Güncelleme Tarihi:
2020 yılında NK Lokomotiva’dan Atlético Madrid’e transfer olarak kariyerinde etkileyici bir adım atan Ivo Grbic, İspanyol ekibindeki ilk sezonunda La Liga şampiyonluğu yaşadı. Atlético Madrid’de toplam 14 maçta forma giyen Grbic, daha sonra 1 yıl Fransa’nın Lille ekibinde kiralık olarak oynadı. Geçtiğimiz sezonun devre arasında bonservisiyle birlikte İngiliz takımı Sheffield United’ın yolunu tutan Hırvat yıldız, burada 11 maçta sahaya çıkarak Premier Lig tecrübesi de yaşadı. Sezon başında Süper Lig ekibi Çaykur Rizespor’a transfer olan başarılı eldiven; La Liga kariyeri, Süper Lig’e transferi, teknik direktörler Diego Simeone, İlhan Palut ve Arda Turan ile Fenerbahçe’nin kalesini koruyan vatandaşı Dominik Livakovic hakkında düşüncelerini anlattı.
ÇAYKUR RİZESPOR’UN HIRVAT YILDIZINDAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:
“ATLETICO MADRID’DEKİ İLK YILIMDA LA LIGA ŞAMPİYONLUĞU YAŞADIM”
2020 yılında NK Lokomotiva takımından Atletico Madrid’e transfer olarak kariyerinde önemli bir transfere imza atmıştın. Atletico Madrid’deki günlerin sana neler kattı?
Evet, bu benim için de büyük bir transfer oldu. Çünkü Hırvatistan 1.Ligi’nden Atletico Madrid gibi dünyanın en iyi kulüplerinden birine transfer olmak benim için büyük bir transfer hamlesiydi. Ama tabii ki bu transfer gerçekleşirken neden bu adımı attığımın farkındaydım. Atletico Madrid, çok önemli bir kulüptü. Özellikle oradaki kaleci antrenörleri başta olmak üzere kulübün büyüklüğünün ve felsefesinin beni daha iyi bir oyuncu haline getireceğini biliyordum. O yüzden ben bu kararı almıştım. Özellikle kaleci antrenörü Pablo Vercellone, daha önce David de Gea, Courtois, Sergio Asenjo ve Jan Oblak gibi dünya tarihinde çok iyi kaleciler yetiştirdi. Ve bunların da gelişimime fayda sağlayacağını düşünmüştüm. Şu an dünyadaki en iyi 10 kaleciyi kendisinin geliştirdiğini de söylemek istiyorum. Onlarla birlikte çalıştı ve bunu başardı. O yüzden bu kaleci antrenörleriyle sıkı çalışarak bütün kariyerimi daha iyi bir hale getirebileceğimi biliyordum. Atletico Madrid’deki ilk yılımda La Liga şampiyonluğu yaşadım ama o yıl fazla süre bulamadım. 2. yılımda ise daha fazla forma şansı bulmak için Lille takımına transfer olmaya karar verdim. Lille’de Burak Yılmaz, Zeki Çelik ve Yusuf Yazıcı ile birlikte çok iyi ve fantastik bir sezon geçirdik.
“DIEGO SIMEONE’NİN İNANILMAZ BİR ÇALIŞMA ETİĞİ VAR”
Atletico Madrid’de beraber çalıştığın teknik direktör Diego Simeone’nin futboluna etkisini değerlendirir misin?
Diego Simeone, dünyadaki en iyi hocalardan birisi. Hatta son 10-15 yıla baktığımızda da onun en iyi hocalardan biri olduğunu görebiliyoruz. Simeone’nin inanılmaz bir çalışma etiği var. Onunla her gün çok sıkı çalışmalar yapıyorduk. O yüzden onunla birlikte çalıştığımda kendimi ne kadar geliştirebileceğimi biliyordum. İletişimi çok iyi ve harika birisi. Simeone ve kaleci antrenörleri, kendimi geliştirmem için bana mükemmel tavsiyelerde bulundular. O yüzden Atletico Madrid’de geçirdiğim zamanlar çok güzeldi. Orada geçirdiğim süreden dolayı kendimi mutlu hissediyorum. Daha sonra 1.kaleci olarak neler yapabileceğimi göstermek için Atletico Madrid’den ayrılma kararı aldım. Ayrıca orada 1.kaleci olarak Jan Oblak vardı. Oblak’ın sadece Atletico Madrid’in değil, İspanya La Liga’nın da en iyi kalecilerinden biri olduğunu söylemem gerekiyor. Zaten kendisi 5 kez Ricardo Zamora ödülünü de (İspanyol Marca gazetesi tarafından Ricardo Zamora adına ligin en az gol yiyen kalecisine verilen ödül) kazanmıştı. O yüzden daha fazla süre bulmak için Atletico Madrid’den ayrılma kararı aldım ve o dönem 1 yıllığına Lille’e kiralık olarak transfer oldum.
