İstanbul'da hiç evim olmadı çünkü...

Futbolculuk döneminde antrenman dahil dışarı çıktığında tanımadığı bir çok kadının peşinde olduğunu söyleyen Arif Kocabıyık,. “Rakam vermeyim. Biraz yakışıklılık var tabii ki. Bir de futbolcular çok para kazanan ve gündemde olan popüler insanlar. Ben insanları seviyorum. Kadınları da çok seviyorum. Bana ilgi gösteren kimseyi kırmadım. Diyorum ya sekiz yılda kadınların davetlerinden kendime oturacak ev alamadım. O kadar çok kadınla beraber oldum ki, anlatamam. Şu an bir çoğu evli. Skorcu erkek değilim. Çok önemli bir kadınla bera-berdim 1 ay beraber yaşadık seks aklımıza gelmedi. Onlarla olunca çok mutlu oluyordum. Beni kıskanan çok futbolcu vardı. Bazı takım arkadaşlarım vardı ki eşlerinden izinsiz adım atmazdı. Her şeyi yaptım eğlendim, gezdim dolaştım ama eşimi çok seviyorum. O benim her şeyim” şeklinde konuştu.

‘SERGEN VE BANA TAHAMMÜL ETTİLER’

SPOR sayfalarından çok magazin sayfalarında, hem de artist ve şarkıcılarından daha çok yer alıyordum. Evet gezmeyi, hayatı, insanlığı ve arkadaşlığı seviyorum. Bu ülke bana ve Sergen’e tahammül ettiği için teşekkür ederim. Fakat benim ve Sergen’in ne oynadığı kulübe ne de renk-lere hiçbir zararı olmamıştır. Oynadığım takımlarda hiçbir zaman idman aksatmadım. Sabaha karşı 05.00’de yatsam sabah saat 10.00’daki idmana 09.00’da gelirdim.

“FENERBAHÇELİLER İŞİN ASLINI BİLMİYOR”

FENERBAHÇE’den ayrılmayacaktım. Hâlâ Fenerbahçeliler bana hain diye bakar ama işin aslını bilmiyorlar. Fenerbahçe’de bana hainlik yaptılar. Hatta sarı lacivertli takımın kaptanı olarak göreve gelecektim. Bana tavır takındılar anlaşmadılar ve son güne kadar beklediler. Transferin bitimine 10 dakika kala Galatasaraylı çok sevdiğim ağabeyim Aziz Hortoğlu Ankara’ya gelerek benim bonservis ücretim olan 10 bin lirayı yatırdı ve beni aldı. O dönemde futbolcular eşek pazarında satılır gibi pey sürüp alabiliyordun. Ben de o sistemle gittim. Hatta Fenerbahçeli yöneticiler “Arif’i nereye götürüyorsun” dediklerinde ben de içimden “Yarın nerde olacağımı göreceksiniz” diye mırıldandım. Çocukluğumun takımı Galatasaray’a gelmiştim. Çok mutluydum.

Beşiktaşlıları deli ederdim

G.SARAY’a uğurlu geldim. 14 yıl şampiyonluk kazanmamış takıma kupa kazandırdık. Müthiş birliktelik vardı. Beşiktaş maçlarında tribünleri deli ederdim. Kapalı’dan “Çingene Arif” diye bağırırlardı. Bende onlara öpücükle karşılık verirdim. O dönem küfür edilmezdi. Beşiktaş taraftarı beni seviyordu. Bana takılmalarına kızmıyor, mutlu oluyordum.

Terim’in helikopterli jübilesini unutamam

FATİH  Terim mert, yiğit ve insancıl çok yardımsever, babacan, diğer hocalardan farklı futbolcuya çok yakın. İyi bir baba. Hâlâ çok kaliteli. Marka. Milli takım kamplarında kaptanlar tek kalırdı. Fatih Hocam ev telefonu ve gittiği yerin telefonu bana verirdi. Başımın sıkıntıya girmesi halinde aramamı söyledi. Yıllar sonra karşılıklı oynadık. Fenerbahçe’den Galatasaray’a geldiğim yıl Fatih Terim’in tantanalı helikopterli jübilesini unutamam. Daha sonra Terim Göztepe’de hocamız oldu. Onun ikinci antrenörlük deneyimi İzmir’de Göztepe’de oldu.

“Şenol Güneş benimle 31 yıldır konuşmuyor”

TRABZONSPOR’u 4-2 yendiğimiz maçtan bu yana Şenol Güneş benimle konuşmuyor. O dönemde Fenerbahçe’de başkan Ali Şen bizimle toplantı yaptı “Yenemezseniz kendinize takım arayın” diyerek gözdağı verdi. İlk 10 dakikada Trabzonspor’u perişan ettik. Orta alandan topu kaptım sırasıyla Özcan, Necati, Turgay’ı çalımlarla tek tek geçtiğimde tribünler inliyordu. Şenol ile kedi fare oynar gibi oynadım. Bir oraya bir buraya atlıyordu. Çalımla şov yaparak asistimi yaptım. Yönetici Mesut Dizdar açıklama yapmış “Şenol Güneş stadın çimlerini yoldu” kendisinden davacıyız diye.
Şenol Hoca da bu sözleri benim söylediğimi düşünerek bana küstü. Hâlâ karşılaştığımızda kafasını çevirir. Sağlık olsun. Ben onun 2002 Dünya Kupasındaki başarısı ile övünüyorum.

PEYNİR BİLE ALMADIM

”DAHA profesyonel yaşasaydım ne olacaktı. 2 tane fazla lüks evim, 2 tane fazla son model arabam olacaktı. Hiçbir şey değişmeyecekti. Bayat parayı sevmem. 8 yıl İstanbul takımlarında futbol oynadım. Hiç eşyalı evim olmadı. Çok para kazanıyordum. Kulakları çınlasın Mehtap Ar ile kalıyordum. Çok iyi insan. O dönemde futbolcular evlerinde kontrol ediliyordu. Yöneticiler baklava ile Mehtap Ar’ın evine gelip bizi ziyaret ederdi. 8 yıl içinde evlerinde kaldığım insanların evine 100 gram peynir almış değildim. Cimrilikten değil elimi cebime attırmazlardı.”