Şimdi İspanya ile ölüm kalım maçımız vardı... Hemen mavi renge geri döndük...
Ve nihayet şampiyona günlerdir heyecanla, stresle beklediğimiz o gün gelmişti. Grup maçlarını
Ankara'da oynayacak ve sırasıyla
Letonya,
Slovenya ve
İspanya ile karşılaşacaktık.
Ancak turnuva yaklaştıkça hiç hesaplamadığımız bir rakibimiz daha çıktı ortaya. Adına ne derseniz deyin, bu rakip başta
Letonya olmak üzere hemen tüm rakiplerimizi sıradan ekipler diye tanımlamış ve
Dev Adam'ları şimdiden şampiyon ilan etmişti. İşte teknik ekibimizin en büyük sıkıntısı burada başladı.
Letonya maçı bizim için çok önemliydi. Teknik ekibimiz bu takımı her yönüyle incelemişti ve işimizin hiç de kolay olmadığını biliyordu. Ancak bugüne kadar basketboldan hep uzak kalmış isimlerin de katkısıyla, kamuoyu
Letonya'yı sıradan bir takım olarak görüyordu.
İĞNE DELİĞİ
Ve Letonya maçının ilk periyodunda endişelerimizin ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. Letonya'nın çok iyi şutörleri vardı. Önlemleri almıştık, etkili savunma yapıyorduk ama adamlar iğne deliğinden geçen sayılarla bizi hırpalıyorlardı. Ama biz iyi bir takım olduğumuz için bu maçı kazandık. Bu maçta
Mirsad 17 sayı 8 ribaunt,
Hüseyin 18 sayı, 6 ribaunt ile Letonya'ya direnirken,
İbrahim attığı 20 sayı ile galibiyetin pay sahibi oyuncusuydu.
Teknik ekibimiz her maça
Altınyıldız'ın hazırladığı değişik kıyafetlerle çıkıyordu. Bu maçta mavi gömlek ile bej rengi pantolonu tercih etmiştik. Slovenya maçına ise siyah pantolon ve kırmızı gömlek ile çıktık. Bu turnuva boyunca artık bu renkleri bir daha hiç kullanmayacaktık. Çünkü herkes bizden farklı galibiyet beklerken 14 sayılık bir yenilgi aldık.
Aslında bizi en çok üzen yenilgiden çok
FARK'tı. Çünkü gruptan çıkma şansımız averaj hesaplarına kalırsa 14 sayı bizim çok aleyhimize olacaktı. Maalesef bunu oyuncularımaza anlatamadık. Bu maçta da
Hidayet 17,
İbrahim 19 sayı bulurken, durduramadığımız Efes Pilsen'in yeni oyuncusu
Cambala canımızı yaktı.
İLK OPERASYON YAPILDI
Ve geldik İspanya ile oynayacağımız ölüm kalım maçına... Ancak bundan önce hayatım boyunca unutamayacağım bir gece yaşadık. Belki inanmayacaksınız ama oyuncularımız dahi sabah 04.00'e kadar ayaktaydı. Uyumamıştık. Teknik ekip saat 02.00'ye kadar durum değerlendirmesi yaptı. Ve öncelikle yorgun
Mirsad'ın yerine
Mehmet Okur ile morali çok bozuk olan
Kerem'in yerine
Orhun'u ilk 5'e dahil etti.
Daha sonra
Orhun, Mirsad ve takımın diğer oyuncuları ile toplantılar yapıldı. Son olarak da
Orhun takım arkadaşlarını topladı ve,
‘‘Arkadaşlar tam 2.5 aydır ailemizden ve cocuklarımızdan ayrıyız. Türkiye bizden çok şey bekliyor. Aklınızı başınıza toplayın’’ dedi. Orhun'un ardından söz alan
İbrahim, ‘‘Bu maç belki de son şans. Yüreğini ortaya koymayacak olan varsa şimdiden ayrılsın’’ diye konuştu. Toplantılar bittiğinde sabah olmuş gün ağarıyordu.
Bizim hesaplarımıza göre Slovenya, Letonya'yı yenecekti. Bu durumda İspanya'yı 20 sayı ile yenersek birinci, 5 sayı ile yenersek ikinci olacaktık. Bu maçı soyunma odamızda oyuncularımızla birlikte izledik.
F>İLM ŞERİDİ GİBİ
Ancak basketbolu çok bildiklerini iddia edenlerin beğenmediği Letonya, Slovenya'yı yenince bizim tek şansımız kalmıştı. İspanya maçını mutlaka kazanmalıydık. Gruptan çıkmak için başka hiç bir şansımız kalmamıştı. Tüm basketbol yaşamım bir
film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Kaybedersek Türkiye'de basketbol bitecekti.
