. Avrupa Ligi ekipleri Schalke, Anderlecht, Olympiakos, Ajax, Lyon ve Roma ligde takılmadı. Demek onlar kendi Şişmanoğlu’larını kulübede unutmuyor.
2- SAHAYA ÇIKMAYAN 11’İ BİLE OLYMPIAKOS’TAN DAHA PAHALI
Beşiktaş, Avrupa Ligi’nin en pahalı 6. takımı. Pire’de sahaya çıkmayan ikinci 11’i bile, Olympiakos’un tüm kadrosundan pahalı. Schalke-Gladbach-Lyon-Roma’dan da ikisi eleneceğine göre, çeyrek finalin de en değerli dördünden biri Beşiktaş olacak. Beşiktaş, bu yıl kesinlikle yarı finale kalmalı. İstanbul’da tek handikap, Talisca’nın orta sahayı üçlememekteki ısrarı olabilir. Talisca merkeze yardım etmemekte ısrarlıysa, Güneş de yardım edecek birini koymalı.
3- DOĞRU DİYALOG KURULSAYDI HİKAYE FARKLI GELİŞEBİLİRDİ
Kayıptır. Zico da kayıptı, Del Bosque de, Lucescu da... Altı Souza’sı olan bir takımın Beşiktaş’ın gerisinde kalması doğal. Beşiktaş orta sahasının en yeteneksizi gibi gözüken Atiba, F.Bahçe merkezinin en yeteneklisinden daha yetenekli! Ama yönetim hocasıyla doğru diyalog kursa, kadronun yetersizliğini kabul edip, hedefi Şampiyonlar Ligi olarak belirlese, Advocaat’ı Televole medyasıyla yalnız bırakmasa farklı gelişebilirdi hikaye.
4- VAN PERSIE’Yİ GÖNDERİP ENERJİK TAKIM KURABİLİR
avrupa Ligi kupasını şanssızlıkla kaybetmiş birinden söz ediyoruz. Sonrasındaki 5 yılda da oyuncu geliştirmede mesafe kat etmiş biri. Ömer Ali’nin, Hadziahmetovic’in, Bajic’in, Jonsson’un gelişimini görünce, F.Bahçe’nin Kocaman’a güvenerek kadrosunu rahatlıkla gençleştirebileceğini söyleyebilirim. Van Persie’ye, Souza’ya, Van der Wiel’a, Emenike’ye teşekkür edip, genç takviyelerle enerjik bir kadro kurabilir Aykut Hoca.
5- YÜRÜYEN BİR TAKIMI, 11 AZİMLİ TUDOR’A ÇEVİRDİ
34’lük Skulason, 32’lik Kerim, Seleznov ve Hakan, 31’lik Dany, Yatabare ve Latovlevici ile 120 Km koşan bir takım yaratmıştı Tudor. G.Saray’da da 4 maçta 115 Km ortalama tutturmuş. Yürüyen takımı 11 azimli Tudor’a çevirdi genç hoca. Ama kapasite belli, Tudor devre arası da gelseydi hedefi en fazla Şampiyonlar Ligi olabilirdi. G.Saray, general-asker dengesi sağlanmış kadro mühendisliği şimdiden yapılmalı.
6- BÜYÜK TAKIMLAR İÇİN EKSİK OLAN TEK ŞEYİ İSTİKRAR
Kayseri’nin onunla fiziksel olarak daha diri olması, gerçekten de ironik! Bir iyi stoperi, bir de sağ beki olsaydı, tüm maçları kazanabilirlerdi. Erkan’ı sol bekte kullanacak vizyona, Lawal’i fiziken düştüğünde çıkaracak disipline, kenara hapsedilmiş Deniz’e merkezde özgürlük verecek cesarete sahip. Büyük takım için gereken tek şey, istikrar. Bu performansı 2017-18’de ligi üst grupta bitirirse, tek eksiğini de tamamlar.
7- DENİZ AYTEKİN DESTEĞİYLE OLDU
Uluslararası kamuoyunun ekseriyetine göre, tüm zamanların en büyük geri dönüşü bu. Gerçekten de Neymar frikiği attığında tura inanan tek bir Barcelonalı bulmak zordu herhalde.
