"İstanbul daha fazla hak ediyor"

Güncelleme Tarihi:

İstanbul daha fazla hak ediyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2013 15:17

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, İstanbul'un 2020 Olimpiyat Oyunları'nı her zamankinden daha fazla hak ettiğini söyledi.

Haberin Devamı

Point Hotel'de düzenlenen “Uluslararası Spor Zirvesi”nde konuşan Bakan Kılıç, yoğun bir çalışma içinde olduklarını belirterek, “Bugün aslında Adana'da olacağız. Yarın Mersin'de olacağız, sonraki gün Antalya'da olacağız. Buna rağmen Genç Turizmciler Derneği'nin bu heyecanına ortak olmak, benzer heyecan dalgalarının oluşmasına bu vesileyle katkı sağlamak üzere rotamızı öncelikle İstanbul'a çevirdik. Sadece bu program için İstanbul'dayız. Ayrıldıktan sonra tekrar Türkiye'nin güneyine doğru hareket edeceğiz. Bu kadar önem verdik” dedi.

İstanbul'un, Olimpiyat Oyunları'nı her zamankinden daha fazla hak ettiğini kaydeden Suat Kılıç, şöyle konuştu:

“Yabancıların da gözleminin önemli ölçüde bu yönde olduğu kanaatindeyim. Dünyada değişik sektörlerden, değişik faaliyet alanlarından önemli ve bilinen şahsiyetler 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları ile Paralimpik Oyunları'nın İstanbul'a çok yakışacağı konusunda hemfikir. İstanbul 4 kez aday oldu, alamadı. İstanbul 5. kez aday. Bu kez Olimpiyat Oyunları'nı İstanbul'a getirmekte gerçekten kararlı, dikkatli, paydaşlarla ortaklaşa yürütülen, sinerjiye dayalı bir çalışma performansımız var. Olimpiyat Oyunları'nı sadece İstanbul'a kazandırmakla dünyanın en büyük markalarından biri olan İstanbul'u bir olimpiyat kenti haline getirmiş olmayacağız. Olimpiyatları İstanbul'a kazandırmakla olimpiyatların temsil ettiği değerleri, İstanbul üzerinden bulunduğumuz coğrafyanın tamamına yayma imkanı bulacağız. Mevlana örneğinden yola çıkacak olursak, pergelin bir ucunu İstanbul'a koyup, değişken ucuyla merkezi İstanbul olan çok geniş bir halkaya, olimpiyatın temsil ettiği değerleri, ahlakı, ilkeleri ve prensipleri taşımaya bu kez çok kararlıyız.”

“Bugün atmakta olduğumuz bu adım, tahmin ettiğinizin çok ötesinde önem taşıyor”

İstanbul'un sadece olimpiyat yapan bir kent olmakla kalmayacağını belirten Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

“İstanbul, binlerce yıllık tarihinde bütün inançların başkenti olan, çok önemli bir inanç kenti. İstanbul, binlerce yıllık tarihinde çok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan, çok önemli bir medeniyet kentidir. İstanbul, binlerce yıllık tarihinde farklı kültürlerin bir harmonisi. İstanbul inançlar arasında köprü, İstanbul kültürler arasında köprü, İstanbul medeniyetler arasında köprü, İstanbul diller arasında, ırklar arasında, renkler arasında, bilinen ve bilinmeyen bütün farklılıklar arasında, dünyanın en büyük, en yaşlı, en deneyimli köprüsü. İşte biz olimpiyatlara ve dünyaya bu değeri, bu eşsiz köprüyü bir anlamda armağan etmek istiyoruz.”

Sadece olimpiyatın beş halkasıyla boğazın serin sularını buluşturmayı amaçlamadıklarını anlatan Bakan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sadece olimpiyat halkasıyla İstanbul'un simgesel eşsiz eserlerini aynı fotoğraf karesinde bir araya getirmenin peşinde değiliz. Olimpiyatların temsil ettiği değerlerin en başında barış, sevgi var. Kardeşlik var, hoşgörü var, dayanışma var. Dünyanın geleceğine çok köklü tohumlar ekerek bırakma sorumluluğu var. Bu derin sorumluluk duygusu var. O nedenle bugün atmakta olduğumuz bu adım, tahmin ettiğinizin çok ötesinde önem taşıyor. Bugün attığımız adım, 7 Eylül 2013'te olimpiyatlarla buluştuğunda çok daha yüksek anlam kazanacak. Sizlerdeki o genç enerjilerin, sizin gözünüzden yansıyan ışığın Türkiye'deki herkese, özellikle İstanbul'daki bütün gençlere emsal olmasını temenni ediyorum.”

