Güncelleme Tarihi:
Futbol, bazı maçlarda yalnızca 22 kişi arasında topla oynanan bir oyun olmanın çok daha ötesine geçebiliyor. Öyle ki, Dünya Kupası B Grubunda bugün (Saat: 22.00) oynanacak İran-ABD karşılaşması, daha başlamadan diplomatik krize yol açtı..
En son 1998 Dünya Kupası'nda Lyon'daki Gerland Stadı'nda oynanan grup maçında karşı karşıya gelen iki ülke, aradan geçen 24 yılın ardından kozlarını yeniden paylaşmaya hazırlanıyor. İran ve ABD arasında oynanacak eleme maçı, basit bir spor karşılaşmasının çok daha ötesinde, Dünya Kupası tarihindeki en politik maçı olarak görülüyor.
2022 Dünya Kupası’nda 6-2'lik İngiltere yenilgisiyle başlayan İran, ikinci maçında tamamen farklı bir görüntü ortaya koyarak Galler'i 2-0'lık skorla geçerek üst tura çıkma şansını son maça bıraktı. Gruptaki İngiltere ve Galler maçlarından beraberlikle ayrılan ABD'nin ise tur için mutlaka galip gelmesi gerekiyor.
İran, ABD’yi yenerse tarihinde ilk kez son 16 turu kapılarını açacak. Maçın beraberlikle bitmesi durumunda ise İngiltere-Galler maçının sonucu önem kazanacak.
BAYRAK KRİZİ SONRASI YER YERİNDEN OYNADI
Grup için hesaplar yapılırken bir taraftan da önceki gün patlak veren bayrak krizi, turnuvanın tansiyonunu fazlasıyla yükseltti.
ABD Futbol Milli Takımının sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İran bayrağındaki “İslam Cumhuriyeti” amblemini kullanmaması nedeniyle İran Futbol Federasyonu FIFA'ya resmi şikâyette bulundu ve ABD'nin organizasyondan ihraç edilmesini istedi.
İran resmi haber ajansı “Profesyonel olmayan bir tutumla, ABD Futbol Federasyonu İran bayrağındaki Allah sembolünü kaldırdı. İran Futbol Federasyonu, FIFA'ya bir e-posta yolladı ve ABD Futbol Federasyonuna ağır bir uyarı verilmesini talep etti” dedi.
ABD ise İran'ın resmi bayrağını kullanmama kararının gerekçesi olarak, “İran'da temel insan hakları için mücadele eden kadınlara destek olmayı” gösterdi.
ABD, 2-1’LİK YENİLGİYİ UNUTAMADI
1979’un sonlarında Tahran'daki ABD büyükelçiliği baskını ile resmi diplomatik bağlarını koparan iki ülke, ne zaman uluslararası bir spor müsabakasında karşı karşıya gelse, bu bir spor karşılaşmasından çok daha fazlası anlamına geliyor.
1998 Dünya Kupası'nda iki ülke arasında oynanan müsabaka öncesinde ABD büyükelçiliği baskınının izleri çok daha tazeydi. İran, turnuva öncesinde daha sahaya çıkmadan büyük bir baskı hissediyordu. Lyon'un Gerland Stadı'nda oynanan maç öncesi ABD’li birçok oyuncu ve antrenör maçın siyasi ağırlığını en aza indirmek için İran Milli Takımı ile görüşmeler yapmıştı.
1998'in unutulmaz maçları arasına giren ve kıran kırana geçen maçta, 40. ve 84. dakikalarda gelen iki golle, sahadan 2-1 galip ayrılmayı başaran İran, ABD’ye karşı büyük bir zafer kazandığını ilan etmişti.
Aradan geçen 24 yılın ardından ABD Milli Takımı o dönem gösterilen tavrın yanlış olduğunu, 2022 Dünya Kupası'nda bunu telefi edeceklerini açıkladı. Elbette bugün eski anlayışların çok daha ötesine geçen, kendi ülkesinde toplumsal talepleri olan bir İran takımı var.
