Kader değiştiren 90 dakika!

Güncelleme Tarihi:

Kader değiştiren 90 dakika
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2014 12:05

Bir hayat düşünün; sürekli koşuyorsunuz, inanılmaz sosyalsiniz, dünyanız yeşil saha… Yani futbolcusunuz!

Haberin Devamı

Sonra bir gün yeşil sahalardan hastane odalarının beyaz çarşaflı yataklarına transfer oluyorsunuz! Omuzlarınızda gezdirdiğiniz evladınızı gün geliyor sadece uzaktan yüzüne bakabiliyorsunuz, dokunamıyorsunuz bile! En küçük evladınız baba kucağı nedir bilmiyor bile!

Eski futbolcu Murat Yüksel’in hayatı bu…

22 senelik başarılı profesyonel futbol hayatının 7 senesi Adana Demirspor’da, 1 senesi de Adanaspor’da geçiyor.

2007 yılındaki Adanaspor-Ceyhanspor onun son çıktığı maç olmuş. Maçın henüz 3. dakikasında takım arkadaşı Bayram Oral ile yaşadığı çarpışma sonucunda Tetrapleji yani Omurilik Felci oluyor, hayatı bambaşka yöne kayıyor.

Asla yataktan kalkamaz diyorlar o azmediyor, hareketleniyor. Sonra bir moral çöküntüsüyle yeniden yatıyor… Sonra yeniden azmediyor… Şimdi koltuk değnekleri ve hayatının en büyük destekçisi olan eşi Teslime Yüksel sayesinde yürüyor. Ama yine de fizik tedavi olması şart. Maalesef bu imkân da onlar da yok.

Haberin Devamı

Son 1 yıldır Fizyoform’da Fizyoterapist Zafer Aksungur, Tuğçe Şener ve salondaki diğer spor hocalarıyla beraber kasları güçlendirmek için çalışıyor.

20 Ağustos 2014 Çarşamba günü Mersin İdman Yurdu ve Adanaspor, bir dönem MİY’de forma giyerken geçirdiği trafik kazası sonrası sahalara veda eden ve maddi zorluk yaşayan Mustafa Aydın için maç yapacak.
Adanaspor taraftarının da bir talebi var onlar da sahada felç kalan eski futbolcuları Murat Yüksel için istiyor… Kim bilir belki onun için de bir maç ya da yardım kampanyaları yapılabilir…

Utku en azından baba ile boğuşmayı, gezmeyi, omuzlarda taşınmayı yaşamış. Umut Tekin babasını doğduğundan beri sadece yatakta ve sonra koltuk değnekleri ile görmüş… Belki o da ağabeyi gibi o duyguyu yaşayabilir!

Ve onu mutlaka ziyaret edin. Paranızdan çok bir “Merhaba”nız onu en çok mutlu eden… “Bir ses bir nefes bir sohbet” diyor…