“Sadece Türkiye istifade etmeyecek”

Bakan Suat Kılıç, konuşmasına şöyle devam etti:

“Olimpiyatları İstanbul'a getirdiğimiz zaman sadece değerler, ilkeler değil, sadece Türkiye istifade etmeyecek. Olimpiyatlardan gözbebebeği İstanbul olan 81 ilimiz esinlenmiş olmayacak. Olimpiyat sadece Türkiye'nin 76 milyon nüfusuna ilham kaynağı olmakla kalmayacak, sadece bizim üzerimizde heyecan dalgası olmayacak. Pergelin sabit ucu İstanbul'a koyulduktan sonraki o geniş halkada Balkanlardan Kafkasya'ya, Orta Doğu'dan Orta Asya'ya, Rusya'ya, Baltık ülkelerine varıncaya kadar, Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkelerine varıncaya kadar, bizimle aynı inanç kümesinde yer alan ülkelere varıncaya kadar, aynı inanç kümesinde yer almasa bile tarihin derinliklerinde aynı kültür, aynı yaşam alanlarını bizimle paylaşan farklı halkalara, dinlere coğrafyalara, olimpiyatlar aynı zamanda misafir olacak.”

“İstanbul sadece bizim kentimiz değil, İstanbul, insanlık tarihinin müşterek mirasıdır” diyen Suat Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

“İstanbul tüm dinlerin, tüm medeniyetlerin, tüm kültürlerin ve tüm milletlerin müşterek mirasıdır. Böylesine büyük, derin, köklü mirasla 2020 Olimpiyatları'nı buluşturma düşüncesi takdire şayan düşüncedir. 2020 Olimpiyat Oyunları ve Paralimpik Oyunları'na adaylığımız için başvurumuzun altına 13 Ağustos 2011 tarihinde konulan ilk imzanın sahibi olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, milletimiz ve ülkemiz adına bir kez daha yürekten teşekkürlerimizi arz ediyorum. Sayın Başbakanımızın atmış olduğu bu imza ile birlikte İstanbul, rakip ve aday olan diğer tüm kentler arasında birkaç adım birden öne çıkmayı başarmıştır. Türkiye'nin siyasal istikrarı, Türkiye'nin ekonomik istikrarı, Türkiye'nin diplomatik istikrarı, altyapı ve ve üst yapıda ve diğer alanlarda ortaya koyduğu değer ve anlamlar Başbakanın imzasıyla birlikte İstanbul'a tahvil edilmiş bulunmaktadır.”

“Hassas götürdüğümüz bir süreç”

Adaylık kitabının teslim sürecinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'nın, Cumhurbaşkanı'nın ayrı ayrı olmak üzere imzalarını adaylık kitabının altına koyduğuna dikkati çeken Bakan Kılıç, “Dünyada olimpiyatlara ilgi duyan herkese küresel, spor ve olimpiyat camiasına 'İstanbul'un madden, kalben ve aklen arkasındayız' mesajını net şekilde vermişlerdir” dedi.

Çok hassas götürdükleri bir sürecin yaşandığını anlatan Suat Kılıç, “Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti adına adaylık kitabının altına imzasını koyarken, AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla İstanbul'un arkasında, madden, manen, aklen arkasında durduğumuzu teyit eden iyi niyet mektubunu Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne gönderme inceliğini göstermiştir. Bu kadar hassas, önemli süreç” ifadelerine yer verdi.

Olimpiyatların İstanbul'a getirilmesi halinde geniş bir coğrafyaya ulaşacağını belirten Bakan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aynı zamanda genç insan kaynaklarımız, olimpiyat ruhuna yakışan bir algı içerisinde olimpiyatların en iyi, gerçekçi zeminde icra edilmesine büyük katkılar sağlayacak. Türkiye'deki nüfusun yarısından fazlası 30 yaşın altında. Bu yönüyle bakıldığı zaman gerek adet sayısı, sporcularımızın kalite ve niteliği, gerekse gönüllülük hareketlerine sağlamayı vaat ettiğimiz insan kaynakları bakımından Türkiye eşsiz bir aday. İstanbul eşsiz bir kent. Diğer yönüyle İstanbul, Olimpiyat Komitesi'nin konu başlıklarından biri olan olimpiyat mirasına sahip çıkma ve evrensel bir değer olarak olimpiyat mirasını ele alma konusunda da üst düzey vaatlerde bulundu.”

