Jamaikalılar neden hızlıdır? Çünkü; hayallerinin peşinden koşarlar

LONDRA 2012 Olimpiyatları 110 metre engellide bronz madalya aldıktan sonra bu yıl Çin’de düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası’nda ikinci olarak gümüş takan Hansle Parchment, PUMA’nın IGNITE XT lansmanı çervesinde geldiği Türkiye’de Hürriyet’e özel açıklamalarda bulundu. Jamaikalıların kısa mesafedeki hızlarının sırrını sorduğumuz Parchment, “Hızlı koşma konusunda bütün teknik bilgiye sahipler. Sanırım biz hayallerimizin peşinden koşuyoruz” diyerek, çarpıcı bir cevap veriyor. İşte ünlü atletle yaptığımız sohbetten önemli bölümler:

TUZ VE SU OLDUKÇA ÖNEMLİ

Günde kaç saat antrenman yapıyorsun?

-Ağır çalışmalarımız Aralık – Ocak döneminde. 300 -400 metre çalışmaları yapıyoruz. Akşamları genelde üç saat çalışıyoruz ama bu genelde koçuma bağlı bir durum. Bana verdiği bir program var ve önemli olan bunu bitirebilmem. Bu kimi zaman 2 kimi zaman 3 saati bulabiliyor.

-Beslenme programından biraz bahseder misin?

Vücudumun antrenmanlarda kaybettiği enerjiyi daha çok karbonhidratla almaya çalışıyorum. Pilav ve makarna tüketiyorum. Jamaika’da ‘Jam’ denilen ve kökleri olan bir patates türü var. Bunlarla sarf ettiğim enerjiyi geri kazanıyorum. Tuz ve su da oldukça önemli bunun yanı sıra enerji içeceği alarak zinde kalmaya çalışıyorum.

İNSANLAR BANA İNANMAMIŞTI

Kariyerinde en unutamadığın an hangisiydi?

-Olimpiyatların dışında benim için en önemli an Çin’de düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası’nda aldığım gümüş madalya oldu. İyi bir mesafe kat etmiştim. İnsanlar bunu geliştirebileceğimi düşünmüyordu. Rekorum o zamana kadar 13:50’ydi ama Çin’de 13:21 yaparak bunu üst seviyelere çekmeyi başardım.

-Çin’deki yarışta senin ardından üçüncü olan ABD’li sporcu Aries Merritt’in böbrek yetmezliği yaşaması büyük yankı uyandırdı. Senin farklı bir hikâyen var mı?

Hayır, benim böyle farklı bir hikâyem olmadı. Merrit’in durumundan haberim yoktu. Bunu başarmışsa gerçekten çok güçlü bir adam olmalı. Umarım ameliyatı başarılı geçer ve Rio’daki 2016 Olimpiyatları’nda yeniden yarışırız.

HAYATIM OKUL VE İDMANLARLA GEÇİYOR

- 24 saatini nasıl geçiriyorsun?

Okulun durumuna bağlı olarak değişiyor. Sabah kalkıp spor yapıyor ve ardından okula gidiyorum. Dinlenmeye özen gösteriyorum. Yemeğime de çok dikkat ediyorum. Akşam 6’dan sonra bir antrenmanımız daha oluyor. Ardından da küçük bir yemek yedikten sonra arkadaşlarımla video oyunları oynuyorum.

İDOL KELİMESİNDEN HOŞLANMIYORUM

-Üç kelimede Bolt’u anlatmanı istesem?

En iyisi o…

-İdolün kim?

İdol kelimesinden hoşlanmıyorum. Sanki birilerini tanrılaştırıyormuşuz hissi veriyor. Kendime rol model aldığım insanlar var. Bunların başında elbette Usain Bolt geliyor. Veronica Campbell Brown, Colin Jackson gibi isimler örnek aldığım diğer kişiler.

‘KİM DAHA HIZLI?’ DİYE YARIŞIRDIK

- Jamaikalı atletlerin en büyük sırrı nedir?

Gerçek nedenini tam olarak inanın bilmiyorum. Belki orada tükettiğimiz gıdalar ya da genlerle alakalıdır. Biz çok küçük yaşlarda ‘kim daha hızlı koşacak’ diye yarışlar yapmaya başlıyoruz. Herkes üst seviyeleri hayal ederek çok sıkı antrenmanlar yapıyor. Koçlarımız da oldukça iyi. Hızlı koşma konusunda bütün teknik bilgiye sahipler. Sanırım biz hayallerimizin peşinden koşuyoruz.

BİLEKLİĞİNİ HİÇ ÇIKARMIYOR

-Sahaya çıkarken bir uğurun var mı?

Lübnanlı bir arkadaşımın ördüğü bir bileklik var. Hiç çıkarmadan sürekli olarak bilekliği tüm yarışlarda takıyorum ve bana uğur getirdiğine inanıyorum.

SAKIN OYUNA GELME DOPİNGDEN UZAK DUR

- Psikoloji eğitimi alıyorsun. Pistte faydalarını görüyor musun?

Aldığım bu eğitimin faydalarının tam olarak farkında değilim. Sadece piste çıktığımda güvenli olmaya, yarışa odaklanmaya çalışıyorum. Heyecanımı da pozitif bir enerjiye dönüştürmek için konsantre oluyorum.

-Pistleri saran doping skandalları hakkında neler düşünüyorsun?

Dopingin spora büyük zararlar verdiğini düşünüyorum. Atletler kimi zaman insanları kandırmak için bu tip yollara başvurabiliyor. Ama atletleri de oyuna getirebilen yanlış kişiler olabiliyor. Sporcular her zaman kendine ve çalıştığı koçlara güvenmeli. Ekstra takviyelerden de kesinlikle uzak durmalı. Hepimiz çalışıyor ve yorgun düşüyoruz. Beslenmek ve ara sıra vitamin almaktan başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok.