Güncelleme Tarihi:
Naim Süleymanoğlu’nun ünlü Time dergisine kapak olmasıyla başlayan başarı öykümüz, 17 yıl sonra gelen doping skandalları ile gölgelendi. 15 Kasım’da Katar’da yapılacak Dünya Şampiyonası’nda yasaklı Türkiye yok.
1988Seul Olimpiyatları’nda Naim Süleymanoğlu’nun rekorlar kırarak 3 altın madalyayı kazanması, Türk halteri için bir milattı. Bu başarının ardından ‘Cep Herkülü’ Naim Süleymanoğlu, ünlü Time dergisine kapak olmuş, ardından halter sporu Türkiye’de patlama yaşamış ve başarılar ardı ardına gelmişti. Ancak, bu rüya uzun sürmedi.
Üst üste yaşanan skandalların ardından Uluslararası Halter Federasyonu (IWF), dün Türkiye Halter Federasyonu’nun tüm uluslararası faaliyetlerini geçici olarak askıya aldığını açıkladı.
IWF, bu karara gerekçe olarak da 6 Eylül 2005 tarihinde müsabaka dışı doping kontrolünde yapılan kural ihlallerini gösterdi.
Bu karar sonrası Türkiye Halter Federasyonu, 15 Kasım 2005 tarihinde Katar’da yapılacak Dünya Halter Şampiyonası’na katılamayacak. Yapılan kural ihlalleriyle ilgili olarak Dünya Şampiyonası sırasında bir duruşma yapılacak ve konuyla ilgili kesin karar bu duruşmadan sonra verilecek.
Önce Halil Mutlu olayı
IWF’nin Türkiye’yi kara listeye almasının altında önce Avrupa Şampiyonası’nda birinci olan Halil Mutlu’nun doping yaptığı iddiası yer alıyor. Nisan ayında Sofya’da yapılan şampiyonada Halil Mutlu birinci olmuş ama alınan doping numunesinde ‘nandrolone’ kullandığı tespit edilmişti. Ancak milli sporcumuz doping yapmadığını iddia etmiş, hatta üstü kapalı olarak arasının açık olduğu Naim Süleymanoğlu’nu suçlamıştı. Halil’le ilgili duruşmanın da yine Katar’da yapılmasına karar verilmişti.
Kontrolden kaçtılar
İkinci olay ise 6 Eylül 2005 tarihinde gerçekleşti. WADA’nın bağımsız numune alıcıları, Halter Milli Takımı’nın kampına yaptıkları ani baskında Olimpiyat Şampiyonu Taner Sağır, Dünya ve Avrupa Şampiyonu Reyhan Arabacıoğlu ile Avrupa Şampiyonu Sedat Artuç’dan doping numunesi almak istediler. Ancak bu 3 sporcu kontrolden kaçmış ve yerlerine başka sporcuları sokmuşlardı. WADA yetkilileri de bu durumu tespit etmiş ve raporlarını uluslararası federasyona bildirmişlerdi. Üç sporcu, o gün kampta olmayışlarını Halter Federasyonu’na ‘A 2 Milli Takımı’nın maçını izlemeye gittik’ şeklinde açıklamışlardı.
Ve taciz iddiaları
Türk halteri 2004 Atina Olimpiyatları sonrasında da 3 bayan sporcunun antrenörleri hakkında taciz suçlamaları ile gündeme gelmişti. Aylin Daşdelen, Sibel Şimşek ve Şule Şahbaz, antrenörleri Mehmet Üstündağ hakkında GSGM’ye şikayette bulunmuş, antrenör Mehmet Üstündağ’ı ise olimpiyat şampiyonu Nurcan Taylan savunmuştu.
Halter Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş, çok üzücü bir olay ile karşı karşıya kaldıklarını belirterek, ‘Yeterli önlemleri alamadığımız ortada. Büyük bir hata yapıldı ve cezasını da büyük bir şampiyonaya katılamayarak ödeyeceğiz. Cezanın süresiyle ilgili bir bilgi yok. Kasım ayından önce Avrupa Gençler Şampiyonası vardı, ona da gidemeyeceğiz. Genel müdürlük, 3 sporcu hakkında soruşturma açtı ve şu anda halen bu sürüyor.
İstifa söz konusu değil
Katar’da, Halil Mutlu, 3 sporcu ve federasyon adına savunma yapacağız. Türk halterinin geleceği ile ilgili karar, 15 Kasım’da Katar’da alınacak’ dedi. Federasyon Başkanı Hasan Akkuş, yaşanan gelişmeleri dikkatle takip ettiğini belirtirken, şu aşamada istifasının söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.
21 YAŞINDA TİME’A KAPAK OLMUŞTU
Doğduğu Bulgaristan’dan kaçarak Türkiye’ye sığınan Naim Süleymanoğlu, özel izin alınarak yarıştığı 1988 Seul Olimpiyatları’nda podyumda fırtına gibi esmiş ve 60 kiloda 3 altın madalyanın sahibi olmuştu. Cep Herkülü, ilk olimpiyat madalyalarını boynuna taktığında sadece 21 yaşındaydı.
İşte dopingleri ortaya çıkaran kadın
TÜRKİYE, Serap Yücel adını dopingli çıkan milli atlet Süreyya Ayhan’la birlikte tanıdı. Halterde peş peşe patlak veren doping olaylarında da Yücel’in adı ön plana çıktı. Atletizm ve halterde yaşanan doping olaylarında başrolü oynayan bağımsız numune alıcısı Serap Yücel, geçtiğmiz hafta içinde görevinden ayrılırken, dış dünya ile ilişkisini kesti.
Ankara Atılım Üniversitesi’nde İngilizce öğretmeni olarak görev yapan Yücel’in, WADA’da sürdürdüğü ‘bağımsız numune alıcılığı’ görevini bırakırken etrafındakilere, ‘Bırakmamın bu olaylarla ilgisi yok. Uzun zamandır bu işi yapıyorum, 70 ülkeye gidip görev yaptım. Artık çok yoruldum ve ailemi de fazlasıyla ihmal ettiğimi düşünüyorum. Bu nedenle istifa ettim’ dediği öğrenildi.
Kendimizi ihbar ettik
ULUSLARARASI Halter Federasyonu’nun Türk halterinin faaliyetlerini geçici olarak askıya alması, Hacettepe Üniversitesi ile WADA arasındaki sözleşme gereği müşterek operasyondan kaynaklandı. Kısacası, kendi kendimizi ihbar ettik.
Halterden Sorumlu Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcısı Yunus Akgül, operasyonun perde arkasında yaşanan olayları açıklarken, ‘Biz genel müdürlük olarak Hacettepe Üniversitesi’nden doping kontrollerini istemesek bu olaylar çıkmayacaktı. Ancak, dopingi kurutmaya azimli olduğumuz için bu operasyonu yapmak zorundayız. Hangi sporcu olursa olsun, gözünün yaşına bakılmayacak. Türk halterini saran doping illetinden kurtulmak için savaş veriyoruz’ dedi.
Akgül, kasımda Katar’da yapılacak Dünya Şampiyonası’na Türk haltercilerinin katılmayacağını vurgularken, 15 Kasım’da yapılacak duruşmada cezanın netlik kazanacağını ifade etti.