A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2012 19:17
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Olimpiyatlar belki futboldaki güncel gelişmeler ya da şike soruşturması paralelindeki haberler kadar dikkat çekmiyor olabilir. Ama eğer olimpiyatlarla ilgili haber ve yorumlar futboldaki gelişmeler kadar dikkat çekmiyorsa, burada kabahati bir miktar kendimizde aramamız lazım diye düşünüyorum” dedi.
TRT 3'de yayınlanan “
Spor Manşet” programına telefonla katılan Kılıç, İstanbul'un 2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları için önlerinde epey bir zaman olduğunu söyledi.
Yayın sırasında, “olimpiyat konuşulurken programın tansiyonu düştü, hareketi azaldı” şeklinde sosyal medyadan gelen yorum ve federasyonların bütçeleriyle ilgili okunan bazı
haber kupürlerinin ardından kendisinde programa telefonla bağlanma isteği oluştuğunu belirten Suat Kılıç, “Evvela şunu ifade etmem lazım; Doğrudur, olimpiyatlar belki futboldaki güncel gelişmeler ya da şike soruşturması paralelindeki haberler kadar dikkat çekmiyor olabilir. Ama eğer olimpiyatlarla ilgili haber ve yorumlar futboldaki gelişmeler kadar dikkat çekmiyorsa, burada kabahati bir miktar kendimizde aramamız lazım diye düşünüyorum” diye konuştu.
Bakan Kılıç, bu konuda empati yaptığını, çalışma arkadaşlarını da empati yapmaya davet ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Zira Türk toplumunda şayet olimpiyatlara yönelik bir ilgisizlik söz konusuysa, bu ilgisizliğin kaynağında hiç kuşkusuz bizler varız. Yani sporu yönetenler, spor adamları, federasyonlar ve tabii ki hiç kuşkunuz olmasın spor medyası, gazetelerin spor sayfaları. Olimpizm ruhunu canlandırabilirsek ve Türk insanının olimpiyat haberlerine olan ilgisini futbol haberlerine olan ilgisiyle aynı düzeye taşıyabilirsek, o takdirde Türkiye'de futbol dışındaki 60'a yakın spor branşına yönelik ilginin de artmaya başladığını hep beraber görebileceğiz.
Bizim yaptırdığımız ilk araştırmalarda, 2 bin 500 kişi civarındaki ilk kamuoyu araştırmasında görünen şudur. Türk halkının yüzde 86.4'ü olimpiyatların Türkiye'de ve İstanbul'da yapılmasına destek vermektedir. İstanbul halkının yüzde 85.1'i de olimpiyatların İstanbul'da yapılmasını, İstanbul'un doğru adres olduğunu düşünmektedir. Dolayısıyla bu yönden bakıldığında henüz çok kapsamlı bir kamuoyu çalışması, lansman yapılmadığı halde olimpiyatlara Türkiye'de yüzde 85'ler düzeyinde ortalama bir desteğin olduğu anlaşılmaktadır. Bu önemli bir kazanım olarak görülmeli. Kanaatim budur benim şahsen. Daha fazlası olabilir mi? Daha fazlası olabilir ama daha fazlası için daha fazla gayret göstermemiz lazım.”
Türkiye'de devlet eliyle destek sağlanmadığı takdirde halkın salonlara, futbol dışı branşlara destek vermek amacıyla getirilmesinin pek mümkün olmadığını vurgulayan Suat Kılıç, bu yüzden Formula 1 yarışlarını sonlandırmak mecburiyetinde kaldıklarını belirtti.
“Yani 10 milyonlarca dolar harcamak zorundasınız organizasyon için ama 100 bin biletli seyirciyi 15 milyonluk İstanbul'da maalesef bulamıyorsunuz” diyen Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu büyük bir handikaptır, bu inanılmaz bir açmaz. Bunlarla mücadele etmemiz lazım ama hep kötü örnekleri konuşmayalım. Sizden bunu istirham ediyorum özellikle. Dünya Kadınlar Tenis Şampiyonası'nı eylül ayında İstanbul'da gerçekleştirdik. Dünyanın en kuvvetli 8 kadın raketi İstanbul'a geldi ve son 12 yılda dünya kadınlar tenis organizasyonları kapsamında yapılan bütün etkinlikler içerisinde en fazla seyirci İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu'nda toplandı. Bu da büyük bir kazanç. Fotoğrafın iyi tarafı bu. Yani bardağın dolu tarafını da görmek lazım. Formula 1'i boş tarafı olarak değerlendiriyorsak Dünya Kadınlar Tenis Şampiyonası etkinliğini de dolu tarafı olarak görmemiz lazım. WTA 2012'de İstanbul'da yapılacak ve inanıyorum ki dolacak.”
Günde 15 dakika spor yapsak...
Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, Türkiye'de sporu tabana yayabilmek için bir şeyler yapılması gerektiğini de anlatarak, şöyle devam etti:
“Bunu neyle yapacaksınız? Bunu Futbol Federasyonu ile yapamayız. Yaparız ama bir ölçüde. Sporun tanıtımı, insanların sporla iç içe yaşamaya alıştırılmaları, hafta sonlarında eşofmanla ve kramponla sokağa çıkmanın ayıp ve kamuya saygısızlık içeren bir davranış olmadığını insanlara anlatmanın yolu nedir? Bir federasyon üzerinden bunu kamuoyuna tanıtmalısınız. Ben havaların iyileşmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Eşofmanlarımı giyeceğim, spor ayakkabılarımı ayağıma geçireceğim. Gittiğim illerde vali, belediye başkanı, ilin önde gelenleri, kanaat önderleri, sivil toplum liderlerini alıp, onlarla birlikte halk yürüyüşüne çıkacağım. En az 3-5 bin kişi. Konya'da, Samsun'da, Trabzon'da, Antalya'da o kentin insanları eşofman ve spor ayakkabıyla sokağa çıkmanın, spor alanlarını, parkları kullanmanın ayıp ve yasaklı bir davranış olmadığını görmeli. Günde 15 dakika spor yapsak, eminim ki Türkiye'nin sağlık harcamaları 5-10 yıl içerisinde yarıya inecek. Sağlıksız yaşıyoruz, çünkü sporsuz yaşıyoruz. Ben bunun için Herkes İçin Spor Federasyonu'na bir miktar kaynak aktarmak zorundayım.”
Spor Toto Teşkilat Başkanlığı üzerinden aktardıkları kaynakların görüldüğünü, ancak Spor Genel Müdürlüğü üzerinden aktarılan ise görülmediğini dile getiren Suat Kılıç, örnek olarak bu yıl Türkiye'de su sporlarına yönelik özel bütçeler aktardıklarını kaydetti.
Kılıç, Türkiye'nin 4 ayrı merkezinde kanal tesisleri kurduracaklarını, orada bunun görülmediğini anlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye'nin 3-4 ayrı noktasında kürek tesisleri kurduracağız. Çok pahalı bir spor kürek. Her bir küreğin binlerce avroya yakın maliyeti var. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak bunları sağlayacağız. Yelkende de aynı şekilde doğru yöntem nedir? Bunun çalışmaları yönünde arkadaşlarıma talimat verdim, biz bunları atlamıyoruz kesinlikle. Biraz da esasında bütçesi azaltılan federasyonlar kaynaklı olabilir mi diye düşünüyorum bazı haberlerle alakalı olarak. Olimpik branşların parasının kısıldığı noktasında böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Bir, kamp harcamaları tamamen Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından karşılanıyor. İki, olimpiyatlara takımları götürme, kafileyi hazırlama ve götürme görevi, ayakkabısından eşofmanına kadar tamamen Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın görevidir. O sporcular bu ülke insanının göz bebeği. Bir toplu iğnelerinin bile eksik kalmasına biz kesinlikle fırsat vermeyiz. Kaldı ki olimpiyatlarda madalya alan, altın madalya kazanan bir sporcumuza bakanlığımız 2 bin cumhuriyet altını ödül vermektedir. Yani tam altın, 2 bin tam altın. Tüm bunlar bizim karşıladığımız konular zaten. O nedenle spor branşları arasında 'olimpiyada gidenler, gitmeyenler' ayrımı var. 'Gidenlerin parası kesiliyor' gibi yaklaşımlar, tamamen asılsız yaklaşımlar. Toplam rakamı ben size vereyim, değerlendirmesini siz yapın. Spor Toto üzerinde Türkiye'deki spor federasyonlarına 2011 yılında aktardığımız kaynak 144 milyon TL, 2012 yılında aktarmayı planladığımız kaynak 185 milyon TL. Azaldı mı, arttı mı? Bunun değerlendirmesini kamuoyunun takdirine bırakmak lazım.”
Okul sporlarını iki yıl önce imzalanan protokolle Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın devraldığını anımsatan Suat Kılıç, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın bugün okul sporlarını yürüttüğünü ve okul sporları için yıllık bu yıl için harcamayı planladıkları kaynağın da 20 ile 230 milyon TL arasında olduğunu belirtti.
Amatör spor kulüplerine 25 milyon TL kaynak
“Tüm federasyonlara, ayrıca özellikle bünyesinde çok branş barındırdığından dolayı atletizm ve cimnastik federasyonlarını okul sporlarına yoğunlaşmaya zorluyoruz” diyen Kılıç, şöyle devam etti:
“Seçmelerin yapılabilmesi ve daha çok sayıda genç insanın sporla, özellikle yarışmacı spor branşlarıyla buluşabilmesi adına bununla birlikte Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Basketbol Federasyonu'nu yaz döneminde Türkiye'nin 40-50 vilayetinde yaz spor okulları açmaya motive etmeye gayret ediyoruz. Bunun için yapacakları harcamanın yarıya yakınını da bakanlık olarak karşılamayı taahhüt ediyoruz. Tüm bunlar bir tarafa, sizi heyecanlandıracak bir başka şey daha söyleyeyim. Tarihimizde ilk defa olarak amatör spor kulüplerine 2012 bütçemizden 25 milyon TL kaynak ayırıyoruz. Doğrudan amatör spor kulüplerine intikal ettirmek üzere, çünkü illerdeki amatör spor kulüplerini ayağa kaldırabilirsek, yaşayabilir hale getirebilirsek onların spor okulları açmaları, sporcularına malzeme almalarını sağlayabilirsek emin olun Türkiye'de o dakikadan itibaren spor gerçek anlamda tabana yayılıyor olacak.”