Kader değiştiren 90 dakika

“iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta”nın en güzel örneği sizsiniz!
Murat Yüksel: Ben karıma söyledim, “henüz gençsin, git yoluna bak istersen” diye ama gitmedi. Yanımda kaldı Allah razı olsun.
Teslime Yüksel: Olur mu öyle şey, her şey iyiyken tamam, kötü olunca mı gidecektim?
Kaç yaşındaydınız o zaman?
Teslime Yüksel: 28 yaşındaydım, 6 aylık da hamileydim.
O güne dönmek istiyorum. Stadyuma geldiniz, hazırlandınız, sahaya çıktınız… Sonra?
Bir hafta önce Van’da oynadık, son 10 dakika kala 1-0 öne çıktık. Hoca “3 sarı kartı olan arkadaşlar sarı kart görsün, haftaya içerde oynuyoruz rahat bir maç kartları sıfırlayın” dedi, Allah razı olsun çok da iyi bir hocaydı bana büyük destekleri vardı. Neyse maç gününden bir gün önce biri geldi, “Maçta dikkat et” dedi, dikkate almadım. Aslında dini yönü de çoktu, hissetmiş. Maç günü de unuttum. Neyse maç günü soyunma odasına Başkan geldi, “Rahat olun” dedi. Neyse çıktık sahaya, sağ taraftan top geldi, rakip oyuncu iki kişiyi geçti ben de stoperim, çocuk topu götürürken kayayım dedim düştüm sonra tam kalkarken… Sonrasını hatırlamıyorum zaten… Olan oldu…
Kaçıncı dakika?
3. dakika… Beni uyandırdılar yerdeyim. Masör filan gelmiş, dilim boğazıma kaçmış. “Ağabey nasılsın?” dediler. Ben ağlamaya başladım, boyundan aşağımı hissetmiyorum bütün ışıklar söndü!
Siz maçta mısınız?
Teslime Yüksel: Evet evet, annesi babası da maçta. Net hatırlıyorum olayı. Ben dedim ki ufak sakatlık oldu, şimdi kalkar devam eder diye bekliyorum. Herkes de öyle bekliyor! Murat’ı sedyeye aldılar, kolu aşağı düşünce “Kesin bir şey var!” dedim.
Nasıl oldu?
Teslime Yüksel: Murat tam kalkarken karşıdan Bayram (Oral) hızla gelip çarpınca arkaya doğru düştü.
Sonra?
Murat Yüksel: Universale Hastanesi’ne götürün dediler, sonra Aytaç Durak en iyi Doktor Numune Hastanesi’nde demiş oraya götürdüler.
felç olduğunu anladınız mı hemen?
Teslime Yüksel: Hayır! Bana dedi ki “Kollarımı indirir misin” nasıl yani oldum, kolları dümdüz yanında duruyor. Ama o olay sırasında kolları havadaydı, o anı hatırlıyormuş meğer.
Siz bu arada hamilesiniz değil mi?
evet, 6 aylık!
Neler yaptılar hastanede?
T.Y.: Nato tedavisi yaptılar. Ödemi dağıtmak için sürekli kortizon verdiler.
Bu arada kulüp ne durumda?
Murat Yüksel: Yükselen ağabey vardı, maç zamanı olduğu için kimse yoktu.
Teslime Yüksel: Sonrasında Başkan Bayram Akgül hastaneye geldi, ne gerekiyorsa yapacağım dedi. Ambulans uçakla gerekirse İstanbul’a götürürüz dedi. Ama hepsi lafta kaldı!
Geç kalınmış tedavi mi?
Murat Yüksel: İlk müdahale yanlış oldu. Oluşan ödemin hemen alınması gerekiyormuş ama almadılar. Başka doktorlarla görüştük bu kez de o doktorlar kabul etmiyordu, halen hastanede yatış olduğu için başka doktorun hastasını almıyorlardı. Zaten doktorun yurtdışında programı varmış, beni bıraktı gitti!
Bu geçici felçlik miydi yoksa tedavilerle mi düzeldiniz?
Tedavilerle…
Futbolcu arkadaşlarınıza sitemleriniz büyük. “Bugün bana yarın size” herkesin başına gelebilen bir şey diyor musunuz?
Kimsenin başına gelsin istemem ama her sağlıklı insan potansiyel bir engelli adayıdır. Allah gerçekten düşmanımın bile başına vermesin çok ağır bir şey.
O dönemki takım arkadaşlarınız ne yaptı?
O maçtan sonra yanıma geldiler. 3 hafta sonra da Mersin ile maçımız vardı, şampiyon olup hastaneye geldiler…
Taraftarlar?
Sağolsun onlar maçlarda pankartlar açmışlar, posterler yapmışlar. Ama yönetim bazında maalesef hiç destek görmedim.
SGK’nız karşılıyordu ama değil mi?
Onu da sonrasında kestiler.
Ne kadar zaman sonra kesildi?
5 ay sonra.
