Güncelleme Tarihi:
Hedefleri hep daha iyisi olan İsmail Balaban, yağlı güreş organizasyonlarının favori isimleri arasında yer alıyor. Katıldığı organizasyonlarda final etabına adını yazdırmayı başaran İsmail Balaban, hakkında merak edilenlere cevap verdi. İşte, İsmail Balaban hakkında detaylı bilgiler
14-15 Temmuz 2018 tarihlerinde organize edilen 657. Kırkpınar Yağlı Güreşleri esnasında İsmail Balaban'la gerçekleştirilen röportajda, deneyimli pehlivan hakkında merak edilenleri anlattı. Çok çalıştığını belirten Balaban, “Güreş hayatımı değiştirdi. Maddi imkansızlıklardan dolayı liseyi bırakmıştım. Şimdi ise yüksek lisans okuyorum” dedi ve ekledi: “Birçok hedefim var. Bu sene çok kritik. Kazanırsam daimi altın kemer için büyük bir adım atmış olacağım. Kazanmayı çok istiyorum.”
Kırkpınar'ın son başpehlivanısın. Bu sene de kazanırsan gelecek sene altın kemer için avantaj yakalayacaksın. Bu üstünde bir baskı oluşturuyor mu? Ne hissediyorsun?
Geçtiğimiz yıl birinci oldum. Bu yıl da hedefim tekrar altın kemeri kuşanmak. Altın kemerin daimi sahibi olabilmek için bu sene çok önemli. 3 yıl aralıksız birinci olmak ve Antalya’ya getirmek istiyorum. İlk hedefim bu. İyi çalıştık, sıkı hazırlandık.
Önceki yıllara göre ne değişti kariyerinde? Artık katıldığı tüm organizasyonlarda birincilik hedefleyen bir İsmail Balaban var. Bu seneye de iyi başladın. Tecrübeye bağlayabilir misin tüm bu olanları?
Zaten başpehlivanlığa ilk katıldığım sene birinci oldum. Sonrasında ikinci ve üçüncü olarak devam ettim. Geçen sene de ilk sırayı aldım. İnsanlardaki beklenti zamanla o kadar artıyor ki. Ben de bunları karşılamaya çalışıyorum. Daha fazla çalışıyorum, çabalıyorum. Mesai harcıyorum.
En unutamadığın finalin hangisiydi?
Kırkpınar’da 3 kez finale çıktım. Alt boylarda da finallerim var. Hiçbirini unutamıyorum. Çok ayrı, çok güzel tecrübelerdi. 2014’de finalde Fatih Atlı’ya yenilmiştim. İkinci yılımda kazanabilecekken yenildim ve benim için gerçekten zor bir andı. Çok üzülmüştüm, ağlamıştım üzüntüden. Finale kadar geliyorsun, bir yıl önce kazanmışsın ama bir anda kaybediyorsun. Yenmek de yenilmek de güreşin içinde var ama dediğim gibi 2014’ü hiç unutamadım.
Yağlı güreşe olan ilgi hakkında ne düşünüyorsun? Sence azalıyor mu yoksa seyirci sayısıyla doğru orantılı olarak artıyor mu?
Bence yağlı güreşte ilgi alaka geçtiğimiz yıllara göre artmaya başladı. Tabii bu sosyal medyanın etkisiyle de doğru orantılı. Bu sayede tanınırlığımız arttı. Bence yağlı güreş çok iyi yerlere gelecek. Ama tabii bu medyamızın daha fazla ilgi göstermesiyle de olacak.
Güreş yapısı olarak bir röportajında çevik ve çabuk olduğunu belirtmişsin. Çayırdaki avantajın bu mu sence?
Tabii ki fizik olarak rakiplerimden dezavantajlıyım. Burası kesin. Rakiplerim daha kilolu, daha uzun. Ben de konsantrasyonla, kondisyon ve çevikliğimle önlerine geçmek istiyorum.
İkizin Turan Balaban da Kırkpınar'da başpehlivanlık kategorisinde... Eğer onunla karşılaşırsan neler hissedeceksin? Kendini favori görüyor musun? Antrenmanları beraber yapıyormuşsunuz. Nasıl geçer sence?
Bizim küçüklükten beri hayalimiz ikiz başpehlivanlar olmaktı. Başpehlivanlık kategorisinde güreşmek ve tarihe geçmekti. Bunu gerçekleştirebiliriz. Şimdiki hedefimiz de Kırkpınar. İkiz başpehlivanlar olarak final yapmak istiyoruz. Eğer bunu başarabilirsek efsane olacak.
Güreşe başladığın seneler ile şimdiki hayatın arasında ne gibi farklar görüyorsun?
Biz güreşe başladığımız dönemde ailemiz çiftçilikle uğraşıyordu. Çok fazla maddi imkânımız yoktu. Zor zamanlar geçirdik maddi manevi olarak. Biz zamanında liseye gidememiştik imkansızlardan dolayı. Güreşten sonra ise açık öğretimden bitirdik. Sonradan da üniversiteyi kazandık. İkizim Akdeniz Üniversitesi, ben de Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde Beden Eğitimi Bölümü’nü bitirdim. Şimdi ikizimle beraber yüksek lisans yapıyoruz. Bu güreşin getirdiği en basit şeylerden bir tanesi. Bugün sahip olduğumuz her şey güreşin sayesinde. Manevi olarak da insanlar tarafından sevildik, beğenildik, örnek gösterildik. Bunlar da çok önemli. Parayla pulla ölçülemezler.
Hangi antrenman teknikleri ile hazırlandın Kırkpınar'a?
Biz yılın 12 ayı antrenman yapıyoruz. Yaptığımız iş çok zor spor ve çok iyi çalışmanız gerekiyor. Haftada 6 gün antrenman 1 gün dinlenme oluyor. Antrenmanların tabii ki kendine göre zorlukları var. Farklı programlarımız var. Şimdiki antrenman programımız kasım ayında bitiyor. 15-20 gün dinlenmeden sonra da bir sonraki aşamaya geçiyoruz. Kış dönemi kuvvet dönemi. Bahar döneminde koşuyoruz. Sonradan yağlı antrenmanlar başlıyor. Yani hepsinin ayrı dinamikleri var. Koşular özellikle çok yıpratıcı oluyor.
Yağlı güreşe gençlerin ilgisi nasıl sence?
Antalya’dan örnek verecek olursam, çok fazla yeni genç katılıyor. Aileler geliyor, ‘ben de çocuğumun sizin gibi olmasını istiyorum’ diyorlar. Tabii hepsine karşılık veremiyoruz ama çok güzel talepler var. Biz elimizden geldiğince gençlere örnek olmak istiyoruz. Hem sporcu profilimizle, hem eğitim yaşantımızla hem de özel hayatımızla. Elimizden geleni yapıyoruz. İnşallah şu ana kadar başarmışızdır.