“TÜRKİYE’DEKİ KULÜPLERDE TUTKULU BİR ATMOSFER BULUNUYOR”
Sezon başında Türk futboluna adım atmadan önce Hırvatistan, İspanya, Fransa ve İngiltere gibi önemli liglerde de forma giymiştin. Türk futbolundaki mücadele, mantalite ve son dönemde yapılan transferlerle beraber artan kalite hakkında gözlemlerin nelerdir?
Hırvatistan Ligi’nde her zaman tutku ön plandaydı. Türk kulüplerini izlediğimizde ve Türk kulüplerindeki atmosferi gördüğümüzde aynı tutkuyu hissedebiliyorum. Türkiye’de de aynı duyguları yaşayabiliyorum. Daha önce birkaç kere Türkiye’yi ziyaret etmiştim. Burayı gerçekten çok seviyorum. Ayrıca daha önce devre arası kampı için Antalya’ya gelmiştik. Türkiye Milli Takımı’na karşı 2 kez forma giydim. Ayrıca Beşiktaş’a karşı da oynadım. O yüzden buradaki atmosferle ilgili herhangi bir çekincem yoktu. Türkiye’de nasıl bir atmosferin olduğunu biliyordum. Bu duygu benim çok hoşuma gidiyor. Çaykur Rizespor’dan teklif geldiğinde bu teklifin benim neler yapabileceğimi gösterebileceğim bir teklif olduğunu biliyordum. O yüzden kariyerimde iyi bir adım atmak istiyordum. Türkiye Ligi’ne gelmek benim için bir problem yaratmadı çünkü buraya isteyerek geldim. Buraya 1 yıllığına kiralık olarak geldim. Takımıma verebileceğim en iyi performansı vermek istiyorum. Kariyerimde iyi bir adım attığımı herkese göstermeyi hedefliyorum. Takımıma yardımcı olmak istiyorum.
“VICTOR OSIMHEN’İN SÜPER LİG’E TRANSFERİ BU LİGLE İLGİLİ HER ŞEYİ ANLATIYOR”
Türk futbolundaki taraftar ve stadyum atmosferi seni nasıl etkiliyor?
Benim Süper Lig’e gelme sebeplerimden birisi taraftarlar, stadyum, atmosfer ve o taraftarlardaki tutkunun sahaya yansımasıydı. Bu konular gerçekten bir futbolcu için çok özel anlardır. Herkes böyle duyguları ve bu özel anları yaşamayı sever. Bunları hissedebilmek benim için harika bir duygu. Maçlara bundan dolayı tam olarak sahaya odaklanmış bir şekilde çıkıyorsunuz. Sahaya adım atmadan önce tünelde farklı duygular hissediyorsunuz. Bu da taraftarların sizde oluşturduğu tutkuyu ve size verdiği gücü barındırıyor. Türk taraftarlar, bence bu işi çok iyi yapıyor ve fantastik bir ortam oluşturuyorlar. Benim için Türkiye’de bu atmosferde ve böyle stadyumlarda oynamak gerçekten bir zevk. Şu an dünyanın en iyi forvet oyuncularından birisi olan Victor Osimhen’in Türkiye Süper Ligi’ne gelmesiyle ilgili de bir şeyler söylemek istiyorum. Onun gibi bir futbolcu buraya gelmişken benim bu ligle ilgili farklı bir şey söylemem beklenemez. Çünkü burada oynamak gerçekten büyük bir zevk. Süper Lig’de maçlar gerçekten çok üst seviyede oynanıyor ve ben de bunlardan büyük keyif alıyorum.
“TRABZONSPOR MAÇINDA FUTBOLSEVERLERE HARİKA BİR MAÇ İZLETTİK”
Trendyol Süper Lig'in 12. haftasında Trabzonspor’u 3-1 mağlup ederek milli araya moralli bir giriş yapmıştınız. Trabzonspor galibiyeti, son dönemdeki performansınız ve hedeflerinizle ilgili neler söylemek istersin?
