Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2007 00:00
Eski Sovyet ve yeni Ukraynalı Sergey Bubka, 1983 ile 1995 yılları arasında tam 35 kez sırıkla atlama rekoru kırmıştı. Şimdi Yelena İsinbayeva, gözünü bu rekorların rekoruna dikti. Rus sırıkla atlamacı, şubat ayında kariyerinin 20. dünya rekorunu kırınca bir adım daha yaklaştı bu efsane rakama. 36’ya ulaşana kadar sırığını bırakmaya niyetli gözükmüyor.
Üstelik her rekor atlayışı için sponsoru Adidas’tan 50 bin dolar (yaklaşık 65 bin YTL) almayı da sürdürüyor. Bu sezon üç hedefi var: Dünya şampiyonluğu, Golden League yarışlarını geçilmeden bitirmek ve kariyerine birkaç dünya rekoru daha eklemek. İsinbayeva, telefonda sorularımızı yanıtladı.
Kariyerimde üç önemli an varGeçen kış, İngiltere’nin Birmingham kentindeki Avrupa Salon Şampiyonası’na katılmadınız. Unvanınızı kaybettiğiniz için hiç üzüldünüz mü?
- Pek değil. Çünkü geçen sezonun sonunda bir plan yapmış ve kış aylarında beşten fazla salon yarışına katılmamaya karar vermiştim. Bu nedenle Avrupa Şampiyonası’na katılmadım.
Buna karşılık Ukrayna’nın Donetsk kentindeki "Sırıkla Atlamanın Yıldızları"na katıldınız. Dört yıldır orada dünya rekoru kırıyorsunuz. Bu yarışmayla aranızda nasıl bir sihir var?
- Hakikaten Donetsk’te inanılmaz bir atmosfer var. Belki de ünlü rekortmen Sergey Bubka adına düzenlendiği için ben de kendimi iyi derece yapmaya mecbur hissediyorum. Kendisi bana çok yardım etti. Geçen yıldan beri ilk dünya rekorunu kırmak da sevincimi artırdı. Kendimi çok formda ve rahat hissediyordum.
DAHA ÇOK TANINIYORUM
Artık Vitali Petrov’la çalışıyorsunuz. Bu yeni düzene alışabildiniz mi?
- Petrov sayesinde hem hızlanma koşum hem atlayışım çok ilerledi. Eskiden koşarken vücudum öne eğiliyordu. Koşma pozisyonumu değiştirdik. Böylece atlama noktasına daha rahat bir pozisyonda geliyorum. Şimdi de koşudan sonra atlayış başlangıcı üzerine çalışıyoruz. Zamanla ne kadar ilerleme kaydettiğimi göreceğiz.
Geçen yıl 5 metreyi geçtiğiniz ilk atlayışın kariyerinizin en mutlu anı olarak nitelemiştiniz. Hálá öyle mi?
- Hayır hayır. Tek bir andan söz edilemez. Bir kere 2004’teki Olimpiyat şampiyonluğum benim için çok önemliydi. Bir de 2003’te İngiltere’de, Gateshead’de ilk dünya rekorunu kırdığım anı unutamıyorum. Yani benim için üç çok mutlu andan söz edebiliriz. Amacım bu sayıları artırmak.
Son birkaç yılda dünya atletizminin süperstarlarından biri oldunuz. Yaşamınız değişti mi?
- Benim için tek bir fark var eskiye göre: İnsanlar sokakta daha çok tanıyor beni. Atletizm dünyasından arkadaşlarımın sayısı arttı. Özellikle İtalyan milli takımından çok arkadaşım var. Ama sadece İtalya’dan değil Rusya’dan ve diğer ülkelerden de arkadaşlarım var.
Monako’da ve Formia’daki yeni yaşamınız nasıl geçiyor?
- Harika, harika. Harika antrenman şartları var. Formia’da şehir merkezinde yaşıyorum. Benim için her türlü olanak var. İtalyancamı geliştirdim. Fransızca’yı öğrenmek ise biraz daha zor olacak. Ama en çok İngilizcemi ilerletmeye çalışıyorum. Bunun dışında sessiz ve sakin bir hayatım var. Ben de tabii ki bazen kafelere ve lokantalara, hatta diskoya gitmeyi seviyorum. Ama fazla zaman ayıramayacağımı biliyorum. Çünkü çok sıkı bir antrenman programım var. Antrenman bitince de doğru uyumaya gidiyorum. Bu yüzden hayatımın bu döneminde eğlenceye pek vakit ayıramıyorum.