Fakat buna rağmen, geçmişte yaşanan yenilginin izleri ABD Milli Takımının belleğinde halâ taze…
‘BUGÜN OLSA SİYASİ GERİLİMİ KULLANIRDIM’
Tarihi bir rövanş niteliğinde olacak karşılaşmanın tansiyonu B Grubunda oluşan puan durumuyla bir kat daha arttı. İran'ın Galler karşısında kazandığı zafer ve ABD’nin İngiltere ile 0-0 berabere kalmasının ardından grubun kaderi son maçlara kaldı.
İspanyol yayın kuruluşu için Dünya Kupası yorumculuğu yapan 1998'deki ABD Milli Takımının teknik direktörü Steve Sampson, 24 yıldır Lyon’da oynanan karşılaşmanın üzerine çok düşündüğünü ifade etti. 1998 Dünya Kupası’nda FIFA’nın ve organizasyon komitesinin çağrısı üzerine tansiyonu düşürmek için girişimlerde bulunduklarını söyleyen Sampson, takım olarak aldıkları bu kararın yanlış olduğunu geç de olsa anladığını belirtiyor.
“Geriye dönüp baktığımda, bugün olsa aradaki bu gerilimi kullanma yolunu seçerdim” diyen eski ABD’li teknik adam, “Bir antrenörün asli işi takımının galip gelmesi için elindeki tüm araçları kullanmaktır” ifadesini kullandı.
Dünya kupasında alınan sonucun ardından Milli Takımdaki görevinden istifa ettiğini söyleyen Sampson, bugün tıpkı İranlıların yaptığı gibi takımını jeopolitik bir rekabete yönelteceğini söyledikten sonra şunları ekledi:
“Pek çok Amerikalı, o dönem İran rejimi nedeniyle acı çekti. Sahaya çıktığımızda onlar için oynayabilirdik."
MAÇ ÖNCESİ YAYINLANAN FİLM DİPLOMATİK KRİZE YOL AÇTI
24 yıl önce oynanan maç öncesinde de bugün yaşanan bayrak krizine benzer bir kriz patlak vermişti. 21 Haziran 1998’de maça bir hafta kala televizyon ekranlarında yayınlana bir film iki ülke arasında tansiyonun artmasına yol açmıştı.
Fransız televizyonu maçtan tam bir hafta önce, Amerikan yapımı olan Not without My Daughter (Kızım Olmadan Asla) filmini yayınladı. İran’daki zorlu yaşam koşullarını anlatan filmin yayınlanmasını protesto eden İran, “İran karşıtı bir filmin yayınlanmasını kabul edemeyiz. Bu nedenle milli takımımızı Dünya Kupası'ndan çekmeyi düşünüyoruz” açıklamasını yapmıştı.
Krizin derinleşmesi üzerine devreye, İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney girdi. FIFA’nın Amerikalılarla anlaştığını ve İran’ın turnuvadan çekileceğini kesin bir dille ifade etti.
Bunun üzerine, İsviçreli hakem Urs Meier mantıklı bir çözüm önerdi; maç başlamadan önce düşmanlıkların bir tarafa bırakılması için iki ülke futbolcuları orta sahada fotoğraf çektirdi. İran Milli Takımı ise ABD’li sporculara barışın sembolü olan beyaz güller takdim etti.
‘İRAN İÇİN BUNUN BİR FUTBOL MAÇINDAN FAZLASI OLDUĞUNU ÇOK GEÇ ANLADIK’
O günkü atmosferi anlatan Sampson, o gün güvenliğin on kat arttırıldığını söylüyor. Sampson, o gün bir FIFA yetkilisiyle yaptığı görüşmede, stadyumda 150 silahlı polisinin görevlendirildiğini öğrenmiş. “Bir Dünya Kupası maçı için benzeri görülmemiş bir önlemdi” diyen Sampson, İran’daki Halkın Mücahitleri grubunun maçı sabote etmek için eylem düzenleneceği istihbaratının maç öncesinde yetkililere geldiğini söylüyor.
Sampson’un belirttiği gibi İran 1998’de oynana maçın anlamı oldukça fazlaydı. Öyle ki, Middle East Studies dergisine konuşan İranlı savunma oyuncusu Mohammad Khakpour, 1980-1988 İran-Irak savaşında mağdur olan birçok ailenin kendilerini izlediğini söyleyerek mutlaka maçı kazanmaları gerektiğini söylemişti.
1998 ABD takımının savunma oyuncusu olan ve bugün Fox Sports’da yorumcu olan Alexi Lalas, “İran için bunun bir futbol maçından çok daha fazlası olduğunu çok geç anladık. Karşılaşmayı bizim anlayamadığımız bir şekilde ele aldılar ve kazandılar” dedi.
İran 84. dakikada golle durumu 2-0’a getirdi. 87. dakikada Brian McBride'ın golü ABD'ye son bir umut verse de artık çok geçti. Son düdük çaldığında ABD’li oyuncular neye uğradığını şaşırdı. Sampson bazı oyuncuların ağladığını söyledi. Lalas ise yenilgiyi “Tam bir fiyaskoydu ve utanç vericiydi" sözleriyle özetledi.
98 ZAFERİ SONRASI TAHRAN KARNAVAL YERİNE DÖNDÜ
Maçın ardından Tahran sokaklarında karnaval havası vardı. Yenilgiyi manşete taşıyan New York Times, “Binlerce İranlı taraftar Tahran sokaklarına döküldü. Kadınlar ise başörtülerini çıkartarak kutlamalara dahil oldu” diyerek galibiyet coşkusunu aktardı.
Maçın ardından bir açıklama yayımlayan dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in açıklaması ise karşılaşmanın İran için önemini özetliyordu:
“Bu eşsiz mücadele, devrim boyunca İran ulusunun “Büyük Şeytan”la (ABD) olan mücadelesinin ürünüdür. Bu zaferle oyuncularımız milletimize büyük şan bahşetti.”
Fakat, aradan geçen 24 yılda birçok şey değişti. Amerikalı futbolcular İran Milli Takımını siyasi bir düşman olarak görmüyor. Ne de olsa, turnuvanın başlangıcından itibaren İranlı oyuncular baskıcı İran rejimine karşı sahadaki duruşlarıyla direnişin bir sembolü haline geldiler.
‘SEMPATİNİN DOZUNU FAZLA KAÇIRTMAYIN!’
Fakat eski Milli Takım antrenörü Sampson, ABD’li idarecileri ve Milli Takımın başında olan teknik adam Gregg Berhalter'i uyararak, maça çıkarken “Sempatinin dozunu fazla kaçırmayın” açıklamasında bulunuyor ve devam ediyor:
“Protestolar gerçekten İranlılar için umut veriyor; bunu takdir ediyoruz. Fakat, sahaya çıktığımızda maçı kazanmaya odaklanmamız gerekiyor. Çünkü İranlılar da bunu yapmak için ellerinden geleni yapacak.”
ABD takımının teknik direktörü Gregg Berhalter ise oyunun siyasi yönünün ağır bastığı iddialarını düşünmek istemediklerini açıkladı.
Berhalter, “Siyasi veya ülkelerimiz arasındaki ilişkiler nedeniyle değil, her iki takım da bir sonraki tura geçmek için sahaya çıkacak. Bu nedenle maçın kıran kırana geçeceğini düşünüyorum. Bizler futbol oynuyoruz ve kazanmak için sahaya çıkıyoruz. Onlar da bunun için sahaya çıkacaklar” dedi.
ABD'li defans oyuncusu Tim Ream ise pazar günü yaptığı açıklamada, “Bir sonraki tura geçmek için kazanmak zorunda olmanın psikolojik ağırlığını hissediyoruz. Buna hazırız ve başka bir şey için endişelenmiyoruz” ifadesini kullandı.
İran ve ABD arasında oynanacak maça saatler kala aradaki gerilim iyice artsa da, futbol diplomasisinin nasıl işleyeceğini ve soyunma odasına kimin zafer naralarıyla gireceğini merakla bekliyoruz.