Sözleşme bittikten sonra mı?
Sözleşme bitmişti ama sezon henüz bitmemişti.
Neden kesiliyor?
Teslime Yüksel: iş kazası bu ama bunlar tazminat ödememek için iş kazası olduğunu kabul etmiyor kulüp. Kaza olduktan 2 ay içerisinde durumu SGK’ya bildirmek gerekiyormuş. Bildirmemişler ve şirkete SGK da yüklü ceza kesiyormuş. Ben defalarca kulübe gittim “Lütfen şu iş kazasını onaylayın, hiç değilse emekli olsun” diye ama yapmadılar. Sonra da zaten kimselere ulaşamadım.
Murat Yüksel: Ben aradım başkanı, ben sizden para istemiyorum iş kazasını onaylayın ki emekli olayım dedim. Ama yok!
Kulüp olarak hiç mi bir şey yapılmadı? Mutlaka ki yapılmıştır bir şeyler?
Teslime Yüksel: Kesinlikle yapılmadı. Hasta yatağı aldılar, 5 bin TL para verdiler. Hatta bir arkadaşımız geldi “Ya kulüp 200 bin TL size ödeme yapmış” dedi. Biz kesinlikle öyle bir para almadık.
M.T.: Başkan bana dedi ki, “Ya hiç önemli değil istersen böyle kal, ben seni hiç bırakmayacağım. Gerekirse kulübün içine alacağım sana bir masa, bir oda vereceğim sen her gün gidip geleceksin” dedi.
T.Y.: O dönem!!!
Son 3 maç parasını ve şampiyonluk primlerinizi almışsınızdır ama!
M. Y.: Onları aldım. Onu verirken de zaten bana imza attırdılar. “Hiçbir alacağım yok, sakatlık şu bu” diye…
T.Y.: O zaten alması gereken paraydı, sezon anlaşması bu!
Sonra neler oldu?
T.Y.: Ankara’ya gitti, 2 ay tedavi gördü. Giderken ölü gibi gitti, sıvılarla filan beslendi hep, püre yapıp yemekleri yediriyordum. Neyse döndüğünde Walker’larla geldi. Ama sonra yeniden yatağa düştü.
Neden?
T.Y.: Moral çok önemli. Gata’dan geldikten sonra Bayram Bey ile görüşecektim, “kulüpteyim yarın gelin” dedi. Gittik yok! Yükselen Dayan dedi ki “Ya Bayram Bey ile görüştük, sizin kulüple ilişkinizi de keseceğiz.”
M. Y.: Yükselen; “Zaten bin TL ‘ye yakın maaş alacaksın kulüpte sana ayda 500 TL versin” dedi. “İyi de ben sadaka istemiyorum ki! Hakkım olanı istiyorum ve iş kazasını imzalayın, işlemlerimi hızlandırın demeye geldim” dedim. Kulüp bana dönüp “Senin bu olayın iş kazası değil” dedi.
T. Y.: İşte o psikolojiyle moral alt üst oldu ve yeniden yatağa düştü.
Futbolcuyken kazandığınız paralar eridi mi?
M.Y.: Evet eridi ama çok şükür evimiz ve arabamız var, onlar duruyor ve geçiniyoruz ama tedavi olacak param yok.
T. Y.: Tedavi için her yere gittik, bir dolu paralar harcadık. Neyse ki bir iki futbolcu arkadaşı vardı da şehir dışındaki tedavilere gittiğimizde konaklama masrafımız olmadı.
Amerika’ya da gitmişsiniz. Orda da mı sonuçlar iyi tutmadı?
Uzun bir tedavi süresiydi ve pahalıydı. Sadece bir aylık masrafı o dönem 60 bin dolardı. Seçim öncesiydi ve Aytaç Durak söz verdi, “Tüm masraflar benden” dedi. İlk tedavi ücreti için 30 bin Dolar verildi, gittim. İkinci tedavi içim maalesef vaatler tutmadı, kimseye ulaşamadım ve geri dönmek zorunda kaldım. Maalesef o dönemden bu döneme birçok siyasetçi beni seçim propagandası olarak kullandı, hepsi seçim sonrası beni unuttu.
O tedavi devam etseydi düzelecek miydiniz?
Evet! O zaman doktor bana “Düzenli devam edersen bitiminde dans eder hale geleceksin!” dedi. Ama devam edemedim. Kulüple yeniden iletişime geçtim. Yine olmadı…
Şuanda malulen emekli ama?
T. Y.: Malulen emekli. O zaman dedik ki malulen emekli olmasın bu iş kazası, iş kazası olunca kesintileri olmayacak.
Şimdi onaylatabildiniz mi?
T.Y.: SGK’ya sürekli gide gele artık ezberlediler beni, o dönemin müdürü ile görüştük, dilekçe yazdım müfettiş hakkımı kullandım, eve geldiler. “Dünyanın neresine gidersen git bu iş kazasıdır!” dediler. Neyse müfettiş kararıyla onaylandı. Tazminat hakkı vardı ama Murat uğraşmak istemedi. O kadar dedim tedavi için sana çok lazım olacak diye. Bakın biz evimizi satmayı düşündük, o derece kötü günler yaşadık! Arabamızı satamıyoruz çünkü elimiz ayağımız.