“Katacağımız hiçbir değer israf edilmeyecek”

İstanbul'un olimpiyat kenti olma yolunda katacakları değerlerin hiçbirinin israf edilmeyeceğini ifade eden Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bugün yapılan, yarın yapılacak hiçbir tesis sadece İstanbul'da inşa edilmeyecek. Dünyanın en çok ziyaret edilen ilk 5 kentinden biri olan İstanbul'da tüm tesisler 15 milyon ve üzeri nüfusa sahip İstanbul halkının ve ziyaret eden yerli ve yabancıların kullanımına her an sunulabilecek nitelik ve kalitede olacak. İstanbul, olimpiyatlar içi hiçbir şeyden kaçınmayacak. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, arkasında durduğu bu kentin olimpiyatları alması yönünde yapması gerekenleri harfiyen yerine koyacak. Bir savurganlık içinde olmayacak. Olimpiyatın beş halkasının getirilmesinin bedeli ne olursa olsun, ilkesiz bir tutum takınılmayacak. Yapılması gerekenlerin tamamı olimpik miras algısı ve olimpiyatların evrensel kriterleri çerçevesinde değerlendirilecek. Başta üçüncü havalimanı olmak üzere Olimpiyat Köyü'nün hemen bitişiğinde 3 bin yataklı şehir hastanesi olmak üzere, boğaza inşa edilecek olan köprü olmak üzere, İstanbul Boğazı'nın dibinden geçecek raylı sistemin yanı sıra, tekerlekli sistemlere hizmet edecek tüp geçit olmak üzere, bu yılın başında başlayacağımız Olimpiyat Oyunları Köyü'nün birinci etap beş bin yatak kapasiteli öğrenci yurtları olmak üzere, her şey olimpiyat mirası olarak olimpiyatlardan sonraki on yıllar boyunca gururla yad edilecek, takdirle anılacak eserler olarak kent halkının ve ülkemiz halkının hizmetinde olmaya devam edecek.”
Kararın açıklanacağı Arjantin'de 7 Eylül 2013 tarihinde herkesin çok sevinme hakkı olacağını umduğunu kaydeden Bakan Kılıç, ancak ondan sonraki günlerde tüm paydaşlarla birlikte 2020'ye giden yolda istikrarlı bir şekilde hazırlanma aşamasında olacaklarını dile getirdi.

Başta turizm olmak üzere olimpiyatların yan sektörlerinin, yerli ve yabancı ortaklarla birlikte Türkiye'nin yeni markalarını çıkarmayı sağlayacak hamleleri yapacaklarını kaydeden Suat Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Süreçte belli bir nokta var ki, 'Acaba bizler yalnız mı kaldık?' diye kaygı duyduğumuz anlar oldu. Ta ki özel sektör olimpiyat sponsorluğuna canlarıyla, mallarıyla katkı sağlama teklifini bize sunana kadar. Bütçenin yüzde 50'sinin tamamı tanıdığınız Türk firmalarının sponsorluğuyla finanse edilmektedir. Bu yolda yalnız değiliz. Özel sektör bu işe inanıyor. Sadece parmağını değil, gövdesini taşın altına koyuyorsa, o işin gerçekleşmesi yönünde hiçbir engel kalmamış demektir. Heyecan dalgası giderek büyüyor. Bu dalgayı daha da büyütmek lazım. Bu heyecanı daha da yaymak lazım. Gövdesini taşın altına koyanların adedini çoğaltalım. Herkesi 2020 heyecanımızı, coşkumuzu ve mutluluğumuzu paylaşmaya davet ediyorum.”

Zirve kapsamında “2020 İstanbul-Ekonomik ve Sosyal Boyut” paneli gerçekleştirildi

Genç Turizmciler Derneği'nin 2020 Olimpiyat Oyunları'na aday İstanbul'u ve Türkiye'yi tanıtmak adına düzenlediği “Uluslararası Spor Zirvesi” sürüyor.

Point Otel'de düzenlenen organizasyonda gerçekleştirilen “2020 İstanbul-Ekonomik ve Sosyal Boyut” konulu panelde Deloitte İngiltere Ekonomik Danışma Grubu Partneri Mark Williams, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Levent Erden, Deutsche Bank Genel Müdürü Ergün Akıncı ve VisitBritain-Olympic Journey üst yöneticisi (CEO) Sandie Dawe konuşmacı olarak yer aldı.

