Kazımcan Karataş'tan özel açıklamalar: 'Ben şerefimle buradayım, kariyerime zarar vermem' | Mustafa Denizli ve Montella sorusuna yanıt...

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2024 17:29

Galatasaray'ın Rusya ekiplerinden Orenburg'a kiraladığı Kazımcan Karataş, Spor Arena'ya özel açıklamalarda bulundu.

Haberin Devamı

Galatasaray'ın Rusya ekiplerinden Orenburg'a kiraladığı Kazımcan Karataş, Spor Arena'dan Gamze Türk'ün sorularını yanıtladı.

21 yaşındaki sol bek, Rusya macerasını, geçen sezon Ankaragücü'nde yaşadıklarını ve Galatasaray'daki günlerini anlattı.

RÖPORTAJI YOUTUBE'DAN İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

- Bu sezon Rusya Premier Ligi ekiplerinden Orenburg'dasın. Rusya yepyeni bir macera aslında. Şu ana kadar üç maçta forma giydin. İkisi Rusya Kupası’nda biri de ligde. Nasıl geçiyor senin için Rusya macerası?

Sizin de söylediğiniz gibi üç maçta forma giydim ama maraton çok uzun. Burada Aralık'tan sonra kış ayları çok soğuk geçtiği için üç aylık bir ara oluyor. O yüzden ilk dönemde biraz daha fazla maç oynayıp ikinci dönemde biraz daha az maç oynuyoruz. Üç maçta süre buldum. İleride çok önemli maçlar oynayacağız. Şu ana kadar yapılan maçlarda da hocayla iletişim halindeydik. Hoca ve yönetim de bana gerekli şeyleri söyledi. Bana güvendiklerini, inandıklarını ve beni neden takımda istediklerini anlattılar. Bundan dolayı da çok sıkıntı çekmiyorum. Haftaya Lokomotiv Moskova ile önemli bir maça çıkacağız. O maça hazırlanıyoruz. Lokomotiv Moskova maçında hocam süre verirse elimden geleni yapacağım.

Haberin Devamı

- Hocanın seninle ilgili gelecek planları ne yönde?

Bir sene kiralık olarak geldim ben Galatasaray’dan. Kiralık oyuncu olduğumdan dolayı beni de oynatmak üzere transfer ettiler. Hoca ile de geçen hafta görüştüm. Milli ara döneminde takıma daha da iyi adapte olduğumu söyledi. Bana inandığını, güvendiğini ve beni oynatacağını dile getirdi. Buraya oynamak için geldim, oturmak için gelmedim. Bunun için de savaşıyorum.

- Takım içerisindeki atmosfer nasıl? Bir senedir Orenburg’da oynayan Emircan Gürlük ile olan iletişiminiz nasıl?

İlk geldiğim zamandan itibaren burada yapabilecek miyim gibi tereddütlere hiçbir zaman girmedim. Çünkü kendime inanıyorum. Emircan geldiğim günden itibaren bana çok yardımcı oldu. Takımdaki kişisel diyaloglarda da Emircan sayesinde ben de bir adım öne geçtim. Alışma sürecim ise sona erdi. Buraya transfer olduğum üçüncü gün benim için alışma süreci bitmişti. Burada farklı, güzel bir ortam var. Farklı bir kültür olduğu için hem dil anlamında hem strateji anlamında birçok yeni şey öğreniyorum. Günler ilerledikçe hem dilimi hem fiziğimi hem de mentalimi geliştiriyorum. Güzel bir deneyim oldu benim için.

Haberin Devamı

Kazımcan Karataştan özel açıklamalar: Ben şerefimle buradayım, kariyerime zarar vermem | Mustafa Denizli ve Montella sorusuna yanıt...

- Rusça mı öğreniyorsun yoksa İngilizce mi?