Benim kişisel tarihimin en büyük geri dönüşü, 1986 Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Steaua’lular penaltıları atamadıkça Barcelonalıların vuruşlarını kurtararak kupayı tek başına kazandıran kaleci Duckadam’dır. Duckadam’ın arkasında Deniz Aytekin desteği yoktu zira.
Haftanın Olayı: Aydınus’un 1 dakika arayla verdiği 2 doğru penaltı.
Haftanın Takımı: Başakşehir.
Haftanın Hocası: Igor Tudor.
Haftanın Futbolcusu: Aboubakar.
Haftanın Hakemi: Deniz Aytekin, yabancı hakem tartışmasını bitirdiği için!
UĞUR VARDAN
1- BERABERLİK BİLE BAŞARI SAYILIR
Bu tür çıkarımlardan çok, işin doğasının bu olduğu kanaatindeyim. Şampiyonluk yolu düz ve engelsiz değil, arada bir takılmalar olacak. Aslında geride sıkı bir takipçinin olması, takımın motivasyonu açısından daha hayırlı. Bir de artık Kayserispor özel bir takıma dönüştü; Beşiktaş namına beraberlik bile başarı sayılabilir bir açıdan.
2- OSMANLI’NIN HATASINA DÜŞMESİN
Eleyebilir elbette, ama sakin, sabırlı ve defansında açık vermeden oynamalı. Gol zaten bulunur bir şekilde. Osmanlıspor’un hatasına düşülmemeli bence.
3- BARİ YORUMCU OLARAK KALSA
Futbolumuz adına mıdır bilemem, ancak ‘gerçekçi’, bilgilendirici ve doyurucu basın toplantıları izlemek adına bir kayıp. Keşke bir yolu bulunsa ve bundan böyle Advocaat yorumcu olarak aramızda olsa.
4- TARAFTARIN KALBİNDE YERİ BAŞKA
Fenerbahçe (özellikle Didi döneminde kodlanan) genleri itibariyle ‘İtalyan stili’ni pek sevmez; tek farklı galibiyetler, yıldız sisteminden uzak oyun anlayışını benimsemez. Ama Aykut Kocaman’ın taraftarın ve camianın kalbindeki yeri başkadır. Lakin Aziz Yıldırım’la Kocaman’ın birlikteliği nasıl yürüyecek, muamma tabii ki.
5- KİMSE HABERDAR DEĞİLDİ
Meseleye diyalektik bakmak lazım; sezon başında Tudor gelse ‘stajyer hoca’ muamelesi yapılacak, alınan ilk mağlubiyetten sonra da “Kupa kazanan Riekerink’le niye devam edilmedi?” şeklinde tefe konulacaktı. Tudor’u keşfetmemizi Karabükspor’un başındayken Beşiktaş ve Galatasaray galibiyetleri sağladı. Dolayısıyla elbette sezon başı gelse tablo değişik olurdu, ama sezon başında böyle bir seçeneğin varlığından da kimse haberdar değildi ki.
6- KALFALIKTAN USTALIĞA GEÇİYOR
Teknik adamlıkta tecrübe elbette önemli. Sivasspor macerası Sergen Yalçın açısından ‘acemilik dönemi’ydi. Kayserispor hamlesi ise kalfalıktan ustalığa geçişin ifade alanına dönüştü. Bence, ‘büyük takım’ için erken, çünkü oraya gelmek önemli değil, orada kalmak asıl mesele. Bu konuda Ertuğrul Sağlam ve Rıza Çalımbay’ın daha önceki Beşiktaş’ın başında yaşadığı deneyimler bize yeterince fikir verebilir, hoş Sağlam daha sonra Bursaspor’la tarih yazdı, ama herkes aynı fırsatı bulamayabilir ya da yaratamayabilir. Ben Sergen Yalçın’ın, ‘büyük’ serüven için biraz daha beklemesinden yanayım.
7- İLK 10’UMA DAHİ ZOR GİRER
VALLA bu maçın sadece uzatmalarla birlikte yaklaşık sekiz dakikası ilginçti. Bu ilginçliğine hakem Deniz Aytekin’in katkısı da büyüktü. Benim ilk üç maçımın arasına girmez; hatta ‘ilk 10’umu bile zorlamaz diyeyim...
Haftanın Olayı: Galatasaray savunmasının 2 dakika içinde elle oynayarak penaltıya sebebiyet vermesi.