Olimpiyatlar için İstanbul'un çok iyi bir şans olduğunu ifade eden Mark Williams, İstanbul'un diğer aday kentler karşısındaki şansını nasıl gördüğü sorusuna verdiği yanıtta, “İstanbul'un mükemmel bir yer olacağını düşünüyorum. Mükemmel bir lokasyonu, inanılmaz bir kültürel tarihi ve altyapısı var. İstanbul'un çok iyi bir şans olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Olimpiyatlar insanların şehirle olan ilişkisini değiştirecek”

Olimpiyatların, İstanbul'da yaşayan insanların şehirle olan ilişkisini değiştireceğine dikkati çeken Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Levent Erden ise, İstanbul'da insanların kendisini şehre ait hissetmediğini savunarak, özetle şunları söyledi:

“Her sokak başında neredeyse Türkiye'deki bütün ilçelerin bir yerliler derneği olduğuna göre kimse kendini buradan hissetmiyor. Olimpiyatın her şeyden önce insanların şehirle olan ilişkisini değiştireceğini, şehrin kendilerine ait olduğunu, şehre verecekleri ve şehirden alabilecekleri olduğunu tekrar anlamalarına sebep olacak ki, buna çok ihtiyaç var. Tamamıyla göçlerle büyümüş bir şehirde, insanların şehre sahip çıkması için kolay kolay fırsat yaratamazsınız. Bunu o fırsatlardan bir tanesi olarak görüyorum. Şehre ait olmak ve şehrin de kendisine ait olduğunu insanlara gösterebilmek.”

VisitBritain-Olympic Journey üst yöneticisi Sandie Dawe ise, turizm açısından değerlendirildiğinde neden olimpiyat adayı olunduğu konusunda sunum yaptı.

İstanbul'un olimpiyatlara ev sahipliği yapmasının, küresel çapta hoşgörü, uyum ve bütünlük gibi kavramların geliştirilmesi için önemli olduğunu ifade eden Deutsche Bank Genel Müdürü Ergün Akıncı ise konuşmasında, olimpiyatların alınması durumunda İstanbul'un ve Türkiye'nin sağlayacağı kazanımları anlattı. Panelin ardından zirveye öğle arası verildi. Organizasyon öğleden sonraki panellerle devam edecek.

Eski Londra Belediye Başkanı Livingstone: “Önümüzdeki 40 yıl içerisinde Türkiye, Almanya'yı ekonomik anlamda geçiyor olabilecek kapasiteye sahip”

Genç Turizmciler Derneği'nin 2020 Olimpiyat Oyunları'na aday İstanbul'u ve Türkiye'yi tanıtmak adına düzenlediği “Uluslararası Spor Zirvesi” devam ediyor. Point Otel'de düzenlenen etkinlikte, 2012 Olimpiyat Oyunları'nı Londra'ya kazandıran Eski Londra Belediye Başkanı Ken Livingstone, “Olimpiyatlar-2020 Adaylığı ve Kazanımlar” adlı panele katıldı.

Londra'nın olimpiyat adaylığı sürecinde Paris ve New York ile çekiştiğini ifade eden Livingstone, “2012 olimpiyat adayları oldukça geniş bir alanı kapsıyordu. Bir açıdan Türkiye ve İstanbul, bu şehirlerin özelliklerinin hepsini barındırıyor. Önümüzdeki 40 yıl içerisinde Türkiye, Almanya'yı ekonomik anlamda geçiyor olabilecek değerlere sahip. Sizin olimpiyat oyunları için göstermiş olduğunuz strateji ise bu mirasın sürdürülebilmesi açısından çok önemli” diye konuştu.

“Komite üyesi olsaydım oyumu size verirdim”

İstanbul'un 2020 Olimpiyat Oyunları adaylığında yarıştığı Tokyo ve Madrid'e göre daha fazla şeye sahip olduğunu belirten Livingstone, şöyle konuştu:
“İstanbul için bu oyunlara ev sahipliği yapmak 20 sene önce kolay olmayabilirdi ama buraya her geldiğimde çok fazla şey değişmiş oluyor. Dün gece kaldığım otel, dünyanın herhangi bir yerindeki en iyi otel kadar iyiydi. Türkiye gerçekten bu oyunlara ev sahipliği yapmaya hazır. Ben bir komite üyesi olsaydım oyumu size verirdim. Oyunlar Barcelona'da ve Tokyo'da oldu, artık sıra İstanbul'a geldi. Avrupa ve Asya'yı birleştiren bir ülkeye geldi ve başka hiçbir ülke bunu gerçekleştiremez. Londra'ya gittiğim zaman başkanlarla görüşeceğim.”

