Güncelleme Tarihi:
Emrah Öner yazıyor |
Bu ne okazyondur ki, Sivas Fenerbahçe maçlarına kadar, yani bu son 5 güne kadar, 7 lig maçında 3 gol yemiş. Ama Fenerbahçe’den 5 günde toplam 7 gol görmüş.
Şimdi..
Sakın kimse bana, bak Semih tek forvet, Güiza yok, Emre iyi oynamaya başladı, Uğur geri döndü teranesi yapmasın, ağır konuşurum.
Dünkü maçın özeti şu, her kim ki 3 temel maddeyi gerçekleştiremez, örneğin Hacettepe, Fenerbahçe’den fark yeme olasılığı yüksektir.
Pres-yardımlaşma-hızlı çıkma.
3 temel konu.
Yahu bunu Kocaelispor, Galatasaray maçında çözdü, Bülent Uygun hala inat ediyor.
Bu kriterleri sağlayan Gaziantep, Gençlerbirliği, Büyükşehir, Trabzon, ilk yarıdaki Hacettepe, hiçbiri Fenerbahçe’ye yenilmedi. Hatta puan alamasa da Kocaeli’yi de bunlara katabiliriz belki.
Bütün bu 7 golün sebebi Bülent Uygun’dur. Kamanan dururken Tum’u oynatan, medyanın, taraftarın “Sivas top oynamıyor, karşı tarafın oyununu bozuyor, birinciliği hak etmiyor” serzenişlerini duymazlığa gelemeyen bir William Wallace öyküsü. Başka bir şey değil.
Sivas rövanşta, 3 temeli sağlayıp Emre-Deniz-Alex’i bozmadığı sürece, Fenerbahçe rahat nefes alıp Xavi-Iniesta-Senna gibi oynayacaktır, finalde de Beşiktaş ile kapışacaktır.
İddia ediyorum, Beşiktaş-Galatasaray-Trabzon Fenerbahçe maçlarında kendi toplarını oynamak ister, presi unutursa Fenerbahçe o maçlarda 6-9 arası bir puan alır. Çünkü Fenerbahçe’nin alt yapısı kontra atağa da çok uygun.
Bir söz de Deniz Barış’a.
Hiç sevmem. Yeteneği, duruşu, koşuşu, anatomisi futbola aykırı.
Ne bileyim, Deniz’den mühendis olur, DJ olur, milletvekili olur, dizi oyuncusu olur. Ama futbolcu olmaz. Hele Fenerbahçe’de hiç olmaz, olmamalı.
O yüzden de sevmem.
Lakin;
Bir insan toprağı bol olsun karısını gömüyor, sap sarı çocukları ile baş başa kalıyor, 90 dakika küfür yiyor, her sene teknik direktör tarafından önce bir siliniyor, hatta Şampiyonlar Ligi’ne götürülmüyor. Onca sene ağzını açmıyor, bir tane problem yaratmıyor, sonra çık oyna dendiğinde çıkıp oynamaya çalışıyorsa, ben o adamı sevmem ama köküne kadar saygı duyarım.
Ama, ne eldiveni fırlatana saygı duyarım, ne karı gibi konuşana, ne de yedek kulübesinde ağlayana.