Güncelleme Tarihi:
Kendisiyle özdeşleşen 7 numaralı forması Ülker Arena Metro Enerji Spor Salonu'na asılarak emekli edilecek olan Birsel Vardarlı Demirmen'le, profesyonel sporculuk kariyerini sonlandırmasının ardından ilk kez Hürriyet bir araya geldi.
Hiçbir sorumuzu yanıtsız bırakmayan kaptan, jübile maçı için bir diğer efsane Zeljko Obradovic'le ilgili samimi bir dilekte de bulundu. İşte röportajımızdan satır başları...
OBRADOVİC’İN RÖPORTAJLARINDAN DAHİ ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM
* Kaptan, formanız emekliye ayrılacak. Jübile maçınız için bir plan ya da arzunuz var mı?
- Bir konsept düşünüyoruz fakat ne yapacağımız henüz net değil. Ancak ben koç Obradovic'in bir şekilde bu konseptin içinde olmasını arzu ederim. Karşı takımın ya da benim antrenörüm olduğu bir maça çıkmayı gerçekten çok isterim.
- Zeljko Obradovic geldiği sezon çok şaşırmıştım ve çok sevinmiştim. Röportajlarını izlediğimde ve okuduğumda dahi kendimi hep motive ettim. O, büyük bir efsane...
FENERBAHÇE DEMEK, ŞAMPİYONLUKLAR DEMEKTİR
* Peki kaptan, "Fenerbahçe" denilince zihniniz ve ruhunuzda ne canlanıyor?
- Şampiyonluklar... Buraya gelirken artık hedefim şampiyon olmaktı. Öteki kulübüm bana yetmiyordu. Aklıma gelen isteği de aslında 13 yılda 10 şampiyonlukla taçlandırdım.
- Ayrıca, "Fenerbahçe" denilince aklıma kazanmak, hırs, aidiyet geliyor. Hayatım Fenerbahçe’de geçti. 13 sezonda her günümde kulübüm vardı. Bundan sonrasında neler olacağını zaman gösterecek ama içimde altyapı ya da üst seviyede antrenörlük yapma arzusu var.
ALEX-VARİ BİR FUTBOLCU OLABİLİRDİM AMA...
* Basketbol kariyeriniz nasıl başladı?
- İzmirspor’da... Ailem ilk tekvandoya yolladı beni ama 10-15 gün sürdü bu... Sonra futbola yöneldim. Çok iyi de oynardım ama kadın futbol şubesi kapandı. Bu defa basketbola geçtim ve bu tutkuya dönüştü.
- FIFA Kadınlar Dünya Kupası'nı izledim. Süper Lig’deki pek çok maçtan daha kaliteli maçlar oynandı. Aradaki tek fark fiziksel güç farkı... Futbolcu olsam herhalde orta sahada oynardım. Alex-vari bir oyuncu olurdum diyebilirim (Gülüyor).
HAYAL DAHİ ETMEDİKLERİM, GERÇEK OLUYOR
* 7 numara ile özdeşleştiniz. O forma emekliye ayrılacak. Bu nasıl hissettiriyor?
- Daha önce hiç hayal etmediğim, müthiş bir şey... Herkese nasip olmaz.
* Fenerbahçe’nin futboldaki gidişatı için neler söylersiniz?
- Geçen sezon kötüydü ama her kötü gidişin çıkışı vardır. Bu çıkış, gelecek sene yakalanacak bence.
* Peki Avrupa futbolunda sempati duyduğunuz takım ya da oyuncu var mı?
- Takım yok ama oyuncu olarak Iniesta... Bir kitabını da okudum Iniesta’nın, çok beğenirim oyun stilini...
YENİ BİRSELLER YETİŞTİRİYOR...
* Birsel Vardarlı Spor Okulu ve BV7 Spor Kulübü oluşumlarınız var. Bunları anlatmak ister misiniz?
- 5 yıl önce böyle bir işe kalkıştık eşimle... İki senedir hem spor okulu hem kulüp olarak devam ediyoruz. Federasyonun liglerinde oynayan takımlarımız var. 6-16 yaş arası eğitim veriyoruz. Orada çocuklara bir şeyler öğretebilmek beni çok mutlu ediyor.
* Kariyerinizde yeri özel olan koçlar var mı?
- Her antrenörden çok şey öğrendim. "Onun yeri özeldir"den ziyade, oynamaktan zevk aldığım isim Yunan koçumuz George Dikeoulakos'tu. Yunan basketbolu ve akıl oyunlarını yaşayıp uygulamak güzeldi. Valerie Garnier da beni anlayabilen, uyumlu bir şekilde iletişimimin güçlü olduğu biriydi.
ÜZÜLDÜĞÜM ZAMANLAR OLDU AMA...
* Fenerbahçe gibi bir kulüpte senelerce saha içi ve dışında takımı yönlendiren bir isim olmak nasıl hissettirdi size kaptan? Eleştirildiğiniz dönemler de oldu her sporcuya olduğu gibi...
- Taraftarlarımız ve camiamız benden çok şey beklediği için ben de onun sorumluluğu ve bilincindeydim. O yüzden Fenerbahçe’de 13 sezon oynayabildim. Tabii ki büyük bir camiada oynamak çok avantajlı ama çok da zor... Çok övülmeyi ya da çok yere batırılmayı sevmiyorum ama bu Türkiye’deki spor ortamında böyledir. Buna alışmam çok zor oldu. Üzüldüğüm ya da kendimi demoralize ettiğim zamanlar oldu fakat çok kısa bir dönemdi. Daha sonra bir şekilde kendimi ona göre ayarlamayı bildim.
