Kazalar geliyorum dedi, peş peşe geldi

Ayaklar sahada, kulaklar şampiyonluk mücadelesi için son maça 1 puan gerisinden gelen dişli rakip Bursaspor’da…

Şampiyonluk, bir gidip bir geliyor!. Anons skandalıyla futbol tarihinde bir ilki yaşayan Fenerbahçe’de, milyonlar bu kez “şampiyonluk trajedisi”ne  tanık oluyor.
İnanılması zor ve  inanılmazı başarıyor! yine Fenerbahçe.

5 Mayıs sabahı Fenerbahçe sayfalar “kara”, Bursaspor ise “Anadolu’da bir ilki başararak, “şampiyonluk kupasıyla” süslüyor gazete manşetlerini…
Şampiyonluğun kaybedildiği “0 travmaya gecesini” yaşayan, tanıklık eden biri olarak,”kaçan şampiyonluğun” taşlarını oturtmaya çalışıyorum hafızamda…
Diğer Fenerbahçeliler gibi..

”Nasıl kaçar bu şampiyonluk?” diye soruyordu bütün Sarılacivertliler birbirine…
Evet, “Nasıl kaçar?”

”Bursa’ya 2-0’dan 2-3 maç verirsen, son maçta bu puanları ararsın!”
”Kasımpaşa’ya kendi evinde aynı skorla teslim olur ve yenilirsen…”

Süper Lig’de 8’de 8 yaptıktan sonra 7 haftada  üst üste 14 puan kaybedersen, bu şampiyonluk ellerinin arasından uçar giderdi kanarya misali…
Hesap ortadaydı, 2 kere 2 dört ediyor, ama “suçlunun adı” konulamıyordu.

Bir yerlerde birileri önemli yanlışlar yapmıştı, ama nerede?

Teknik, taktik, hücum planları, katı defans, kalelere atılan nice goller, yenilenler, kaçanlar, neresinden bakarsanız bakın, “hesap tutmuyordu” kaçan şampiyonluğun son muhasebesin de!

FİLMİ BAŞA SARALIM!

Dilerseniz filmi biraz başa saralım ve Lig başından, ilk yarının sonralarına doğru gelişen  olayları hafızamızda  kısa anekdotlarla tazeleyelim…

”KUPA BİZİM, ŞAMPİYAONLUK BİZİM”

Milyonlarca taraftar yine yukarıdaki sloganı dillerine dolayarak dolduruyor tribünleri.

Turkcell Süper Lig 2009-2010 sezonuna “3 yılda 3 şampiyonluk” parolasıyla giriyor Fenerbahçe.

7-8-9 Ağustos 2009 tarihinde başlayan Turkcell Süper Lige, Fenerbahçe “8’de 8” yaparak “müthiş bir seri” yakalıyor.

Galatasaray galibiyetinden sonra devam eden “zafer sarhoşluğu”, Fenerbahçe’de,  inanılması zor bir “tersine gelişmeyi” yaşatıyor bu kez…
İlk 8 haftada rakiplerini sürklase eden Fenerbahçe’de işler ters gitmeye başlayınca, kazan içte içe kaynamaya başlıyor.

SUÇLU ARANIYOR AMA, YANLIŞ YERDE!

Kaleci Volkan’dan defans oyuncularının bir bölümüne kadar her kes “ileri uç”tan şikayetçi.
İleriside “geriden” şikayetçi!

Medyada demeçler havada uçuşuyor!

Defansın “ağa”sı, dünya yıldızı Roberto Carlos ise tam da bu kaos ortamında “ille de memleketim” diyerek bavulunu toplama hazırlığı içinde.
Suçlu aranıyor ama bulan yok…

Bu kötü gidişin “şifre”si, aslında kaybedilen Kasımpaşa maçının öncesinde gizli.

Başlarını yabancı futbolcuların çektiği bir grup Fenerli futbolcunun,Kasımpaşa maçından önce “sabahlara kadar alem yaptığı” dedikodusu ayyuka çıkıyor…
Medya, salvo atışlarla Fenerbahçe kalesinin duvarlarında “delikler” açmaya çalışıyor.

Ve o delik açılıyor!

DUVARLAR ÇATIR ÇATIR ÇATIRDIYOR!