Buralarda çok İngilizce konuşmuyorlar ama takım tercümanı İngilizce ve Rusça olarak cümleleri tercüme ediyor. Takım da aynı zamanda Güney Amerikalı oyuncular var. Onlar da İspanyolca konuşuyorlar. Onlardan da temel kalıpları öğrendim. Bu tür şeyler de bizim takım olarak birbirimize olan bağlılığımızı arttırıyor.

- Rusya Ligi çok zor bir lig. Takımlar UEFA turnuvalarına katılamadığı için son yıllarda görünürlüğü tabii ki azaldı. Ama yine de çok güçlü takımlar var. Süper Lig ile Rusya Premier Ligi’ni kıyasladığında aradaki benzerlikler ve farklılıklar neler sence?

Haberin Devamı

Süper Lig’e çok kaliteli isimler geliyor. Rusya’da bu şekilde gördüğüm bir futbolcu yok. Rusya’da kompakt oynanan futboldan dolayı sertliklerle karşı karşıya kalıyoruz. Burada maçlar Türkiye Ligi’ne nazaran çok daha sert geçiyor. Türkiye’de kaliteli ayaklardan dolayı topun bir takımda daha çok kaldığını görebiliyoruz. Burada daha çok geçiş oyunu var. Top bir o kalede, bir bu kalede. Daha fazla aksiyon ve mücadele var. Topun sahada kalma süresi bakımından da Rusya Ligi bir oyuncunun kendisini en iyi şekilde geliştirebileceği liglerden bir tanesi. Defansif bir oyuncuysanız burada kendinizi daha fazla geliştirebilirsiniz.

- Fiziksel anlamda seni zorluyor mu?

Haberin Devamı

İlk geldiğimde iki saat süren antrenmanlar yaptık. Evimde kendime bakabilecek sağlık malzemeleri de olduğu için eve geldiğimde rejenerasyon idmanları yapıyorum. Kendi açımdan antrenmandan veya maçtan sonra evde geçireceğim iki saat çok önemli. Çünkü o temponun üzerine yemeği dışarıda yersem ya da farklı bir aktivite yaparsam sakatlığa bir adım daha yaklaşmış oluyorum. Evde yaptığım rejenerasyon idmanları sayesinde daha hızlı toparlanıyorum. Hem de kendi gelişimimi öne atıyorum. Bu konuda Türkiye ile Rusya arasında şöyle bir fark var. Türkiye’de maçtan iki gün sonra, genelde ısınmadan sonra, maçta oynayan futbolcular idmandan çıkıyorlar. Ama burada öyle bir durum yok. Burada maçtan sonraki ilk gün oyuncular ısınmadan sonra idmandan çıkıyorlar. Ama ikinci gün antrenmanın tamamında yer alıyorlar. Belki de burada tempo o yüzden bir tık daha üstte. Buraya gelen oyuncular da bunun farkında.

Haberin Devamı

- Galatasaray çok iyi transferler yaptı. Sen de sonuçta Orenburg’da kiralık olarak oynayan bir Galatasaray futbolcususun. Nasıl buluyorsun Galatasaray’ın şu anki kadrosunu?

Çok önemli transferler yapıldı. Süper Lig’de her kulübün kendine yakışan transferler yaptığını söyleyebilirim. Bu sene transfer dönemi bittikten sonra yapılacak maçları çok merak ediyorum. Daha farklı bir Süper Lig izleyeceğimize eminim.

- Türkiye’de bir oyuncu başka takıma kiralandığında “Kalbiyle aklı çelişiyor.” söylemlerini bolca duyuyoruz. Geçen sezon senin için de bu söylemler yapıldı. Ben bunları doğru bulmuyorum ama bu yapılan yorumlar geçen sezon seni psikolojik olarak nasıl etkiledi? Bu yaklaşım Rusya’da da var mı? Ne söylemek istersin bu konuda?