İş kazası değil diye nasıl söylenir ki kanıtınız yok muydu maç CD’si filan?
M.T.: Maç CD’sini istediğimiz bir muhabir oldu. Ama ben de yok dedi vermedi hâlbuki her zaman dakikası dakikasına maçı çekerdi, sanırım yönetimle yakın olunca vermek istemedi. Ergün Kara var, sağolsun sonra ondan aldık.
Neden kulüp bu kadar zora soktu ki?
T.Y.: İş kazasını bildirmediğiniz zaman sanırım epey cezası varmış, onunla alakalı.
Aracılar aracılığıyla mı ulaşmaya çalıştınız Başkana yoksa direkt kendiniz mi?
T.Y.: Direkt iletişim. Kulüp hiçbir şey ile ilgilenmeyince Murat’a Başkanı ben arayacağım dedim. Murat kabul etmedi. Büyük oğlumuz o zaman 5 yaşında, Umut yeni doğmuş, Murat hasta ne yapacağımı şaşırdığım artık işin içinden çıkamadığım bir andı ve başkanı aradım, del gibi ağlıyorum ama. “Ne olur yardım edin, bir şey yapın!” dedim. “Tamam halledeceğim, yarın gel” dedi. Gittim, kapı duvar!
Bu olay öncesinde iletişimleriniz nasıldı?
T.Y.: Kulübe eşimin yanına gittiğim zaman gördüğümüzde çok iyiydi.
M.Y.: Bayram Başkan beni de severdi, iki oğlu var onlar da çok severdi. Abisi Hamza Akgül de aynı şekilde. Ama bu olaydan sonra her şey değişti.
Sonra hiç maça gittiniz mi?
Cihat Hoca ısrar etti “Gel gidelim” dedi. Zaten o gittiğim maçta söyledi Cihat Hoca bana; “Ya başkan sana 200 bin TL para vermiş Murat” dedi. Bize öyle para kesinlikle gelmedi! Öyle bir para gelseydi ben şimdiye tedavi olmaz mıydım!
7 yıl da Adana Demirspor geçmişiniz var, oradan destekler nasıl?
Masör Abdullah Ağabey vardı, maç kazandıkları zamanlarda, futbolculara benden bahsedip para topluyormuş, sağolsun bir süre böyle getirdiler.
Haftaya Mersin İdman Yurdu ve Adanaspor sezon açılış maçı yapacak, geliri de Mustafa Aydın’a verilecek. Sizin için de böyle bir maç yapıldı mı?
M. Y.:Hayır. “Jübile yaparız. Fenerbahçe, BJK’ya gider rica ederiz maç yaparız olmadı ADS ile yaparız” dedi Bayram Başkan ama o da kaldı.
T.Y.: Senin için gece yaparız, maç yaparız dedi ama hepsi o zaman geçiştirmek amaçlıydı sanırım.
Toplam kaç sene sahalarda kaldınız?
22 sene.
Süper lig takımlarında?
Galatasaray ve Gençler Birliği var. Urfaspor’da oynarken transfer etti Galatasaray. O yıl kıkırdaklarımdan 2 ameliyat oldum. 1 sene orada kaldım ama oynayamadım.
Sizin bu duruma Federasyon ne diyor?
Avukat Cenk Gündoğdu görüştü. 8 bin TL para getirdi, “federasyon bu parayı verdi” dedi. O zaman biz de araştıramadık çok haklarımız neydi, ne yapmak lazımdı şu bu…
Şuanda ne yapmak lazım?
M.Y.: Fizik tedavi göremiyorum. Maddi imkân yok.
Sigorta karşılamıyor mu?
Devlet yeni yasa çıkarmış. Benim gibi olan ve 3 yılı geçen hastalara devlet bakmıyor, sadece git yılda 15 gün tedavi ol diyor, 15 gün benim işime yaramaz ki!
Adanasporlu taraftar da sanıyorum yakın bir zamanda bir şeyler yapmış?
Turbey’ler sağolsun Hüseyin Sözlü ile seçim öncesi konuşmuşlar, Yüreğir Başkent Hastanesi ile görüşmüş başkan. Ücretsiz tedavi diye gittim ama her gidişte benden para talep edildi. Sonra başkana bildirildi ama o da olmadı.
Yok mu başka hastane?
Bir tane var, özel hastane. Geçen sene gittim, Kırgız bir doktorları varmış adam gördü, düzenli tedavi olursan senin yürüme şansın var dedi. Ama benim bu tedavi için maddi durumum yok!
Hastane belki bir şeyler yapabilirdi?
Hastane sahibi ben bu makineyi yeni aldım, parasını çıkarmak zorundayım dedi. 45 dakikası 300 TL ve yanında fizyoterapist ve lazer tedavi ücreti hariç! Ve her gün ben bu tedaviyi almak zorundayım, karşılayamam!
