İyi, Kötü ve Çirkin

Güncelleme Tarihi:

İyi, Kötü ve Çirkin
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2010 00:00

2010 Dünya Basketbol Şampiyonası, sadece sportif sonucuyla değil, her anlamda Türkiye'nin yüzakı organizasyonuyla sona erdi..

Haberin Devamı

Yaklaşık 16 gün boyunca her şey o kadar mükemmeldi ki, şampiyonanın başından beri Milli Takım ve Antrenör Bogdan Tanjeviç üzerinden Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel'e ''Aman bi aksaklık olsa da çaksak'' diyen gurup resmen abondone oldu..

Sizler gerek maçlara gelerek, gerekse de televizyon başında izleyici sıfatıyla sadece saha içinde olanları gördünüz, yaşadınız..

Meriç TUNCA yazıyor
hurriyet.com.tr

Ama işin bir de saha dışında yaşanan olayları vardı ki, hepsini yazsak roman olur..

Ben sadece dikkati çekenleri aktaracağım;

1) Şampiyonanın tartışmasız en başarılı ismi, Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel'di.. Demirel, işi başından itibaren profesyonellere bırakarak mükemmel bir turnuva yaşanmasına neden oldu. Ülkemize gelen yabancı konuklar 5 yıldızlı otel konforunda ağırlanırken, özellikle VİP olarak tabir edilen alanda bir kuş sütü eksikti..

Haberin Devamı

2) Başarılı bir organizasyona ev sahipliği yapan Demirel, en çok yorulan kişilerin başında geliyordu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başta olmak üzere, İstanbul'daki final grubu maçlarına gelen devlet büyüklerini karşılamaktan bitap düşen Turgay Demirel, hemen hemen hiç maç seyretmedi desek yeridir.. Hatta öyle bir an geldi Demirel, Sırbistan maçının son saniyelerinde 1 sayı gerideyken hüngür hüngür ağlayan kızını bile bir ara gelip teselli etti..

3) Şampiyonada 12 Dev adam turları geçtikçe gerek Demirel'e, gerekse Basketbol Federasyonu yetkililerine gelen bilet taleplerinde de ölçü kaçtı.. Sadece final için bilet isteyenlerin, araya adam sokanların sayısı 15 bini geçti.. Federasyon belli ölçüde kimseyi kırmadan bu taleplerin çoğunu hallletti. İşi olmayanlar da küfürü bastı zaten. Hatta öyle bilet talepleri oldu ki, Başkan'ı arayan ünlü bir işadamı, ''Yemin ederim bilet yok'' sözü karşısında, ''Sen al o biletleri ananın bilmemnesine sok!'' diyerek telefonu kapattı.. Başkan yakınlarına ''İnsanların ne kadar çirkinleştiklerini şu son iki gün içinde bizzat yaşadım'' sözleriyle dile getirdi..

4) Salonda özellikle VİP alanı olarak tabir edilen misafirlere ayrılan tribünün oturma düzenini bizzat Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel belirledi.. ''Şu koltuğu şuna verelim, bu koltuğa şu otursun'' diyerek elindeki şemayı düzenleyen Başkan'ın en büyük yardımcısı, genel sekreteri Egemen'di.. Bu bilet verilme ve yer belirleme olayında aksaklıklar da olmadı değil. Örneğin, Efes Pilsen'in eski antrenörü Ergin Ataman maçları izleyebilmek için Beşiktaş Kulübü'ne verilen biletlerden faydalanırken, Galatasaray'ın amigosu Mehmet'in, 4 kişilik ailesi ile her maçı hem de VİP tribünün en ön sırasından izlemesine kimse akıl sır erdiremedi.. Egemen'e ''Mehmet buraya nasıl giriyor?'' dediğimde bana, ''Abi adama Galatasaray Kulübü bilet vermiş. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok'' cevabını verdi..

Haberin Devamı

5) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geldiği maçlarda VİP salona giren 20'nin üzerinde koruma, maçları tribünden izlemek isteyince karşılıklık oldu. Zaman zaman görevlilerle, korumalar arasında tartışmalar yaşandı..

6) Yine Gül'ün geldiği maçlarda en yakındaki Saray Muhallebicisi'nden kutu kutu ''Kazandibi ve tavuk göğsü'' getirtildi.. Bunlar Cumhurbaşkanı Gül ile konuklarına servis edildi..

7) Türkiye-Sırbistan karşılaşmasının son anları görülmeye değerdi.. 12 Dev Adam'ın son yarım saniyeye 1 sayı önde girdiği maçta tribünlerde ve localarda bulunan seyircilerin özellikle bayan olanları hüngür hüngür ağlarken, erkeklerin bir çoğunun da gözleri doldu.. Sırpların son atışında ''Top çemberden geçmesin'' diye büyük çoğunluk ellerini açmış dua ederken, büyük bir kısım da sahaya arkasını dönerek maçı izlememeyi tercih etti..

Haberin Devamı

8) Sırbistan'la oynadığımız tarihi karşılaşmanın en çirkin olayı, VİP tribünde üzerinde formalarıyla ülkelerini destekleyen biri kız, biri erkek iki Sırp taraftarın sevinç gösterileri yaptıkları bir anda kafalarına bir üst tribünden yabancı maddeler atılmasıydı..

9) İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan ve işletilen Sinan Erdem Spor Salonu'nda yer alan 8 ve 12'şer kişilik 16 adet localar bu şampiyona için başta Ülker, Garanti Bankası, Türkcell olmak üzere öncelikle Milli Takım'a sponsor olan firmalara tahsis edildi.. Bu localarda maç izlemek isteyenler kişi başı 250'şer dolar ödedi.. Localarda TV yayını dışında, her türlü meşrubat ve içkinin yanısıra yemek servisi de yapıldı..

Haberin Devamı

10) Şampiyonada özellikle Türk Milli Takımı'nın maçları ünlüler geçidi gibiydi.. Ebru Gündeş'ten, Emel Sayın'a, Kıvanç Tatlıtuğ'dan, Acun Ilıcalı'ya, Galatasaraylı Arda ve sevgilisi Sinem Kobal'dan, Şahan Gökbakar'a, Kenan İmirzalıoğlu'ndan, Fenerbahçeli Volkan, Semih, Alex'e ve Galatasaraylı Baros'a kadar herkes ama herkes salondaydı.. Bizim ''Ünlüler'' hayranlarıyla resim çektirmekten ne kadar kaçındıysa, bir dönem dünya basketboluna damgasını vuran Sabonis, Divac, Meneghin gibi ünlü sporcular ise hiç kimseyi kırmadan fotoğraf çektirdiler..

Bir dünya şampiyonası bizim açımızdan ''Mükemmel'' geçerken, Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel en başarılılar listesinde ilk sırada yer aldı.. Onu şampiyona öncesi ''Bogdan koç'' (Boktan) diyerek aşağılanan Bogdan Tanjeviç takip etti.. 12 Dev Adam isim sıralaması olmaksızın başarı merdivenlerin üst sıralarında yer bulurken, Basketbol Federasyonu'nun tüm çalışanları da şampiyonadaki hayatı kolaylaştırarak bu öyküdeki yerini aldı.. Türkiye Spor Yazarları Derneği ise akreditasyon aşamasından itibaren şampiyona bitene kadar her an hiç kimseyi kırmadan, üzmeden görevini layıkıyla yerine getirdi..

Haberin Devamı

Milli Takımı'n başarısız olacağını düşünerek baltaları topraktan çıkartanlar ise bu sıralamada maalesef en altta kaldı..

Onlar şimdi önümüzdeki seneyi bekleyecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!