Güncelleme Tarihi:
Galatasaray, berbat geçen ilk yarının faturasını santrforsuzluğa keserse hata yapar, çünkü esas mesele gamsızlık. Sarı kırmızılı ekip, ilk yarıda top 6 içinde neredeyse tüm mücadele kriterlerinde son sırada kaldı. Gamsızlık bulaşıcıdır, Terim sahadaki gamlı sayısını artırmak zorunda...
Galatasaray’ın puan tablosundaki yerinin üzücü olduğunu söyleyenlere katılmıyorum, zira sarı kırmızılıların ilk devrede oynadığı futbola karşılık bulunduğu yer olumlu bile sayılabilir. Yaklaşık 15 yıldır bu devre arası analizlerini kaleme almaya çalışıyorum, sanırım Galatasaray’ın verilerinin bu kadar olumsuz olduğu son sezon, sanırım sekizinci bitirdikleri 2010-11’di. Dokuz yıl sonra ilk kez bu kadar az şut atan, bu kadar az top kazanan ve bu kadar az savaşan bir Galatasaray var önümüzde. Sarı kırmızılıların ilk yarıdaki olumsuz tablosunun dört ana sebebi olduğunu düşünüyorum:
1- Başarılı kadronun dağıtılması
G.Saray, Süper Lig’de son iki yılın şampiyonuydu ve aslında bu kadar dramatik bir kadro revizyonuna ihtiyacı yoktu. Geçen yılın ideal ileri altılısının dördü (Fernando, Ndiaye, Onyekuru ve Diagne) ayrıldı ve sarı kırmızılıların şampiyon hücum bölgesi bir anda yüzde 70’lik bir neşter yedi. Tam 13 yeni transfer yapıldı.
2- Kiralık oyuncu sayısının fazlalığı
İki yıl üst üste şampiyon olan takıma zaten 13 yeni transfer yapmak riskli bir kararken, bir de bu 13 adamın beşinin kiralık olması başka bir garabet.Özellikle de takımın ideal orta üçlüsünün tamamının (Steven Nzonzi, Seri ve Lemina’nın) kiralık futbolculardan oluşması, bir ülkü birliği kurulamamasına neden oldu.
3- Terim'in futbolcu eleştirileri
Terim'in son 3 transfer döneminde yaptığı transferlerle kadro, onun takımına dönüştü. İlk yarıda kullanılan oyunculardan 18’i, onun aldırdığı adamlar. Kadroda Tudor’un getirdiği 3 adam (Belhanda, Feghouli, mariano) kaldı. Terim, ilk devrede sıkça kendi oyuncularını hedef göstererek kendi transfer başarısızlığına da işaret etti aslında.
4- Sahadaki gamsızlık
İlk yarıdaki tüm tablonun en hayati detayı bence bu. Galatasaray’da bu sezon Belhanda, Nzonzi, Babel’in başını çektiği bir gamsızlık hastalığı baş gösterdi. Sarı kırmızılılardaki gamsızlık, OPTA verileriyle ete kemiğe büründü: Sarı kırmızılılar, Top 6 içinde hemen hemen tüm mücadele kriterlerinde son sırada yer aldı.
GAZİANTEP PROTOTİPİ
G.Saray'ın bu sezon prototip olarak faydalanabileceği bir diğer maç da Gaziantep deplasmanıydı. Terim orada takımını 3-5-2 dizmişti ve Galatasaray sadece skor olarak değil, oyun olarak da iyi bir akşam geçirmişti Antep’te. Bence o maçtan devşirebileceği birkaç doğru var Terim’in.
1- Üçlü savunma G.Saray'a uydu
Şu anda Luyindama sakat olduğu için tabii ki üçlü savunma kurma ihtimali azaldı. Ancak üçlü savunma, G. Saray’ın stoper tipolojisine fena halde uymuştu. Çünkü Luyindama ve marcao topla oyun kurma düşüncesiyle ileriye gözü kara çıkan, zaman zaman da kayıp yapan iki stoper. Ve onlardan biri çıktığında sahada libero görünümlü birinin (Donk ya da Ahmet’in) varlığı, defansif sarsaklığı kapatmıştı.
2- Göbekte Feghouli ve Ömer oynamalı
G.Antep deplasmanında G.Saray’ın orta üçlüde Feghouli-Lemina-Ömer’le oynaması da önemli bir detay. Fatih Terim sezon boyunca orta üçlüde nedense Seri-Lemina-Nzonzi’ye mahkummuş gibi davrandı; oysa Antep maçı onun için doğru verilerle donatılmıştı. Feghouli ve Ömer o gün merkezde mükemmel oynadılar, kaleye daha yakın olma fırsatı buldular. Gollerin onlardan gelmesi de tesadüf değildi aslında.
3- Falcao çift santrafor oynamaya yatkın
G.Saray'ın elindeki 4 ileri uç alternatifinin de kariyerlerinde bolca çift santrfor deneyimi var. Falcao, Monaco’da önce mbappe-Germain, sonra Jovetic’le defalarca çift santrfor düzeninde oynadı. Andone, Rumen Milli Takımı’nda Puscas veya Keseru’yla ikili oynuyordu. Babel de Hollanda’da sıkça oynuyor bunu. Falcao sola deplase olmayı sever. Yani G.Saray’ın santrforları da ikili oynamaya uygun.
ARDA VE DIAGNE’DE ŞÜPHELERiM VAR
Tabii ki G.Saray için ilk yarı sadece negatifler içermiyor, özellikle son Antalya galibiyetiyle sarı kırmızılılar umutlu bir kapanış yaptı devreye. Antalya maçında da esasında gam parametresinin yükselmesiydi ana unsur.
Coşkulu ve iştahlı Taylan’ın orta sahaya enjeksiyonu, Belhanda ve Babel’in kulübede oturmasıyla çok daha istekli bir takım vardı sahada. İkinci devre için G.Saray’a yol gösterici olabilecek birinci veri bu bence: G.Saray’ın 2020’de tüm maçlarda Antalya karşısında olduğu gibi 11’de 11 iştahlı oyuncuları bulması gerek. İştah parametresini artırma adına Linnes’e lisans çıkartılması olumlu bir gelişme. Taylan’dan ikinci devre daha çok faydalanılacak olması da. Bence Emre Taşdemir ve Adem Büyük de hak ettikleri kadar dakika almadılar
HASSAS KARARLAR
Ancak gündemdeki Diagne ve Arda transferleri nasıl bir etki yapar, merak ediyorum doğrusu. Diagne’nin son 3 sezon bulunduğu takımlarda coşkulu bir profil çizmediği ortada. Arda’nın da Galatasaray’a bir takım oyuncusu mu, yoksa bireysel bir figür olarak mı döneceğini bilmiyoruz. O yüzden hassas kararlar bence bunlar.