Karış, dirsek ve ayak’tan metrik sisteme nasıl geldik?

Güncelleme Tarihi:

Karış, dirsek ve ayak’tan metrik sisteme nasıl geldik
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2005 20:41

Metrik sistemin uygulanmaya başlanmasından sonra teknolojik ve ekonomik açıdan önemli gelişmeler yaşandı. Uzunluk ölçüleri daha önceleri hükümdarların karış, ayak gibi beden ölçülerine göre yapılırdı.

Yazılı tarihle başlayan ölçüm teknikleri insan bedenindeki bölümlere veya mesafelere göre kararlaştırılan parmak kalınlığı, el genişliği, karış ve ayak gibi ölçü birimlerinden oluşuyordu.

Tabii bu birimler sıradan insanların bedenlerine değil, hükümdarların beden ölçülerine göre kararlaştırılıyordu. Örneğin eski Mısır’da "Firavun dirseği" kullanılıyordu ve 1 dirsek, yarım ayak, iki karış, al el genişliği veya 24 parmağa eşit sayılıyordu.

Fakat herkesin ayak, el veya parmakları aynı boyda olmadığı için ölçüler birbirini tutmuyordu tabii. Ve bu durum özellikle de toplumlararası bilgi alışverişi ve ticaretin geliştiği dönemlerde sorun olmaya başlamıştı.

Dünya çevresinin 40 milyonda biri

İşte bu karmaşanın giderilmesi için Fransız devriminden kısa bir süre sonra Fransız Ulusal Metre Konvansiyonu, metrik sistemin kullanılmasına karar verdi. Birimin adı Yunanca "ölçü" anlamına gelen "metron" sözcüğüne göre metre olarak kabul edildi. Bir metrenin karşılığı dünya çevresinin 40 milyonda birine eşit olarak hesaplanmıştı.

1793 yılında yapımına karar verilen ilk metrenin prototipi 25x40,5 mm kesitinde saf platin çubuktan üretildi ve Hollandalı Jan Hendrik van Swinden tarafından metrik sistem uzunluk standardı olarak 22 Haziran 1799 tarihinde Fransız otoritelerine sunulduktan sonra aynı yıl Fransız Ulusal Arşiv’ine kaldırılmıştır. Fransa’da 1837 yılında nihayet Ölçü ve Ağırlıklar Kanunu ile uzunluk ölçüleri için metrenin tek geçerli birim olduğu açıklanmış ve bu tarihten sonra üretilen 25 metrenin prototipi Avrupa’nın birçok üniversitesine dağıtılmıştı.

1875 yılında Metre Konvansiyonunun imzalanmasından sonra Fransa, Almanya, ABD, İngiltere, Rusya, Japonya vb 30 kadar ülke kendi metroloji enstitülerini kurarken, diğer yandan da bilim adamları ölçüm araştırmalarına yönlendirildi. Böylece her ülke kendi ölçü standartlarıyla uluslararası standartlar arasındaki farkları belirledi ve bu çalışmaların sonucunda da 1905 ila 1910 yıllarında uluslararası metroloji sistemi işlemeye başlayarak günümüzdeki modern sistemin temeli atıldı. Bu ilk metrik sistem öte yandan kütlenin de uluslararası standartlarda üretilmesi için önayak oldu. Böylece 17.yy’ın ortalarında başlayan çalışmalar, artı dört santigrat derecedeki bir desimetreküp suyun ağırlığının referans ağırlık olarak kabul edilmesiyle tamamlandı. Daha sonraları daha pratik bir kullanım için ağırlık birimi platinden üretilen bir kütle standardına aktarıldı ve Fransız Cumhuriyeti’nin arşivlerinde korunduğu için "Arşiv Kilogram" olarak adlandırıldı.

Ölçüler ve Ağırlıklar Kanunu

Ülkemizde Metre Konvansiyonu ile ilgili en önemli gelişme, 1931 tarihinde Ölçüler ve Ağırlıklar Kanunu’nun kabul edilerek metrik sistemin kullanılmasının zorunla hale getirilmesine dayanır. Metrenin prototipi Türkiye Cumhuriyeti’ne 1933 yılında ve kilogramın prototipi ise iki sene sonra verilmiştir. Türkiye’de bir ulusal metroloji enstitüsünün kurulmasına yönelik çalışmalar 1960 yılında başladı. 1985 yılında bu görev TÜBİTAK’a verildi ve 1992 yılında Gebze’deki Ulusal Metroloji Enstitüsü(UME) kuruldu.

İngilizce konuşulan bazı ülkelerde hala inç, ayak ve pound gibi ölçüler kullanılmakta. Bu gelenek Eylül 1999 yılında Mars Climate Orbiter uydusunun düşmesine yol açmıştı. NASA’dan yapılan açıklamaya göre bir kontrol merkezi o tarihlerde metre ve kilograma diğeri ise ayak ve pounda göre hesaplıyordu ve bu nedenle de hatalar meydana gelmiş ve uydu düşmüştü.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!