İtalyan kısrağı: Ferrari

Güncelleme Tarihi:

İtalyan kısrağı: Ferrari
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2002 16:12

Dünyanın tartışmasız en ünlü spor otomobil üreticisi olan Ferrari, sadece hayalleri süsleyen modelleri ile değil, Formula 1'de geçmişten günümüze taşıdığı kırılmaz rekorlarla dolu başarılarıyla da adını hafızalara kazıyor.

Haberin Devamı

Yeryüzünde yaşayan 6 milyardan fazla insanının neredeyse tamamını kapsayacak  bir anket yapma imkanımız olsa, ortak olarak bilinen markalardan biri de mutlaka Ferrari olacaktır. 1898 yılının 18 Şubatında, küçük bir çelik dökümhanesi bulunan Alfredo Ferrari'nin oğlu olarak doğan Enzo tarafından kurulan markanın tarihçesi, oldukça hareketli bir geçmişe sahip.

Birinci Dünya Savaşı başladığı 1914 yılında serbest olarak motorsporları muhabirliği yapmaya başlayan ve bir yandan da eğitimini devam ettiren Enzo, savaşın başlamasıyla birlikte Modena'daki bir modifiye firmasında çalışmaya başladı. Bir süre sonra askere alınan Enzo, savaş sırasında babası ve kardeşinin ölüm haberlerini aldı. Savaşın ardından eğitimini devam ettirecek mali gücü bulamayan Enzo'nun annesi, oğluna Fiat'da bir iş görüşmesi ayarladı. Fakat işe kabul edilmeyen Enzo, Torino'daki bir motor modifikasyon firmasında test pilotu olarak çalışmaya başladı. 1919 yılında ilk yarışına katılan Enzo, 1920 yılında Alfa Romeo'nun yarış takımına girme başarısını gösterdi. Enzo Ferrari, 1923 yılında ilk yarışını kazanırken ödülünü elinden aldığı Kontes Paoline Baracca'nın kızı Larua ile evlendi.

Haberin Devamı

Enzo, şaha kalkmış siyah kısrak figüründen ilham alıyor

Bu evlilik, günümüzde ve geçmişte Ferrari modellerini süsleyen sarı kalkan üstündeki şaha kalkmış siyah kısrak ambleminin doğmasını sağladı. Kontes Baracca'nın Birinci Dünya Savaşı'nda İtalyan ordusunda pilot olan oğlunun uçağında iyi şans getirmesi için kullandığı şaha kalkmış siyah kısrak amblemi, Enzo'ya gelecek için ilham verdi.

Enzo, 1929 yılında Scuderia Ferrari adıyla gelecekte kendi adını taşıyan yarış takımına dönüşecek Alfa Romeo bayisini açtı. 1930 yılında Tazio Nuvolari'nin Alfa Romeo'nun yarış bölümüne transfer olması, birbiriyle çok yakın dost olacak ve ilk yıllarında Ferrari'nin teknik açıdan itici gücünü oluşturacak ikilinin tanışmalarını sağladı. Alfa Romeo markalı araçlar hazırlayıp pek çok yarışa katılan Scuderia Ferrari takımı, aynı zamanda Alfa Romeo Takımı'na da teknik destek vermeye devam etti. 1932 yılında Enzo, ilk oğlu olan Dino'nun doğmasıyla aktif yarış hayatına son verdi. Aynı yıl düzenlenen Spa 24 saat yarışlarında yarışan Alfa Romleo araçların üzerinde ilk kez Ferrari amblemi kullanıldı. Nuvolari'nin Ferrari tarafından modifiye edilmiş Alfa Romeo ile katıldığı yarışlarda zaferler elde etmeye başlamasıyla yeni bir dönem açılmaya başladı. 1935 yılında Nürgburing GP'sinde Mercedes ve Auto Union'ların önünde ilk beş sırayı almayı başaran takımın elde ettiği başarıların arkasında Enzo Ferrari'nin geliştirdiği motor yer alıyordu. Hem öne hem arkaya yerleştirilen iki adet 8 silindirli motor, aracı 364 km/s'lik son hıza ulaştırabiliyordu. O yıl, katıldığı 35 yarışın 30'unu birinci bitiren takımın yarış bitirme oranı rekorunu, ancak 1988 yılında katıldığı 16 yarışın 15'ini kazanan McLaren kırabildi. 1936 yılında Nuvolari takımdan ayrılmasının ardından 1938 yılında Alfa ile olan işbirliği de son buldu.

