Kader değil karar
Güncelleme Tarihi:
İlker YASİN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2002 01:50
ŞENOL Güneş için bu sadece kader değil. İstanbul'da İsveç maçını 87. dakikada Brezilya maçını 86. dakikada kaybetti. Kosta Rika maçını da 86. dakikada kazanamadı. Bu maçlarda hocanın yanlışlarını, kararlarını mı tartışalım, yoksa kaderine mi yanalım?
Lokum gibi bir hakemle de yenemedik. Kosta Rika'nın attığı beraberlik golü öncesinde ceza sahamızda üst üste iki hareket penaltı kokuyor. Ama hakem oralı değil, iki kez Rüştü ile karşı karşıya kalan Kosta Rikalı futbolcuları yan hakemin bayrağı durduruyor. Hakem kimden yana?
Dün futbol oynamadık. Kazanmak için inancımız da, heyacanımı zda yoktu. İçimizdeki enerjiyi futbolcularına taşıyacak ve de futbolcusunun ruh halini anlayacak teknik direktörümüz de yok. İkinci tura kalsak da, kalmasak da diyeceğimiz şudur: Bu takımda enerji yok, futbol yok, ahenk yok. 75. dakikada yorgunluktan biten, oyundan düşen Tugay'ı, Şenol Güneş nasıl göremez? Golü yedikten sonra şoka giren ve bilinçsizce sardıran Kosta Rika'yı hangi kafa, kendi ceza sahası üzerinde karşılar. Üst üste iki maçtır Yıldıray'ı çıkarıp gol yemekte sadece kader değil sayın Güneş.
ŞENOL'UN HESABI
O nasıl ilk yarı? Bu takım mutlak galibiyet parolası ile sahaya çıkan Türkiye olamaz. Üstüne gelmeyen rakibi karşısında orta sahada al gülüm ver gülüm pas yapmak, sadece istatistiklerde top hakimiyetini yüzde 60'lara çıkarmaya yarar. Gol atmak için rakip kaleye gitmek gerekmez mi? Yoksa Şenol Güneş beraberlik hesapları yapıyor da haberimiz mi yok.
En önemli nokta futbolcularla teknik heyet arasındaki körler sağırlar diyaloğu. Takımda menajer sultası var. Yönetim sorunu var. Futbolcu uyuşmazlığı var. Motivasyon yok, heyecan yok ve de futbol yok. Emre Belözoğlu, Fatih Akyel ve Hasan Şaş'ın dünkü heyecanlarına yeni heyecanlar katmak lazım.
Herkes Çin'i çantada keklik görüyor. Ama 90 dakikada iki maç temposunda koşan Çin, dün gecenin yürüyen Türkiye'sine büyük sürprizler yapabilir.
Dün futbol oynamadık. Kazanmak için inancımız da, heyacanımı zda yoktu. İçimizdeki enerjiyi futbolcularına taşıyacak ve de futbolcusunun ruh halini anlayacak teknik direktörümüz de yok. İkinci tura kalsak da, kalmasak da diyeceğimiz şudur: Bu takımda enerji yok, futbol yok, ahenk yok. 75. dakikada yorgunluktan biten, oyundan düşen Tugay'ı, Şenol Güneş nasıl göremez? Golü yedikten sonra şoka giren ve bilinçsizce sardıran Kosta Rika'yı hangi kafa, kendi ceza sahası üzerinde karşılar. Üst üste iki maçtır Yıldıray'ı çıkarıp gol yemekte sadece kader değil sayın Güneş.
ŞENOL'UN HESABI
O nasıl ilk yarı? Bu takım mutlak galibiyet parolası ile sahaya çıkan Türkiye olamaz. Üstüne gelmeyen rakibi karşısında orta sahada al gülüm ver gülüm pas yapmak, sadece istatistiklerde top hakimiyetini yüzde 60'lara çıkarmaya yarar. Gol atmak için rakip kaleye gitmek gerekmez mi? Yoksa Şenol Güneş beraberlik hesapları yapıyor da haberimiz mi yok.
En önemli nokta futbolcularla teknik heyet arasındaki körler sağırlar diyaloğu. Takımda menajer sultası var. Yönetim sorunu var. Futbolcu uyuşmazlığı var. Motivasyon yok, heyecan yok ve de futbol yok. Emre Belözoğlu, Fatih Akyel ve Hasan Şaş'ın dünkü heyecanlarına yeni heyecanlar katmak lazım.
Herkes Çin'i çantada keklik görüyor. Ama 90 dakikada iki maç temposunda koşan Çin, dün gecenin yürüyen Türkiye'sine büyük sürprizler yapabilir.