Güncelleme Tarihi:
Karşıyaka Basketbol Kulübü Altyapı Şube Başkanı Konsoloğlu’yla yaptığımız sohbetten satırbaşları şu şekilde oldu...
“GÖRKEM, ALP, ARCA, BERTAN GİBİ DEĞERLERİ YETİŞTİRDİK”
* Başkanım öncelikle siz ve ekibinizin değerli emekleri için ne kadar teşekkür etsek az... Karşıyaka bünyesine dahil oluşunuz ve sonrasında yaşananlarla ilgili neler söylemek istersiniz?
- Elimizden geldiği kadarıyla, Karşıyaka Kulübü olarak her daim Türk sporuna katkıda bulunabiliyorsak ne mutlu bize... Yaklaşık 6 yıl önce, Karşıyaka’da altyapı şube yöneticisiydim ben... Üç sene görevim bu şekilde sürdü. Dördüncü yılda altyapı şube başkanı oldum. Bir senelik yönetimsel bir ara verdik. Geçen sene ocak ayında tekrar yönetim kurulu ve altyapı şube başkanlığı görevine getirildim. Benim adıma süreç böyle gelişti.
- Üç sene önce genç takım yöneticisiyken, genç takımımız Türkiye şampiyonu olmuştu. Görkem Doğan, Alp Karahan, Arca Tülüoğlu, Bertan Baştan gibi şimdilerde üst liglerde oynayan oyuncularımız yetişti o dönem... Hepsi neredeyse Süper Lig seviyesinde şimdi... İsmini unuttuğum çok değerli arkadaşlarımız da vardır, lütfen kusuruma bakmasınlar...
“BOGDANOVIC VE CEDİ’NİN KOÇUYLA ÇALIŞIYORUZ”
* Bu kıymetli ve zorlu yolda, yol arkadaşlarınız kimler peki?
- Burada kurulan altyapı yönetimi gönüllü bir ekip... Alınan tüm kararlar ortak... Psikolog ve bireysel gelişim olayı da ortak bir karar... Bu insanların emekleri gerçekten çok kıymetli... Barkın Beldağ, Cenk Durak, Emrah Akman, İbrahim Ozan Erol, Murat Çoban, Osman Hisarcıklıoğlu ve Yiğit Tusder dostlarımla, güç birliği sağlayıp değerler yaratmaya çabalıyoruz.
- Bu noktada kulüp başkanımız Turgay Büyükkarcı ve başantrenör Murat Ersöz’ün de desteklerine değinmek gerek... Ayrıca bireysel gelişim koçluğu alanında dünya çapında ünlü bir isim olan, Bogdan Bogdanovic ve Cedi Osman’ı çalıştıran Dorde Sijan da ekibimizde... Psikoloğumuz Dila Akdemir de, çocuklarımızla yakın bir iletişim ve diyalog kuruyor.
“YENİ MEHMET ŞANLILAR OLMASIN İSTİYORUZ”
* Psikolog demişken, sporda psikolojik eğitim ve farkındalığın çok önemli olduğuna inanıyorum. Mehmet Şanlı’nın yaşadığı acı olaylardan hepimiz haberdar olduk. Daha önceden hastalığının belirtilerini göstermesine rağmen erken teşhis yapılmadığı ve duyarsızlık gösterildiği için şimdi Mehmet dönülmez bir yola girdi. Bu konuda neler söylersiniz?
- İki tane söylemek istediğim şey var... Birincisi acı bir tesadüf... Biz TB2L kadrosunu kurduğumuz senede Mehmet Şanlı’yı transfer etmek istedik. O zaman Uşak’taydı. Kadroya giremiyordu. Mehmet Şanlı ismini duyunca ekstradan bir alakayla takip ettik. O olay bizim için bu sebepten ötürü önemli... Yakından ilgilenip, onu takip etmeye çalıştık. Zamanında yaşadığı her şeyi de bize anlattılar. O sebepten dolayı transfer edemedik.
- Kendi içimizde şunu konuştuk. Burada bir psikolog olsa bu tanıyı çok daha önce koyabilirdi. Bizde şu anda 2008 doğumlu çocuklarımız var, 10 yaşında... 2009’lu çocuklarımız var, 9 yaşında... Bu çocuklarla psikoloğumuz yakından ilgileniyor. Sonuçta böyle bir rahatsızlıkla karşılaşabilecek olan birini tespit etme oranımız çok yüksek...
“TÜRKİYE’DE 1000 BASKETBOLCU ADAYINDAN
SADECE 3’Ü HAYATINI BU MESLEKTEN KAZANIYOR”
* Altyapıdaki psikoloğunuzun çalışma prensipleri ve yoğunlaştığı konular nedir peki?
- Kulübümüze psikoloğu neden getirdik? Mehmet Şanlı en önemli örneği... 12 oyuncunun 12’si de basketbolcu olacakmış gibi muamele yapıyoruz. Her takımdaki oyuncumuz A takımda oynayabilecek potansiyeldir. Bu yola çıkınca, “Ben basketbolcu oldum” psikolojisine giriyorlar. Türkiye’de 1000 basketbolcudan 3’ü lisanslı olarak hayatına bu meslekten para kazanarak devam ediyor. Ne zamanki 17-18 yaşında bu kapılar artlarına kapanıyor. Psikolojik anlamda bir buhran yaşıyorlar.
