İşte Fenerbahçe'nin yeni transferi Guduric'in bilinmeyenleri

Günümüzde bile nüfusu 30 bin olan küçük bir sınır şehri; Priboj... 1995 yılının 8 Mart günü Priboj’da dünyaya gelen bir yetenek; Marko Guduric...

Her ülkede olduğu gibi Sırbistan’da da, büyük şehir/küçük şehir etkisi insanların hayatında derin izler oluşturabiliyor.

Sadece bazıları; yeteneğiyle, çalışkanlığıyla, inancıyla bu etkiyi pozitife dönüştürebiliyor.

Marko Guduric de bu isimlerden biri... Tıpkı -şimdilerde bile 75 bin nüfusa sahip olan- Cacak kentinde doğup, adını dünyaya duyuran Zeljko Obradovic gibi.

Basketbol konusundaki yeteneği 2013 yılında, 18 yaşındayken Kızılyıldız’la imzaladığı profesyonel kontratla taçlanan Guduric, 2015’e dek kiralık olarak kırmızı beyazlıların gelişim takımı FMP Belgrade forması giydi.

SIÇRAMA TAHTASI: AVRUPA ŞAMPİYONASI
Genç yeteneğin kariyerindeki sıçrama tahtası, 2015 yılında İtalya’da düzenlenen 20 Yaş Altı Avrupa Basketbol Şampiyonası oldu.

Sırbistan, finalde İspanya’yı 70-64 yenip şampiyonluğa uzanırken Marko Guduric, 10 maçta 24,5 dakika, 13,4 sayı, 4,1 ribaund ve 2,4 asist ortalamasıyla turnuvanın MVP’si (En değerli oyuncu) seçildi.

Akabinde Kızılyıldız formasıyla EuroLeague platformuna adım atan; hem Adriyatik Ligi hem de EuroLeague’de ara ara kaydettiği buzzer-beater’lar (son saniye basketleri) ile dikkati çeken Guduric, şimdi soluğu Fenerbahçe’de aldı.

OBRADOVIC’İN BİR BİLDİĞİ VAR MI? VAR!
Koç Zeljko Obradovic’in takımına oyuncu seçerken en çok dikkat ettiği konular arasında; çalışkanlık seviyesi ve sağlam karakter geliyor.

Guduric de, kısa sürede büyük gelişme kaydeden ve ‘çalışmaya aşık’ bir oyuncu diyebiliriz.

“YENİ BOGDANOVIC OLUR MU?” SORUNSALI
Fenerbahçe taraftarlarının bu transfer sonrasında sosyal medyada üzerinde birleştiği ortak soru şu; “Yeni Bogdanovic mi geldi?”

Bogdan ile Marko arasında benzerlikler olduğu kadar derin farklılıklar da söz konusu... O yüzden şimdi direkt bir kıyasa girmek sadece laf-ı güzaf olur.

Bogdan Bogdanovic, Fenerbahçe’ye geldiğinde “Partizan’ın yıldızı” konumundaydı ve Sırbistan Milli Takımı’nda da hatırı sayılabilecek bir yer edinmeye başlamıştı.

Genç yaşına rağmen liderlik özelliklerini takımın geneline yansıtabilen Bogdan, yeri geldiğinde bitiriciliğinin yanına ‘ateşleyici, öncü güç’ olmayı da ekleyebiliyordu.

Ancak Guduric için -en azından şimdilik- aynı durumun tam manasıyla geçerli olduğunu söylemek pek mümkün değil.

Marko Guduric’in, Bogdanovic seviyesine ulaşabilmesi için önünde yenilecek ‘birkaç fırın ekmek’ ve Obradovic’ten yenilecek ‘birkaç fırın fırça(!)’ var diyebiliriz.

Ve en önemlisi; Guduric’in genç yaşı ve tecrübesizliğinin de verdiği ‘dalgalı performanslarını’ Fenerbahçe gibi büyük bir takımda fazla tökezlemeden ‘acilen’ aşması gerekiyor.

OBRA, ONUN İÇİN BÜYÜK ŞANS
Kariyerinin bu seviyesinde daha ‘yolun başında’ denilebilecekken Obradovic’e rastlayan Guduric, bu şansı iyi kullanır ve ilk yurt dışı deneyiminde seviye atlamayı bilirse onun için de yolun sonunun NBA olmaması işten bile değil.

Fenerbahçe taraftarlarına burada düşen rol ise, daha önce takıma katılan pek çok yıldıza olduğu gibi Guduric’e biraz ‘kredi vermek' olacaktır.

 Çünkü Kızılyıldız tribünlerini fırsat buldukça ateşlemeyi bilen Guduric, kendisine güvenildiği takdirde sarı lacivertli tribünleri de coşturacak potansiyele fazlasıyla sahip...

MUHAMMED ALİ VE KOBE HAYRANI
Sarı lacivertlilerin 1 milyon Euro bonservis ve sonraki satıştan Kızılyıldız’a yüzde 20 bedelle aldığı yeni yıldızı Marko, kendine edindiği rol modellerle de dikkat çekiyor.

Tam bir Muhammed Ali ve Kobe Bryant hayranı olan Guduric, sosyal paylaşım sitelerindeki hesaplarından sık sık bu isimlere dair paylaşımlarda bulunmayı ihmal etmiyor.

Guduric, basketbolun yanı sıra motor sporlarına da ilgi duyuyor ve ünlü motosikletçi Valentino Rossi’yi yakından takip ediyor.

Genç yıldız, uzun süredir beraber olduğu kız arkadaşıyla fırsat buldukça seyahate çıkmayı da ihmal etmiyor.

“SEN ÇALIŞIRKEN, BIRAK PARTİ YAPSINLAR!”
Geçmişte Instagram hesabından yaptığı yazılı bir paylaşımda Marko Guduric, şu ifadeleri kullanmıştı; “Sen ‘eziyet’ çekerken bırak uyusunlar. Sen çalışırken, bırak parti yapsınlar. Ve en sonunda, bırak aradaki farkı onlar görsünler!”