İnsanın evrim sürecinde başarısı dirençli olmasından mı?

Güncelleme Tarihi:

İnsanın evrim sürecinde başarısı dirençli olmasından mı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2006 00:00

Yeni bulgu: İnsan ve şempanzenin ataları, iki tür birbirlerinden ayrıldıktan sonra da, binlerce yıl boyunca 'gen alışverişinde bulundu', yani çiftleşmeye devam etti.

Biz nereden geliyoruz? Atalarımız kim? İnsan evrim sürecinde maymun soyu ile yolunu ne zaman ayırdı? İnsanoğlunu kendini sorgulamaya başladığı ilk andan itibaren yanıtını aramaya başladığı sorular bunlar...

İnsan evrimini ilk elden, kazılar ve laboratuvar çalışmalarıyla araştıran bilim dalı "paleoantropoloji" bu yıl 150. yılını kutlarken modern insanın bugüne nasıl geldiğine ilişkin yeni bulgular devrim niteliği taşıyan bir pencere açtı: İnsan ve şempanzenin atalarının, iki tür birbirlerinden ayrıldıktan sonra da binlerce yıl boyunca 'gen alışverişinde bulunduğu', yani çiftleşmeye devam ettiği ortaya çıktı.

Genetik analizlere dayanan diğer bir araştırmaya göre ise insan ve şempanze bugüne dek sanılandan daha geç bir tarihte yollarını ayırmış.

Maymun ve insanın ortak soy ağacı yaklaşık 21-30 milyon yıl önce dallanmaya başlamıştı. Bu iki türün 6.5 ila 7.4 milyon yıl önce birbirinden ayrıldığı sanılıyordu.

Bilim insanları uzun yıllardan bu yana insan ve en yakın akrabası şempanze arasındaki yol ayrımın tam olarak ne zaman meydana geldiğini ve kalıtımda tam olarak nelerin yaşandığını araştırıyorlardı.

Harvard Broad Enstitüsü ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden ekiplerle birlikte çalışan David Reich son araştırmalarında sürpriz sonuçlarla karşılaştılar. Bugüne kadar yapılandan farklı olarak genlerdeki yaş faktörünü de göz önüne alarak yapılan araştırma sonucunda iki türün, aslında çok daha sonra, yaklaşık 5.4 milyon yıl önce ayrıldığı ortaya çıktı.

Ayrılık 6 milyon yıl önce

Nature dergisinde yer alan araştırmaya göre, evrim sürecinde iki tür en fazla 6.3, en az 5.4 milyon yıl önce birbirinden ayrıldı. Ancak bu ayrılık, her iki ırkın gen alışverişine engel olamadı. Bir başka deyişle, her iki tür çok uzun bir süre 'çiftleşmeye' devam etti.

20 milyon sekans verisinin incelendiği son araştırma şimdiye dek gerçekleştirilenlerin en kapsamlısı. Sonuçların daha güvenirli olması için iki primat türü (goril ve orangutan) de analizlere kontrol grubu olarak dahil edilmiş. Reich ve meslektaşlarına göre bu durum, özellikle dişi eşey hücresi X kromozomları seviyesinde belirgin şekilde görülüyor.

Kromozomlardaki benzerlik, her iki evrim çizgisi (şempanze ve insan) arasında 'uzun süreli melezleşme' olduğunu düşündürüyor. Uzmanlar, bu iki çizgi arasındaki 'nihai ayrılığın', belki de 4 milyon yıl gibi uzun süren bir 'melezleşme' döneminin sonunda ortaya çıktığını düşünüyor.

Fark yüzde 1

2003 yılında insan, 2005 yılında da şempanze genomunun tümüyle çözülmesinden bu yana iki tür arasındaki genetik farkın aşağı yukarı sadece %1 kadar olduğu bilinmekte.

Fakat DNA’nın dört bazdan (Adenin, Timin, Sitozin ve Guanin) meydana geldiğini düşünürsek, üç milyon baz çiftinden yine de 35 milyonun farklı olduğu ortaya çıkar ki bu da evrimde milyonlarca yıllık ayrı bir gelişmenin sonucu.

Tabii bu sonuçlar, insanın en eski atası olarak nitelenen ve 6-7 milyon yıllık geçmişi olan Toumai’nin durumunun da sorgulanmasına yol açtı.

Poitiers Üniversitesi'nden Michel Brunet liderliğindeki ekip tarafından Çad'ın kuzeyindeki Djurab (Curab) Çölü'ndeki zorlu çalışmalar sonrasında bulunan fosile yerel dilde kurak mevsimde doğan çocuklara takılan Toumai adı verilirken bilimsel adı da Sahelanthropus tchadensis olarak belirlendi.

