Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2003 23:57
Son büyük kasırga Isabel’den sonra fırtınaların tarihi incelenerek yapılan yeni bir değerlendirme, kasırgaların yeniden yükselişte olduğu korkulu tahminleri doğru çıkarmıyor.
1990’dan beri 15. kasırga olan ve ABD’ye etkisi altına alan Isabel, ülkedeki kasırgaların arttığının bir göstergesi sayılmıştı. Oysa kapsamlı bilgisayar modelleri ve günümüzdeki fırtına görüntüleme teknolojisinin birleştirilmesiyle yapılan bir incelemede, Atlas Okyanusu’nda fırtınaların her 10 yılda bir tekrarlanan döngüler şeklinde gelip gittiğine dikkat çekiliyor.
Bilim adamları, kasırga sıklığını, mevsimsel ve iklimsel meydana gelme şekillerini öngörmek, inşaat ve imar düzenlemeleri ile sigortalar için risk tahmininde bulunmak amacıyla, Miami’deki Ulusal Kasırga Merkezi'nden alınan verilerden faydalanıyor.
Kasırgalarla ilgili yeni bir değerlendirme üzerinde çalışan Chris Landsea ve ekibi, günlükleri, gazeteleri, mektupları, ülke kayıtlarını ve dönemin popüler dergilerini okudu. Bu tür belgeler, bir fırtınanın yerine, zamanına ve zarar derecesine ilişkin veriler sunar. Rüzgar hızı ve atmosferik basınç gibi önemli verilerse seyir defterlerinden toplanır. Denizciler rüzgar hızını tahmin etmek için Beaufort yöntemini kullanır, rüzgarın yelkenler üzerindeki etkisini ölçerlerdi. 1800’lerin sonuna doğruysa gemilerin birçoğu barometre taşımaya başladı.
Karaya vuran kasırgaların bir diğer önemli etkisiyse, kıyıların sular altında kalmasına neden olan deniz seviyesinin yükselmesidir.
Tüm bu gözlemlere dayanan araştırmacılar, 1851 ile 1910 yılları arasındaki kasırga veri tabanlarını yeniden düzenlediler. Yeni veri, her 20-30 yılda bir tekrarlayan bir kasırga portresi çiziyor. 1850’lerden 1860’ların ortasına kadar bir süre sakin geçerken, 1860 ila 1900 yılları arasında yaşanan 5 mevsimde 10’dan fazla kasırgaya rastlanmış. 1886 ise, 7 kasırgayla ABD tarihinin rekorunu elinde tutuyor. Fırtınalar, 1930, 40 ve 50’lerde yeniden hareketleniyor.
Bu proje, günümüzdeki kasırgalarla ilgili görüşleri de değiştiriyor. 1992’de Florida’yı vuran Andrew kasırgası 4. kategoride değerlendirilmiş ve deniz seviyesinde saatteki hızı 210 ila 249 kilometre olarak belirlenmişti. Andrew’un şiddetini ölçmek için, araştırmacılar tahmini rüzgar hızını, fırtınanın içinden 3 bin metreden geçen uçakların ölçtüğü hızın yüzde 75’i olarak alıyorlardı.
Ancak 1997’den beri kullanılan daha güvenilir bir yöntemle fırtınanın en rüzgarlı bölümünün içinden bir cihaz geçiriliyor. Küresel Konumlama Sistemi (GPS) alıcısı yerleştirilen cihaz, her 5 metrede bir basıncı, sıcaklığı ve rüzgar verilerini kaydediyor. Bu ölçümler, rüzgar hızının aslında 3 bin metrede alınan sonuçların yüzde 90’ı olduğunu ortaya çıkardı. Böylece Andrew’un saatteki hızı 230’dan 264’e, derecesi de 5. kategoriye çıkarıldı.
Tüm bu çalışmalar, kasırgaların sıklık ve şiddet bakımından aslında korkulacak kadar artmadığını gösteriyor. Ancak araştırmacılar, "kasırga aktivitesinin yeniden artacağı bir döneme gireceğiz. Bu nedenle, kıyılarda yaşayan veya yaşamak isteyen kimseler, bu dönemi dikkat almalıdır" uyarısında bulunuyor.