“ÜLKEMİZDEKİ AİLELER İÇİN BÜTÜN ÇOCUKLAR MICHAEL JORDAN!”
- Psikoloğumuzdan istediğimiz en önemli şey; çocuklarımızı eğitim hayatlarına devam etmeleri için motive etmesi... İkincisi hem A takıma gidebiliyorlarsa sporculuğa, olamayacaklarsa da bu olasılığı onları önceden bilgilendirip ailelerini bilgilendirmek... Ülkemizdeki aileler için bütün çocuklar Michael Jordan! Hep bize, “Benim çocuğumun fundamental’ı daha iyi ama ötekisi oynuyor” diyorlar. Kendilerini psikoloğumuza yönlendiriyoruz. Aileye aile psikologluğu da yapıyor. “Bu kararı verecek olan siz değilsiniz” diyor. Olayın psikolojik yönünü anlatıyorlar...
“PSİKOLOĞUMUZ 3 AYDIR ÇALIŞIYOR, İSTEYEN HERKES RANDEVU ALABİLİYOR”
- Psikoloğumuz bizim kaba dille anlattığımızı daha bilimsel şekilde anlatıyor. 3 aydır bu uygulamayı yapıyoruz. Çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Salı, Perşembe, Cumartesi ve Pazar psikoloğumuz tesislerde oluyor. Antrenman saatlerine göre veliler kendisinden randevu alıyor. Gelip görüşmek istedikleri bir şey olunca görüşüyorlar. Görüşecek biri olmasa dahi belirttiğimiz günlerde hep orada...
- En son takımlarımızla da tanıştırdık kendisini... Çocuklarla kaynaşmasını istedik. Biriyle derdinizi paylaşacaksanız önce ona güvenmeniz gerekir. Biz de psikolog arkadaşımız Dila Hanım’ı çocuklarla tanıştırdık. Artık çocuklar gelip 3 ay sonunda, “Abla merhaba, seninle bir şeyler konuşmak istiyorum” noktasına geldi.
“TÜRKİYE’DE HİÇBİR ALANDA PSİKOLOJİK DESTEĞE GEREKEN DEĞER VERİLMİYOR”
* Psikolojik desteğe Türkiye’deki bakış açısı ile ilgili neler söylemek istersiniz?
- Türkiye’de psikiyatr ile psikolog hep birbirine karıştırılıyor. Psikolojik danışmanlık alan kişiye, olumsuz etiketler takılıyor hemen, bence bu çok yanlış... Hepimizin ihtiyacı olan süreçler olduğuna inanıyorum psikolojik destek süreçlerinin... Bildiğim kadarıyla Türkiye’de psikolog arkadaşlar sporcu psikolojisine kendi kendilerine kanalize olup eğitim alıyorlar. Türkiye’de sporcu psikolojisine dair bir şey olmaması da her şeyi gösteriyor.
- Psikolog arkadaşımız Dila Hanım 2 senelik bir psikolog... Kendisini bu alanda geliştirmek istiyor. Çok sayıda insan tanıyor küçük yaştan büyük yaşa... Sporun tamamen içinde... İyi bir psikolog gözlemlerimize göre... İyi bir sporcu psikoloğu da olacak. Burada antrenör vesaire yetiştiriyoruz ama bir sporcu psikoloğu da yetiştiriyoruz.
“BAŞARILI OLMANIN YOLU, AİLE OLMAKTAN GEÇER”
* Karşıyaka altyapısında başarmak istediklerinizi ve girişimlerinizin dünü ile bugününü nasıl anlatırsınız?
- Projemizin dünüyle ilgili şunları söyleyebilirim. “Göreve geldikten sonra” diye klasik bir söz vardır ya... Başarmanın, aile olmaktan geçtiği ve çocukların basketbol kabiliyetlerinin yanında zihinsel olarak da doyurulmaları gerektiğini düşündük. Bizden öncesinde antrenmanlarını izleyen, A takım gibi onlarla birlikte olan, en ufak sorunlarıyla ilgilenen kimseler olmamış. Bizim yönetim jenerasyonuyla birlikte, onlarla yatıp, onlarla kalktık... Çocuklarımız lojmanda kalıyordu ve onlarla beraber yatıp kalktık...
- Hepsi İzmir dışından gelme çocuklarımızın... 13-14 yaşlarında İzmir dışından gelip burada profesyonel oldular... Onları sadece başarıya endekslemeden, zihinsel olarak da doyurmaya çalıştık. Gelecek için kurduğumuz hedef de, bundan 3 yıl önce yaklaşık 7000 sporculuk bir altyapı ailesi kurmak istiyorduk. Psikoloğundan, hakemine her şeyi yetiştirmek istiyorduk. Şu anda görev yaptığımız kulüp başkanımız, Turgay başkanla beraber...
- Bu sene başında da olayların gelişimi şöyle oldu. Yavaş yavaş adımlar atmaya başladık. Çocuklarımızın ihtiyacı olan psikoloğumuzla anlaştık. Hem de sporcularımızın bireysel gelişim koçu olan A takım yardımcı antrenörümüz Dorde Siljan ile anlaştık. Amaç bundan 3-4 sene sonra onları çok geliştirmek...