Trabzonspor maçı bizim için önemli bir galibiyetti. Ayrıca Rize şehri ve halkı için de çok önemli bir galibiyetti. Aslında bakarsak bizim için mental anlamda zor bir maç oldu. Çünkü VAR tarafından 2 golümüz iptal edildi. Yine de ben takım arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Futbolseverlere harika bir maç izlettik ve orada çok büyük bir performans sergiledik. Çünkü Trabzonspor, Türkiye’nin en iyi takımlarından birisi ve iyi oyunculara sahip. Onlara karşı güzel bir oyun sergileyerek harika bir galibiyet kazandık. Takım olarak Trabzonspor maçında olduğu gibi aynı iştahla oynamayı istiyoruz. Tabii ki biz aynı şekilde antrenmanlarımıza ve oynamaya devam edersek her türlü hedefimizi gerçekleştireceğiz. Ortada bireysel hedeflerimden çok takım olarak hedeflerimiz var. Takımın hedefi benim için daha önemli. Herkes yüzde yüzünü verdikten sonra her şey Tanrı’nın elinde. Biz her zaman her maçı kazanmak için sahaya çıkacağız. Bence bizler için en büyük hedef bu olmalı. Futbola başlarken hepimizin amacı kazanmak üzerine kuruluydu. Biz de aynı şekilde devam ederek yolumuza emin adımlarla ilerlemek istiyoruz.
“ARDA TURAN, ATLETICO MADRID FORMASIYLA ÇOK BÜYÜK BİR TARİH YAZDI”
Milli aradan sonraki ilk maçınızı senin gibi bir dönem Atletico Madrid forması giyen Arda Turan’ın takımı Eyüpspor’a karşı oynayacaksınız. Arda Turan’ın dikkat çeken gidişatını ve Eyüpspor maçındaki hedefinizi anlatır mısın?
Arda Turan, Atletico Madrid’de çok büyük bir efsane. Herkes tarafından sevilen ve saygı duyulan bir isim. 2 yıl önce Türkiye’de gerçekleşen depremden sonra onunla İstanbul’da tanışma fırsatı bulmuştum. Depremden etkilenen vatandaşlara yardım amacıyla Beşiktaş ile Atletico Madrid arasında hazırlık maçı oynanmıştı. İspanya ve Atletico Madrid’deki insanların Arda Turan’a ne kadar büyük saygı gösterdiklerini ve taraftarların onu ne kadar çok sevdiklerini gördüm. Arda Turan, Atletico Madrid formasıyla çok büyük bir tarih yazdı ve başarılar elde etti. Arda Turan’ı sahip olduğu bu kariyerinden dolayı tebrik ediyorum. Diğer yandan Eyüpspor maçında da tek hedefimiz kazanmak üzerine olacak. Şu anda maça hazırlanmak için yeterince zamanımız var. Bence iyi bir durumdayız. Rakibimiz Eyüpspor da iyi bir takım ama ben kazanacağımıza inanıyorum. Her maçta hedeflediğimiz gibi İstanbul’dan da 3 puanla dönmek istiyoruz.
“İLHAN PALUT, BİR GÜN AVRUPA FUTBOLUNDA DA ÖNEMLİ BİR YER EDİNECEK”
Son dönemde Türk futbolunda konuşulan isimlerin başında gelen teknik direktör İlhan Palut’un takım yönetimi, oyuncularıyla iletişimi ve teknik direktörlük potansiyeli hakkında ne düşünüyorsun?