Dik yürüyordu

Toumai'nin, insan ailesinin bugüne kadar bilinen en eski üyesi olabileceği düşünülüyor. Sahelanthropus'un birçok özelliği insansı. Maymunsulara göre köpekdişleri daha küçük ve diş minesi daha kalın. Boyun kaslarının bulunduğu kafatasının arka tarafı Touma'nin dik yürüyebildiğini düşündürüyor.
/images/100/0x0/55eb6643f018fbb8f8bea2f7

Erkek gorilinki kadar büyük çıkık bir alnı olan Touma'nin küçük bir erkek insansı olabileceği de tezler arasında. Ancak şempanze ya da insansılara ait dallardan hangisinde yer aldığı bilinmiyor.

Bilim insanları, iki ayakları üzerinde yürüyebilen ve görüntüsü maymunları andıran Tumay insansı atanın, 6.5 ila 7.5 milyon yıl öncesinde şempanzelerle çiftleştiğini düşünüyor.

Uzmanlar, bu çiftleşmenin nasıl gerçekleştiğini fosil kalıntılarının eksikliği nedeniyle kesin olarak bilemiyor, ancak çiftleşmenin 5.3 milyon yıl öncesinde sona erdiği tahmin ediliyor. Uzmanlara göre, Tumay insansısı ve. şempanzeler 5.3 milyon yıl önce de birbirlerine karşı cazibelerini yitirmiş olabilir.

Kökten değişim

Kaliforniya Üniversitesi'nden paleoantropolog Tim White açıklamasında Touma'nin 5.5-4.5 milyon yıl öncesine tarihlenen Ardipithecus grubuna ait olabileceğini belirtti. Washington Üniversitesi'nden antropolog Bernard Wood ise onun şempanze ve insansılarla aynı dönemde yaşamış bir başka tür olduğuna inanıyor. Wood, Touma'yi bir buzdağına benzeterek, bu keşfin evrim ile ilgili bildiklerimizin tümünü değiştirebileceğini söyledi.

Wood evrimin bir merdiven gibi maymundan insana doğru ilerleyen bir çizgi ile belirtildiğini ancak yeni buluntularla çizelgenin giderek karmaşıklaştığını söylüyor. Gizi çözebilmek için aynı zaman dilimine ait birden fazla fosil bulunması gerekiyor.

Fakat yakın akrabalarımızın alışkanlıkları bilim adamlarının işini kolaylaştırmıyor; nitekim şempanzeler ve erken insansılar ormanlık bölgelerde yaşıyorlardı. Ve bu yaşam alanları fosilleşme için uygun yerler değillerdi.

İnsanın evrimin diğer canlılardan farklı

Current Anthropology dergisinin Ağustos sayısında yayımlanan bir makale ise modern insanın atalarının varsayılanın aksine diğer canlı türlerine göre, farklı bir şekilde bugüne evrildiğini iddia ediyor.

Washington University-St. Louis profesörü Erik Trinkaus, bugünden geriye bakıldığında insanın doğal bir sonuç gibi değerlendirildiğini, ancak evrimin kendi akışı içinde insanın atası Homo türüne kıyasla Neandertal’lerin evrimin akışına daha uygun bir tür olduğunu vurguluyor.

Neandertal’lerin tarih sayfalarında kalmasına karşılık, insanın bugün gelişmiş bir uygarlık kurmuş olmasını ise Trinkaus, insanın evrim sürecinde daha yüksek ’direnç’ göstermesine bağlıyor.

Trinkaus, Neandertal’lerin evrim sürecinde ne ölçüde bir ayrışma temsil ettiğini ortaya çıkarmak amacıyla, Neandertal ve insan fosillerini karşılaştırdı. Çalışmada kafatası, çene, diş, kol, bacak ve kalça özelliklerinden bir veritabanı oluşturdu. Neandertal-insan kıyası, aynı zamanda insanın da diğer canlılara göre yerini de ortaya koyacaktı.

İnsan daha garip mi?

Trinkaus, araştırmasında iskelette genetiğe bağlı özelliklerle, yaşam tarzı ve doğal çevreye bağlı gelişen özellikleri karşılaştırdı. Bu karşılaştırmada Trinkaus, modern insanın atasının Neandertal’lere göre 2 kat daha fazla kendine has özelliğe sahip olduğunu farketti.

Bir başka deyişle, Neandertal’ler Hayat Ağacı’nda diğer canlılara daha çok benziyor; insan diğerlerine kıyasla daha ’garip’ kaçıyor.

Trinkaus, evrim tarihi küresel bir bakışla incelendiğinde, insanın diğerlerinden oldukça farklı olduğunu vurguluyor. Modern insanın atası, örneğin, diğer insansı türler arasında genetik olarak en ufak yüze sahip; gözler arası aralığı en kısa.

Trinkaus insanın diğer türlere göre ’garip’liğini, "Bizler en küçük yüze sahibiz, burun deliklerimiz ve içindeki sinüs tünelleri en dar olan da biziz. Bunlar daha sayısız farklılığın birkaçı" sözleriyle niteliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!