A.A
Oluşturulma Tarihi: Eylül 22, 2008 16:27
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Görenek, ciddi kalp ritm bozukluğu olanların müsabaka sporu yapmasının sakıncalı olduğunu söyledi.
Avrupa Kalp Ritm Birliği Eğitim Komitesi Üyesi de olan Prof. Dr. Görenek, çoğu zaman basında kalp krizi olarak yer alsa da gerçekte sahadaki sporcu ölümlerinin kalp krizinden ziyade, kalp çarpıntılarından, yani ritm bozukluklarından kaynaklandığını bildirdi.
Ani sporcu ölümlerinin en önemli sebeplerinden birinin bu kalp çarpıntıları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Görenek, şöyle konuştu:
“Çarpıntılar doğuştan kalp kaslarında kalınlaşma olan sporcularda ortaya çıkabileceği gibi kalbinde yapısal bozukluk olmayanlarda da izlenebilmektedir. En ölümcül kalp çarpıntıları kalbin karıncıklarından kaynaklanmaktadır. Çoğunda genetik yatkınlık vardır. Normalde insanların kalp kulakçıkları ile karıncıkları arasında tek bir elektrik iletim sistemi mevcuttur, ancak bazı kişilerde bu iletim sistemi bir değil, iki adet olmaktadır. İşte tamamen genetik nedenlerle olan bu durumlarda zaman zaman ölümcül çarpıntılar oluşabilmektedir. Dolayısıyla kişi bu çarpıntının etkisiyle koşarken birden düşüp bayılabilmekte, hatta ölebilmektedir.”
Prof. Dr. Görenek, günümüzde sporculardaki ve gençlerdeki kalp çarpıntılarının tedavisinde son derece olumlu gelişmelerin elde edildiğine işaret ederek, bu tür rahatsızlıkların önceden tespit edilmesi durumunda özel radyo dalgaları kullanılarak anjiyo benzeri işlemle bunların tedavisinin mümkün olabildiğini kaydetti.
Bazı hastalarda ise şoklama yapan pillerin hayat kurtarabildiğini anlatan Prof. Dr. Görenek, şöyle devam etti:
“Özellikle ailesinde erken yaşta ölümlerin olduğu genç sporcular mutlaka kalp açısından dikkatle incelenmelidir. Aksi takdirde tamamen sağlıklı görülen bir sporcu aniden sahada ölebilmektedir. Bu bakımdan özellikle müsabaka tarzı sporlara dikkat edilmelidir. Ciddi kalp ritm bozukluğu olanların müsabaka sporu yapması sakıncalıdır. Buna izin verilmemelidir.”