Bence İlhan Palut gibi bir teknik direktörle çalışmak her oyuncu için büyük bir onur ve bir zevktir. Çaykur Rizespor’a gelmemdeki en büyük sebeplerden birisi de İlhan Palut’un burada olmasıdır. Ayrıca kaleci antrenörümüzün de buraya gelmemde büyük bir etkisi vardı. Kaleci antrenörümüz Bekir Arpacı’yı gördüğümde kendimi nasıl geliştireceğimi ve ilerleme kaydedeceğimi biliyordum. İlhan Palut, bence çok yetenekli bir teknik direktör. Oyuncular olarak İlhan Hoca’ya ve fikirlerine inanıyoruz. Kendisi gerçekten de 24 saat boyunca futbolu düşünen bir teknik direktör. O, büyük bir potansiyel. İşler bazen yolunda gitmeyebiliyor ama bu durum sadece hocamızla ilgili değil. Bu konu bizim de sorumluluğumuz altında olan bir şey. İlhan Palut, gelecek vadeden bir teknik direktör. İleride sadece Türk futbolunda değil, Avrupa futbolunda da önemli bir yer edineceğini düşünüyorum. Onunla çalışmaktan gerçekten zevk duyuyorum. İspanya, Fransa ve İngiltere’de de futbol oynadım. Oradaki gözlemlerime de dayanarak İlhan Palut’un modern bir teknik direktör olduğunu söylemek isterim. Takımdaki her oyuncu, onunla çalışmaktan büyük bir zevk alıyor ve onunla birlikte kendisinin gelişeceğini de biliyor. Genç bir takımımız var ama böylesine yüksek bir seviyeye sahip teknik direktörle çalışmak bizim için çok önemli. Her gün her an bizim sınırlarımızı zorlamamızı istiyor. İlhan Hoca, bizim her zaman daha iyi olmamızı istiyor. İlhan Hoca, neler yapabileceğini şu an bile herkese gösteriyor.
“KENDİMİ GELİŞTİRMEK İÇİN JAN OBLAK VE EDERSON’U TAKİP EDİYORUM”
Çaykur Rizespor formasıyla şimdiye kadar 7 maçta forma giydin. Bireysel performansını değerlendirir misin? Ayrıca performansını geliştirmek için yaptığın çalışmalardan ve (varsa) örnek aldığın kalecilerden bahseder misin?
Futbolda profesyonel olarak 12.yılım. Benim hedefim her zaman takım odaklıdır. Her zaman takımıma yardımcı olmak istiyorum. Tecrübelerimi onlara aktarmak istiyorum. Antrenmanlarda da daha iyi bir kaleci olmak için her zaman en iyi performansımı vermeye çalışıyorum. Çok iyi bir takıma sahibiz. Yolumuza ligin son haftasında gösterdiğimiz performansı sergileyerek devam etmek istiyoruz. Örnek aldığım veya idol olarak gördüğüm bir kaleci yok ama takip ettiğim birkaç kaleci var. Bu konuda Jan Oblak ve Ederson’u söylemek istiyorum. Çünkü ben de futbolumu ve kaleciliğimi geliştirmeyi hedefliyorum. Ederson’u sadece kaleci olarak değil, Manchester City’nin uyguladığı sistemi çok sevdiğim için takip ediyorum. Çünkü Manchester City, Ederson’u sadece kaleci olarak değil, farklı mevkide oynayan gerçekten bir oyuncu gibi kullanıyor. Bunlara dikkat ediyorum ve izlemeye çalışıyorum. Ayrıca Manuel Neuer ve Gianluigi Donnarumma’nın da maçlarını izliyorum. Çünkü bu 4 kalecinin maçlarını izlediğimde iyi yaptıkları hareketleri gözlemleme şansım oluyor. Daha sonra ben de bu gördüklerimi maçlarda kullanmak istiyorum. Bu konuda olabildiğince kendimi geliştirmek istiyorum.
2020 yılında Türk ve Avrupa medyasında çıkan haberde Beşiktaş’ın seni transfer etmek istediği öne sürülmüştü. Siyah-beyazlı ekipten transfer teklifi aldın mı?
O dönem Atletico Madrid başta olmak üzere birçok takımdan transfer teklifi almıştım. Geçmişteki konularla ilgili bir şey konuşmam doğru olmaz. Çünkü bunun profesyonelce bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Ben her zaman ileriyi düşünen bir oyuncuyum.
“LIVAKOVIC, GERÇEKTEN İYİ İŞLER YAPIYOR. O, HIRVATİSTAN’DA 1 NUMARA”
Fenerbahçe’nin kalesini koruyan vatandaşın Dominik Livaković ile daha önce milli takımda ve Hırvatistan Ligi’nde oynamıştınız. Livaković’in son dönemdeki performansı hakkında gözlemlerin nelerdir?
Dominik Livaković, gerçekten harika bir kaleci. Onun Hırvatistan’da 1 numara olduğunu söyleyebilirim. Katar’da düzenlenen son Dünya Kupası’nda takımın başarısında çok önemli bir rol oynamıştı. Şu anda Fenerbahçe gibi Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen takımlarından birinde oynuyor. Livaković, Fenerbahçe’de de gerçekten iyi işler yapıyor. Onunla yeniden aynı ligde olduğum için mutluluk duyuyorum.