“Türkiye, geleceğin bir parçası”

Olimpiyat oyunlarının daha önce hakim nüfusun Müslüman olduğu bir ülkede yapılmadığını anlatan eski Londra Belediye Başkanı, “IOC, Londra'nın dünyanın birleştirici merkezlerinden birisi olacağını düşünmüştü. Okulları düşünebilirsiniz. Mesela Londra'da bir sınıftaki 10 öğrencinin 7-8'i farklı uluslardan ve farklı dinlerden geliyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne bunu sunmaya çalıştık. Olimpik oyunlar Avrupa ve Kuzey Amerika'ya odaklanmıştı. Bundan sonra Güney Amerika'da, Afrika'da ve Orta Doğu'da yapılacak. Türkiye, iki kıtanın arasında bir ülke. Gerçekten de ciddi anlamda modernizasyon sürecinden geçti. Bu nedenden dolayı Türkiye sadece geçmişin bir parçası olmaktansa, geleceğin bir parçası” ifadelerini kullandı.

Olimpiyat oyunları sırasında turizmde büyük bir patlama olmayabileceği uyarısında bulunan Ken Livingstone, “Bazen şehri görmek isteyen insanlar, olimpiyatalardan dolayı çok kalabalık olacağından gelmeyebiliyor. Onun için turizm mirası daha sonradan gelebilir ve oyunlar bittikten sonra tüm dünya ile paylaşılabilir. Biz de bunu dikkate aldık. Londra'da olimpiyat oyunları sırasında turist rakamları aynıydı. Olimpiyat Köyü'nün etrafında ciddi bir artış vardı. Bunun yanı sıra farklı turistler, farklı bölgelere yöneldi. Başarılı bir oyun ortaya çıkarılırsa ki, İstanbul'un da ciddi bir etkinliği var, insanlar bu oyunları izledikten sonra 'Ben İstanbul'a gitmeliyim' demeli” diye konuştu.

“Türk mutfağının zenginliklerini görmek iyi olacak”

Ken Livingstone, İstanbul'un 2020 Olimpiyat Oyunları'nı alması durumunda organizasyon sırasında yapılması gerekenler konusunda uyarılarda bulundu.

İstanbul'un olimpiyatları düzenleyeceği zaman gelen misafirlere Türk mutfağının zenginliklerinin sunulması gerektiğini bildiren Livingstone, şunları ifade etti:

“Atina Olimpiyatları sırasında, Yunanistan Olimpiyat Komitesi Başkanı, lobi yapan herkesi davet etmişti. Oraya gittiğimizde 'Hayatımda yiyeceğim en iyi Yunan yemeği olacak' diye düşünmüştüm ama tek bir Yunan yemeği yoktu. Her şey Londra'dan ve New York'tan gelmişti. Hayal kırıklığına uğramıştım. Çünkü olimpiyat oyunları, ülkenizle ilgili olan her şeyi sunmak için bir şans. Atina'da olduğu gibi Londra'da yediğimiz şeyleri burada yemek istemeyiz. Türk mutfağının en güzel örneklerini görmek daha iyi olacaktır.”

Atina'da otel fiyatlarının yükselmesi nedeniyle kaldığı otelin katında tek başına konakladığını kaydeden Ken Livingston, “Otel fiyatları yükseldiği için bazı insanlar oda tutmakta zorlandı. Bunun için Türkiye'deki otel sahiplerine bu
uyarıyı yapın. Oda fiyatlarını ikiye, üçe katlarlarsa müşteri kazanamazlar. Gençlerin gelmesini istiyorsanız bilet veya konaklamanın uygun olması gerek” diye konuştu.

Güvenlik konusuna da vurgu yapan Londra'nın eski belediye başkanı, “Biliyorsunuz, İran, Afganistan ve Irak süreçlerinde İngiliz hükümeti olarak sürecin içindeyiz. Bunun için her zaman bir hedef oluşturuyoruz. Atina'da da terörist saldırılara bir hedef olunabileceği gibi korkular vardı. Güvenlik meselelerinin çok net bir şekilde belirlenmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Panel sonrasında Ken Livingstone'a Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “İstanbul 2020” rozeti taktı. Bu sırada Livingstone ise Kılıç'a “İyi şanslar” dedi. Ayrıca, Livingstone'a, ressam Saniye Akçay Süslü'nün yaptığı “Cirit Atanlar Minyatürü” de takdim edildi.

Ken Livingstone'nun ardından sunum gerçekleştiren Brezilya Olimpiyatlar Ajansı Direktörü Kreatif Direktörü Fernanda Saboia, Rio de Jenerio'nun adaylık süreci hakkında bilgiler vererek, 2016 Rio Olimpiyatları'nın logosunun tasarımı ve anlamları hakkında açıklamalarda bulundu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Levent Demirel ise, olimpiyatların sosyal, kültürel, ekonomik, medya ve turizm getirileri hakkında bir sunum gerçekleştirdi.

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!