Haftanın Takımı: Kayserispor.
Haftanın Hocası: Sergen Yalçın.
Haftanın Futbolcusu: Selçuk İnan.
Haftanın Hakemi: Fırat Aydınus.
MEHMET ARSLAN
1- BEŞİKTAŞ HÂLÂ DAHA İYİ BİR TAKIM
BEŞİKTAŞ, iyi bir takıma karşı puan kaybetti. İkinci etken kanatsız oynadı. Sorunları var, fakat ezeli rakiplerine göre;
1-Daha uyumlu ve iyi bir takım.
2- Daha sorunsuz bir takım.
3- Daha kaliteli bir takım.
4- Daha iyi bir hocaya sahip takım.
2- YÜZDE 51 TUR ATLAMA ŞANSI VAR
OLYMPIAKOS, deplasmanda daha iyi. Alın size birinci risk. Beşiktaş’ın kötü Avrupa hatıraları var. Alın size ikinci risk. Ve Beşiktaş böylesi maçlarda stresini kontrol edebilen ve direnç seviyesini yükseltmeyi tam anlamıyla hayata geçirmiş bir takım değil. Alın size üçüncü risk. Yine de Beşiktaş, daha kaliteli bir takım. Yüzde 51 şansı var.
3- HEM KAYIP HEM DE KAYIP DEĞİL
KAYIP: Çünkü her hafta renkli basın toplantılarından mahrum kalacağız.
KAYIP: Çünkü eksiklerimizi yüzümüze tokat gibi çarpan bir hoca olmayacak.
KAYIP DEĞİL: Çünkü ne yazık ki karnesi çok başarılı bir karne değil.
KAYIP DEĞİL: Çünkü onunla yeniden başlayacak bir güven ortamı kalmadı.
4- KOCAMAN DAHA MASRAFSIZ AMA
f.bahçe, UEFA gözlemi altında. Kocaman’ın maliyeti yabancılara göre daha az. Birinci neden bu. İkincisi ise unutmayın bu takım Kocaman ile Avrupa’da yarı final oynadı. F.Bahçe’nin hocası Sergen Yalçın olmalı. F.Bahçe, tam ona uygun. Eksiklerini kapatacak bir yapı var. Beşiktaş veya G.Saray’da her yükün altına o girecek. Futbola karışmayan yönetimler var. Oysa F.Bahçe’de onun yükünü paylaşacak ve tecrübe kazandıracak yönetim var. Bence harika bir deneyim olur.
5- TRABZONSPOR MAÇI ÇOK ÖNEMLİ
rıekerınk, hataydı. 116 Km mesafe kaydetti G.Saray son maçta. Bu bile Tudor’un elinin değdiğinin göstergesi. Artık rakip yarı alana geçerken bile sıkıntı yaşayan takım yok. Daha efektif bir G.Saray var. Trabzon maçı şampiyonluk şanslarını belirleyecek. Kazanırlarsa “Ah keşke” diye daha çok hayıflanacakları muhakkak.
6- BAŞARIYI TÜM BİR SEZONA YAYMALI
yolun yarısında aldığı takımlarda mükemmel bir performans sergiliyor. Ve Sergen Yalçın takımları, Sergen Yalçın’ın oynadığı gibi oynuyor. Ama bu da akla şu soruyu getiriyor: Sergen Yalçın, hep kısa vadeli takımların hocası mı? Sezon başında bir takımı alıp, nereye götürdüğünü test etmeliyiz. Sivas’ta denedi, olmadı. İddiamı tekrarlayayım: F.Bahçe ile çok başarılı olur.
7- BENİM ‘İLK ÜÇ’ÜME GİREMEZ
İLK üçüme girmez. Liverpool’un 3-0 geriden gelip Milan’ı devirdiğiDevler Ligi finalini geride bırakabilir mi? Ya da sansasyonel bir skorla 7-1 sonuçlanan Almanya- Brezilya maçını? Sayılacak böyle çok maç var.
Haftanın olayı: Başakşehir’in Konya’da kazanıp, zirve yarışında ısrarlı olduğunu bir kez daha ortaya koyması.
Haftanın Takımı: Kayserispor.
Haftanın Hocası: Sergen Yalçın.
Haftanın Futbolcusu: Aboubakar.
Haftanın Hakemi: Cüneyt Çakır.