- Kadın basketbolunun Caferağa’dan gelen herkesin sempati duyduğu bir geleneği vardı. Caferağa sonrası taraftarlarımız Ataşehir’e konum itibariyle daha az gelmeye başladı. Bu bizim için kötü oldu aslında. Son play-off ve şampiyonluk maçlarında aynı atmosferi yakalayabildik aslında...
SOSYAL MEDYAYA KENDİMİ KAPATMIŞTIM
* Baskı altına girdiğiniz zamanları nasıl aştınız?
- Kendimi bilen bir oyuncuyum. Ne verdiğimi de biliyordum. Zamanla kulaklarımı kapatmayı öğrendim. Kötü eleştirilere de, aşırı övgülere de kapadım kendimi... Vicdanım rahatsa, yaptığım işten memnunsam geri kalan önemli değil diye düşündüm, kendime yeni fikirleri bu şekilde telkin ettim. Bunu tam yapamadığım zamanlar oldu belki ama iyi toparladığıma inanıyorum. Profesyonel bir yardım almadım bu noktada...
- Sosyal medyaya kendimi daha çok kapattığımı hatırlıyorum mesela...
GENÇLER KENDİNİ BASKETBOLA ADAMALILAR
* Yeni dünyanın, sosyal medyanın oyuncular üzerindeki etkisiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Her şeyin bir kararı var. Sosyal medya kararında kullanılırsa tabii ki faydalı... Çok fazla onunla yaşarsa insan, bu çok kötü durumlara yol açabilir. Denge her daim çok önemli...
* Genç sporcular için vereceğiniz temel tavsiyeler var mı?
- Bir sporcu adayı yada sporcu yetenekli olabilir ama çalışmayı asla bırakmamalı.
- Off-season’lar çok önemli... Yaz antrenmanları ve bireysel gelişime önem vermek gerek.
- Güç çok önemli... Ne kadar fiziğe yatırım yapılırsa o kadar uzun süreli oynayabiliyor bir insan.
- Beslenme son zamanlarda epey üstüne düştüğüm bir şey oldu. Olumlu etkilerini çok gördüm.
- Bizim jenerasyonumuzda girdiği yola adanan insanlar vardı. Adanmak her şeyden daha önemli... Ben bir erkek maçını izleyip çok hareketi uyarladım. Basketbolla yaşamak gerekiyor.
- Yeni jenerasyonda adanmışlık yok gibi... Biraz daha rahatlık söz konusu...
KEŞKE VE ASLA DEMEDİM
* Hiç asla ya da keşkeniz oldu mu?
- Sinirliyken çok büyük laflar etmemek lazım, onu öğrendim (Gülüyor). Bu sadece basketbolda değil, her insan için geçerli... Keşkem ise hiç olmadı, bu çok güzel bir şey...
* Dönüp dışarıdan bir göz olarak kendinize baktığınızda pozitif ve negatif yönleriniz için neler söyleyebilirsiniz?
- Normal hayatımda sabırlı değilim bence ama basketbolda sabırlıydım. Bir point guard olarak çok şeye sabrettiğim oldu senelerce... Fakat normal hayatımda o kadar sabırlı değilimdir (Gülüyor). Son senelerde ağzımdan çok negatif şey çıkmamasına özen gösterdim. Takım için bu çok önemli diye düşünüyorum.
- Geçmişte daha sabit fikirliydim, şimdi daha algılarım açık diye düşünüyorum. “Bildiğim şeyi yaparım” modundan çıkıp, açık görüşlü oldum.
HAYATIN ANLAMI: AİLE VE PAYLAŞMAK...
* Sizin için hayatın anlamı veya anlamsızlığı nedir?
- Aileyle başlıyor her şey... Çok önem verdiğim bir şey. Sevdiklerinle paylaşmak hayatın gerçek anlamı diye düşünüyorum. Sevdiğiniz işi tutkulu şekilde yapmak diyebilirim.
TOLGA KOÇ’UN VERDİĞİ AGASSİ KİTABI BANA İLHAM OLMUŞTU
* Size ilham veren bir eser var mı?
- Tolga (Esenci) Koç’la kitap paylaşımı yaparız sürekli... Çok severim kitap okumayı... Bir keresinde Agassi’nin bir kitabını tavsiye etmişti bana... Hatta sanırım kendisi vermişti. O kitaptan çok etkilenmiştim ve beni motive etmişti. Çok ilginç bir hayatı var. Beni motive etmişti.
- Kulübe Obradovic’in gelmesinden ötürü çok motive olmuştum. Basketbola Naumoski’yle başladığımı zaten her fırsatta söylüyorum. Algılarımın öğrenmek ve kendimi motive etmek için çok açık olduğuna inanıyorum.
İDOLÜM NAUMOSKİ’YDİ
* İdol olarak gördüğünüz bir isim var mıydı?
- Petar Naumoski... Efes’e geldiği dönemler her çocuğun o zamanki kahramanıydı. Herkes oyunumu çok benztiyordu. Herhalde taklit etmeye çalışıyordum onu... “Altyapıda İzmirli bir kız var, Naumoski’ye çok benziyor oyunu” diyorlardı. Terimi silerdim tişörtüme faul atarken (Gülüyor)... Ayrıca o dönem ki koçum da aileme, “Kızınız ileride A Milli Takım’ın guard’ı olacak” demişti.
* Dünyada tek bir şeyi değiştirme şansı size verilseydi bu ne olurdu?
- Savaşlar olmasın isterdim.