Haberin Devamı

İkinci Dünya Savaşı sırasında fabrikası bombalanan Ferrari, savaşın hemen ardından kendi otomobilini üretmek amacıyla çalışmalara başladı. İlk etapta bir motor üretmek için kolları sıvayan Ferrari ve ekibi, Packard'ın 1914 yılında Indianapolis yarışlarında kullandığı V12 motorundan ilham alarak çalışmalarına başladı. İki yıllık bir çalışması sonrasında Ferrari'nin ilk V12 motoru gün ışığına çıktı. Aynı yıl ise Ferrari markasını taşıyan ilk yarış otomobili olan Tipo 125 C Sport tanıtıldı. 1948 yılında Ferrari, 166 adını verdiği ve tamamen alüminyum gövdeye sahip yarış otomobili ile Mille Miglia'yı kazandı. Tipo 125'in F1 versiyonunu hazırlayan Enzo, aynı yıl ilk kez F1 sahnesinde kendi adıyla yer aldı. Savaş sonrasında düzenlenen ilk Le Mans yarışını ise 166 MM Barchetta ile yarışan Ferrari Takımı elde etti. Bu aracın seri üretim versiyonu olan 166 Inter ise 2.0 litre 110 HP'lik motoruyla yollara çıkmaya başlayarak markanın ilk yol otomobili oldu. 125 modeliyle aynı şasiye sahip olan 166 Inter'den ise sadece 36 adet üretildi. 1949 yılında çift süperşarj beslemeli ve 300 HP güce sahip tek koltuklu 125 GP 49 F1'le yarışan efsane pilot Alberto Ascari'nin takımın gelişiminde büyük katkısı oldu. 1951 yılında Ferrari, F1'deki ilk resmi zaferini elde etti. 350 HP'lik 375 modeli elde edilen bu başarı, bir sezon sonra Ascari'nin pilotajındaki 380 HP'lik motora sahip 375 versiyonuyla Dünya Şampiyonluğu'na dönüştü.

Haberin Devamı

1954 yılında satışa sunulan 250 GT ise markanın gerçek anlamda seri üretime alınan ilk modeli oldu. Enzo Ferrari ile Batista Pinin Farina arasında yapılan anlaşma sonrasında Torinolu karoser üreticisi tüm Ferrari modellerinin karoserlerini üretmeye başladı. 1964 yılına kadar üretimi devam eden 250 GT'den ise 670 adet üretildi. 250 GT'nin 2.9 lt hacimli V12 motoru, 220 HP güç ve 277 Nm tork üretiyordu. 1960 yılında aynı modelin 2+2 koltuklu versiyonunun üretimi başladı. Aynı yıl Ferrari, F1'de markalar şampiyonluğunu kazanırken, 256P F1 adı verilen arkadan motorlu ilk F1 aracını tanıttı. 1962 yılında ise markanın ilk efsane otomobili olan 250 GTO tanıtıldı. 250 GT baz alınarak tasarlanmış olan GTO, 302 HP güç üreten V12 motoru, çelikten üretilmiş tüp biçimli gövdesi ve sertleştirilmiş süspansiyonu ile dikkat çekiyordu. Sadece 39 adet üretilen bu modeli, 1966 yılında gün ışığına çıkan 330 GTC modeli takip etti. 300 HP güç üreten 3.0 litrelik bir V12 motorla donatılan 330 GTC, Pininfarina imzalı karosere ve 2+2 kişilik oturma düzenine sahipti. 1968 yılından itibarin ise 365 GTC üretilmeye başlandı. Bu model, yerini aldığı modelden, çamurluklarından motor kaputuna taşınmış olan hava girişleriyle ve 4.4 litrelik motoruyla ayrılıyordu. 1969 yılında ise Fiat, Ferrari'nin yüzde 40 hissesini satın aldı.