T.Y.: Maalesef bu hastalık zengin hastalığı…
M.T.: Benim şahsi özel lüks harcamalarım yok. Benim şuan ihtiyacım var evet ama o lüks için değil tedavi için!
T.Y.: Emekli maaşını alıyoruz, bakıcı parası da alıyorum çok şükür geçiniyoruz. Ama iki çocuğum var, eğitimleri var anca yetiyor.
Çocuklar kaç yaşında?
T.Y.: Utku orta sona geçti, Umut Tekin henüz 7 yaşında bu sene okula başlayacak. Murat, Tekin Hocayı çok sever o yüzden küçüğe Tekin adını da verdik.
M.T.: Ben çocuklarımla hiç ilgilenemedim. Büyük oğlumda olay başımıza geldi. İkinci oğlumun daha doğumuna bir kaç ay vardı bu durumu yaşadım…
“Adana’nın evladı” diye en çok sahip çıkılması gereken kişiymişsiniz aslında!
T.Y.: Demirspor’da herkes parasını alırdı ya da imza atarlardı almak için. Murat imza atmazdı, “Sen Adana’nın evladısın zaten bekle” derlerdi ya da daha az para alırdı.
“O olaydan sonra hayatım durdu” mu diyorsunuz yoksa başka şekilde mi değerlendiriyorsunuz?
Belki de o yıl son sezonumdu ya da 1-2 yıl daha oynayabilirdim. İyi de oynuyordum taraftar da kulüpler de beni severdi. Ama asıl planım Amerika’ya gitmekti. Birçok arkadaşım hocalık yapıyor belki ben de olabilirdim.
“Bu benim sınavım”mış filan diyor musunuz?
Belki de! Belki de bu şey başıma gelmeyip daha büyük şeyler yaşayacaktım.
Bir insanın başına gelebilecek her kötü şey maddi manevi başınıza gelmiş zaten!
Maalesef…
İsyan?
Çok isyan ettim, kaç defa kahretsin deyip 9. Kattan atlamak istedim. Allah’a balkona çıkabilecek, kendimi aşağı bırakabilecek güç vermesi için dua ettim, balkona bile yürüyemiyorum ki! İlk birinci yıl herkes ailemiz geliyordu. Önce arkadaşlar kesildi, sonra samimi arkadaşlar, aile şu bu. Sonra aramalar da kesildi. E insan kendini dinlemeye başlayınca kötü oluyor! Antidepresanlarla, Allah’a inancımla, eşimin sayesinde hep böyle atlattım.
Kaç yıldır berabersiniz?
T.Y.: 18 yıldır beraberiz.
En çok neyi özlediniz?
İdmanlarda terlemeyi! Kampları çok özledim… Mesela kendi başına yürümek nasıl bir şey, bunu özledim.
Genel olarak futbolcular müthiş paralar kazanıyorlar. Ama bu tip durumları da göz ardı etmemek adına nasıl önlem almak lazım, şimdi ki futbolculara neler söylemek istersiniz?
Şimdiki futbolcular çok iyi kazanıyor ve de çok akıllılar, yatırım yapıyorlar. Şimdi en kötü futbolcu 400 bin TL civarında. Biz de yaptık ama o kadar çok kazanmıyorduk.
Şuanda gittiğiniz, tedavi olduğunuz bir yer var mı?
Bir yıldır Fizyoform’a gidiyorum kaslarımın güçlenmesi gerekiyor. Fizyoterapist Zafer Aksungur var, oraya gidiyorum, o ve diğer hocalar eşliğinde çalışıyoruz çok iyiler. Sağolsun para da almıyorlar.
Hocalardan Cihat Erbin sizin için Acun Ilıca’nın “Var mısın? Yok musun?” programına katılmış?
M.T.: Evet. Üstelik kendisi de kanserdi. Allah rahmet eylesin.
T.Y.: Allah rahmet eylesin çok yardımı oldu. Eğer yaşasaydı eminim ki Murat şimdi onun sayesinde yürüyor olurdu.
Yaptıklarını unutmam dediğiniz, size büyük yardımı olan kimler var?
Ali Hoşfikirer, Tekin İncebaldır, Cihat Erbil ve ADS’nin masörü Abdullah Selen.
Her maçtan size çok az pay verilmesi sanırım çok da zor bir şey değildir?
Değil ama işte ne bileyim.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
M.T.: Artık kimseden beklentim kalmadı, herkes umut veriyor sonra çekiliyor. Çok şükür kendi yağımızda kavruluyoruz zaten. Dediğim gibi sadece tedavi masrafı var.
T.Y.: Allah eşimden tazı olsun “Hayır ben bu parayı da tedavi için kullanmak istiyorum” deyip çocukların eğitiminden, ev giderlerinden kıstırabilirdi. Ama öyle yapmıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!