İtalyan yemekleri de pek çekicidir. En çok hangi yemekleri seviyorsunuz?
- Favorilerim İtalyan ve Rus mutfakları. Çok geleneksel bir Rus yemeğidir ama borç çorbasını severim. İtalyan mutfağından ise en çok lazanya ve carbonara soslu makarnaları seviyorum.
2003’TEN BERİ GEÇİLEMEDİİlk dünya rekorunu 13 Temmuz 2003’te İngiltere’nin Gateshead kentindeki yarışta kırdı. 2004’te Atina’da Olimpiyat şampiyonu oldu. 2005’in şubat ayında iki haftada üç salon dünya rekoru kırmayı başardı. 22 Temmuz 2005’te Londra’daki grand prix yarışında 5 metreyi geçen ilk kadın atlet oldu. 20. ve son dünya rekorunu 10 Şubat 2007’de Ukrayna’nın Donetsk kentindeki salon yarışmasında 4,93 metreyi geçerek kırdı. 2003 dünya şampiyonasından beri hiç geçilmedi.
EV MONAKO’DA İDMANLAR İTALYA’DAYeni antrenörüyle çalışmaya başladıktan sonra anne-babası ve kız kardeşiyle yaşadığı mütevazı evden ayrıldı. Akdeniz kıyısındaki Monako’da ufak bir daire tuttu. Antrenman dönemi haricinde burada yaşıyor. Kışın ise İtalya’nın güneyinde ılıman iklime sahip Formia’da antrenman yapıyor. Seyrek de olsa ailesini görmek için Ukrayna’ya dönüyor.
16 ADIMDA 35 METRE
10 yıl jimnastikle uğraştığı için çok esnek bir vücuda sahip. Bu sayede atlayışın en tepe noktasında sırığını bıraktığında kendini çıtanın üzerinden daha kolay atıyor. 35 metrelik bir hızlanma koşusu yapıyor. Bu mesafeyi 16 adımda koşuyor. Yani saniyede 4 adım atarak 8,5 saniyede koşusunu tamamlıyor. Tabii bu koşu sırasında 4,40 metre uzunluğunda ve 1,5 kg ağırlığındaki sırığını da elinde taşıyor.
STİLİNİ DEĞİŞTİRDİ
Esnek vücuduna karşın ilk yıllarda teknik açıdan sıkıntı çekti. 2003 Dünya Şampiyonası’nda bu yüzden altın madalyadan oldu. Efsanevi sırıkla atlamacı Sergey Bubka’nınkine benzetilen stilini geliştirmek için 15 Kasım 2005’te önemli bir değişiklik yaptı. Sekiz yıllık antrenörü Yevgeni Trofimov’dan ayrıldı. Teknik ve gücünün 5 metreyi geçmeye yettiğini ama daha büyük hedefler için değişiklik gerektiğini söylüyordu İngiliz basınına. 2006 başından beri İtalya’da yaşayan ve teknik fanatiği olarak tanınan antrenör Vitali Petrov’la çalışıyor. Yeni antrenörüyle öncellikle hızı üzerine çalıştı. Koşu biçimini değiştirdi. Geçen kış ise atlayış başlangıcı üzerine çalıştılar.
YELENAYelena İsinbayeva (25), Rusya’nın Volgograd kentinde doğdu. Tabasaran halkından babası Hacı Gacıyeviç, aileyi geçindirmek için aynı anda üç işte birden çalışıyordu. 5 yaşında jimnastiğe başladı. 10 yıl olimpiyat şampiyonluğu hayaliyle antrenman yaptı. Ama 1997’de boyu çok hızlı uzayınca jimnastiği bırakmak zorunda kaldı. Antrenör Yevgeni Trofimov, yeteneğinin farkına varıp onu sırıkla atlamaya yönlendirdi. Kısa sürede derecesini geliştirdi. Beş yılda 4,05 metreden 4,60 metreye çıktı. Bu arada Ulusal Beden Eğitimi Akademisi’nden mezun oldu ve yüksek lisansa başladı. Demiryolları Askeri Takımı’nın sporcusu olarak 2005’te üsteğmen rütbesini aldı.