Haberin Devamı

1971 yılına gelindiğinde 206 GT modeli baz alınarak üretilen 246GT, ortaya konumlandırılan 2.4 litrelik V6 motoruyla satışa sunuldu. 195 HP güç üreten bu motor, Enzo'nun oğlu Dino tarafından geliştirilmişti. Ferrari'yi finansal açıdan büyük katkısı olan 246 GT'den 2 bin 487 adet üretildi. 1973 yılında ise Dino tarafından geliştirilmiş olan ortadan motorlu 206 GT/246GT modellerinin bir devamı niteliğinde olan 365GT4BB gün ışığına çıktı. Sadece 387 adet üretilen bu model, 360 HP güç üreten 4.4 litrelik V12 motorla donatılmıştı. Lamborghini Miura'ya rakip olan bu modelin ardından 1975 yılından itibaren 308 GTB üretilmeye başlandı. Ferrari'nin yine Pininfarina'ya tasarlattığı ve bir başka İtalyan tasarımcı Giuguaro tarafından "Bugüne kadar gördüğüm en mükemmel otomobil" olarak nitelendirilen 308 GTB, enlemesine yerleştirilmiş olan 255 HP'lik V8 motora sahipti. Çok başarılı bir yol tutuşa ve kullanım kolaylığına sahip olan bu model, aynı zamanda konforlu koltukları ve geniş görüş açısıyla dikkat çekiyordu.

Otomotiv endütrisinin hayran olduğı model: 288 GTO

Haberin Devamı

Ferrari, 1980 yılında direksiyon üzerinden kumanda edilerek çalışan yarı otomatik bir şanzımanla ilgili çalışmalara başladı. 1982 yılında Ferrari, elektronik enjeksiyonun kullandığı F1 aracı 126CK ile F1'de markalar şampiyonluğunu yedinci kez kazanma başarısını gösterdi. 1984 yılında üretilmeye başlanan 288 GTO ise gerçek bir otomotiv endüstrisi efsanesi olma başarısını gösterdi. Karbon fiber gövdesi, iki küçük turbonun kullanıldığı 2855 cc'lik (400 HP) motoruyla dikkat çeken modelin satış fiyatı da oldukça yüksekti. Sadece 272 adet üretilen 288 GTO'yu aynı yıl satışa sunulan ortadan motorlu Testarossa izledi. 390 HP'lik güce sahip 12 silindirli motorla donatılan radikal tasarımlı model, 0-100 km/s hızlanmasını 5.2 sn'de tamamlıyordu. 1987 yılında satışa sunulan F40 ise hem markanın 40 yıllık otomobil üretim tarihçesini simgeliyor hem de kendisinden bir yıl önce satışa sunulan Porsche 959'un elde ettiği başarıyı hedefliyordu. Üretimde kaldığı sürece bin 311 adet üretilen ve 1990'lı yılların ortalarında ikinci el piyasasında 1.5 milyon dolara alıcı bulan F40 da ortadan motorluydu. Karbon fiber panellerden oluşan bir gövdeye sahip olan F40'ın V8 motoru 478 HP güç üretiyordu. 0-100 km/s hızlanmasını sadece 3.8 sn'de tamamlayan bu model, yüzde 50:50 ağırlık dağılımıyla da muhteşem bir yol performansı elde edilmesini sağlıyordu. 1988 yılında Enzo Ferrari'nin ölmesinin ardından 1991 yılında Ferrari'nin başına bugünkü başkanı Luca Di Montezemolo getirildi. 1993 yılında Jean Todt, Ferrari'nin F1 takımının başına getirilirken, 1994 yılından itibaren 348 modelinin yerini alan F355 modeli piyasaya sunuldu. 1995 yılında Ferrari, Michael Schmiacher ile anlaştı ve Alman pilot takımın birinci pilotu oldu. Ferrari, 50 yılı anısına hazırlanan F50 modelini 1995 yılında tanıttı. 1996 yılında ise 550 Maranello'nun üretimi başladı. Bir yıl sonra ise İtalyan üretici, bir başka İtalyan otomobil üreticisi Maserati'nin yüzde 50 hissesini satın aldı. 1999 yılında Ferrari, F1'de markalar şampiyonluğunu kazanırken, aynı yıl 355 modelinin yerini alan 360 Modena tanıtıldı. 2000 yılında Michael Schumacher, çifte şampiyonluğunu Ferrari'ye hediye ederken, 2001 ve 2002 yılında da çifte zaferleri kazanan taraf yine Ferrari oldu. 2002 yılı içerisinde kurucusu Enzo Ferrari'nin adını verdiği ve F50'nin varisi olan yeni modelini tanıtan firma, yakın gelecekte çok farklı firmalarla işbirliğine gideceğinin sinyallerini veriyor. 2003 yılı içerisinde ya General Motors ya da Volkswagen Group gibi iki güçlü otomotiv devinin çatısı altına girmesi beklenen Ferrari, hem motorsporlarında hem de seri üretim modelleriyle elde ettiği başarılarla paylaşılamayan markalardan biri olmayı başarıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!