Güncelleme Tarihi:
Bu yüzden Roberto Carlos’un gitmesi, dünyadaki tanıtımı adına belli ölçüde bir kayıp olsa da Fenerbahçe’nin de işine gelecek ve sarı lacivertli kulüp onun yerine yeni yıldızlar veya daha ucuz maliyetli alternatifler getirebilecek. – Hürriyet Gazetesi Sadi Kemal Yaşar ‘Serveti Tepip Gidiyor’ Haberi
Haber adı altında yazılan siparişli yorum yazılarının ‘taraftarlar’, ‘futbolseverler’, ‘yönetim’ vesair genel sıfatlandırmalarla olmayan insanların ağzından yazılmalarından siz de sıkıldınız mı? Yıllar yılı o kadar kanıksadık ki, kimse de sormuyor: ‘ya kim bu futbolseverler?’ Aynı haber içinde bin farklı görüşü sanki bir ağızdan bağırırcasına haberciye ulaştıran arkadaşlar kim? Roberto Carlos gidiyorsa tamamdır, denecek bir şey yok.Yaşı ne olursa olsun bu takımda gerçek yıldızlar tutulamıyor. Bakınız: Ortega, bakınız: Anelka, bakınız: Van Hooijdonk ve hatta zamanında Schumacher. Ama Carlos’un gitmesinin ‘Fener’in işine gelmesi’ durumu nasıl oluyor onu anlamak zor. Carlos’un kulübede oturması elbette maddi açıdan da manevi açıdan da kayıptır takım için. Bu mantıkla Mehmet Topuz’u da verebilirse Fenerbahçe’nin daha da işine gelebilir, sonuçta o da milyonlara mal oldu ama yedek kulübesinde. Asıl soru şu: Carlos neden yedek? Daha doğrusu Carlos neden geçen sezondan beri gerçekten oynamıyor da yasak savıyor kendini yedek kulübesinde oturtuyor?
Edip Uras yazıyor |
Roberto Carlos, Fenerbahçe’yi izleyen herkesin de bildiği ve gözlemleyebileceği gibi geldiği sezondaki performansından çok uzakta. ‘Yaşlandı.’ diyenler vardır, bu ligin temposuna ayak uydurabilmek için Carlos’un 45 yaşında olması yeter. İki sezon önce yirmilik beklerin sağından atıp solundan geçen adam bir senede mi çöktü? Yok, değildir. Carlos gitmek istiyor ve gidiyor. Serveti teperek ve servete rağmen. Düşünün ki nasıl bir kaçıştır…Kedileri dağıtın ciğerlere mundar desinler, biz maça bakalım:
Galatasaray’ın fazlası ile şişirilen balonu Ankara’da patlayınca, puan farkını beşe çıkarma ve sezon başında açtıkları bembeyaz sayfayı sekizinci haftaya taşıma arzuları Fenerbahçe’ye ilk yarıda bu sezon belki de ilk kez güzel değil ama iyi mücadeleli bir futbol oynattı.
Gençler top rakipteyken ‘herkes topun arkasına’ prensibi ile ileride Kahe’yi bırakarak 4-5-1 gibi oynayıp topla hızlı çıkma niyetindeydi ancak ilk yarıda bunu gerçekleştiremediler. Bunun en büyük nedeni hücumlardan dönen topları özellikle Emre – Christian ikilisinin toplaması, topu yeniden hücuma kazandırmasıydı. Sağ kanatta cezalı Kazım’ın yerine oynayan Mehmet Topuz ve sol kanatta iyileşen Santos ile birlikte Fenerbahçe kalabalık Gençler takım savunması karşısında kısa paslarla ve özellikle göbekten gol aradı, son çizgiye pek inmediler. Nitekim gol sağ kanattan ceza alanı önüne yapılan ortada Guiza’nın topu indirmesi ve Alex’in düzgün köşeye vuruşu ile geldi. Maçın ilk çeyreğini önde geçen sarı lacivertliler ilk yarıda topa daha çok sahip olan taraftı ancak çok net pozisyona giremeden 45 dakikayı tamamladılar. Topu geri kazanma hırsları ile Ankara’nın kırmızı siyahlı ekibine de hücum alanlarında pek top göstermediler ve pozisyon vermeden ve taraftarlarını memnun ederek soyunma odasına gittiler.
İkinci yarı gerçekten (2) lerin yarısıydı. Thomas Doll (2) değişiklik yaptı, geçen hafta Trabzonspor karşısında sağ kanadı çökerten Hurşit’i ve Burhan’ı aldı. Volkan 70. Dakikaya kadar sıklaşan Gençler ataklarında kalesinde (2) muhteşem kurtarış yaptı. Fenerbahçe’nin (2) topu direkten döndü. Gençler’in gol aradığı dakikalarda hızlı bir çıkışta Guiza (2) nci asistini yaptı ve Alex’e (2) nci golünü attırdı.
Golden sonra Fenerbahçe de Gençler de farklı nedenlerden de olsa rahatladı. O dakikaya kadar özellikle ikinci yarıda Premiervari tempo yerini bir hazırlık maçı havasına bıraktı. Fenerbahçe sekizde yirmidört yaptı. Kendi rekorunu kendi kırdı. Lugano’nun çok güzel kafa golü pastanın üzerindeki kremaydı.
Maçın kaderini belirleyen Alex ve Volkan’ın dışında Christian ve Emre’yi beğendik. İkinci yarının başından ikinci gole kadar hariç hiç zorlanmadı, bu yılın en güzel maçını oynadı. Guiza’nın iki asistten başka bir şey yapmadığını ve Santos’un kötü kondisyonunu not düşelim. Milli takım haftasına girelim bakalım.