Vatan Gazetesi’nden Feridun Niğdelioğlu’nun “Kelepçe fantezili Fenerli futbolcular” başlıklı yazısı, kopacak fırtınanın habercisi oluveriyor…
Kadıköy yakasında 5 yıldızlı bir otelde “toplu alemler, unutulan değerli eşyalar ve kelepçeler!”
Yok daha neler!

Savunma ve ileri uç adamlarının (Colin Kazım, Roberto Carlos, Dos Santos, Önder) katıldığı toplantılardaki bu “kelepçeler”, rakibe vurulacak savunma prangası değil aslında!

Fenerbahçe’nin “hızlı çıkışını aşağı çekme” vurdumduymazlığından başka bir şey değil!
Aylardır  “aranan, ama bir türlü bulunamayan suçluyu”, kelepçelerinden koparıp özgürlüğüne kavuşturuyor bu satırlar…

VE, ZİNCİRLEME OLAYLAR PEŞ PEŞE PATLIYOR…

Tarihler 2009 yılının Aralık ayını gösteriyor.
Kamuoyu “seks alemleri ve kelepçe fantezileri” skandalıyla çalkalanırken, adı geçen futbolcular adeta sus-pus kesiliyor!
Zil takıp oynayacak halleri yoktu ya!
Taraftar kapıda, Aziz Başkan zaman kollamada. Kelerler uçacak, kolay mı?
Birilerinin “Aysbergin” arka yüzünde yaşananları göstermesi için “bir fiske” bile vurması yetecekti.
Ama, herkes derin uykuda…
Fenerin “Haşarı Kazım’ı hariç”
O yine gece gezmelerinden, hız rekoruna ulaşarak Samandra’ya ulaşma telaşındayken “o talihsiz kaza” yaşanıyor.
Skandalları “ört bas eden buzdan kaleler” paramparça oluyor Colin Kazım’ın geçirdiği kazayla birlikte…
Defterler bir bir açılıyor, hesaplar kesiliyor Fenerbahçe’de…
“Alemci futbolculara rekor ceza” verilerek!”
Manşetlerin biri gidip diğeri geliyor spor medyasında.
”Kazım'a 120 bin dolar ve Önder'e 40 bin dolar ceza verilecek”. Kaybedilen 3 maç başına da 10’ar bin dolar ekstra ceza!
Colin Kazım acilen kadro dışı bırakılarak “ilk hasar” bertaraf ediliyor.

TAM SULAR DURULDU DERKEN ÖNDER TURACI VAKASI PATLIYOR

Fenerbahçe bu operasyonla silkelenip kendine geliyor. Lig’deki son “kötü gidişat” yerini olumlu havalara bırakmaya başlıyor.
Rüzgar yeniden dolduruyor Fener yelkenlerini…
”Gidenler”den sonra “kalanlar”,  pabucun pahalı, gömleğin ateşten daha yakıcı olduğunu bilerek yeniden kenetlenmeye başlıyor…
Dahi Daum ve talebeleri mucizeyi, yani ”ilk yarı grafiğini” tekrar etmek için sahada ant içip mücadelesine başlıyor.
İşte tam bu sıralarda “Önder Turacı skandalı” patlıyor…
Takvim yaprakları, “Alem” haberlerinden en fazla 15 gün sonrasını gösteriyor.
”Sevgilisine kızan Önder Turacı, elini parçaladı, ameliyata alındı”
”Gece gezmesinden dönen Önder intihar girişiminde bulundu”
”Fenerbahçe’den Önder Turacı açıklaması: Futbolcumuz anılan tarihte gece kulübünde eğlenmeye gitmiştir, gereken yapılacak!”
Önder’e yine yol gözüküyor. Başkan biletini çoktan kesmiş!
”Önder’e 3 kulüp talip oldu”
”Önder’e ağır para cezası!”
”Önder’e af gündemde!”…

PEKİ O GECE NELER OLMUŞTU ÖNDER’İN EVİNDE?

Rivayetler muhtelif, yaşananlar gerçekti.
Ta ki Güneş Gazetesi ve bu satırların yazarı “olayın o geceki tanıklarını buluncaya kadar”
Sır perdesi aralanacak, YILIN SKANDALLAR ZİNCİRİ  bir bir ortaya çıkacak.