Galatasaray’dan Ankaragücü’ye kiralık olarak gittim. Galatasaray’da bana verilen şansları değerlendiremedim ve ligin ikinci yarısında Ankaragücü forması giydim. İnişli çıkışlı bir sezon yaşadım. Ligin ilk yarısında çokta beğenmediğim performansımı daha iyi hale getirmek için Ankaragücü’nde elimden geleni yaptım. Ben Ankaragücü forması giydiğim ilk maç olan Konyaspor maçında sahanın en iyilerinden biriydim. Ben Galatasaray maçına neden Galatasaraylı Kazımcan olarak çıkayım ki? Ben Kazımcan Karataş’ım. Altay’da büyümüş, Altay’da yıllarca oynamış ve buraya da şerefimle, aidiyetimle, ailemin bana olan güvencesiyle gelmiş biriyim. Ben Galatasaray’da oynayan bir futbolcuyum. Evet, buna sonuna kadar katılıyorum. Ama ben Ankaragücü’ne gittiğim zaman da Ankaragücü’nün bir evladı gibiydim. Ankaragücü forması giyiyordum. Ben neden Ankaragücü’ne, kendi kaderime zarar verecek bir şey yapayım? Belki de çok motive olduğum için öyle bir durum yaşadım. Ama diğer maçlarda iyi bir performans sergilediğimi düşünüyorum. Galatasaray maçından sonra duygusal boşluğa düşüp diğer maçlarda daha aşağı gidebilirdim. Ama ben buna izin vermedim. Maçı kendim de izledim. İnsanların farklı şeylere, farklı kişilere yorum yaptığını gördüm. İnsanların benim hakkında ne düşündüğünü umursamıyorum. Ben kendime bakıyorum. Ben kendimin üzerinden hiçbir zaman aileme laf gitsin istemedim. O gün bana ve aileme yazılanları gördüm. Gerçekten çok üzüldüm. Ama bunların etkisine kapılmadım. Her zaman onurlu, şerefli bir Kazımcan olmaya çalıştım. Bundan sonra da öyle olmaya çalışacağım. Asla insanların söylediği gibi bir durum olmadı. Ben Ankaragücü’ne gelmiş bir Kazımcan’ım. Kendimi orada geliştirip Galatasaray’a dönecek olan da benim. Bunu hedefleyerek oraya gittim. İnsanların yorumları sebebiyle düşmedim, ayağa kalktım. O gün yeniden ayağa kalkmamın başlangıcıydı ve bunu da gösterdiğime inanıyorum.

Kazımcan Karataştan özel açıklamalar: Ben şerefimle buradayım, kariyerime zarar vermem | Mustafa Denizli ve Montella sorusuna yanıt...

- Milli Takımımız EURO 2024 sürecini çok güzel geçirdi. Hepimiz çok mutlu olduk. Maçları tüm Türkiye büyük bir heyecanla takip etti. Sen Milli Takımımızın EURO 2024 sürecini nasıl değerlendirirsin?

Bence EURO 2024’te ülkemizi gururla temsil eden oyuncular vardı. Tüm Türkiye’yi gururlandıran bir milli takım kafilesi vardı. Malzemecisinden masörüne herkes bizi gururlandırdı. Bu gurur ve heyecanla ülkemizin bir sonraki maçını bekleyen milyonlarca insandan bir tanesi de bendim. Hepsiyle gurur duydum. Oyuncularımızın her hareketini sadece oyuncumuz yapmadı aslında. 86 milyon insan da oyuncumuzla birlikte o hareketi yaptı. EURO 2024’ün hepimiz adına güzel anılar oluşturduğunu düşünüyorum.

- Uluslar Ligi’nde A Milli Takımımızdan beklentilerin neler?

Aynı şekilde ülkemizi gururlandıran bir milli takım bekliyorum. EURO 2024’te nasıl gururlandıysak Uluslar Ligi’nde de öyle gururlanacağımızı düşünüyorum.

- Milli Takım’da en çok beğendiğin isim kim oldu?