Ve bunun için biz ilk uğurumuzu denedik. Yeniden mavi renge döndük. Hemen ardından
Devlet Bakanı sayın Fikret Ünlü'yü aradık.
‘‘Sayın Bakanım siz geldiniz ilk maçı kazandık. Gelmediniz ikinci maçı kaybettik. Bu hayati maça gelmezseniz, yenilgi halinde sorumluluk taşırsınız’’ dedik.
Örs ve ekibi İspanya maçı öncesi soyunma odasında hiç bir konuşma yapmadı. Çünkü çocukların gözlerinde bu maçı kazanacaklarına dair tüm ışıklar çakıyordu. Ve biz seyircinin de büyük desteği ile ilk 3 periyotta İspanya'yı ezdik. Son periyoda da 15 sayı önde girdik. Ancak,
‘‘Aman galibiyeti kaçırmayalım’’ stresi bu farkı eritti ve İspanya bitime 3 dakika kala 2 sayı öne geçti. Ancak oyuncularımızdaki inanç, son dakikaları korku filmi gibi geçen maçı geri getirdi ve İspanyolları devirip grup birincisi olduk. Bu maçta
Kaptan Orhun sayı atamamasına karşın arkadaşlarını çok iyi organize etti.
İbrahim 35 sayı ile yıldızlaştı.
Mehmet Okur 15 sayı ve 5 ribaunt ile,
Hidayet ise 13 sayı, 8 ribaunt ve 3 assit ile maçı koparan isimlerdi. Ama bu maçta sakatlanan
Orhun'u artık bu turnuvada oynatamayacaktık.
İSTANBUL YOLCULUĞU
Ve çeyrek finaller için İstanbul'a geliyorduk. Bizim dışımızda grubumuzdan 2 takım daha İstanbul yolcusuydu. Biri İspanya diğeri ise herkesin yerden yere vurduğu
Letonya... Üstelik
Letonya, Litvanya gibi bir devi eleyerek geliyordu.
Yarı finaldaki rakip geçen yılın Avrupa Şampiyonu
İtalya'yı eleyen
Muloömeroviç, NBA patentli
Zan Tabak,
Sesar ve
Gırıcek gibi yıldızlara sahip Hırvatistan'dı. Abdi İpekçi bir mahşer yeri andırıyordu ve ilk yarıyı 16 sayı geride bitirmiştik. Soyunma odasında sadece iki kişi konuştu.
Aydın Örs oyuncularına,
‘‘Kariyerinizi düşünün. Bu maçı kazanırsak Dünya Şampiyonası'na gidiyoruz. Savaşmadan maç kazanılmaz’’ dedi ve ikinci yarı
Ömer'i sahaya sürdü. Soyunma odasında
Örs'ten sonra konuşan ikinci isim ise
Mirsad'tı.
Mirsad,
‘‘Bize küfrediyorlar, Çıkıp kavga edelim, dövüşelim, ama erkek gibi oynayıp maçı kazanalım’’ diyordu. Karşılaşmanın bitimine 13 dakika kala 19 sayı gerideydik. Bana sorsalar ve
‘‘Hayatın boyunca unutamadığın an hangisi’’ deseler,
Mirsad'ın bu maçta sahneye çıktığı 27. dakikayı söylerim. Maçın bitimine 1 saniye kala 1 sayı gerideydik ve
Hidayet'in şutu çemberden dönmüştü.
Mirsad ribaunt'u aldı potaya yüklendi ama faulle durduruldu. Maç bitti.
Mirsad ile iki atış kullanacaktık. İkisine de atarsak yarı finaldeydik. Ama
Mirsad sadece bir atışı sayı yapıca maç 5 dakika uzadı.
Bundan sonrasını anlatmaya hiç gerek yok. 19 sayı farktan yakaladığımız Hırvatları eze eze yenip yarı finale yükseldik ve tarihimizde ilk defa
Dünya Şampiyonası'na katılma hakkını da elde ettik. Bu maçta
Mirsad 20 sayı ve 14 ribaunt ve 4 blokluk müthiş bir performans çizdi.
Hidayet 16 sayı 5 asist,
İbrahim 16 sayı, 2 asist,
Mehmet Okur'da 16 sayı, 4 blok ve 6 ribaunt ile oynadı.
Yarı finaldeki rakip
Almanya'ydı. Ama Hırvatistan maçında tam 3 sakat verdik.
Mehmet Okur, Kerem ve
Hidayet. Üstelik Devlet Bakanı
Fikret Ünlü'nün nazar boncuklarına rağmen....
YARIN: YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNE DÖNEN OTEL