Kırklareli'nde arkeolojik açık hava müzesi kuruluyor

Güncelleme Tarihi:

Kırklarelinde arkeolojik açık hava müzesi kuruluyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2005 00:00

Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ile Alman Arkeoloji Enstitüleri Başkanı Prof. Dr. Hermann'ın eş yönetiminde, farklı ülke ve uzmanlık alanlarından bilim insanlarının katılımı ile süren arekolojik çalışmalar, Kırklareli kent merkezinin yakınında yer alan Aşağı Pınar'da Katılımcı Açık Hava Müzesi kurulmasını da gündeme aldı.

Aşağı Pınar yerleşimi, Yakın Doğu ve Anadolu'dan başlayarak gelişen tarım ve hayvancılığa dayalı köy yaşamının Avrupa'ya aktarımı ve bu bölgenin doğal çevre koşullarına uyum sağlamak için geçirdiği değişiklikleri arkeolojik kanıtları ile ortaya çıkartmıştır. Aşağı Pınar'da yerleşim ilk olarak M.Ö. 6200 yıllarında, Güneydoğu Avrupa'da avcı-toplayıcı göçebe yaşam biçiminden yerleşik köy düzenine geçiş süreci ile başlamış ve M.Ö. 4200 yıllarına kadar kesintisiz olarak süregelmiştir.

Bu nedenle, Aşağı Pınar bulguları yalnızca Anadolu ile Avrupa toplumları arasındaki ilişkinin anlaşılması açısından değil, Avrupa uygarlığının temellerini oluşturan sürecin tanımlanması bakımından da büyük bir önem taşımaktadır.

Aşağı Pınar Kazısı, İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı adına TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından 1980 yılında başlatılmış olan Marmara-Trakya Tarihöncesi Araştırmaları Projesi kapsamında, 1993'de başlamıştır.

O tarihten bu yana çalışmalar, Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ile Alman Arkeoloji Enstitüleri Başkanı Prof. Dr. Hermann'ın eş yönetiminde, farklı ülke ve uzmanlık alanlarından bilim insanlarının katılımı ile sürmektedir. Projenin esas olarak üç temel amaca yönelik olarak sürdürülmektedir. Bunlar;

Üç temel amaç

Arkeolojik kazı ile ortaya çıkan somut verilere dayalı olarak bilgi üretilmesi,

Ortaya çıkan bilimsel veri ile arkeolojik kalıntıların, Kırklareli kentinin sosyal ve ekonomik zenginliğine katkıda bulunacak şekilde değerlendirilmesi,

Bu bölge ve araştırılan konular ile ilgili olarak çalışmaları sürdürecek uzman ve bilim insanlarının yetiştirilmesi.

Bu amaçlar doğrultusunda, elde edilen veriler, bir yanda bilim insanlarına yönelik olarak yayınlanırken, aynı zamanda, konunun uzmanı olmayanlar için de çeşitli düzeylerde yayınlar yapılmaktadır.

Ancak, projenin topluma yönelik olarak esas hedefi, Aşağı Pınar'da ortaya çıkan kalıntıların çağdaş bir yaklaşım Kırklareli- Aşağı Pınar Katılımcı Açık Hava Müzesi Projesi olarak düzenlenmesidir. Bu proje doğrultusunda:

Hedefler

Höyükte belli bir alanın üzeri kapatılıp koruma altına alınarak, buradaki mimari kalıntıların sergilenmesi,

Yerel mimari çeşitlemeden de yararlanılarak, tarihöncesi köy yaşamını göstermek için bir köy kurulması,

Deneysel çalışmalar için altyapı olanağı sağlanması,

Projenin ilerde genişleyip, Kırklareli kenti ve çevresindeki kültür varlıklarını da kapsayan bir bölge projesi haline dönüştürülerek, bölgede kültür sektörü yaratılması hedeflenmektedir.

Bugüne dek kazı verileri değerlendirilerek yerleşimin her kültür evresi için restitüsyon önerileri geliştirilmiştir.

Aşağı Pınar mimarisinin günümüzdeki kırsal mimariyle çok benzeştiği görüldüğü için, Kırklareli çevresindeki köylerde geniş çaplı bir belgeleme çalışması yapılmış ve bu mimarinin ana sistemi kadar ayrıntıları da öğrenilmeye çalışılmıştır.

Neler yapıldı?

Kazıda ortaya çıkan ve sergilenmesine karar verilen yapı kalıntıları için geçici koruma önlemleri alınmış, gerekli yerlerde geçici koruma çatısı yapılmıştır. Aşağı Pınar Katılımcı Açık Hava Müzesi Projesi hazırlanmış ve müzede kullanılmak üzere iki dalörgü yapı, köyden satın alınarak sökülmüş ve müze alanında kurulmuştur.

Kırsal alana turizmi çekmeyi ve böylece kültür sektöründen ülke çapında, geniş kapsamlı bir şekilde yararlanmayı amaçlayan açık hava müzesi projesi, aynı zamanda Kırklareli kenti ve çevresini içine alan daha büyük ölçekli bir bölge koruma modeli oluşturmayı da hedeflemektedir.

Çevredeki farklı dönemlere ait çeşitli kazı yerlerinin de benzer şekilde açık hava müzesine dönüştürülmesi ve Kırklareli kentsel- kırsal sitleri ile anıt yapılarının da bir bütün olarak değerlendirilmesiyle, bu bölgeye gelen bir turistin tüm gününü belli bir gezi güzergahına göre farklı kültür varlıklarını gezerek geçirebileceği belirtilmektedir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!