Bir isim söyleyemem. Herkesin başarı öyküsü vardı orada. Biri gol attı, biri tuttu, biri topu çıkardı, biri çok koştu. Ama bunu biri yapmadı aslında. Sahadaki 11 kişi ile beraber tüm ülke bunu yaptı. Bir isim söyleyemem, herkes yüreğiyle oynadı.

- Gelecekteki Milli Takım hedefin nedir?

Bütün yaş kategorilerinde oynamış bir futbolcu olarak bir sene önce milli takıma çağrıldım. Süre bulamadım ama ilerleyen günlerde kendimi daha çok geliştirip kendimi milli takımın başarılı bir sol beki olarak görmek istiyorum. Hayalim de hedefim de bu yönde.

- Vincenzo Montella ile hiç görüştün mü?

Hayır, herhangi bir görüşmem olmadı.

- Hiç bir araya gelmediniz mi? Kulüp ziyaretlerinde bile olsa…

Galatasaray’da antrenmanda görüştük fakat hiç birebir bir görüşmemiz olmadı.

- Şimdi “quiz” sorularına geçelim. En sevdiğin Rusça Kelime?

Спасибо. (Teşekkürler)

- Maç öncesi ritüelin?

Aslında herhangi bir ritüelim yok. Genelde müzik dinliyorum ama karışık müzikler. Özel bir şey yok. Maça odaklanıyorum. Her maç öncesi bir araya geldiğim bir analizcim var. Maçlardan önce analizcimin rakip oyuncular hakkında attığı videoları izliyorum. Ben de maçlardan önce bunları izliyorum. En azından bire bir karşı karşıya kaldığım pozisyonlarda ne olacağını öngörüp ona göre bir hamle yapabiliyorum. İzleyerek bir fayda sağlayabiliyorum kendime.

- En iyi oynadığın maç?

İki maç söyleyebilirim. Biri Galatasaray – Fenerbahçe maçı, biri de Altay – Göztepe maçı.

- Galatasaray – Fenerbahçe maçından sonra sana yazılan yorumları okumuşsundur diye düşünüyorum.

Evet, okudum. Bir de şampiyon olmuştuk. Güzel yorumları okuyorsunuz fakat kötü yorumlar gelince artık yorumlara karşı kapalı olabiliyorsunuz. Ama bir nebze de mutlu oluyorsunuz. Güzel şeyler hissettiriyor.

- En kötü oynadığın maç?

Pendikspor maçı diyebilirim. Çok pas hatası yaptım. Kendimi dinlediğim zamanlar genellikle başarılı oldum. O gün de kendime güveniyordum fakat üst üste pas hatası yaptığım için inancım ve güvenim bitmişti saha içinde. Zaten 45. dakikada da oyundan çıktım.

- En çok etkilendiğin stadyum?

RAMS Park diyebilirim. Şampiyonluk için son maçı oynadığımızda tüylerim diken diken olmuştu. Bir ara sakatlık nedeniyle oyun durmuştu, o an tribünlere dönüp hayretle izlemiştim.

- Çalıştığın en iyi teknik direktör?

Bunu cevaplamasam olur mu? Çünkü Altay’da forma giyerken Mustafa Denizli ile çalıştım. Hem tecrübesiyle hem bana öğrettikleriyle, sahip çıkmasıyla. Okan Hocayı da söyleyebilirim. Emre Hocayı da söyleyebilirim. Bu soruyu cevaplamak istemiyorum açıkçası.

- Ama öne çıkan birisi vardır senin için.

Mustafa Denizli diyebilirim. Bana genç yaşımda sahip çıktı. Milli takımın alt yaş kategorilerinde oynarken beni izleyip Başakşehir gibi önemli bir deplasmanda forma şansı vererek bana güvendiğini hissettirdi.

- En iyi takım arkadaşın?

Bu soruyu kabul etmiyorum (gülerek). Çok fazla var.

- Birini seçeceğiz.

Dışarıda görüştüğüm, milli takımda da görüştüğüm, yanına da gittiğim çok arkadaşım var. Bana değer veren, sahip çıkan… Bir kişi söyleyemem.

- Üç kişi seç o zaman.

Emin, Mete, Bertuğ.

- En anlaşamadığın takım arkadaşın?

Hiç olmadı. Neşeli biriyim ve özgüvenim var. Burada da Ruslar ile olsun Güney Amerikalılar ile olsun hep tatlı bir iletişimim oldu. Kimse ile kötü bir diyaloğum hiç olmadı.

- Tahammül edemediğin insan tipi?

Yalan söyleyen insanlar. Bana doğruyu söylesin yeter. Yalanı asla sevmem. Yalan söyleyeni hayatımda tutmam.

- Hayatının arka planında çalan şarkı?

Hiç düşünmedim. Çok şarkı dinliyorum, aklıma gelmiyor.

- En sevdiğin şarkı?

Maçlarda önce Çakal’dan “Mahvettin” şarkısını dinliyorum. Sözleri bazen anlamlı geliyor.

- “Mutlaka görmelisin!” dediğin yer?

İzmir – Karşıyaka.

- En sevdiğin yemek?

Yeşil mercimek. Ben her şeyi yerim ama yeşil mercimek çok farklı.

- Kuru fasulye?

Evet, kuru fasulyeyi de severim.

- Kuru fasulyeci de bir videon var. Sürekli karşıma çıkıyor. Nasıl çekildi o video?

Tanıdığım birinin dükkanıydı. Ben de yardım etmek istedim. Galatasaray’a gitti havaya girdi desinler istemedim. Bu sebeple kırmak istemedim. Videoyu çektiğimde bu kadar ses getireceğini düşünmedim. Ben o videoyu iyi niyetle çektim. Tabii ki insanlar bunu farklı amaçlarla kullanabiliyor. Bana da ders oldu. Hayır demeyi öğrendim.

- En sevdiğin film?

Sully.

- En sevdiğin dizi?

Medcezir. Bir de eskilere gidersem Ezel’i söyleyebilirim.

- Çocukluk hayalin nedir? Hep futbolcu olmak mı istiyordun?

Her zaman futbolcu olmak istiyordum. Fakat bunun için eğitim hayatımı hiç ertelemedim. Okula gidiyordum, okuldan çıkıp antrenmana gidiyordum. Lise mezunuyum, üniversite sınavına hala hazırlanıyorum. Çünkü hep ciddi bir sakatlık durumunu çevremdeki insanlar söylediği için eğitim hayatımı hiç ertelemedim.

- Okumak istediğin bir bölüm var mı?

Radyo ve televizyon olabilir. Çok ilginç geliyor bana. Nasıl olduğunu çok merak ediyorum. Dizi ve fimlerin nasıl çekildiğini çok görmek istiyorum. O dalda bir şeyler öğrenmek istiyorum.

- Birlikte oynadığın en yetenekli futbolcu?

Juan Mata.

- İdol, değil mi?

Çok büyük bir futbolcu bence. Çok yetenekliydi, inanılmazdı. Sen bir yere gidince gözü kapalı atıyordu. Arkası dönük bile istediği yere pası atıyordu.

- Röportajımız bu kadardı. Seni destekleyenlere, hayranlarına buradan ne söylemek istersin?

Kazımcan: Beni desteklesinler. Başta aileme çok teşekkür ederim. Hep arkamda durdular, benden hiç şüphe etmediler. Beni farklı yönlerde geliştiriyorlar. Hayranlarıma da çok teşekkür ederim. Tüylerim diken diken oldu şu an. Onlar da dediğim gibi her şartta ve koşulda beni desteklesinler, inansınlar. Ben hayal ettiğim şeylere ulaşabilecek kapasiteyi kendimde görüyorum ve bunun için de çalışıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!